23 Şubat 2007
"Bir hayalim var" demişti: "Dünyada çok bilinen bir Türk markası yaratacağım!" Şu anda onun tasarım markası altında yer alan ve her biri farklı bir uluslararası tasarımcının imzasını taşıyan koleksiyonlar dünyanın pek çok ülkesinde satılıyor; yarışmalarda ödüller alıyor; yabancı dergilerin "en" listelerine giriyor. Son olarak Paris’teki fuar standında konuştuğum (onu Türkiye’de yakalamak artık çok zor) Gaye Çevikel’in yüzünde, hayallerini gerçekleştiren insanların duyduğu gurur vardı.
erçek bir marka, ’ben kimim’ sorusunu yanıtlamalı; gerçek bir marka, özgün olmalı; gerçek bir marka, gelecekte ne yapmak istediğini söylemeli; gerçek bir marka, duygusal bir bağ kurmalı; gerçek bir marka, tüketicinin beklentilerini karşılamada güvenilir olmalı; gerçek bir marka, yaratıcılık-yenilikçilik üstüne kurulu olmalı; gerçek bir marka, tasarım odaklı olmalı; gerçek bir markanın adı, farklı, kısa, uygun, sevimli, kolay telaffuz edilebilir ve korunabilir olmalı..."
Böyle diyor, yenilikçi tasarım markası Gaia&Gino’nun kurucusu sevgili Gaye Çevikel. Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunu olan Çevikel, North Carolina State ve ODTÜ üniversitelerinden Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler alanında lisans ve master dereceleri almış. Ben kendisiyle tanıştığımda -ki sanırım üzerinden yaklaşık 12 sene geçti- Alessi, Zimmer&Rohde, Rubelli ve Kosta Boda gibi farkı alanlardaki dev uluslararası markaları Türkiye’ye getiren Decorum isimli şirketin sahibiydi. Türkiye’den uluslararası bir markanın çıkması gerektiğini düşünerek kendi tasarım koleksiyonları için yepyeni bir oluşum yaratan bu cesur kadın, şu anda Amerika, Avrupa, Asya ve Avustralya kıtalarında satılan ürünleriyle bir dünya markasına dönüşen Gaia&Gino’yu yönetiyor. İsmini kendisinin takma adı olan Gaia ve golden retriever cinsi köpeği Gino’dan alan markasıyla dünyayı fethediyor.
Koleksiyonlarda eski Türk geleneklerinin çağdaş tasarımla birleşimine önem veren ve ortaya markanın kimliğini oluşturan duygusal ve gizli bir lükse sahip ürünler çıkaran Gaia&Gino, öncelikle uluslararası tasarımcılarla çalışarak benzersiz bir kültürel tasarım deneyimi oluşturmayı hedeflemiş. Seçtiği dört ürün kategorisinde (ev, kişisel, köpek ve ofis aksesuarları) her sene yıldız isimlerle çalışarak yeni koleksiyonlar üreten marka, bugüne kadar Defne Koz, Karim Rashid, Yves Behar, Andre Putman ve Arik Levy gibi yıldız isimlerle çalışmış. Moss, MoMA, SFMoMa, DWR, Paul Smith ve Sportmax/Max Mara mağazaları gibi yüzlerce önemli satış noktasında satılan bu ürünler arasından bazılarının yüksek hacimli siparişlerini zor yetiştirdiklerini söyleyen Çevikel, best-seller’larının Arik Levy tasarımı Mistic koleksiyonu olduğunu belirtiyor. Markanın 2007 tasarımlarına gelince... Aralarında en çok dikkat çekenler Andree Putman tasarımı Lucky kase ve vazolar, Karim Rashid tasarımı Wikked şamdanlar ve Creemy çay-kahve takımı ile Arik Levy tasarımı Snob ve Volcano bardak koleksiyonları.
Gaia&Gino’nun tasarım yolculuğunda, gelecekte klasikleşecek daha nice tasarım ikonu yaratacağına inanıyor; özellikle yükselen yıldızlardan Jaime Hayon ile planladığı koleksiyonu hevesle bekliyorum.
Bir "passionista"
ELLE DECOR dergisinin editörlerinden Tülay Şenel Kalburoğlu, derginin şubat sayısı için işine tutkuyla bağlı insanlarla küçük röportajlar yapmış. Seçtiği kişilerden biri de Gaye Çevikel. İşte yanıtları:
İşinize neden tutkuyla bağlısınız?
- İşim bana enerji veriyor, başarı ise daha ileriye gitmem için beni kamçılıyor. İşime tutkuyla bağlı olmasam, bir dünya markası çıkartmaya soyunmak çok zor olurdu.
Yaptığınız işle ilgili neyi affedemezsiniz?
- Servis ve ürün kalitemizde sorun olması, işlerin zamanında yetiştirilmemesi, ’imkansız’ kelimesinin kullanılması ve iş arkadaşlarımın beni detaylarla meşgul etmesi.
Tutkunuz hangi ’vazgeçmeliyim’inizi yendi?
- Gaia&Gino markasını lanse etmeden önce, üretici arayışlarımız sırasında sürekli ’red’ cevabı aldık. Eğer o dönemlerde yılsaydım, bugün ne iş yapıyorduk bilemem.
En büyük zaafınız nedir?
- Tasarımcılarımızdan biri muhteşem, ancak hiç satmayacak bir tasarım yaptığı zaman, her şeye rağmen onu hayata geçirme isteğim en büyük zaafım sanırım.
Aklınıza gelen en tutkulu insan kim ve neden?
- Jean Paul Gaultier. İki yıl boyunca yaptığı tasarımlar hiç satmamasına rağmen vazgeçmeyip, moda dünyasında çığır açtığı için.
Aileniz dışında yaşamda sizin için en vazgeçilmez olan nedir ve neden?
- Benim için hiçbir şey vazgeçilmez değil, zamanı dolan, görevini yapan her insan (ailem ve köpeğim dışında), eşya, iş ve alışkanlık hayatımdan çıkabilir.
"İngiliz tarafım her zaman çay sevdi; Mısırlı tarafım her zaman kahve sevdi; ama iki tarafım da kremayı çok sevdi" diyen Karim Rashid’in tasarladığı Creemy çay-kahve takımı 6 parçadan oluşuyor.
Karim Rashid, formu her açıdan farklı görünen Wikked isimli şamdanlarıyla ilgili olarak şunu söylüyor: "1 delik iyidir ama 2 delik kötüdür!"
Yeni koleksiyonun tasarımcısı: Arik Levy
Tel-Aviv’de doğan Arik Levy, 27 yaşında sörf dükkanı açmak üzere kendi grafik tasarım stüdyosunu kapayıp Avrupa’ya gitmiş. İsviçre Sanat Merkezi endüstriyel tasarımdan iyi dereceyle mezun olup, Seiko Epson Inc. yarışmasını kazanınca mesleğine geri dönmüş. Firması, L-design, endüstriyel tasarım projeleri, ürün geliştirme, aydınlatma tasarımı, kurumsal kimlik, ambalaj, satış noktalarında sergileme sistemleri, iç mimari ve uluslararası firmalar için stant tasarımı yapıyor. Bilim adamı ve aynı zamanda bir şair olarak çalışan tasarımcı, sadelik, yenilik ve deneysel tecrübeyle yeni konseptleri ürüne ve mekana dönüştürmeyi seviyor. Müşterileri arasında Vitra, Desalto, Ligne-Roset, Cinna, SeikoEpson Inc., Sentou gallery, L’Oreal, Lanvin, Bucheron, Elica, Renault, ile Gallery La Fayette gibi firmalar var. Bilgi için: www.ldesign.fr
Hepimizin şansa ihtiyacı var; Andre Putman tasarımı Lucky serisi yonca formundan ilham almış ve evlere şans getirecek!
Yazının Devamını Oku 16 Şubat 2007
İşini aşkla yapanlar, bazen aşktan ilham alırlar. Özellikle yaratıcılık ile mesleklerde aşkın imgeleri pek çok forma, renge, fikre başlangıç noktası olur. Türkiye’nin önde gelen tasarımcıları ve uluslararası tasarım markaları aşkı çağrıştıran ürünlerini bu hafta Akmerkez’de sergiliyorlar. Maison Française dergisinin buluşturduğu bu isimler, "Love is in the air" şarkısını dinleyerek gireceğiniz platformda aşkı kendi tasarım dillerinde anlatıyorlar.
Şubat Sevgililer Günü haftası nedeniyle her yerde kırmızı kalpler, güller, çikolatalar, hediyeler vardı. Her zaman farklılığıyla dikkat çeken ve farkındalığımızı artıran dekorasyon ve stil dergisi Maison Française, Akmerkez’in havuz alanında gerçekleştirdiği "Aşk Tasarımı/Tasarım Aşkı" isimli sergiyle bir hafta boyunca hikayesi aşkla başlayan ve aşkla sona eren tasarımları bir araya getirdi. Türkiye’den ve dünyadan belli başlı tasarımcıların ilham perisi hep aşk’tı.
Maison Française Marka Müdürü Elif Günenç, "Aziz Sarıyer, Faruk Malhan, Alev Ebüzziya, Marco Penati, Verner Panton, Konstantin Grcic, Ingo Maurer, Karim Rashid, Adnan Serbest, Ahmet Kaleli, Başar Bahadır, Suad Sır, Erdem Akan, İsmail Acar, Seçil Uğur, Aykut Erol, Joelle Hançerli, Ebru Atalay Gülboy, Jiri Evenhuis (Zula), Emine Nursel Turan (Accenturc), Luca Proto, Meltem Eti Proto, Jülide Arslan (pinocchiodesign)’ın farklı tasarımlarıyla katıldığı sergimiz ziyaretçilerden yoğun ilgi görüyor", diyor.
Bu özel tasarım seçkisini izlemek için 18 Şubat’a kadar vaktiniz var.
Tasarımcı: Zülal Yoğunali
Tasarımın adı: Gülçehre
Firma: Vakko Dekor
Fikir: "Sevgilinin yüzü gülbahçesi gibidir."
Tasarımcılar: Verner Panton, Konstantin Grcic, Ingo Maurer
Tasarımın adı: Üçleme
Firma: Mozaik
Fikir: "Sırasıyla, Heart Cone Chair, Diana sehpa ve Mamo Nouchies Kokoro masaüstü aydınlatma aşk için bir arada."
Tasarımcı: Emine Nursel Turan
Tasarımın adı: Love is in the air
Firma: Accenturc
Fikir: "Ben aşık olduğumda kalbim pır-pır eder. Yerinden kurtulup uçup gitmek ister... Aynı rüzgarla uçuşan yapraklar gibi... Hafif... Uçuş-uçuş hisseder. Ve işte bu şarkının sözleri de aynen bunu söylüyor... Havada aşk var!"
Tasarımcı: Başar Bahadır
Tasarımın adı: Aşkı beklerken
Firma: Living Room Decoration
Fikir: "Daha fazla açıklamaya gerek yok herhalde! Herkes aşkı bir gün gelecek diye bekler dedik ve onlara güzel bir sandalye tasarladık."
Tasarımcı: İnci Mutlu
Tasarım: Connect Jr.
Firma: Nurus
Fikir: "Eşler birbirine benzermiş derler. Aynı iki insan birbirini tamamlar mı? İnsan kendine benzeyene mi aşık olur?"
Tasarımcı: Luca Proto, Meltem Eti Proto, Jülide Arslan
Tasarımın adı: çek-chat bank in love
Firma: Pinocchiodesign
Fikir: "Aşk mı? Tasarım mı? ŞAKA mı???"
Tasarımcı: Jiri Evenhuis
Tasarımın adı: Torus.MGX
Firma: Zula
"Yalın formunda boşluk bırakmadan iç içe geçmiş iki halka var gibi görünüyor. Her biri öbürünün kıvrımına sarılmış birbirine ait iki form. Evrensel bir ayrılmazlık sembolü gibi sarmalanmış iki parçadan oluşmuş gibi görünüyor ama yakından bakın. O, aslında tek ve tekil. Toplamı "2" etmesi gerekirken "1"den başka sonuca varamadığınız bir aritmetik. Sanki... aşk gibi."
Tasarımcı: Ebru Atalay Gülboy
Tasarımın adı: Emre NY koltuk ve köpek yatağı
Firma: Arteria Design
Fikir: "Emre Ertürk'ün EMRE NY koleksiyonundan öğeler taşıyan takımda Ertürk imzalı öpüşen güvercin tablosunun deriye baskısı aşk ve romantizmi temsil ederken, Ertürk'ün simgesi haline gelmiş nal sembolü sevgiye nazar değmesin ve ilişkiye bereket katsın anlamını taşıyor."
Tasarımcı: Joelle Hançerli
Tasarımın adı: 2
Fikir: "Ters kalp formunda iki kişilik salıncak. Din, dil, ırk, cinsiyet ayırımı olmadan, sevdiği her kişiyle paylaşabileceği çocukluk günlerini hatırlatıp, suratlarda tebessüm yaratan bir obje. Dikkatli bakıldığında kalp formunun iki tane 2 rakamından ortaya çıktığı fark ediliyor. "
Tasarımcı: Adnan Serbest
Tasarımın adı: Adem ve Havva
Firma: Adnan Serbest
Fikir: "Malumunuz Havva gülüşlerin ilki. Milyonlarca gülüş doğuran Adem ile Havva bu askılıkta yeniden bir araya geldi."
Tasarımcı: Aziz Sarıyer
Tasarımın adı: Aziz
Firma: Derin
Fikir: "Bu ilişki (bu birleşim) bir anlamda bütünleşmeyi çağrıştırıyor. Farklı kültürlerde olan tüm insanların sevgi ile birbirlerine kenetlenmeleri dileğiyleÉ"
LoveBug-Bag
Milano’da yaşayan ve Wallpaper dergisi tarafından geleceğin en çok aranacak 10 tasarımcısı arasında gösterilen Seçil Uğur, LoveBug-Bag isimli tasarımıyla katılıyor sergiye. Ve bakın bu çantayı aşkla nasıl bağdaştırıyor: "İki kat keçeden yapılan çanta tasarımı iki farklı şekilde kullanılabiliyor. Açık hali ile gündelik hayatta kullanılabilcek büyük bir çanta iken katlandıktan sonra özel bir davete giderken yanınızda taşıyabileceğiniz bir el çantasına dönüşüyor. Üzerindeki küçük grafikler (böcek şeklinde) ise çantanın hikayesini anlatıyor: İki böcek, çanta açıkken farklı yön ve yerdedirler, çantanın sahibi sevgilisiyle buluşmaya giderken çantasını katlayıp el çantası haline dönüştürdüğünde böcekler de buluşur. Siz aşkınızla beraberken onlar da aşk yaşarlar. İronik bir yaklaşımla aşkı irdeleyen bu ürün, alt anlam olarak: aşkın sandığımız kadar karmaşık bir şey olmadığını ve biz aşk yaşarken dünyanın sadece kendi etrafımızda döndüğünü sandığımız anlarda aslında iki küçük böceğin bile bizimle aynı şeyleri paylaşabileceğini gösteriyor. Yani kısaca, iki sevimli aşk böceğine çöpçatanlık yapmış oluyorsunuz!"
Yazının Devamını Oku 9 Şubat 2007
Tasarım sözcüğünün içini doldurmak ve çağdaş ev konseptlerini tanımlamak için vizyoner bir bakış açısıyla çalışan markalardan biri olan Koleksiyon, içinde bulunduğu coğrafyanın değerlerini yeni bir yorumla ele alarak bugüne taşıyan çözümlere imza atıyor. Firmanın kurucusu ve tasarımcısı Faruk Malhan, evrensele uzanan bu çizgiyi Evcimen okurları için tanımladı.
üm yaşamların benzeştiği bir dünyada farklılaşma arayışlarına çözümler sunan Koleksiyon, bu coğrafyaya ait renklerin izinden giderek yeni bir çizgi sunuyor. Koleksiyon için ürün tasarlayan dünyaca ünlü isimlerin tasarımlarında da bu yeni çizginin bütünleştiriciliği dikkat çekiyor. Bu tavır, ağırlıklı olarak gündelik yaşamda kullanılan objelerde kendisini gösteriyor; kimi zaman bir sedir, kimi zaman Türk kültürünün geleneksel öğesi çay bardağı, kimi zaman Osmanlı izlerini taşıyan objelerde karşımıza çıkıyor.
Geçmişin tatlarını bugüne taşıyan İstanbul Serisi
Koleksiyon’un yeni dönem çizgisinin en önemli örneklerinden birini, tasarımcı Faruk Malhan imzasını taşıyan, çay, su, ayran ve rakı bardaklarından oluşan "İstanbul Serisi" oluşturuyor. Paşabahçe’nin usta el işçiliğiyle kristal camdan yapılan yeni bardak serisi, Koleksiyon’un tasarıma bakışı çerçevesinde günlük yaşama değer ve güzellik katmak için tasarlanmış. Koleksiyon İstanbul Serisi’nde yer alan çay bardağı Endüstriyel Tasarımcılar Meslek Kuruluşu’nun (ETMK), "Tasarımla Kazananlar ETMK 2006" adıyla verdiği ödüllerden birinin de sahibi. Bu bardakta, ince belin çok modern bir çizgi ile yorumlanması ve bardağın kaidesi ile tabağın tasarım olarak da ilişkilendirilmesi geleneksel forma kazandırılan en yenilikçi özellik olarak dikkat çekiyor.
Sedirin çağdaş yorumu Sekü
Kendi coğrafyasının izlerini belli referanslarla taşıyan ve bunu da çağdaş bir tasarım dili ile sunan Koleksiyon’un yeni dönem ürünleri arasında Ahıska Türkçesi’nde "kanepe" anlamını taşıyan Sekü de var. Eski Türk evlerindeki sedirin çağdaş bir yorumu olan Sekü, tüm dünyada giderek benzeşen ve global bir tek dillilik taşıyan tasarım çizgisinin karşısında, yerel ve coğrafi özellikleri barındıran ama bunu da dekoratif olarak ele almayan bir yaklaşım. Yine bir Faruk Malhan tasarımı olan Sekü, geleneksel sedir fikrini referans alarak yola çıkıyor. Gerek oturma yüksekliği ve derinlik ilişkisinde, gerekse kanepenin gövdesi ile minderler arasındaki sert-yumuşak karşıtlığında, bu referansların izlerini bulmak mümkün.
Binlerce yıllık dokuma geleneği canlandırılıyor
Koleksiyon’un son dönem çalışmaları arasında ayrıca yerel yaşam dokuları taşıyan gündelik yaşamın içinden objeler, ev tekstili ürünleri ve aydınlatma sistemleri bulunuyor. Örneğin el yapımı Nakşidil, Nur lambalar ve Harmandalı lamba-sehpa ikilisi hem çağımızın modern ev yaşamının ayrılmaz bir parçası olarak hem isim hem de tasarım özellikleriyle Türk-Osmanlı kültürünü buluşturuyor. Uşak’ın geleneksel el dokuması kilimleri ve Denizli el işliklerinde ise, Anadolu’da yıllardır var olan ancak son dönemde unutulmaya yüz tutmuş tahta tezgahlarda dokumacılık geleneği çağdaş bir bakışla bugüne uyarlanıyor.
Adını Dicle Nehri’nden alan "Tigris"
Uzun yıllardır yaşamını yurtdışında sürdüren ünlü seramik sanatçısı Alev Ebüzziya’nın Koleksiyon için hazırladığı "Tigris" cam serisi ise gelenekselden beslenen ürünler arasında özel bir yere sahip. Adını, dünya kültür tarihinin en önemli coğrafyalarından biri olan Mezopotamya’ya hayat veren Dicle Nehri’nden alan Tigris serisi, sanatı günlük yaşamın içine taşıyan zarafetiyle ilgi topluyor.
Dünyaca ünlü tasarımcılar da geleneğin izinde
Koleksiyon ürün seçkisinde sunulan "Ottomane" kanepe ise Fransız tasarımcı Pascal Mourgue’un Osmanlı dönemi gravürlerini ve resimlerini incelerken aldığı ilhamla tasarlanmış. Padişahın ayaklarını da içeri topladığı bir tahtta oturduğu resmi çok beğenen Pascal, böylece sırtında verdiği özel hareket imkanı ile derinliği artırılan bir kanepe tasarlamış. Tamamen içine oturmanın mümkün olduğu Ottomane ayrıca, farklı şekillerde yan yana gelebiliyor ve değişik kompozisyonlar oluşturma şansı sunuyor.
STİL
Evde özgürlük
Zevklerimizi en özgürce yaşadığımız mekán olan evimizde eğleniyoruz, dinleniyoruz, çalışıyoruz ve yenileniyoruz. Farklı zevkler için farklı seçeneklerle özgürlüğü yaşama yolları bu ay Maison Française’de. Ayrıca iki özel ek de derginizin hediyesi: İki Kişilik Evler İçin Sıcak Dekorasyon Önerileri eki ve Fransız Ev Markaları eki.
Fikir bombardımanı
Aylık ortalama satışıyla müthiş rekorlar kıran Evim dergisi, içeriğindeki hızı ve zenginliği hiç kesmiyor. Renk seçimi ve kombinasyonları konusuna odaklanan şubat sayısı, yine pratik ev fikirleri ve alışveriş önerileriyle dolu.
Yazının Devamını Oku 2 Şubat 2007
Evimizin dekorasyonunda görsel olarak büyük bir etkiye sahip olan oda kapıları, "ne bulduysak o" dönemini kapattı ve tüketicinin kendi zevkine ve evinin stiline göre titizlikle seçim yaptığı bir eleman haline geldi. Günde 3 bin kapı üreterek Türkiye’nin en büyük endüstriyel kapı markalarından biri olan Variodor’dan yaşama alanlarımızı açan kapılar hakkında bilgi aldım.
Variodor kapılarının özellikleri neler?
- "Yaşama açılan kapılar" sloganıyla endüstriyel kapı piyasasına hızlı ve etkili bir giriş yapan Variodor, ahşabın doğallığı, MDF teknolojisinin sağlamlığı ve modern tasarımın mükemmel birleşiminden oluşuyor. Variodor özgün ve estetik tasarım, geniş ölçü, renk ve model seçeneklerinin yanı sıra, güneş ışınlarına, yangına, darbelere ve rutubete dayanıklılık, çevreye duyarlılık, yüksek ses ve ısı yalıtımı ve yüksek koku izolasyonu avantajları ile yıllarca sürecek rahat ve sorunsuz kullanım imkánı sağlıyor.
Markanızda kaç çeşit kapı bulabiliriz?
- Elegans ve Klasik olmak üzere toplam 34 model ve 27 renk seçeneğimiz var. Özgün tasarımların sıra dışı renklerle buluştuğu Elegans serisi kapıyı mekanın en güçlü dekoratif unsurlarından biri olarak görenlere hitap ediyor. Örneğin bu serideki Beyaz Dişbudak çağdaş çizgisi ve büyüleyici rengiyle tarzına keyif katmak isteyenlerin tercihi oluyor. Elegans serisindeki diğer kapı modelleri ise Güvenli Bolu Meşe, naif Ladin, ferah Sedef Akçaağaç, kimlikli Sedef Kayın, sağlamlık Opera Ceviz, özgün Kış Armut, modern Açık Ceviz, etkileyici Yaban Armut, güzellik Gül, asil Kızıl Ceviz, uyum Maun, soylu Venge olarak sıralanıyor. Yaşama klasik bir kapı açmak isteyenlere hitap eden Classic Seri ise ahşabın doğallığını teknolojinin sağlamlığı ile birleştirirken dokusu, renkleri ve çizgileriyle aşina olduğumuz bir güzelliği yansıtıyor. Klasik serisini oluşturan kapılar ise Sade Akçaağaç, enerjik Batı Kayın, Egzotik Kiraz, zarif Yaz Armut, ayrıcalıklı Toros Kiraz, berrak Nil Ceviz, değişim Naturel Kiraz, eşsiz İtalyan Ceviz, aristokrat Napolyon Kiraz. Gördüğünüz gibi seçenekler çok çeşitli.
Parkede de başarılı sonuçlarınız var, değil mi?
- 2007’de Vario Clic dünyanın en büyük parke üreticisi olacak. Clik sistem laminant parkeyi Türkiye’de üretip Türk halkına sevdirerek kısa sürede pazarda liderliği yükselen Yıldız Entegre 2007 yılında üretime başlayacak olan yeni fabrikasıyla yılda 17.5 milyon metrekare parke üretimi gerçekleştirecek. Bu rakam ise Yıldız Entegre’yi Vario Clik markası ile dünyanın en büyük parke üreticisi konumuna getirecek.
Fırsat diye buna denir!
Modern tasarımlar konusunda iyi bir adres olan Ahmet Kaleli Mobilya, stok indirimini başlattı. Nişantaşı Akkavak Sokak, 8’deki showroom’da şubat ayı boyunca birçok modeli indirimli bulabilirsiniz. Tel: (0212) 0212 231 58 71.
Özgür ruhlu çocuklara
Bebek ve çocuk odası için sunulan ayı-sirk-balık temalı duvar kağıtlarına prim vermeyenlerdenseniz, daha modern ve eğlenceli seçenekler için Tefrish’e uğrayın. Hollandalı tasarım firması Onszelf tarafından yaratılan koleksiyonlarla, çocuğunuzun kalbini kazanacağınıza eminim.
Tel: (0212) 274 01 11.
Sizin buzdolabınız ne renk?
Teknoloji kelimesinin yarattığı soğuk etkiyi kırmaya kararlı olan tasarımcılar, bu gri dünyaya pembeler, yeşiller, kırmızılar eklemek konusunda yarış halindeler. İşte bir mini buzdolabı, rengarenk olmuş çıkmış. Karınca;
Tel: (0212) 283 91 97.
Yazının Devamını Oku 25 Ocak 2007
Geçen hafta başladığımız trend takibine devam ediyoruz. Evimizin stilini açan anahtar aşağıdakilerden biriyse, emin olun uygulaması çok zevkli olacaktır. Yeni yılda evinde sürekli parti ve davet vereceklere "funk shui", ’ben daha önce doğmalıymışım’ diyenlere "vintage", Anadolu kültürlerine tutkun olanlara ise "ottomania". ’Hepsini çok sevdim, ne yapacağım?’ diye kararsız kaldıysanız onun da çözümü var: Karıştırın, yakıştırın!
Funk Shui
Bugün Paris'te başlayan Maison&Objet Fuarı'nın trend analistlerinden biri olan Nelly Rodi, bu yılki temasını "funk shui" olarak belirlemiş. Mekanların enerjisiyle ilgilenen Uzakdoğu felsefesi feng shui'den ilham alarak yarattığı bu stil, evlerde enerji ve renk yüklü süslü dekorlar göreceğimizi öngörüyor. 70'li yılların sonlarındaki pop akımından 80'lerin ortasına uzanan disko günlerine doğru bir yolculuk sunarak ev ile eğlence mekanını birbirine karıştıran bu eğilim, dekorasyonda adeta bir parti havası estiriyor. Gökkuşağı etkisinin hükmettiği, floresan renklerin göz kamaştırdığı, sürrealist ve çocuksu tasarımların kullanıldığı funk shui evinde, parlak cilalar, yoğun grafik ve tipografik kullanımlar ve ışığı yansıtan malzemeler dikkat çekiyor.
Adresleriniz: Kartell, Moroso, Moda Bagno, Inside, Karınca, Budun, Lunapark.
Vintage
Geçmişi anlatan, geçmişten kalan, geçmişi bugüne bağlayan ürünler, bütün stillerin baş tacı olmuş durumda. yüzde100 nostalji temalı vintage mekanlarda 1910 ile 1970 arasında yaşamış farklı dönem mobilya ve aksesuvarlarının tekrarını görmek mümkün. Tavanarası boşaltılıyor; anneannemizin sandıkları açılıyor, eski eşya satan pazarlara yapılan turlar çoğalıyor. Ancak oluşturulan dekorun tozlu olacağını sanmayın, çünkü tüm bu hazinelerden bulunanlar mutlaka bugünün kodlarıyla birleştiriliyor. Beyaz porselenler, büyük Fransız aynaları, art deco tuvalet masaları, eski cam objeler ve antika avizelerle hatırlanmayı bekleyen, tekdüze yaşama alanlarına daha duygusal bir dokunuş yapılıyor. Böyle bir stil için yapılan en önemli hatırlatma, tercihen beyaz fonda ve eşyaların arasında boşluklar yaratılarak uygulanması.
Adresleriniz: Dank, Props, Eklektik Antiques, 18.
Ottomania
Her ne kadar dünyayı saran bir güce henüz kavuşmamış olsa da, Anadolu mirası yükselen en önemli trendlerden biri. Bu zengin kültürün yaşam biçimlerinin, formlarının altındaki derin tasarım birikimini çözümleyebilenler, bu sonsuz kaynaktan yola çıkarak günümüze uygun mobilya, obje ve tekstiller yaratabiliyorlar. Vitra için yarattığı İstanbul koleksiyonuyla tüm Avrupa'yı kendine hayran bırakan Ross Lovegrove ve bizim kültürümüzden etkilenerek Gaia&Gino için hazırladığı koleksiyonlarla beğeni toplayan Karim Rashid, bu değeri ilk fark eden uluslararası tasarımcılar oldu. Adresleriniz: Vakko Dekor, Hiref, Mimarca, Paşabahçe, Elements.
Yazının Devamını Oku 18 Ocak 2007
2007’de yaşama mekánlarımızı nasıl giydireceğiz? Dekorasyonda trendler modadaki kadar hızlı değişmese de şimdiden belirgin olan bazı ana eğilimler var. Yeni stillere baktığımızda, üç anahtar formül görüyoruz: Geçmişten ilham almak, karıştırmak ve eğlenmek! İşte her eve çok renkli, çok formlu ve çok işlevli seçenekler sunan bugünün stilleri.
Maksimalist ve özgür
XX. yüzyılın son yılında ortalığı kasıp kavuran minimalist tarzın düzenli, sade ve yoksun çizgisinde kendini ifade etmekte zorlanan moda ve mekan tasarımcıları, herhangi bir kural, renk dengesi ya da malzeme uyumu gözetmeden özgürce ve özgünce birleştirmeyi esas alan maksimalist bakış açısını çok sevdiler. Cesur ve kaşif ruhlara hitap eden bu akım, sıradan ve bilinmiş kalıpların ötesinde, karışımdan ve hatta karmaşadan yana bir tavır sergiliyor. Adresleriniz: Shakar Sherbet, Missoni Home, Bretz, Lobi.
Beyaz elegans
Kent kirliliğinden ve çatışmadan kaçışın en önemi sığınağı beyaz, bu yıl da etkisini hissettiriyor. Ancak aklınıza gelen beyaz laboratuar hayalini hemen silin, çünkü bu beyaz çok romantik, doğal ve sıcak. Zarif çizgiler, yumuşak tekstürler, patine ahşap dokular tam anlamıyla elegan bir görüntü yaratıyor. Fildişinden buz beyazına, inci beyazından gümüşi beyaza kadar çok farklı tonları bir arada kullanabilirsiniz. Beyazı öne çıkarmak istediğiniz bir dekorasyonda, onun en sıkı dostları olan kristal, ayna, porselen ve metalleri de unutmayın.
Adresleriniz: Becara, Nord&Sud, Roche Bobois, Riviera Maison.
Tasarım-sanat buluşması
Hep bir adım ötesini yaşamak isteyen, yenilikçi, teknoloji tutkunu işlevsel yüreklerin vazgeçemediği modern tasarımlar, şimdilerde eski ya da yeni sanat objeleriyle harmanlanarak kullanılıyor mekanlarda. Dünyaca ünlü tasarımcıların imzalarını taşıyan bu zamansız formlar, kimi zaman orijinal halleriyle, kimi zaman da sınırlı sayıda yapılan yeniden üretimleriyle giriyor kent evlerine. Koyu renkler ve özellikle siyah, kıvrımlı çizgiler, ham dokular, dev boyutlar ve işlenmemiş malzemeler yoğunlukla kullanılırken, bu yoğun vbronz heykeller, tablolar, antika parçalar ve seramik objelerle yumuşatılıyor.
Yaşama ve çalışma mekanlarını en fonksiyonel seviyede kullanıma açarak tüketilen zamanı minimuma indirgeyen çevreye duyarlı tasarımlar da daha fazla rağbet görecek gibi gözüküyor.
Adresleriniz: Mozaik, Derin, Koleksiyon, Haaz Gallery, Autoban, Accenturc.
Yazının Devamını Oku 29 Aralık 2006
Hediye verme sanatını, seçimi, paketi, kurdelesi, süsü, notu, kartı... şeklinde büyük bir seremoniye dönüştürme eğilimindeyseniz, işiniz zor, çok iyi biliyorum. Süreci biraz kolaylaştırabilmek adına, yılbaşının en zevkli telaşlarından biri olan hediye arama turlarında size yardımcı olabilecek bir "top 10" listesi hazırladım. Ancak bir önkoşul var: Hediyeyi vereceğiniz kişi sıkı bir "evcimen" olmalı!
Tasarım ona "haz" veriyorsa
Haaz, yılbaşında sevdiklerini şaşırtmak ve tasarım-sanat odaklı hediyeler sunmak isteyenlerin listesinde ilk sıralarda yer alacak gibi gözüküyor. Dünyaca tanınmış tasarımcıların özel kırmızı renkli hediye seçeneklerine rastlamak da mümkün. İşte öneriler: Tord Boontje’nin Artecnica için tasarladığı yılbaşı kartları, Alexander Taylor’ın Antler’i, Maxim Velcosvksy’nin digital saatleri.
Farklı olmalıyım diyorsa
Genç Türk tasarımcılara kendilerini tanıtma ve sergileme imkanı sunan Accenturc Design Gallery, Çukurcuma’dan sonra Nişantaşı’nda yeni bir mağaza açtı. Mücevher ve takı tasarımlarının bir kısmı galeri sahibi Emine Nursel Turhan’ın imzasını taşıyor. Şamdan, meyvelik, vazo, bardak gibi objelerin tasarım ve üretimleri ise Fiona Barokas Girgin ve Erdem Akan tarafından gerçekleştiriliyor. Hediye aradığınız kişi farklı olmaktan hoşlanıyorsa, Accenturc’te onu mutlu edersiniz!
Köklerine bağlıysa
Anadolu kültürünün başlangıç dönemlerinden günümüze kadar uzanarak mobilya, tekstil, cam, seramik, sofralardaki dekoratif öğeler, halı ve aydınlatma gibi her alana yayılan geleneksel çizgiler, günümüz çağdaş tasarımlarının yeni ilham kaynağı olarak dikkat çekiyor. Anadolu, binlerce yıl içinde çok katmanlı yapısıyla sanki ışıkları hiç sönmeyen bir tasarım atölyesi ya da sürekli açık kalan bir tasarım sergisi gibi. Eğer ilhamını Anadolu’dan alan bir hediye seçmek isterseniz Beymen Home’da satılan Hiref koleksiyonu, Vakko Dekor ürünleri ya da Paşabahçe Butik kesinlikle sizi tatmin edecektir.
Binbir Gece’yi kaçırmıyorsa
Masalların sultanı, Doğu'nun incisi "Binbir Gece Masalları"nın kahramanı Şehrazat, hayatta kalmak ve ülkesinin genç kızlarının da yaşamını kurtarmak için, aldatıldığından dolayı kadınlardan intikam almak isteyen Şah Şehriyar'a her gece birbirinden ilginç ve merak uyandırıcı masal anlatmak zorundadır. Masal anlattığı sürece hayatta kalacaktır! Eğer hediye alacağınız kişi Kanal D’nin sevilen dizisi Binbir Gece’yi kaçırmıyorsa, Fransızların ünlü porselen markası Raynaud-Limoges firmasının Sheherazade isimli koleksiyonu, renkleri, desenleri ve formuyla bu masalı onun için gerçeğe dönüştürebilir!
Banyodan çıkmıyorsa
Selfridges, The Conran Shop, Le Bon Marche ve Printemps gibi ünlü alışveriş merkezlerinde satılan Hamam’ın bu yılbaşı için hazırladığı ürünler arasında vücut dilini iyi bilen, dokunduğunuzda duyularınıza hitap eden, kullandıkça daha yumuşacık olan, % 100 anti bakteriyel özelliğe sahip, kişiye özel havlu, bornoz ve banyo paspasları var. İçlerinde en havalısı ise üzerlerine Swarovski taşlarla baş harfler yazdırabileceğiniz özel sipariş olanlar!
Yeni bir ışığa ihtiyacı varsa
Ona en azından somut anlamda bir ışık hediye etmek için, Wallpaper dergisinin kurucusu Tyler Brûle tarafından İstanbul’da seçilen 10 adresten ilki olan Elements mağazasına gidin. Mağaza sahibi Mine Mert’in tasarladığı bir avize, aplik, masaüstü aydınlatma ya da lambaderi alabilir veya sipariş verebilirsiniz. Mert, dünyadaki sanat, moda, mobilya trend’lerini izleyip, tasarımlarını bu konseptlere göre yapıyor.
Sabırsız bir botanikçiyse
Saksıların görüntüsünden sıkılan, yere dökülen toprakları temizlemekten bıkan, çiçekleri sulamaya vakit bulamayan ama yine de bitkilerle yaşamayı seven birine hediye arıyorsanız, size harika bir önerim olacak: Terarium! Bu bitkiler çok az suyla, daha uzun süre yaşıyorlar. Bahçeniz yoksa, dilediğiniz boydaki cam fanuslar içinde çakıl taşları, deniz kabukları ve ağaç kökleriyle kendi bahçenizi yaratabiliyorsunuz. Nerede mi bulabilirsiniz? İşte 5 adres: Cem Botanik, İkea, Bahçe Çiçekçilik, Doğan Çiçekçilik ve Yaban Gülü Çiçekçilik.
Doğal olandan yanaysa
İzmit’in Akmeşe Köyü’nde yetişen ve Akmeşeli kadınlar tarafından ekilen, biçilen, tohumları toplanarak küçük kesecikler haline getirilen mis kokulu lavantalara ne dersiniz? Köy sakinlerine yeni bir iş alanı öneren Lava markalı lavantaların tohumları, köyde yaşayanlar tarafından şafakta güneş yükselmeden toplanıyor, özel ortamlarda kurutuluyor, eleniyor ve çeşitli model ve desenlerdeki keseler içinde paketleniyor.
Yerinde duramıyorsa
Ona, onu yerde tutacak bir sebep hediye edebilirsiniz! Dünyaca ünlü tasarımcıların imzalarını taşıyan 3K Konsept halı koleksiyonları, sizi adeta yerde oturmaya davet ediyor. Karim Rashid, Arik Levy, Pierre Paulin, Patrick Norguet imzalı halılar, modern mekánlar yaratmak isteyenlerin işini kolaylaştırıyor. İstanbul, Ankara, Bodrum ve Konya’daki mağazaları ve corner’larıyla geniş bir satış ağına sahip olan firmanın tek tehlikesi, farklı stil ve bütçedeki seçenekler arasında kararsız kalacak olmanız.
Sanat tutkunuysa
Dünyada sanatseverlerin uğrak noktası olan ve hediyelik eşyalardan büyük ustaların başyapıtları ile şekillendirilen birçok ürünün satıldığı müze mağazaları, İstanbul Modern Sanat Müzesi’yle ülkemizde de başladı. İMS Müzesi, Ela Cindoruk, Burcu Büyükünal, Bahar Korçan ve Şeyda Aksu gibi tasarımcılarla çalışarak özel tasarımlar hazırlıyor ve müze dışındaki ilk şubesi olan Kanyon’da satışa sunuyor. Sanatsever bir hediye için çok doğru bir adres olacaktır.
Yazının Devamını Oku 22 Aralık 2006
İlk olarak Kanyon’daki küçücük mağazasında keşfettiğim tasarım üssü Haaz Gallery, çok kısa bir süre sonra kabına sığamadı ve Maslak Sun Plaza’nın zemin katında 10 bin m2’lik alanda yeni bir mağaza daha açtı. Sıradan bir mağazanın ya da galerinin ötesinde, bir düşünme ve yaşam biçimi olarak tasarlanan Haaz’ın sahibi Murat Patavi, Türkiye’nin ilk uluslararası dergisi 34’ün yaratıcısı ve Republica Reklam Ajansı’nın kurucusu aynı zamanda. Patavi, bütün bu girişimlerinin "Design4tomorrow" adlı geniş bir konseptin parçası olduğunu söylüyor.
Tasarım ve sanat kelimelerinin bu sektörlerin içinde yer almayan birçok insanda yarattığı soğuk, sofistike ve biraz da uzaklaştırıcı etkiyi kırmak için adım adım ilerliyor küçük dev adam Murat Patavi. İlk olarak Republika reklam ajansını kurdu, daha sonra 34 tasarım dergisini yarattı. Son olarak da Haaz Design Gallery’yi açarak, uluslararası pek çok tasarımcı ve markanın şimdiye kadar uzaktan seyrettiğimiz ürünlerini aynı platformda topladı. Aslında bu adımların hepsi, Patavi’nin "Design4tomorrow" konsepti kapsamında "yarın"a bir hazırlık olarak atılıyor, hepsi geleceğe dair bilgiler sunuyor.
Dünyadaki tek örneği New York’taki Moss Gallery olan Haaz Design Gallery’de sergilenecek işleri belli başlıklar altında sınırlamak ve toplamak zor. Tasarımın geldiği en son noktaya dokunulabilecek ve iletişim kurulabilecek bir diyalog merkezi olarak tasarlanan mağazada, tasarım meraklılarının çok yakından takip ettiği Edra, Droog Design, Marcel Wanders Studio, Hay, Vlaemsch, Moco, Fjord Fiesta ve Design By Us gibi muhteşem imzaların koleksiyonları var. Patavi, hedeflerinin insanlara hayal kurduracak, tasarıma ve sanata yaklaştıracak işleri bir araya toplamak olduğunu vurguluyor. Bu nedenle, Haaz içinde resmiyete yer olmayan, ulaşılabilir, sıcak ve rahat bir yer. Buradaki sanat objelerini eve götürüp, günlük yaşamınıza rahatlıkla dahil edebilirsiniz.
Mağazanın kendisi de başlı başına yaratıcı bir proje. İç mimariyi gerçekleştiren Meksikalı mimar Sami Hayek (ki kendisi İstanbul’da bulunduğu süre içinde ünlü yıldız Salma Hayek’in kardeşi olarak basında geniş yer buldu), mekánların kullanım amacı üzerine yoğunlaşan, farklı form ve malzemeleri karıştırmayı seven, daha çok fonksiyonel sanata yakın duran ve trend’lere bağlı kalmadan her proje için farklı bir tarz geliştiren bir isim. Genelde projelerinin kendi kendine, uygulama sırasında geliştiğini belirten Hayek, bu proje için öncelikle İstanbul’daki yerel dokuları ve malzemeleri öğrenmeye çalışmış. Ve projeyi tüm bu bilgilerle biçimlendirmiş.
Örneğin Türkiye’de her zaman ve her yerde kullanılan Marmara mermeri, motifli yer karoları ve pirinç gibi malzemeleri kullanmış, ancak bunları kendi bakış açısıyla yorumlamış. Genç mimar, İstanbul’un tasarım geleceğiyle ilgili çok umutlu: "Burası karışık ve zor bir şehir; fakat ben bu karışıklığı çok sevdim. Her köşede farklı bir çelişki ve hareket var. Çelişkiler yaratıcı insanlar için gereklidir. Bu nedenle İstanbul benim için çok ilham verici. İstanbul’daki birçok insan sokak zekasına sahip. Halen tasarım ve sanat konusunda büyük bir devrim yaşamamasına şaşırıyorum. Bu devrim çok yakında gerçekleşebilir. İstanbul tasarım ve enerjinin merkezi olacak ve Haaz bunun başlangıcı olabilir."
Haaz Design Gallery, yoğun kent trafiğini geride bırakıp hayal kurabileceğiniz, nefes alabileceğiniz, ruhunuzu besleyebileceğiniz, gerçek tasarım objeleriyle iletişim kurabileceğiniz bir vaha. Gösterişle, trend’le ilgisi olmayan, zamana karşı durabilen bir yer. Yeni yıla kalmadan, görmelisiniz! Tel: (0212) 285 07 57.
Haaz, Contemporary Istanbul’da!
İstanbul’un kültürel yaşamı ve dünya çapında tanıtımı için büyük önem taşıyan çağdaş ve modern sanat fuarı Contemporary Istanbul’a da tasarım ortağı olarak destek olan Haaz, koleksiyonunda yer alan önemli tasarımcıların ürünleri ve enstalasyonları ile bir tasarım sahnesi oluşturuyor fuar alanında. Haaz’ın genç yeteneklerinden biri olan Scott Garcia’nın Process Chair, Embedded Meanings ve Accident Table enstalasyonu, Marcel Wanders’ın One minute Sculpture ve Droog Design için tasarladığı Birdhouse; Tord Boontje’nin ’Dutch Designer of the Year’ ödülünü aldığı Artecnica üretimi Flora Garland, Campana Brothers’ın Edra için hazırladığı Favela Chair ve Pd Design Studyo’nun Green Day isimli tasarımları, fuarın kapanış tarihi olan 24 Aralık’a kadar görebilirsiniz.
Yazının Devamını Oku