Melda Narmanlı Çimen

Bahar geldi İmkansızı isteyebilirsiniz

4 Mayıs 2007
Her marka bir sloganın peşine takılıp bahar evlerinde kendine yer kapmaya çalışıyor. Her yeni koleksiyon mavi boncuk dağıtıyor; her tasarımcı listebaşı olma yarışında. Aslına bakarsanız telaşa hiç gerek yok, çünkü stillerüstü ve trendlerüstü günler yaşıyoruz. Eklektik, etnik, ekolojik ya da egzotik seçenekleri işaretleyebiliriz. Antika, modern, country ya da fütürist izlerin peşine kapılabiliriz. Üstüne üstlük imkansızı bile isteyebiliriz. Bahar bu, belli mi olur?

Duvarda neler oluyor?

Öncelikle boya denince akla gelen vanilya-şampanya-kirli beyaz üçlemesini kesinlikle unutun. İster tek bir duvara, ister tüm odaya renk veriyorsunuz. Bir de çizgiler çekin ya da büyük çiçekler çizin. Ya da çok moda olan sticker’lardan kendi kişisel fonunuzu oluşturun.

Ayna oyunları

Gerçek ve derin hikayeler yazan ayna ve diğer reflektif malzemelerin dekorasyondaki ikonik duruşları sürüyor. Tek olarak asabilir; farklı boy ve formlardaki modelleri gruplayabilir; büyük boyutlu bir tanesini seçerek duvara dayayabilir; mobilyalarınızın yüzeylerinde yer verebilirsiniz. Sonuç hep aynı: yüzünüz evinize yansıyacak.

Depolasak da mı saklasak?

Günümüz insanının yaşamı, alışverişten aldığı haz üzerine kurulu. Almakla sorunumuz olmasa da, saklamakla ilgili büyük sorularımız var. Kutularca ayakkabılar, sayısını hatırlamadığımız kadar kitaplar, CD’ler, DVD’ler... Liste uzar gider. Bu kadar çok parçayı düzenli bir şekilde saklamak da, tasarımcıların parlak fikirlerine kalır! Mvoice, Ikea, Raydolap, Profil Design ve Hafele dörtlüsü depolama üniteleri konusunda sınırsız seçenekler sunuyor ve kafa karışıklığına yol açıyor. Acaba hangisini almalı?
Yazının Devamını Oku

Türk tasarımcılar iLK defa bir arada

13 Nisan 2007
Şimdiye kadar uluslararası arenada bireysel çalışmalarıyla tek tek kendilerinden söz ettiren Türk tasarımcılar, gelecek hafta Milano Tasarım Haftası kapsamında yapılacak bir sergiyle ilk kez birlikte sahneye çıkıyorlar. Bu güç birliğinin arkasında, çalışmalarını Türkiye’de ve yurtdışında sürdüren 29 Türk tasarımcı var. Bu kadar farklı kimlikteki yaratıcıyı bir araya toplama ve finansal olarak destekleme misyonunu ise, bu sene 80. yılını kutlayan çok ödüllü Nurus firması üstlenmiş. Dünyanın dört bir yanından gelen 200 bin ziyaretçiye Türk tasarımını keşfetme fırsatı sunan bu oluşuma dahil olan herkes, çok yüksek sesli bir alkışı hak ediyor.

ürk tasarımcılarının çağdaş ve evrensel bakımdan benzersiz olan tarzlarının, Anadolu'nun çağlar boyudur devam eden zengin kültüründen beslenerek ortaya çıktığına bütün kalbimle inanıyorum. Türk tasarımcılarının işlerinde her zaman için bir neşe, bir tebessüm, güçlü bir tutku ve derin bir öykü bulunuyor. Hiçbir zaman kuru değiller. Hem dostane ve içten kültürleri, hem de tasarımlarındaki hümanizm ile işlerindeki sembolist izler kolayca görülebiliyor", diyor Milano’da yaşayan genç tasarımcılarımızdan İnci Mutlu. "Sadece dünyayı anlamak, onu anlatmak, en ince detaylarına kadar tasvir etmek, içine girmek ve bilmek ya da dünyayı değiştirmeyi hayal etmek, hayatla ilgili belli kaygılara sahip olmak ve kısmen de olsa onların doğrultusunda hareket etmek; bu coğrafyanın yarattığı her türden değerin arkasında olmak tasarımın geleceğini belirleyecek olan niyetlerdir" diyor bir başka genç tasarımcımız Ali Bakova.

"Bireysel faaliyetler bütünleşince anlam ve değer kazanıyor. Gelecek yıllarda Türk tasarım tarihine bakıldığında, evrensel değerlere örnek olan Türk tasarımının miladının 2000 yılı olarak tarif edileceğini hepimiz biliyoruz. Türk tasarımı geçmişi derinliklere ulaşmış batıya alternatifler sunmaya başladı. Bulunduğu coğrafi durum ve kültür değerleri itibariyle beslenmiş ve başarıya aç yeni jenerasyonu ile çok yakın gelecekte dünyada tasarım adına çok büyük değerler ortaya koyacaktır" diyor usta Aziz Sarıyer.

Onlar ve onlar gibi düşünen Türk tasarımının önde gelen 29 tasarımcısı, çağdaş tasarıma bakışlarını ve özgün ürünlerini tasarım dünyası ile paylaşmak amacıyla 18-23 Nisan arasında yapılacak Milano Tasarım Haftası kapsamında Zona Tortona, Superstudio Piu’da "İLK in milano" sergisinde buluşuyorlar. Tasarladıkları ürünler ve aldıkları ödüllerle uluslararası platformda adlarından sıklıkla söz ettiren Türk tasarımcılar, "İLK" adı altında kurdukları bu grup ile inisiyatifi ele alarak güç birliği yapıyor ve global arenada Türk tasarımının yükselişini ve potansiyelini anlatmada öncülük ediyor.

İstanbul’da ve dünyanın çeşitli merkezlerinde yaşayan "İLK" tasarımcıları, değerleri ve derin kültürel geçmişleriyle batıya alternatifler sunan, global endüstrinin gelişen ihtiyaçlarına yönelik doğru çözümler getiren olgunlaşmış ürünlerini sergileyecekler Milano’da. Sezgin Aksu tarafından tasarlanan 400 m2’lik sergi alanı, sergiyi gezenlerin ürünlerin arasında gezip detaylara bakmalarını, tasarımlarla birebir iletişim kurmalarını sağlayacak şekilde düzenlenmiş. Bu kadar çok yüreğin katkıda bulunduğu bu mükemmel sahnenin, Türk tasarım tarihinde yeni bir dönemin başlangıcı olmasını diliyorum.

SERGİYE KİMLER KATILIYOR?

Adnan Serbest, Alev Ebüzziya, Ali Bakova, Alper Böler, Arif Özden, Atilla Kuzu, Ayşe Birsel, Aziz Sarıyer, Bülent Özden, Can Yalman, Defne Koz, Derin Sarıyer, Ela Cindoruk, Erdem Akan, Faruk Malhan, Gamze Güven, Koray Özgen, İnci Mutlu, Jülide Arslan, Kunter Şekercioğlu, Mehmet Ermiyagil, Meltem Eti Proto, Mirzat Koç, Nazan Pak, Oya Şenocak Akman, Ömer Ünal, Sefer Çağlar, Seyhan Özdemir, Sezgin Aksu, Tanju Özelgin ve Yılmaz Zenger.

TÜRK TASARIMINA NURUS DESTEĞİ

Bu yıl 80. kuruluş yıldönümünü kutlayan Nurus, dünyanın en yüksek teknolojiye sahip üretim tesislerinde üretilen tasarım ürünleriyle 30 farklı ülkede faaliyet gösteren, Türkiye’nin köklü şirketlerinden biri. "Motivasyon tasarımı" anlayışı ve çalışma yöntemleri ile Türk Endüstriyel Tasarımının gelişiminde önemli bir rol oynayan firma, Türkiye’nin ve dünyanın tanınmış tasarımcıları ile çalışıyor ve koleksiyonlarıyla uluslararası pek çok yarışmada ödül alıyor. Nurus Genel Müdürü Güran Gökyay, bu sergideki rollerini şöyle anlatıyor: "İLK grubunun Türk tasarım kimliğini tanıtma hedefi ile düzenleyeceği bir dizi etkinliğin birinci ayağı olan "İLK in milano" sergisini, gelecek günlerde farklı şehirlere de taşıyacağız. Nurus olarak bu girişimi desteklemekteki amacımız, tasarımcılarımızın yaratıcı üretim süreçlerini, birbirlerinden çok farklı deneyimlerle yola çıkarak yarattıkları ve en son teknolojiler ile çağdaş tasarımlara dönüşen ürünlerini uluslararası tasarım platformunda sergileyerek, Türk tasarımının gelişimine katkı sağlamak ve Türkiye’nin endüstriyel tasarım evriminde bir dönüşüm yaratmaktır."
Yazının Devamını Oku

Hazır mısınız?

6 Nisan 2007
Elle Decor dergisi, dünyanın en güçlü kadın markalarından biri olan Elle’in ev stili ve dekorasyon alanında uzmanlaşmış küçük kardeşi. Elle Decor, bugün tam 23 ülkede yayınlanıyor. İşim gereği kısa bir süre önce dahil olduğum bu geniş aile, bu ay Türkiye’deki çocuklarının üç yaşına basması nedeniyle çok mutlu. Yenilenen ve renklenen yüzüyle, şimdi sahnede Elle Decor Türkiye var. Kendi stilinizi yaratmak ve kendi stilinizde yaşamak için hazır mısınız?

dı, yayınlandığı 23 ülkede ’dekorasyon ve stil liderliği’ ile yan yana yazılan bir dergi o. Nereye giderseniz gidin, kişisel tarzını yaşam alanına yansıtmaktan zevk alan, yaklaşan trendleri merak eden, yeni ev ve alışveriş fikirleri isteyen herkes için uluslararası bir fenomen. Bu güçlü aileye 2005 yılının nisan ayında katılan Elle Decor Türkiye de kuralı bozmuyor ve hem köklü geçmişi, hem de stil avcısı kimliğiyle dekorasyon tutkunlarını her ay yeni fikirlerle doyuruyor.

Sürekli değişen moda ve trend gündeminin öncüsü olarak geçtiğimiz aralık ayında kendini değişen ihtiyaçlara göre yenileyen Elle Decor, yayın yönetmeni Ebru Kılıç’ın tarifiyle "artık daha yaratıcı, daha hareketli, daha renkli, daha eğlenceli, daha akıllı, daha kahin ve kesinlikle daha ’güzel’!"

Elle Decor, çok belirgin bir şekilde üç ana bölüme ayrılıyor: "Now" bölümü, en güncel tasarım, sanat ve alışveriş haberlerinin verildiği, en sıcak dekorasyon ve renk eğilimlerinin işlendiği ve en yeni kimliklerin, mekanların ve ürünlerin tanıtıldığı, kapsamlı bir bölüm. Dipnotlar, ne var-ne yok listeleri, kaçırılmaz ürünler, in-out’lar gibi bir dolu ipucu var bu sayfalarda. Bu bölümü, mini dosya konuları takip ediyor; ev trafiğine yönelik öneriler, sektör profesyonelleriyle ilgili araştırmalar ya da ürün-mekan-fikir birleşimi konular bunlardan birkaçı. Sayfaları çevirdikçe derginin ikinci önemli bölümene geliyorsunuz: "Stil". Stil, sadece evler ve ürünleri göstermiyor; onlara ipuçları, malzeme fikirleri, yabancı kaynaklı ürünlerin Türkiye’de bulunabilecek adreslerini de ekleyerek sizi o ayla ilgili tam bir dekorasyon bombardımanına tutuyor. Üçüncü ve son ana bölüm olan "Dosya"da ise hem mobilyaları, hem mekanları temel alarak -hem de ’vintage’ gibi %100 güncel tarzları değerlendirerek- bir sektör ameliyatı yapıyor, formüller veriyor, seçenek çerçevesini genişletiyor.

Bakın Ebru Kılıç ne diyor bu ayki edito’sunda: "Elle Decor Türkiye gülümseterek, zeka kıvılcımları çıkararak, ilham vererek göz kırpmaya devam edecek. Yeni, onun için hiç eskimeyecek. Bu çocuğun ve içinizdeki dahi çocuğun dostluğu kalıcı olacak!" Nisan sayısını alırsanız, onun ne demek istediğini çok iyi anlayacaksınız.

ELLE DECOR DİYOR Kİ: DUVARLARINIZI BOŞ BIRAKMAYIN. Eğer evinizde teatral görünümleri seviyorsanız duvar kağıtları, duvar resimleri ve sticker’lar tam size göre. Eğer daha yumuşak bir görsel etki istiyorsanız, duvar kağıdını odanın sadece bir duvarını ya da geride kalmış bir köşesini kaplamak için kullanın. Diğer yandan onları mobilyalarda, resim çerçevelerinde, paravanlarda ve gardırop kapaklarında kullanmak da ilginç olabilir.

Kimdir bu ilham perisi?

Elle Decor dergisi nisan sayısında farklı alanlarda üretim yapan tasarımcı ve sanatçılara ilham perilerini ve esin kaynaklarını nerede bulduklarını sormuş. İşte bazı cevaplar:

Endüstri ürünleri tasarımcısı İNCİ MUTLU: "Benim için iki var oluş biçimi var: Biri ’yaşadığım andaki ve gerçek zamandaki ben’, diğeri ’hayallerimdeki ben’. Günün herhangi bir saati, herhangi bir yerde kopup gidebiliyorum. Kafamdaki dünyaya girdiğim anda gerçek dünya silinip gidiyor ve yerine bambaşka bir dünya geliyor. O zaman eğer bir konserdeysem kemandan çıkan ses, bir trendeysem dışarıda gördüğüm bir ağaç gözüme çok farklı bir şekilde görünüyor."

Endüstri ürünleri tasarımcısı AZİZ SARIYER: "Yetişkin tasarımcı her şeyden ilham alandır. O bir gözlemci ve donanımlı bir araştırmacıdır. O var olanın ötesinde, standartları sorgulayan, geçmişin birikimlerini geleceğin öngörüleriyle şimdi olması gerekeni bulandır."

Aşçı ve yönetici MEHMET GÜRS: "Hayatımı etkileyen olaylar ve fikirler doğal olarak yaptığım yemekleri de şekillendiriyor. Bu bir sinema sahnesi, yediğim bir yemek, bir koku, bir resim ya da fotoğraf, plajda boş boş oturmak veya arkadaşımın anlattığı bir hikaye bile olabilir. Özellikle iyi bir hammaddeye rastladığımda hemen aklım çalışmaya başlıyor, bir de küçük defterlerime bir şeyler karaladığımda genelde keyifli bir iş çıkıyor."

Müzisyen KEREM GÖRSEV: "Dünyanın dönüşü esnasında olan insan doğumları, hayvanlarla insanların dostlukları, mevsimlerin oluşumları ve hikayeleri müzik yazarken bana eşlik eden ilham kaynaklarım. Özellikle aydınlık olmayan, sessiz ortamlarda, yalnız kaldığım zamanlar daha yaratıcı olduğumu hissediyorum. Bu nedenle de bestelerim çoğunlukla evimde, iyi bir piyanoyla olayların beni etkilemesi sonucunda doğuyor."

ELLE DECOR DİYOR Kİ: BU LOLİPOP İŞTAH AÇACAK!

Moda tasarımcısı Bahar Korçan’ın Elle Decor’un yaş günü için tasarladığı kanepe. Modacının ’Lolipop’ adını verdiği bu kanepeyi gördükten sonra yakında evlerde de Bahar Korçan fırtınası eser mi diye düşünmemek elde değil.

ELLE DECOR DİYOR Kİ: BAHÇE ALIŞVERİŞİNE BAŞLAMAK GEREK. İlkbahar ve yaz ayları, doğanın tadını çıkarmak için değeri biçilmez bir kaçış yolu sunuyor. Bitkilerle uğraşırken rahatlayabileceğiniz, dekoratif köşelerinde dinlenebileceğiniz ve küçük partilerle eğlenebileceğiniz bir bahçeniz, terasınız ya da balkonunuz varsa, alışveriş için tam zamanı. 2007 yılının ’sıcak ayları’ için hazırlanan sıcak koleksiyonlardaki hasır, bambu, rattan, metal ve tik mobilyalara her zamanki gibi rengárenk aksesuvarlar eşlik ediyor.

Yayın Yönetmeni Ebru Kılıç diyor ki "Gizli bir iksirimiz var!"

"Elle Decor’u yaparken minik bir farkımızın ve iksirimizin olduğunu belirtmek gerek. Önce şunu söylemeli: Dekorasyon çok neşeli bir iştir. Dolayısıyla neşeli ve basitçe aktarılır. Sokağa çıkıp yeni bir lambader almak ve onu evin içinde dolaştırıp durmak kadar çocuksu bir zevk olamaz ya da karşınızda hayattan umudu kesmiş boş bir duvarı kartpostallarla kaplamak ve o sırada bas bas şarkı söylemek kadar. Son olarak stil, trend kadar internette araştırılası, bir demlik çay gibi tazelenmesi gereken bir görev değildir; onu oluşturursunuz, kendi DNA’ları vardır, kimse stilinizi adlandıramaz onu siz yaratırsınız ve kalıcıdır. İşte Elle Decor, sizde bu tutkuyu yaratacak. Görselliği ve bilgisiyle kalıcı bir dergi olacak."
Yazının Devamını Oku

Evinize pozitif enerji yüklemesi

30 Mart 2007
Bahar ayları geldiğinde kurulan tüm cümlelerde yenileme, yenilenme, canlanma ve aydınlanma gizli. Sadece bedenimizin değil, yaşadığımız yerin de kış uykusundan uyanıp enerji dolmaya ihtiyacı var. Odalarınızda dolaşan pozitif enerjiyi yükseltmek için daha fazla güneş ışığı, daha fazla renk, daha fazla çiçek mutlaka işinize yarayacaktır, ama başka ne yapabilirim derseniz, taşlara sormakta fayda var!

üm dünyada alternatif tıp olarak değerlendirilen taşlar yardımıyla yaşadığınız yerdeki kötü enerjiyi dışarıya atabilmeniz mümkün. Yarı değerli taşlar konusundaki bilgileri konunun uzmanı Sevgi Ersoy’un taşlarla ilgili özel sırlarından öğrendim.

Evde ve ofiste kullanılabilecek taşlar

AMATİS:
Evdeki negatif enerjiyi üstüne alıyor. Fakat mutlaka 3-4 günde bir yıkanmalı ve kendi kendine kurumalı.Ya da cam kavanozun içine su ve kaya tuzunu koyun o da aynı etkiyi yapar, fakat onu da 3-4 günde bir değiştirmeniz gerekiyor.

BEYAZ: Kuvars kristalleri, negatifi nötrleştirmek ve evdeki enerjiyi dengelemek için küre şeklinde olmalı. Merdiven altına konulursa aşağıya inen enerjiyi dengeler.

AKİK TAŞI: Sağ kolunuzun üst kısmında bilezik gibi taşırsanız başarı için işe yarar.

PEMBE KUVARS VE AMATİS: Taşları küvete koyup, içine adaçayı yaprakları ilave edip küvetin etrafına mum ve tütsü yakarak 20 dk küvette kalırsanız arınma banyosu yapmış olursunuz.

KIRMIZI TAŞ: Durağan enerjiyi hareketlendirir.

KUVARS (SİVRİ UÇLULAR): Bilgisayar kullanıyorsanız ucu bilgisayara bakacak şekilde koymalısınız. Manyetik enerjiyi engeller.

DUMANLI KUVARS: Barış taşıdır. Meditasyon yaptığınız köşeye ya da evde oluşturabileceğiniz kutsal köşenize koyabilirsiniz.

ZENGİNLİK KESESİ: Yeşil bir kesenin içine Ay taşı, Akik, Kan taşı koyup, evin dört tarafına yerleştirip, bir tanesini de yanınızda taşırsanız evinizin bereketi artar.

KUTSAL KÖŞE TAŞLARI: Yeşil Kuvars, Kristal, Kyanit, Amatis, Gri taştan oluşacak bu köşeyi evinizde en rahat ettiğiniz yerde oluşturabilirsiniz. Dilek dileme köşesi ve dinlenme köşesi olarak değerlendirirken, aynı zamanda taşların pozitif enerjisinden yararlanmış olursunuz.

Taşları kullanmanın etkisini görmek için öncelikle şunları yapmanız gerekiyor: Aldığınız taşı toprağa gömüyorsunuz ve negatif enerjisi gitsin diye yıkıyorsunuz. O gün kısa bir süre güneşte bırakıyorsunuz ve kendi kendine kuruyor. Bir gece siyah kesenin içinde ay ışığında bırakıyorsunuz (dolunayda olması tercih edilir). Bunun sebebi, dört elementi barındırmasıdır. Ertesi sabah sol elinizde enerjinizi yüklüyorsunuz, sonra sağ elinize alıp ne için kullanmak istiyorsanız ona niyet ediyorsunuz.

Taşları bulabileceğiniz adres: Merkez Bilgi Alanı Vakfı:; Tel: (212) 292 45 41.

Burcunuzun taşını biliyor musunuz?

Koç: Ametist, Agat, Sitrin

Boğa: Mavi Kalsedon, Krizopras

İkizler: Agat, Pembe Kuvars

Yengeç: Agat, Kristal Kuvars, Krizopras

Aslan: Amatist, Krizopras, Agat, Pembe Kuvars, Sitrin

Başak: Mavi Kalsedon, Agat, Obsidyen

Terazi: Agat, Opal

Akrep: Ametisit, Kristal Kuvars, Obsidyen, Sitrin

Yay: Mavi Kalsedon, Ametist, Opal, Obsidyen

Oğlak: Agat, Opal, Kristal Kuvars

Kova: Mavi Kalsedon, Ametiet, Agat, Kristal Kuvars

Balık: Ametist, Opal, Pembe Kuvars


Kıvrımlararası aşk

Geçmişin kıvrımlı çizgileri minimalizmin düz hatlarına karşı bir zafer daha elde ederken, önüne neo eki gelen pek çok stil (neo-barok, neo-etnik, neo-klasik...) mekanlarda özgürce geziyor. Konfor ve kalitenin diğer adı Poltrona Frau’nun koltuk ve kanepelerine bakmadan, salonunuza koyacağınız kıvrıma karar vermeyin.

Aydınlatmada tasarım çağı!

1992’den beri uluslararası mobilya koleksiyonlarını tasarım meraklılarına sunan Mozaik, yepyeni bir showroom’la karşınızda. Tamamen aydınlatma ürünlerine ayrılan Mozaik 220V, yine dev isimlere yer veriyor: Flos, Antares, Tobias Grau, Luce Plan, Santa & Cole, Ingo Maurer, Verpan, Classicon ve Moooi gibi ünlü tasarım markaları, gecelerinizi aydınlatmak için yarışta. Tel: (0212) 347 23 87.

Banyolarda teknoloji ile tasarım el ele harikalar yaratıyor. Son günlerin en dikkat çekici ürünlerinden biri, dijital özelliklere sahip Grohe Ondus batarya sistemi. Banyolarda adeta bir mücevher etkisi yaratan bu ürün ile, tek bir dokunuşta istediğiniz su sıcaklığına rahatlıkla ulaşabiliyorsunuz. En yeni dijital teknolojilerden faydalanarak tasarlanan bu ürün, olağanüstü tasarımıyla sektörde heyecan yarattı.
Yazının Devamını Oku

Banyoyu yeniden keşfedeceksiniz

23 Mart 2007
Markanın adı VitrA olunca, yeniliklere alışmak hiç de zor olmuyor. Geçen sene Ross Lovegrove tarafından tasarlanan İstanbul koleksiyonu fırtınalar koparmıştı, bu seneki ISH Frankfurt Fuarı’nda gördük ki, yeni koleksiyonlarıyla uluslararası şöhretini daha da artırmaya kararlı. Matteo Thun, Noa Design ve Pilots Design imzalı yeni banyo serileri, yine çok iddialı, yine çok etkileyici. Söz, ürünleriyle 5 kıtada 75'ten fazla ülkeye ulaşan VitrA’nın!

eramik sağlık gereçleri, banyo mobilyaları, akrilik banyo küvetleri, banyo armatürleri, seramik karolar... Çağdaş banyonun tüm ihtiyaçları, ülkemizde en yüksek kalite standartlarında üretiliyor. Bu sektörde adını duyuran en önemli markalardan biri olan VitrA, mükemmel konfor ve fark edilir bir tarz elde etmek üzere tasarlayıp ürettiği koleksiyonları her geçen sene daha da genişletiyor.

Bu anlamda yaptığı ilk önemli çalışma Defne Koz tasarımı Calm ve Sense fayans serileriydi. Koz, bu serilerle Red Dot ve Wallpaper dergisi en iyi banyo ödüllerini aldı. Milano’da yaşayan Türk endüstriyel tasarımcı İnci Mutlu ise, yüceltilmiş ortamlar yaratmak için benimsediği akıcı, cesur tarzıyla Juno, Softcube ve PiuDue banyo koleksiyonlarını yarattı.

Bu çalışmaların ardından, geçen sene 21. yüzyılın tasarım dehaları arasında gösterilen Ross Lovegrove ile çok ses getiren bir işbirliği yaptı. Markanın komple banyo çözümleri sunma konusundaki becerisinin, sofistike teknoloji ve malzeme kullanma yeteneğiyle birleşiminden doğan yeni koleksiyonun dünya lansmanı Londra'da gerçekleştirildi. Ross Lovegrove tarafından tasarlanan ve "İstanbul" adı verilen bu özel koleksiyon için 100'ü aşkın ürün geliştirilmişti. Osmanlı geometrisini ve hat sanatını inceleyerek bunları hem grafiksel hem akışkan olabilen, organik ve yüksek duyarlılığa sahip sanatlar olarak değerlendiren Ross Lovegrove, bu iki boyutlu uygulamaları tasarıma dönüştürerek baskılı ürünler için yüzey desenleri, desenli paneller ve bölmeler yaratmış ve böylelikle doğan İstanbul koleksiyonu uluslararası platformda büyük ilgi çekmişti. Türk banyo kültürünün teknolojik ve modern yorumu olarak tanımlanan bu koleksiyon, VitrA’nın global marka imajını kuvvetlendirdiği kadar, Türkiye'nin uluslararası imajına da katkıda bulundu.

Gelelim 2007’ye. Mart ayında Frankfurt’ta düzenlenen ISH fuarında yeni koleksiyonlarını sergileyen VitrA, boş durmadığını ve hız kesmeyeceğini de ilan etmiş oldu. Yeni sürprizlerden ilki, tasarımcılarına İtalyan mimar Matteo Thun gibi uluslararası bir ismi daha eklemesiydi. Matteo Thun, Water Jewels adını verdiği serisiyle seramiğin yanı sıra, ahşap, cam, taş, mermer gibi malzemeleri VitrA banyolarına taşıyor. Ross Lovegrove ise yeni koleksiyonu MOD ile banyolarda alçakgönüllü bir çizgi oluşturuyor. Malzeme kullanımının en aza indirildiği ve su tüketiminin kontrol altına alındığı MOD, küresel ısınmanın had safhaya ulaştığı şu günlerde belki de amaca hizmet eden en önemli tasarımlardan. VitrA için bugüne kadar pek çok koleksiyon yaratan Alman tasarım stüdyosu Noa Design ise işlevsellik ve teknolojiyi bir araya getiren HighQ+ ile 2007 koleksiyonları

VitrA’nın 2007 yenilikleri

7 Ross Lovegrove tasarımı MOD koleksiyonu

7 Matteo Thun’un Water Jewels adını verdiği serisi

7 Alman tasarım stüdyosu Noa Design tarafından yaratılan HighQ+ ve S 50 serileri

7 Pilots Design tasarımı SEM (Smart Electronic Mixer) adlı akıllı armatür

Bahçeniz de trendlere uysun!

İCA Home&Garden iç ve dış mekanlarda tam istediğiniz gibi sıcak, kişiye özel, rahat bir gerçeklik sunmayı hedefliyor. Getirdiği ithal markaların yanı sıra, bahçe mobilyası deneyiminin tamamen yeniden keşfi olan 2007’nin yükselen trendi "vintage mobilyaları" mutlaka görün derim.

Tel: (0216) 471 31 31.


100 bin ürünün 1’i

100 bin farklı üründen oluşan geniş ürün yelpazesi ile çok farklı çözümleri tek elden sunan Hafele, bu kez cam mozaikleriyle iddialı. İnsana ve doğaya saygı ilkesiyle üretilen bu rengarenk mozaikler bahar başlangıcında yenilenmesi planlanan mutfak ve banyolar için dikkat çekici bir fon oluşturabilirler.

Tel: (0216) 528 59 00.

Farklı birleştirmeler

Farklı malzemeleri ve stilleri özgürce yan yana kullanmaktan, birleştirmekten korkmayın. Örneğin bu sene listebaşı olanlar cilasız ham ahşap ve ayna mobilyalar ile hiç umulmadık bir etki yakalayabilirsiniz. Hem doğal, hem lüks!
Yazının Devamını Oku

Ikea’ya gitmek için bir bahane daha

16 Mart 2007
Renkli kataloğu, binlerce çeşit ürünü, ekonomik fiyatları, küçük kurşun kalemi ve tabi ki meşhur köftesi... Kullanışlı tasarım mabedi Ikea’ya gitmek için şimdi bunlara bir neden daha eklendi: Yeni Stockholm serisi. İsveçli marka karakteristik özelliklerinin yanı sıra, her şeyin ekstrasının düşünüldüğü "süper" kaliteli, "süper" rahat, "süper" materyallere sahip Stockholm ile erken bahar sarhoşluğu içindeki evlere yeni seçenekler sunuyor.

oğunluk için daha iyi günlük yaşam yaratmak" vizyonuyla akıllı çözümler sunan Ikea, kurucusu Ingvar Kamprad’ın 60 yıl önce dediği gibi, iyi tasarımları herkesin alabileceği fiyatlara satmasıyla ünlü. Bir tasarıma önce fiyat etiketinden başlıyor. Yani tasarımcıları iyi tasarımlı ve kaliteli bir mobilyayı düşük fiyata üretebilmek için epey farklı düşünmek zorunda kalıyorlar. Onların görevi, hayal güçlerini kullanarak ve sürekli değişik yollar arayarak fiyatları düşük tutmak.

İsveç’te doğma büyüme bu markanın yeni sürprizi, Ümraniye mağazasının ürün gamına eklediği yepyeni ve çok özel bir seri olan Ikea Stockholm ürünleri. Bu seri, güzel tasarımlı, kaliteli, kullanışlı mobilya ve ev aksesuvarlarını düşük fiyata sunmanın yanı sıra, her şeyin ekstrasının düşünüldüğü bir ürün gamı kurguluyor. Herkesin kendisini rahat hissedeceği, kendisinden bir şeyler bulacağı seride; klasik ve modern çizgiler bir arada kullanılmış. Ikea tasarımcıları bu seriyi yaratırken, geçmiş deneyimlerinden yararlanmış ve gelecek çalışmalarına altyapı oluşturmuşlar. Tüm ürünler üç unsur göz önünde bulundurularak tasarlanmış: Kalite, rahatlık ve stil. Serinin yaratıcısı olan 10 tasarımcı, attıkları her çizgide kendileri ile yarıştıklarını, hem süper kaliteli olup hem de düşük fiyatlı ürünler yaratmanın mümkün olduğunu kendilerine kanıtlamaya çalıştıklarını ve sonunda da bunu başardıklarını belirtiyorlar.

Siyah-beyaz, kahverengi, bej ve kırmızı renk gruplarından oluşan seride; siyah ve beyaz feminenliği, kahverengi maskülenliği, bej uyumu, kırmızı ise canlılığı temsil ediyor. 80’den fazla ürünün önemli özelliklerinden bir diğeri ise, tek başına kullanılabileceği gibi var olan Ikea ürün gamının tümüyle de mükemmel bir uyum sağlayarak evdeki ürünlerle kombine edilebiliyor olması. Keten, yün, moher, deri kullanılarak en iyi materyallerle üretilen seride, her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş. Örneğin, perdeler gün ışığını geçirmemesi için iki katlı olarak üretiliyor, mobilyaların üzeri özel koruyucu bir materyalle kaplanıyor, çekmeceler stoperli olduğu için sessizce kapanıyor, lambalar bir dokunuşla açılıyor... Ikea, tüm dünyada 33 ülkede tutkunlarıyla buluşan Stockholm serisi ile müşterilerini her şekilde rahat ettirmek, hayatlarını farklılaştırmak, onları karmaşadan uzaklaştırmak için çalıştığını vurguluyor. Tüm bunları yaparken fiyatlar hálá çok hesaplı!

Seride neler var?

16 ürün çeşidi ve 4 ana renkten oluşan Stockholm serisinde:

Koltuk, sandalye, puf, masa, sehpa, TV sehpası, kitaplık, dolap gibi mobilya ürünleri

Kumaş, halı, kilim, perde, yastık gibi tekstil ürünleri

Masa lambası, duvar lambası gibi aydınlatma ürünleri

Vazo, mumluk gibi özel tasarım aksesuvarlar bulunuyor.

Gizli kahramanlar

Stockholm serisinin gizli kahramanları olan tasarımcıları merak ediyorsanız...

 NIELS GAMMELGAARD, kanepelere ve ekstra rahat, ekstra sıcak koltuğumuza hayat verdi. Yuvarlak hatlı, "uykuya davet eden" bir tasarımı var. Ayrıca dönen puf ve kırmızı-siyah cam/alüminyum sehpanın da tasarımcısı.

MARIA ASTROMM, bize botanik desenli kumaşlarla yeni bir tarz getirdi. Botanik desen hem şık, hem de sıra dışı.

KNUT HAGBERG ve MARIANNE HAGBERG, şık dolaplar yapmanın yeni bir yolunu buldular; yanına da en az o kadar sıra dışı bir merdiven eklediler.

Akıllı olmak gerek

Artık tasarımın akıllısı makbul. Rodolfo Dordoni, Patricia Urquiola ve Luca Meda gibi tasarımcıların ürün tasarladığı Molteni&C. ürünlerinden Luca Meda imzalı Pass televizyon ünitesi, işte tam olarak böyle bir ürün. Ayrıca duyduğuma göre, Türkiye’de en çok satılan ürünler arasındaymış. www.konakmobilya.com

Tasarım şovu

Banyoda kullanılan tüm ürünleri tasarlama ve üretme kapasitesiyle, dünyanın sayılı kuruluşları arasında yer alan VitrA, uluslararası Frankfurt ISH fuarındaki 680 m2’lik standında, Ross Lovegrove’un ödüllü "İstanbul" serisinin yanı sıra, ünlü tasarımcının VitrA için tasarladığı yeni MOD koleksiyonu, Matteo Thun’un Water Jewels adını verdiği yeni serisi, Alman tasarım stüdyosu Noa Design’ın işlevsellik ve teknolojiyi bir araya getiren HighQ+ ürünleri ve Pilots Design’ın SEM (Smart Electronic Mixer) adlı akıllı armatürüyle çok dikkat çekti.

Herend ikiledi

145 yıldan bu yana sofrada özel zevklere hitap eden Herend Porselen, Nişantaşı’ndan sonra Bağdat Caddesi’ndeki ikinci mağazasını açtı. Ünü Türkiye sınırlarını çoktan aşan Autoban 212 tasarım ofisi tarafından tasarlanan yeni mağazada, klasik serilerin yanı sıra, markanın genç serisi Harmony de beğeniye sunuluyor. Tel (216) 363 52 25.
Yazının Devamını Oku

Fikir deposu Evim 1 yaşında

9 Mart 2007
Tam bir yıldır okuyucularıyla buluşan ve her sayısıyla satış rekoru kırarak dekorasyon dergilerinin toplam satışını neredeyse ikiye katlayan Evim dergisi, mart sayısıyla doğum gününü kutluyor.  İçinde yine evinizle ilgili her konuda alışveriş, çözüm, yerleştirme ve süsleme fikri sunuyor. Üstelik bu fikir deposuna ulaşmak, diğer dergilere kıyasla oldukça hesaplı. Evinize hálá Evim girmediyse, çok şey kaçırıyorsunuz demektir!

Yayın direktörlüğünü yaptığım dekorasyon dergileri arasında belki de en sevimlisi, en cana yakını, en renklisi o. Yayın tarihinin üzerinden sadece bir yıl geçmesine rağmen, hem kendi yazar-çizerlerinin, hem de okurlarının kalplerini fethetti. Bunu sayfalarındaki hiç azalmayan enerjiden ve istikrarlı satış rakamından kolaylıkla anlayabiliyorsunuz. Bir de hiç durmadan gelen okur e-postaları var. Evleri hakkında farklı sorular soran, öneri bekleyen, görüş isteyen, dergiyi adeta dekorasyon danışmanı olarak gören binlerce okur... Her biri farklı şehirlere, farklı yaşlara, farklı dekorasyon zevklerine sahip; ama hepsi de Evim’in onlara sunacağı seçeneklere çok güveniyor.

Türk dergiciliğinde bir başarı öyküsüne imza attığına inandığım Evim dergisi, birinci yaşını kutladığı mart sayısıyla hızlı ve yaratıcı dekorasyon fikirleri vermeye devam ediyor. Fiziksel özellikleri, düşük kapak fiyatı, fikirler sunulurken önerilen ürünlerin fiyatlarının ulaşılabilir olması, yüzde100 dekorasyon içeriği, ev yaşamını kolaylaştıracak, doğrudan alışverişe yönelik önerileriyle belirgin bir fark yaratarak, bu alanda göz ardı edilemez bir ihtiyacı karşılıyor. Bugüne kadar almadıysanız, doğum günü sayısını kaçırmayın derim.

Okuyuculardan gelen e-postalar çok yönlendirici!

Evim dergisi Yayın Yönetmeni Sevda Barandır, Evim’in okurlarından gelen her türlüyü bilgiyi ve öneriyi hemen ertesi sayıda değerlendirmeye çalıştıklarını söylüyor: "Evim okurlarından gelen e-postalar ve mektuplar, böyle bir dergi yayınlamanın çok yerinde ve zamanında verilmiş bir karar, doğru atılmış bir adım olduğunu gösterdi. Ayrıca rekor satış rakamları da bunu işaret ediyordu. İnsanlar Evim fanatiği oldular demek yanlış olmaz sanırım. Ve bu da bizi çok mutlu ediyor. Çünkü gördük ki, bu dergiyi yalnızca okumakla kalmıyor, aynı zamanda kullanıyorlar. Soracak pek çok soruları, yapacak pek çok seçimleri, alacak çok fazla dekorasyon kararları vardı. Biz de hepsine teker teker yanıt vermeye çalıştık."

Evim’in konsepti nasıl yaratıldı?

Derginin Marka Müdürü Nihal Ayan, konsept oluşturma sürecini şöyle anlatıyor: "Yurtdışında bu tarzdaki dergilere talep giderek artıyor; hepsi de yüksek baskı adedine sahip, satış oranı çok fazla olan ve gerek fiziksel özellikleri gerek içeriğiyle tamamen fonksiyona yönelik dergiler. Örneğin İngiliz pazarında Ideal Home, İtalyan pazarında Casa Facile, Alman pazarında Living Home ve Fransız pazarında Maison Magazine isimli dergiler aynı felsefeyle hazırlanıyorlar. Evim çıkarken bütün bu dergileri masaya yatırdık ve inceledik. Ancak Evim ekibi olarak şuna inanıyoruz ki, bizim dergimiz hepsinden daha dolu, daha renkli ve daha pratik!"

Beyaz evinize renkli darbeler

Yerinde duramayan siyah bir labrador, üç çocuk ve işlerini evden yürüten bir çiftÉ Dergide yer alan ev çekimlerinden biri, bu geniş aileye ait. Eve taşındıklarında ilk işleri duvarları ve zemini beyaza boyayarak mobilyaları için aydınlık bir fon yaratmak olmuş. Beyaz için hem pratik, hem de estetik diyen ev sahibi, beyazın aynı zamanda barışçıl ve uyumlu bir renk olduğunu söylüyor ve şöyle devam ediyor: "Beyazın kir gösterdiği doğru, o yüzden çok daha düzenli temizlik yapıyorsunuz, bu da iyi ve sağlıklı bir şey. Ayrıca fonunuz beyaz olduğu zaman onu aksesuvar ve tekstillerle renklendirmek çok keyifli. Biz de böyle yaptık."

Duvar kağıdında farklı tarzlar

Bir dönemin vazgeçilmezi duvar kağıtları, son yıllarda dekorasyonun yıldızı oldu. Mobilyalarınıza fon olarak kullanabileceğiniz bu renk ve desen cümbüşünde, her stile uygun seçenekler mevcut. Büyük desenleri tercih eden cesur yürekler kadar, daha sade tasarımları seven modernistler için de duvarların söylediği çok söz var. Mart sayısında, farklı tarzlara uygun farklı duvar kağıdı seçenekleri sunulmuş. Benim seçimim evinize tazelik katacak tonlar: "Hafif desenli ve açık renkli duvar kağıtları, yaşadığınız ortama canlı ve taze bir hava katar. Yatak odanızın, günlük yaşam alanlarınızın, hatta mutfağınızın havasını tazelemek istiyorsanız minik ve hafif desenli kağıtları, açık renk mobilyalarla kombinleyerek hoş ve iç açıcı bir atmosfer yaratabilirsiniz. Özellikle pembenin bütün tonlarını ve pastel yeşilleri tercih edebilirsiniz."

Ev doktoru işbaşında!

Her sayısında uzman mimarlarının yardımıyla okurlarından birinin evinde bir odayı baştan tasarlayan Evim dergisi, bu kez mimar Oya Özortaç ile Bahçeşehir’deki bir evin çamaşır odasını, genç çiftin yakında doğacak minik bebekleri için sevimli bir odaya dönüştürmüş: "Duvar kağıtları kullanarak odayı adeta pembe bir şeker haline getirdik. Bebeğimizin kıyafetlerini yerleştirmek için üç kapaklı bir dolap tercih ettik. Perde olarak uçuk pembe renkte tüller kullandık. Odayı çeşitli aksesuvar ve oyuncaklar kullanarak tamamladık."

Tablo asmak ustalık ister

Hayal ettiğiniz dekorasyon tarzına sahip olabilmek için tablolarınızdan da yararlanmak istiyorsanız, işin sırrı onları belli bir tarz ve uyum içinde düzenlemekte gizli. Çoğu zaman duvara asılan tek bir tablo yerine, birkaç parçadan oluşan kompozisyonlar meydana getirmek, mekanda çok farklı bir tarz yaratabiliyor. Başarılı bir iş çıkarmaktaki en önemli nokta ise, işe başlamadan önce yapılacak ufak bir eskiz çalışması. Böylece tablo asma işleminde ne yapmanız gerektiğini önceden bilecek ve en başarılı olanını hayata geçirebileceksiniz. Evim’in önerilerinden biri, soldan başlayıp aşağı doğru bakıldığında, basamak düzeniyle devam eden "düzenli asimetrik" asma sistemi.

Bir öneri: Kahvaltı tepsisi

Günlük hayatta etrafımızda gördüğümüz, kullandığımız bazı ürünleri farklı formlara sokmak ya da onlara yepyeni işlevler yüklemek çoğu zaman, ilginç ve hoş sonuçlar yaratıyor. Evim dergisi, her sayısında eski eşyaları kullanarak yapılabilecekler hakkında örnekler veriyor. Bu sayıda patates kasasından kahvaltı tepsisi yapmışlar. Patates kasası diğerlerinden daha kalın, uzun ve iki çıtalı olduğu için tepsi için uygun olmuş. Formül şöyle: "Alt ve üst çıtaları kestirdik, sprey kırmızı boya ile renklendirdik ve ters çevirip kahvaltı tepsisi olarak değerlendirdik. Bacaklarını kendinizi rahat hissedebileceğiniz boyda kestirin."
Yazının Devamını Oku

Eviniz sizi anlatıyor

2 Mart 2007
Geçmiş anılar ve hayatımız, sadece kişiliğimizi değil, yaşadığımız alanları da şekillendiriyor. Evimiz bizimle konuşuyor, çocukluğumuzu, gençliğimizi, hatta yaşlılığımızı anlatıyor. Onu dinleyin, çünkü en yaramaz biyografimiz orada ortaya çıkıyor. Sizin evinizi, kendi arkadaşlarıma benim evim diye yutturmamı engelleyebilecek -size ait- ne olduğunu ya da ne olmadığını bulun, evinizin size ne söylediğini okumaya çalışın.

ilenyum çağının bize getirip emanet ettiklerini düşünecek olursak bugün günlük yaşantımızdaki hemen hemen her kararda teknolojinin, sistemin ve popüler kültürün etkisini görüyoruz. Sabah kullandığımız sıvı sabunluktan başlayıp gece yatmadan önce kontrol edilen dijital saatlere kadar aslında sürüden kopmadan yaşamanın kolaylığına ve konforuna bağlıyız. Oysa bizi biz yapan, bizi a, b ve c diye ayıran özelliklerimiz çok derinlerde sakladığımız hikayeler. Anılarımız, inançlarımız, kuytu köşelerimiz. Onları terk edene kadar hiçbirimiz bu klanın parçası değildik, daha özgür ve daha saftık. Geride bıraktığımız her günün gerçekten de geride kaldığını kabul mu etmeliyiz?

Hayır diyor otoriteler. Bu çağın neredeyse, sadece standartlar enstitüsünden damga eksiği olan yaşantılarına baktığımızda ’ruh’ eksikliğinin itirafını yapmamız gerekiyor ve uzmanlar artık insan yaşamının geçtiği her noktada kendi geçmişinin ve değerlerinin yansıyacağını söylüyorlar. Geçmiş geleceği yönlendiriyor. ’Dur’makta iken bile.

Hayatının küçük bir bölümünde dahi bir şeyler biriktirmemiş insana rastlamak mümkün mü? Eski not defterleri, çakıl taşları, pullar, kelebekler, kuru çiçekler, kartlar... Ya da yaşadığınız mekánları düşünün. En masumundan en dikkat çekenine kadar sahip olduğunuz iç sesleri ne kadar yükseltebiliyorsunuz orada? Ya da onları çoktan unuttunuz mu? 2000’li yıllarla beraber ’emotional lifework’ kavramının yaşama mekánlarına yerleşmesi ve kültür karakteristiklerinin evlerde kullanılması ve prototip mekánların demode olmasıyla kuvvetlenen bireyselleşmenin bugün geldiği nokta bu. ’Öz’e dönüş...

Aslında çoğu zaman farkında olmadan bunu yaşarız, kimi zaman da bilinçli olarak kendimizden uzaklaştığımız olur. Bir bakalım, doğayla iç içe bir çocukluk geçirip çiftlik hayatından başka bir deneyimi olmayan birinin kendi yaşama mekánını kuru dallarla dekore etmesi bağışlanabilir mi? Ya da dini inançlarına ayırdığı vakitleri için evinde küçük bir köşe yaratan birinin bu tercihi masum ve dürüstçe değil midir? Gelin görün ki dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın bir Güney Amerikalı’nın ya da Japon’un evini kendi ülke kültürünü rahatça yansıtmasından hemen anlarsınız, onun cinsiyetini bilmeseniz bile. Kaldı ki cinsel kimliğiniz de yaşadığınız mekánı biçimlendirmenize karar verebilen önemli bir şifre çözücüdür.

Şimdi kendi evinize bir bakın. Hayalinizdeki kahramanlar, unutulmaması gereken arkadaşlıklar, tavan arasında duran gençlik ya da her neyin gölgesinden mutluluk duyacaksanız o odalarda...

Kış Bahçesi

Accenturc Design Gallery, 22 Mart tarihine kadar Ebru Bilun Akyıldız’ın 'Kış Bahçesi' isimli fotoğraf sergisine ev sahipliği yapıyor. Akyıldız’ın beşinci kişisel sergisi olan Kış Bahçesi, bütün dinginliği ve sadeliğiyle bir bahçenin kış mevsimiyle yaşanan dönüşümüne sanatçı gözüyle bakıyor. Onun sergi hakkındaki yorumu, geçmişinden ilham aldığının göstergesi: "Çocukluk yıllarımda annem, sonbahar sonrası bahçenin bakımsızlığından yakınırdı. Babam dökülen yaprakları toplar, yabani otları bahçeden söker, ağaçları budardı. Bahçe düzene girerken, hayranlık duyduğum o kendiliğindenlik eksilir, bahçe 'kontrol altına alınmış' olurdu.

O yıllarda kendi beğendiğim gibi 'vahşi' bir halde bırakacağım, gelecekteki bahçemin hayalini kurardım. Kendi beğendiğim gibi bir bahçeyi Emine Turan'ın Accenturc'te bana sunduğu alana kuruyorum." Tel. (0212) 260 91 18.

Yatağım Pirelli

Kaliteli bir dinlenme ancak sağlıklı ve keyifli bir uyku ile mümkün. Kendi adına patentli Dualcomfort Physiosystem teknolojisiyle tek blok lateks olarak üretilen Pirelli yatakları, insan vücudunun baştan ayağa 7 ayrı ağırlık bölgesine, farklı ölçülerde destek veriyor. Böylece uyurken vücut dengeniz korunuyor, doğru pozisyonda uyuyor ve güne daha dinamik başlıyorsunuz. Pirelli yataklarını tüm Cinisli mağazalarında bulabilirsiniz.

Şaşırtıcı tasarımlar

Francesco Binfare’nin Edra için tasarladığı Corbeille, 5 farklı parçanın bir araya gelmesiyle oluşan ve zevkinize göre şekillendirebileceğiniz On The Rocks, oturulduğunda bulutların üstündeymiş hissi uyandırıyor. Humberto & Fernando Campana kardeşler tarafından tasarlanan Boa, sizi saran kolları ile oturduğunuzda kalkmak istemeyeceğiniz bir forma sahip. Birbirinden farklı eski kumaş ve giysilerden oluşan Tejo Remy tasarımı Rag Chair ise, vintage düşkünlerinin vazgeçilmezi olmaya şimdiden aday. Hepsi tasarım üssü Haaz’da. Tel: (0212) 285 03 00.
Yazının Devamını Oku