Neden mi..? Dedem muallim, babam öğretmendi. Annem de.. Eşim öğretmen.. Milli Eğitim Bakanımız darılmasın ama, gazeteci olsam da eğitim camiasının epeyce içindeyim.
24 Kasım Öğretmenler Günü idi, geldi geçti.. Bugün 25 Kasım, ne değişti..? Eğitim ile ilgili derneklerin araştırmaları, sendikaların anketleri, hatta memleketin bütün verileri, ağız birliği yapmış öğretmenin hali vahim demiyor mu..? Sadece öğretmenin hali mi..? Eğitim sistemi içinde öğrencinin de hali, öğretmeni kadar vahim değil mi..? Örneğin Seviye Belirleme Sınavı, yani SBS.. ‘Yanlış yapmışız’ denilip, bu yıl kaldırıldı.. Ortaokul dönemi çocuklarımızı 3 yıl boyunca ‘dersane manyağı’ yaptık, çocukluktan çıkardık. Biz eskiden çocukluktan ergenliğe geçiş dönemi yaşardık, onlar ise çocukluklarını yaşamadan ‘sınıf’tan geçtiler ergenliğe.. Çocuklarımız bedel ödedi, faturasını hangi vicdan ödeyecek..?
Vatan toprağını askere, bedenimizi hekimlere, geleceğimizi öğretmenlere emanet etmişiz.. En değerli üç varlığımız hani.. Bakın bakalım, üç değerimizi emanet ettiğimiz meslek grupları içinde hangisi en sefili.. Öğretmenler Günü’nü böyle kutlamak istemezdim.. Ama bir yanılgıya düşmemek gerekiyor.. Öğretmenler Günü’nde duygulanıp gözleri yaşaran öğretmenler, bana göre sadece mutluluktan ağlamıyor.. Aynı zamanda bir yıl boyunca içine attıklarını, bir günlüğüne de olsa dışarı bırakıyorlar. Bu ülkede öğretmen, hak ettiği şekilde yaşamıyor. Sen yine de üzülme öğretmenim.. Herkese kutlu olsun..