OLACAK iş mi, bir derbi böyle mi oynanır...! Ve kenar yönetim İnönü’de bir derbiyi böyle mi yönetir...
1.70 boyundaki Alex girip kafayı vuruyor, 1.90’lık Gökhan Zan ile Baki Mercimek sanki birer seyirci. Colin Kazım, sağ kulvarı bir otoban gibi kullanıyor. Arkadan gelen Gökhan Gönül deparları ile İbrahim Üzülmez-Tello ikilisini silindir gibi eziyor. Ortalar, şutlar gırla gidiyor. En ufak bir önlem gelmiyor kenardan...
Orta saha yolgeçen hanı! F.Bahçe bu geniş alanda şov yapıyor. Top gezdiriyor, oyun kuruyor. Gönlünce dolaşıyor!
Bir Allah’ın kulu çıkıp da F.Bahçe’nin bu alandaki egemenliğine isyan etmiyor.
Bir derbi böyle mi oynanır. Bir derbi böyle mi yönetilir!
Kenar yönetimi kapalı gözlük seyrediyor oyunu. Ve Beşiktaş, şişirme toplarla ne Holosko’yu ne de Nobre’yi oyuna sokuyor.
Hiç abartmıyorum, Beşiktaş rakip ceza alanına oyunun ancak 29. dakikasında giriyor. Holosko, bu atağı da eline yüzüne bulaştırıyor...
Beşiktaş’ın hiçbir derbide rakibe bu denli teslim olduğunu görmedim.
Ve Beşiktaş’ı ilk yarıda rakibin tuzağına düşmüş perişan, dağınık ve kumandasız bir orduya benzettim.
* * *
Devre arasında İsmail Er sordu... Beşiktaş’ın en iyisi kim?
Parmağımla işaret edeceğim tek adam bulamadım. Bir derbi böylesine duygusuz oynanır mı... Tribünlerin yırtınması, bağırması ve coşkusu da boşuna. Sistemsiz-plansız bir takım ne yapabilir. Silahlarını nasıl ateşler!
* * *
Ertuğrul Sağlam, devre arasında ufak bir operasyon yaptı. İbrahim Üzülmez’i çıkardı, Baki’yi sola aldı. İbrahim Toraman’ı göbeğe kaydırdı, Ali Tandoğan’ı da sağ kanada koydu. Ve oyunun rengi hemen değişti...
Biraz gecikmeli bir operasyon olmadı mı hocam!
Boşa geçen 45 dakikada Beşiktaş’ı, Fener’in egemenliğine teslim etmenin anlamı neydi?
Beşiktaş’ın derbideki halini iki ruhlu bir varlığa benzetiyorum.
İlk yarıda, tüm özelliklerini yitirmiş bir takım. Ve ikinci yarıda hatalarından arınmış, onur kavgasına soyunmuş bir Beşiktaş.
Serdar Özkan’ın beraberlik golünden sonra kafamda oyunun kısa bir kritiğini yaptım. Ali Tandoğan’ın varlığı ile hareketlenen bu kanadı, ilk yarıdaki F.Bahçe sağ kanadına benzettim... Yine aklıma boşa harcanan ilk 45 dakika geldi!
Her neyse, bazen iyi oyun da kazanmak için yeterli olmuyor.
Eğer Alex gibi bir adamın yoksa, hüsran her zaman kapını çalabilir!