Paylaş
Okuldan ya da dershaneden çıkan soluğu Kadıköy’de Bahariye Pide Salonu’nun önünde alıyor. Kadıköy, Üsküdar, Kartal, Burak Bora ve Ümraniye Anadolu Lisesi öğrencilerinin buluşma yeri, kod ismiyle: “Baho”
Bendeki kır pidesi sevdası da herhalde orada yiye yiye bir yere geldi. Hem öğrenci bütçesine uygun, hem de doyurucu. Gün boyu oturup çayla ara ara tüketsen vereceğin para 5-10 lira. 4-5 yılımız orada geçti desek yeridir.
Şimdi tutkunu olduğumuz Karadeniz pidesi ve benzeri pideleri o dönem lüks görürdük. Kır pidesi vardı ya, ne gerek var…
Bugün ağırlıklı olarak Karadenizli ustaların da marifetlerini İstanbul’a taşımasıyla ağızda dağılan kapalı ve açık pideler sofraları süslüyor. Her ne kadar bıçak vermemesi eleştirilse de kendi tarzıyla fark yaratan Ümraniye Lider Pide, Sarıyer’de Pideban, Kadıköy’de Haçapuri, Sirkeci’de Hocapaşa gibi pideciler ilk akla gelenler oluyor. Jüli Bakery gibi dükkanlar da ekşi mayalı hamurlarıyla “artisan” pideler hazırlıyorlar ki çok umut verici dükkanlar bunlar… Bafra’da, Trabzon’da, Nazilli’deki ustalar ise ayrı bir güzellik katıyorlar… Onları yerinde yemek bir zevk…
Geçmişte pizza restoranları bu kadar yaygın değilken pidecilerin gerekli dönüşümü tamamlayamaması ise düşündürücü… 90’ların sonunda tek tük güzel pizzacı varken bugün lüks bir akşam yemeği yiyebileceğiniz pek çok özel pizzacı var büyükşehirlerde… Oysa hoş bir akşam yemeği yiyebileceğiniz romantik bir pideci var mı bildiğiniz?
Pidenin kalesi Karadeniz olarak görülürken, ançüezli pizza yerine nefis bir hamsili pideyi mideye indirmek niye hayal olarak kalıyor? Ahtapotlu, karidesli açık pideler, İzmir tulumlu kuru etli kapalı pideler sunan, özel soslar hazırlayan, geniş bir menüyle karşımıza çıkan şık pideciler neden açılmıyor da meydanı pizzacılara bırakıyorlar? “Akşama pideciye gidelim” sözü neden yazarken bile beni bıyık altından gülümsetiyor?
Bu kadar geniş bir mutfağa sahipken dünyada döner, kebap ve baklava simgeleriyle sınırlı kalmış olmamızın bir sebebi de doğru konseptleri oturtup cesaretli davranmıyor olmamız belki de… Yoksa pizzayı seven, pideyi de sever…
Klasik kıymalı, peynirli, kavurmalı, sucuklu, pastırmalı pide kalıplarının dışına çıkan, cesaretli denemeler yapanlar varsa lütfen mail yoluyla ya da sosyal medyadan bana ulaşın, gitmezsem gözüm açık giderim…
ARA SICAKLAR
Geçen haftaki döner yazımla ilgili çok ciddi geri dönüşler aldım, sağ olun, var olun… Ankaralı okurlar özellikle e posta ve mesaj yağmuruna tuttular. Ankara’da Peçenek Döner, Mutlu Döner, Dursun Usta, İzmir’de Vedat Usta, Amasya’da Tadım Döner, Konya’da Ekrem Coşkun Döner, Samsun’da Lezzet Döner, Erzurum’da Hacı Baba yoğun olarak ismi anılan dönerciler oldular.
Bahar geliyor, bu yıl da salep sezonu kapanıyor. Çocukluğumdaki salep tadını bulamıyorum bir türlü… Yine aradığıma yakın en yakın tadı bana Beyaz Fırın ve Zeynel verdi. Sizlerin beğendiği salepçiler var mı? Seyyar salepçiler hala sokaklarınıza uğruyor mu? Bilgi verirseniz çok memnun olurum.
Karaköy’de Hırdavatçılar Çarşısı ana kapısına girmeden önce ilk sağdaki sokakta öğlenleri seyyar köfte yapan bir usta var. Karamelize soğan, taze ekmek, ısıtılmış ya da çiğ domates ve İzmir köfteden biraz kısa boyutta çok lezzetli köfteler… Dumanı takip edin görürsünüz, aklınızda olsun.
Duyduk duymadık demeyin… Gelecek hafta (5 Nisan – 8 Nisan) Uluslararası Adana Portakal Çiçeği Karnavalı başlıyor. Demek ki Ziyapaşa Bulvarı rengarenk olacak, her yerden kebap kokuları yükselecek…
Paylaş