Gol sonrası Sivas baskıyı artırmasına rağmen Balkani oyun disiplininden hiç kopmadı. Thaqi’nin 20. dakikadaki golü maça yeniden dengeyi getirdi. Özellikle gol öncesi Sivassporlu oyuncuların yaşadıkları konsantrasyon kaybı ve beraberindeki hatalar zincirine devam etmesi 10 dakika sonra ikinci golü getirdi. İki golün takımın sağ ve sol beklerinden gelmesi de Ballkani’nin taktiksel anlamda ne kadar gelişmiş olduğunun bir göstergesiydi. Ve karşılıklı gol düellosunu 4-3’lük skorla kazanan Ballkani oldu.
YAŞ ORTALAMASI 25
10 takımdan oluşan Kosova liginde mücadele eden Ballkani genç oyunculardan oluşan bir kadroya sahip olmasına rağmen hem fiziksel hem de taktiksel yönden oldukça iyi bir takım. Bunu Cluj ve Slavia Prag maçlarında da göstermişlerdi. Sivas karşısındaki performansları da sürpriz değildi. Ballkani’nin ileri üçlüsünün yaş ortalaması 23. Takımın ise 25. Sivas’ın hücum hattında ortalamanın 33 olduğunu görüyoruz. Takımın yaş ortalaması ise 31. 19 yaşındaki Emerllahu gerek güçlü fiziği gerekse atletizmiyle maç boyunca Sivas orta sahasını çok rahat geçti. Sivas’ın hızlı diye bildiğimiz oyuncuları Charisis, Saba ve Gradel bile ağır çekimde kalmış hissi verdiler.
EYLEME GEÇME ZAMANI
Futbolda artık isimlerin önemli olmadığının her şeyin doğru yapılanma ve antrenmandan geçtiğinin bir örneğini daha izledik dün akşam. Ülke futbolunun artık sözlerden çok eyleme, alınacak derslerden çok sorulacak sorulara ihtiyacı var...
İki ayrı dönemde Fenerbahçe’yi çalıştıran teknik direkör Vitor Pereira, istenilen şampiyonluklara ulaşamasa da özellikle son dönemde takıma kazandırdığı oyuncularla hâlâ hafızalarda. Sarı lacivertli kulüple üçüncü bir buluşma olur mu bilinmez. Olacaksa da bir önerim var; Fenerbahçe’nin bugüne dek defalarca denediği ancak bir türlü olumlu sonuç alamadığı ‘sportif direktörlük’ görevi Pereira’ya verilsin...
Neden mi? Hemen anlatalım. Üstelik bir değil birkaç somut olayı örnek göstererek...
ISRAR ETTiĞi OYUNCULARDA HEP HAKLI ÇIKTI
Fenerbahçe’nin başında olduğu dönemde ısrar ettiği tüm oyuncularda haklı çıktı Vitor Pereira. 2015’te sarı lacivertli kulüpteki ilk döneminde Josef De Souza’yı transfer etmişti. Sao Paulo’dan 8 milyon Euro bonservis bedeli ödenerek alınan Brezilyalı futbolcu, o günlerde soru işaretleriyle dolu bir transferdi. Sonra Josef kısa sürede takımın vazgeçilmezi oldu ve Fenerbahçe oyuncuyu 2018’de tam 12 milyon Euro’ya Suudi Arabistan takımı Al-Ahli’ye satarak transferinden ciddi bir kâr elde etti. Çok ilginçtir Fenerbahçe, Pereira’nın ikinci dönemine kadar Josef tipinde bir oyuncu bulamadı orta sahaya.
ARDA GÜLER VE MUHAMMED’iN DE YOLUNU O AÇMIŞTI
Vitor Pereira, 2021’deki ikinci Fenerbahçe döneminde kulübün kadrosunda bulunan bazı oyuncuları pekçok açıdan bambaşka noktalara taşıdı:
1- O zamana dek kariyerlerinin neredeyse tamamında ofansif oyuncu olarak görev yapan Osayi-Samuel’den son derece dinamik bir sağ bek, Ferdi Kadıoğlu’ndan milli takım seviyesinde sol bek çıkardı.
2- Türkiye’de çoğu kişinin adını dahi bilmediği Kim Min-Jae’nin 3 milyon Euro’ya Çin’den transfer edilmesini sağladı. Sonrası malum; sadece 1 yıl sonra 18 milyon Euro’ya Napoli’ye satıldı.
Futbolun beşiği İngiltere’de şimdilerde en çok adından bahsettiren isimlerin başında şüphesiz Chelsea’nin yeni teknik direktörü Graham Potter geliyor. Ada futbolunu yakından takip edenler, son 3 yıldır Brighton’da ve onun öncesinde bir sezon Swansea’de neler yaptığını gayet iyi biliyor. Peki Potter, 2011-18 yılları arasında çalıştırdığı mütevazı İsveç kulübü Östersunds’a neler kazandırdı? Chelsea’nin, bonservisine tam 26 milyon Euro ödemesininin altında hangi gerçekler yatıyor? Hemen anlatalım...
KÜLTÜR ANAHTARI
Graham Potter, teknik adamlık kariyerine İsveç’te kadın futbol takımında teknik heyet sorumlusu olarak başladı. 2011 yılında yolu Östersunds Kulübü ile kesişti. Ve bu kesişim sadece futbolla ilgili olmadı. İngiliz futbol adamı, Östersunds için bölgedeki azınlıklarla oyuncuları bir araya getiren bir kültür anahtarına dönüştü. Nasıl mı?..
TİYATRO OYUNU OYNADILAR, KİTAPLAR YAZDILAR
1- Potter, oyuncularının ufkunu genişletmek ve onları alışkın oldukları konfor alanlarından çıkarmak için pek çok kültürel proje tasarladı.
2- Östersunds Kulübü’nde kültür akademisini hayata geçiren isimlerden biriydi. Bir futbol kulübü tarafından istihdam edilen tek kültür antrenörü Karin Wahlen ile çalıştılar.
3- 2013 yılında Östersunds’ta bir resim sergisi açtılar.
4-
Bir tarafta Emre Belözoğlu diğer tarafta Andrea Pirlo. Oyunculuk kariyerlerinde birbirini çok iyi tanıyan iki isim bu kez saha kenarında rakip oldular. Maçı izleyenler için göze hoş gelen bir oyun olduğunu söyleyemem ancak taktiksel anlamda bir o kadar keyif vericiydi. Özellikle ilk yarı Pirlo açısından Karagümrük’ün başına geçtiği dönemden beri en iyi performanslarından biriydi.
BAŞAKŞEHiR ZORLANDI
Başakşehir bu sezon oyun kurarken en çok zorlandığı maçlardan birini oynadı. Bunun en önemli sebeplerinden biri Diagne’nin Biglia’ya yaptığı yakın markaj oldu. Onun baskı altında kalması Başakşehir’in istediği organizasyonları yapmasını engelleyince Emre Belözoğlu ikinci yarı Biglia-Berkay değişikliğine gitti. Ancak Pirlo bu değişiklik sonrası savunma planını değiştirdi ve orta blokta daha fazla çoğalmaya başladılar.
OKAKA YERiNE SERDAR’I SEÇTi
Tam da böyle bir anda sırtı dönük oynayacak Okaka hamlesi Başakşehir’in ihtiyacı olan plandı ancak Emre Belözoğlu, Keny’nin yerine Serdar değişikliğine gitti. Bitime 3 dakika kala Traore’nin yerine Okaka’yı alması ise sonucu değiştirmedi. Ve maç öncesi güzel görüntülerle başlayan Emre-Pirlo nostaljisi aynı şekilde sona erdi...
Eksİklerden yana başımız dertte demişti Rıza Çalımbay, Cluj maçı öncesi. Haksız da sayılmazdı. James, Keita, Hakan, Ziya, Robin, Erdoğan ve Yatabare kadroda yoktu. Kulübede yer alan 5 oyuncudan 2’sinin kaleci olduğunu düşündüğümüzde Rıza Çalımbay’ın hamle şansının ne kadar az olduğunu anlamak zor değildi. Ama tüm bu eksiklere rağmen Cluj deplasmanında istediğini almayı başardı Sivasspor.
SİVAS YOLUNA DEVAM EDİYOR
Günümüz futbolunun en temel prensiplerinden biri sahada doğru konumlanmaktır. Sivasspor bölüm bölüm bunu başardı. Ancak oyun anlamında gerek Cluj gerekse Sivasspor çok tatmin edici değildi. Tüm olumsuz şartlara rağmen grubundaki ilk maçında kaybettiği avantajı deplasmanda yeniden kazanan Sivasspor yenilgisiz yoluna devam ediyor. Haftalar geçtikçe çok net gözüken bir şey var o da Başakşehir’in çok organize bir takım olduğu. Hem kısa paslarla hem de uzun toplarla geriden çok iyi çıkışlar yapıyorlar.
İLK İSABETLİ ŞUT GOL OLDU
Chouiar özellikle geçişleri çok iyi yaptı. Berkay da yaptığı koşularla ona destek verdi. Ndayishimiye de seviye olarak çok büyük katkı verince bu sabırlı oyun 57. dakikada kazanılan ilk kornerde ilk isabetli şutu ve ilk golü getirdi. Serdar’ın golü sonrası Traore’nin girmesi Başakşehir’in daha fazla boş alan bulmasını sağlarken oyundaki etkinliğini de artırdı. Bu etkinlik 70.dakikada kaleci Gollini’nin hatasıyla da birleşince Başakşehir bir kez daha Serdar’la golü buldu ve Fiorentina’nın tüm konsantrasyonunu bozdu. Son sözü söyleyen ise oyunun akışını değiştiren Traore oldu.
Chelsea'nin yeni sahibi Amerikalı iş insanı Todd Boehly, İngiltere Premier Lig’e beklentilerin ötesinde bir giriş yaptı... Göreve gelir gelmez teknik direktör Tomas Tuchel ile yolları ayırması sadece Chelsea taraftarlarında değil, tüm futbolseverler arasında büyük şok etkisi yarattı. Ortak bir vizyonlarının olmadığını söyleyerek gönderdiği Tuchel’in yerine Premier Lig’in parlayan yıldızı Graham Potter’ı getirmesi şimdilik bu sesleri bastırdı. Ancak Chelsea’de alınan bu karar futbola ve gelecek vizyonuna dair miydi yoksa bir yatırımcı kararı mıydı bunu da zaman gösterecek.
İNGİLİZLER ONU KONUŞUYOR
Teknik direktör değişimin yankıları bitmeden Boehly’nin katıldığı bir konferansta ortaya attığı All-Star maçı fikri tüm İngiltere’yi etkisi altına aldı. Teknik adamlardan İngiliz basınına dek herkes ‘saçma’ bulduğu bu fikri günlerdir tartışıyor. Peki, Boehly ne dedi? “Umarım Premier Lig, Amerikan sporlarından ders alır. Neden burada All-Star maçı yok? NBA ve MLB’de olduğu gibi, İngiliz futbol piramidi için para toplanmasına yardımcı olabileceğini düşündüğüm Kuzey-Güney All Star maçı olabilir.”
BOEHLY: 200 MİLYON DOLAR KAZANABİLİRİZ
Todd Boehly’ye göre böyle bir All-Star organizasyondan Premier Lig 200 milyon dolar kazanabilir. Tabii fikirleri bununla da sınırlı değil Boehly’nin. Halen son 3 takımın düştüğü ligde küme düşenleri belirlemek için ‘dört takımlı bir turnuva’ düzenlemesini önerdi. Bir iş insanı ve Amerikalı bakış açısıyla parlak bir fikir gibi görünebilir ancak ABD’de farklı bir zihniyet var... Amerikan Futbol Ligi NFL’de Amerikan Futbol Konferansı ile Ulusal Futbol Konferansı arasında bir rekabet var. Benzer durum Majör Beyzbol Ligi MLB içinde geçerli. NBA All-Star da oyuna farklılık getiren bir şov. Ama İngiliz futbolunda oyunu sevenler için tek gerçek sadece tuttukları takımlardan ibaret.
KLOPP ALAY ETTİ: HARLEM'İ DE GETİRMEK İSTİYOR MU?
Zaten bu ilginç öneriye cevap veren Liverpool Teknik Direktörü Jürgen Klopp’un “İnsanların bunu görmek istediğinden emin değilim” demesi de tam da bu yüzden. UEFA Şampiyonlar Ligi’nde oynadıkları Ajax maçı sonrası bu konunun sorulması üzerine uzun süre gülen Klopp, fikirden pek etkilenmişe benzemiyordu. Alman teknik adam, Chelsea’ye tam 5.3 milyar dolar ödeyip satılan Amerikalı iş insanının fikirleri hakkındaki görüşlerini şöyle dile getirdi:
Bu sezona çok iyi bir başlangıç yapan Arsenal, güçlü oyunuyla taraftarlarını uzun yıllar sonra yeniden umutlandırdı. Manchester City ve Liverpool arasında geçen şampiyonluklar sonrası Arsenal’in artık yarışın içinde olacağına dair inanç giderek artıyor.
Mikel Arteta ile başlayan felsefe özellikle genç oyuncu havuzunun genişlemesini de beraberinde getirdi. Arsenal’in yaş ortalaması şu anda 24. Kadrodaki 25 oyuncunun 15’i 19-24 yaş aralığında. 20 yaşındaki Bukayo Saka’nın piyasa değeri şimdiden 70 milyon Euro, 21 yaşındaki Gabriel Martinelli için konuşulan rakamlar ise 45-50 milyon Euro aralığında.
Elbette tüm bunlar tesadüf değil; kulüp için benzersiz bir scout departmanı kuran Danny Karbassiyoon’un eseri.
SCOUTiNG VE TEKNOLOJiYi BiRLEŞTiRDi
Karbassiyoon eski bir Arsenal oyuncusu. 20 yaşında ilk kez Arsenal formasıyla çıktığı Manchester City maçında attığı golle hafızalarda kalsa da 4 yıl sonra geçirdiği sakatlık onun futbol sahalarına erken veda etmesine neden oldu.
Scout olarak yeniden futbola dönen Karbassiyoon, ardından kendi mobil oyun şirketini kurdu. Bu iki iş ona hem scout hem de teknoloji alanında paha biçilmez bir uzmanlık kazandırdı.
Şirkette edindiği teknolojik deneyimleri scouting ile harmanlamak isteyen Karbassiyoon, 5 yıl sonra eski kulübü Arsenal’e katıldı.
TÜM SCOUTLAR ONUN SiSTEMiNi KULLANIYOR
Temsilcimiz ilk dakikalardan itibaren saha içindeki doğru yerleşimi, hızlı oynama isteği ve oyunun yönünü sürekli değiştirerek rakibin dengesini bozma planını son derece iyi uyguladı. Başakşehir bir anlamda kağıt üstünde daha kaliteli olan kadrosunun sahada da ne kadar üstün olduğunu oyunuyla da göstermiş oldu.
HEARTS, SAHASINA HAPSOLDU
İlk 15 dakika sonunda yüzde 66’lık topla oynama oranıyla Başakşehir üstünlüğü tamamen ele geçirdi. Başakşehir karşısında Hearts orta sahası ve savunması o kadar gömüldü ki hücuma dair hiçbir şey üretemediler. 25. dakikada gelen Hasan Ali Kaldırım golü onların da direncini kırdı. Hearts adına ayakta kalmaya çalışan tek isim kaleci Craig Gordon’dan başkası değildi
BELÖZOĞLU'NU ÖVDÜLER
İkinci bölümde de o da arkadaşlarına katıldı ve Ndayishimiye, Okaka ve Berkay’ın gollerine engel olamadı. Bu sonuçla Emre Belözoğlu ve oyuncuları sahadan fazlasıyla hak edilmiş bir 3 puanla ayrılarak UEFA Konferans Ligi’ne güzel bir merhaba dedi. Bir dipnot olarak şunu da söylemeden edemeyeceğim; maç boyunca takip ettiğim İngiliz ve İskoç yorumcular saha kenarındaki Emre Belözoğlu’ndan övgüyle bahsettiler. Öngörüleri de oynattığı oyunla Başakşehir’i Konferans Ligi’nin en iyi takımları arasına sokacağı yönünde