Kanat Atkaya

Zeki Müren sergisi bir rekora doğru koşarken

21 Aralık 2014
ÇOCUKLUK yıllarımda, mahalleden cümbür cemaat plaja gitmek için Şişli’den binilen minibüsün IV. Levent’e geldiğini şu cümleden anlardım:

“Bakın Zeki Müren burada oturuyor...”
Bütün minibüs gidişte sağa, dönüşte sola doğru hareketlenir, göremediğimiz bir evi temsilen IV. Levent’i selamlardı.
Konu Zeki Müren olmadığında son derece ağırbaşlı bir hanımefendi olan komşu teyzenin her geçişte “Ah Zekiiii!” diye bağırmasını kahkahalar takip eder, yolumuza bakardık sonra...
Bu komşu teyzenin örgütlemesiyle bir Taşlık Gazinosu performansına gittiğimizi hayal meyal hatırlıyorum; fakat kitlenin “Paşa” belirdiği anda sahneye bir uzay aracı inmiş gibi etkilendiği konusunda çok netim!


*


Yazının Devamını Oku

Egemen Bağış’a göre 17 Aralık

18 Aralık 2014
17 Aralık sonrasında koltuğundan olan eski bakanlardan Egemen Bağış, sosyal medyayı dün şu mesajla selamladı:

“17 Aralık Türkiyemizin 5 yıl bekletildikten sonra AB’den müzakere tarihi almasının şanlı yıldönümüdür. Yalan ve iftiralarla çarpıtılamaz!”Hoş bu “tüvitinin” AkSaray ve bakanlıklar bölgesinden gelen “Yerim AB’yi!” temalı demeçlerin arkasından gelmesi “Ah be Egemen Bey yine hakara makara peşinde ıskalamışsın ya gündemi” dedirtse de ciddiye almamak lazım; olur öyle...

*

10 yıl önce, AB’nin müzakerelere başlama kararı aldığı gün ben de Brüksel’deydim.
Bir grup gazeteci olarak akşam kendi çapımızda kutlama yapmıştık; unutmak benim açımdan da mümkün değil, umutla dolmuştum açıkçası.
Hey gidi günler hey!

Yazının Devamını Oku

Ronaldo ve özgür basın

16 Aralık 2014
ÖNCE henüz yakın sayılabilecek bir tarihten, 19 Haziran 2011’den ve o gün yaşananlardan biraz bahsedeyim.

“Ahmet ve Nedim’in gazeteci arkadaşları” olarak “Adaletin Kara 100’ü” için Galatasaray Lisesi önünde toplanmıştık o gün.
Ahmet Şık ve Nedim Şener’in ortaya bir delil bile konmadan cezaevinde tutulmaya başlanmalarının üstünden 100 gün geçmişti.
Galatasaray’dan Taksim’e yürünecek, hazırlanan bildiri bu kez Rıdvan Akar tarafından (Sedat Ergin, Ruşen Çakır, Özgür Mumcu, Can Dündar da okudular bildirileri benzer buluşmalarda) okunacaktı.
Daha önce de yürümüştük Ahmet ve Nedim için. Aslında sadece onlar için de değildi bu yürüyüşler; cezaevlerinde 60’tan fazla gazeteci vardı.
Ve iktidar ile onun destekçileri bugün de kullanılan argümandan başka bir şey koyamıyordu ortaya: “Gazetecilikten dolayı içeride değiller!”Malum, “Kitap bombadan daha tehlikeli olabilir” günleri işte canım...


*


Yazının Devamını Oku

Başbakan bu mantıkla Hegel’i çökertir tabii!

11 Aralık 2014
BÜYÜKLERİN çocuklara karşı kullandıkları orantısız mantık kalıbıdır:

“Arkadaşın yaptı diye sen de yapmak zorunda mısın?”Örnek vermek gerekirse çocuk eve ana haber bülteninde Obama canlandırması yapan spiker gibi ağız burun kapkara gelir.
Ebeveyn sorar: “N’ettin kendine yavrım?”Çocuk alnını silerse fırçanın dozunu azaltabileceğini düşünerek kazağının koluna davranırken cevaplar: “Su savaşı kömürlüğe sıçradı... Ahmet de benimleydi, sen asıl onu göreceksin...”Terlik fırlatma pozisyonu alan ebeveyn çürütücü argümanı da devreye sokar: “Ahmet pencereden atlasa sen de mi atlayacaksın?!”


*


CHP’li Haluk Koç, geçtiğimiz günlerde 85 kişilik bir “VIP torpil listesi” yayınladı.
Bu listeye göre AKP’nin etkili isimlerinin yakınları veya yakınlarının yakınları kayırılarak önemli koltuklara oturtulmuştu.

Yazının Devamını Oku

Utanç verici

10 Aralık 2014
AŞK meşk konularında uzman kişiler ayrılığın evrelerini hatırladığım kadarıyla şöyle sıralarlar:

Şok. İnkâr. İçe kapanma. Öfkelenme. Yeniden deneme çabası. Bunalım. Ve nihayet kabullenme..
Galatasaray’ın Avrupa’dan kopuşunda da benzer evreler yaşadığını söyleyebiliriz; neticede teşbihte hata olmaz!
İlk maçtan itibaren hemen hemen aynı sıralamayla aynı hisleri yaşadı Galatasaraylı futbolcular bu sezonki Avrupa maceralarında.
Sağolsunlar; sayelerinde biz de şokun şahını, “Yok canım bu kadar da olamaz” şeklinde inkârı, öfkeyi, “Belki UEFA’ya döner ibre” diye yeniden denemeyi, bunalımın en damardan halini vb. yaşadık.
Eski yönetimi suçlayalım, tamam suçladık.
Eski hocayı yere batıralım, hatta kovalım; tamam onu da yaptık.
Ama Galatasaray formasıyla sahaya çıkan ve geçmişlerinde büyük başarılar da yaşamış olan bu futbolcuları ne yapacağız?

Yazının Devamını Oku

Ankara’da yoktur dayın Mamudo kurban niye doğdun

9 Aralık 2014

- I -
KIYMETLİ okur...
Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nda “kadrolu uzman” olarak göreve başlamak için ne gibi özelliklere sahip olmak gerekir?
KPSS’de yüksek puan almak?..
Nükleer enerji alanında eğitim görmüş olmak?..
Eğer böyle makul sorular soracaksanız işimiz zor sizinle; kestirmeden cevap vereyim bitsin gitsin:
Beşir Atalay’ın kızının arkadaşı olmak ve önce bakanlıkta müşavirliğe, sonra TAEK’e atanmak yeterli olabilir.

Yazının Devamını Oku

Hoşgeldin Hamza Hoca

4 Aralık 2014
İKİ takım için de telafisi mümkün kupa maçının biraz daha renkli, ilginç ve seyretmeye değer hale gelmesinin nedeni şüphesiz Hamza Hamzaoğlu’ydu.

Bir kanıya varmak için elbette çok ama çok ama çok erkendi! Ancak malum, taraftar teknik direktörün saha kenarındaki duruşunu, oyuna müdahale hızını görerek hakkında bazı çıkarımlarda bulunabileceğini düşünür böyle durumlarda. Hamza Hoca rakibin de rotasyona gittiği maçta 11’in bazı gediklilerini doğal olarak dinlendirmeyi tercih etti.
Zihinsel ve fiziksel çöküntü içindeki Galatasaray’a neler kazandırabileceğini zaman içinde göreceğiz fakat bir “itici güç” oluşturduğunu hafiften de olsa sezmek mümkündü.

Çok zaman lazım


Klasik hatalarını tekrarlasa da koşmaya ve ortak amaç için çabalamaya hevesli gözüktü en azından oyuncular ki; bu bile önemlidir. Maçta yüksek seviyede, kaliteli bir futbol izleyemedik belki ama birbirinden güzel gollere şahit olduk. Serdar ve Selçuk’un frikikleri de Erkut, Bruma ve Umut’un gol vuruşları da hep “sahalarda görmek istediğimiz türden hareketler” kontenjanındandı. Hamzaoğlu, ilk maçında “seyreltilmiş kadroyla” sahaya çıkan Eskişehir’i maçın 3’te 1’ini eksik oynayıp net skorla geçti.
Çok zamana ve çalışmaya ihtiyacı var. Bu galibiyetler hem takımın hem de kendisinin özgüveni açısından küçük ama anlamlı olacaktır. Kolaylıklar dilerim.

Yazının Devamını Oku

Berkin’in dosyasını sor bir dahaki düetinizde

4 Aralık 2014

- NE ekmek alması ne alakası var?..
(Kalabalık: Yuuuuuuh!)
- Ve çok enteresan, annesi diyor ki ‘Evladımın katili başbakan’...
(Kalabalık: Yuuuuuuh!)


*


Yazının Devamını Oku