Paylaş
TÜRKİYE’nin önemli meslek örgütlerinde yönetim kurulları belirlenmeye başladı. Son olarak Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nde (TOBB) yeni yönetim açıklandı. Ortaya çıkan fotoğraf yıllardır kadınların çalışma hayatındaki yerinin güçlenmesini savunan biz kadınları yine üzdü. Başkan Rifat Hisarcıklıoğlu’nun beşinci kez başkanlığı kazandığı yönetim kurulunda Anadolu’nun çeşitli kentlerinden oda ve borsa başkanlarını biraraya getirmek, kurumlar arasında dengeyi sağlamak düşünülmüştü ama kadınlar akla gelmemişti. Oysa yıllardır izlediğim Rifat Hisarcıklıoğlu daha birkaç ay önce 8 Mart’ta Van’da yaptığı konuşmada “Nüfusumuzun yarısı, yani 40 milyonu kadın olmasına rağmen iş gücü dışında kalan kadın sayısı yaklaşık 20 milyon. Toprağın altında değil, toprağın üstünde muazzam bir hazine yatıyor. Kadınların eli ekonomiye değmeden hedeflerimize ulaşamayız. Her ülkenin kalkınması insan sermayesine dayanıyor. Türkiye’nin zenginleşme yolculuğunda kadınlarımıza ihtiyacımız var” diyordu.
SADECE 3 KADIN BAŞKAN
Hisarcıklıoğlu, aslında kadınların çalışma hayatında yer alması fikrini savunan bir iş insanı. Bu konuda 2007’de Kadın Girişimciler Kurulu’nun kurulmasına öncülük etti. Bu kurulun toplantılarını da her zaman destekledi.
Ancak 1.2 milyon üyeye sahip 365 oda ve borsaya sahip TOBB’da, yeni rakamlara ulaşamadım henüz ama sanırım değişmemiştir sadece 3 kadın başkan, 5 meclis başkanı vardı. Hisarcıklıoğlu da temsiliyet oranının artacağına inandığını söylemişti. Maalesef bu seçimde de bu gerçekleşemedi. Bırakın yönetim kuruluna, yedek üyeler arasına bile tek bir kadın seçilmedi. Üstelik o kadar çok başarılı sanayici, tüccar ya da denizci kadın varken. Yıllardır sohbet ettiğimiz iş kadınları yine Anadolu odalarındaki erkek rekabetine yenilmiş, meslek örgütlerinin yönetimlerine girememişlerdi. Yani camdan tavan yine kırılamamıştı. Bu da yönetim kuruluna yansıdı.
Yıllardır Türkiye’deki kadın sorununu hem rakamlarla hem somut verilerle anlatmaya çalışıyoruz. Bir daha hatırlatayım. Cinsiyet Eşitsizliği sıralamalarında 144 ülke arasında 131’inciyiz. Kadının çalışma hayatındaki oranı yüzde 36, bu rakam Avrupa’da yüzde 51, kadın işveren oranı yüzde 8. Üst düzey kadın yöneticilerin oranı ise Türkiye’de sadece yüzde 18. Seçimleri tamamlanan örgütlerden Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu bu sınavı en başarılı geçen örgüt oldu. 142 iş konseyinin 14’ü kadın. TÜSİAD her zaman kadınların temsili konusunda duyarlı. 13 kişilik yönetimde 3 kadın var. Şimdi sırada seçim süreci devam eden Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) var. 60 bin üyeli TİM’de birlik seçimleri tamamlandı. Bakalım Haziran’da yapılacak başkan ve yönetim kurulu seçiminde fotoğraf nasıl çıkacak?
Tabii daha da önemlisi önümüzdeki seçimde Meclis’e girecek kadın sayısı. KAGİDER bu konuda bir çağrı yaparak halen 82 milletvekili ile yüzde 15 olan kadın milletvekili sayısının katlanarak artmasını istedi.
Fotoğraflarda kadın erkek eşitliği sağlanana kadar yazmaya devam...
BU FOTOĞRAF KADINLARI ÜZDÜ
SOSYAL SORUNLARA YENİ CAN SİMİDİ SOSYAL GİRİŞİMCİLİK
DÜNYADA 6 insandan biri aç yaşıyor. 1.4 milyar insan ise yoksulluk sınırının altında. Oysa sadece 85 kişinin toplam varlığı 3.5 milyar insanın toplam varlığına eşit. Ve bu eşitsizlik her gün biraz daha artıyor. Önemli bir sosyal sorun haline gelmeye başlayan bu eşitsizlik nasıl giderilecek? Büyük kargaşalar yaşanmadan gelir dağılımındaki uçurum nasıl azalacak? Son yıllarda en önemli tartışma konularından biri bu dünyada. Yeni çözüm önerilerinden biri ise sosyal inovasyon ve sosyal girişimcilik. Yeni bir kavram bu.
KAÇIŞ YOK
Geçen hafta Zorlu PSM’de iki gün süren konferanslarla bu konu gündemdeydi. Zorlu Grubu’nun üçüncü kuşak yöneticisi Emre Zorlu’yla bir araya geldik. Bu yeni kavramı anlattı. Kavram yeni ama konunun özü kaynakların sürdürülebilir projelere kullanılmasına dayanıyor. Şirketler uzunca bir süredir kazandıklarını toplumla paylaşmak amacı ile sosyal sorumluluk projelerini destekliyor ya da vakıf kuruyorlardı. Emre Zorlu bu araçların artık çok kısır kaldığını söylüyor. “Siz finansal desteği çektiğiniz an projeler, burslar yok oluyor. Oysa günümüzde artık problemler çok komplike. Dünyada bir yandan gelir eşitsizliği artıyor bir yandan gelişen teknoloji ile işsizliğin artması, birçok işkolunun yok olması gündemde. Bu bütün dünyayı sarsıyor. Bundan kaçış da yok” diyor.
SOSYAL İNOVASYON
Bu sosyal problemlerin para akıtarak çözülemeyeceğini de vurgulayan Zorlu’nun önerisi şöyle: “Bundan dolayı biz sosyal inovasyonun çok değerli olduğuna inanıyoruz. Sosyal inovasyon göçten, gıda güvenliğine, işsizlikten, çarpık kentleşmeye çok farklı sosyal problemi anlayıp bu sorunlara çare arayan sosyal girişimcileri bir araya getirecek. Sürdürülebilir iş modelleri yaratarak kendi gelirini sağlayan çözümler yaratabilecek.”
Zorlu Holding’in kurucu ortaklığı, S360’ın stratejik partnerliği ve Atölye ile birlikte kurulan İMECE’nin Türkiye’nin ilk sosyal girişim platformlarından biri olduğunu söyleyen Zorlu, “Dünyada kaynak var. Amerika’da 2017 itibariyle 25 milyar dolar sosyal girişimciliğe aktarılıyor” diyor. Sosyal girişimciliğin en bilinen örneğini Muhammed Yunus yarattı. Mikro kredi. Görme özürlülere elektronik baston, temiz suya ulaşamayan ülkeler için filtre, hep sosyal sorunlardan yola çıkarak yaratılan inovasyonlar. Tabii kapitalizmin sorunları büyük. Çözümü zor. Ama sorunların çözümü için yön gösterici adımlar atılması da çok değerli!
AKHİSAR’DA ÖRNEK MESLEK LİSESİ
AKIN Öngör Türkiye’nin efsane bankacılarından. Emekli olduktan sonra Akhisar’da bağcılığa başlayan Öngör, burada da ödüllü üretimlere imza atıyor. Kimyasal girmemiş, atığı olmayan arazilerde tamamen organik üzümler üretiyor. Toprakla uğraşmak eşi Gülin Öngör’ün de en büyük hobisi haline gelmiş. Gülin Öngör için Akhisar sadece toprakla buluştuğu yer değil. Geçen hafta Akhisar’daydım. Gülin Öngör adına açılan Zeynep Gülin Öngör Anadolu Meslek Lisesi’ni ve iş dünyasından topladıkları bağışlarla açtıkları kız öğrenci yurdunu ziyaret ettim. Okul için 2.6 milyon dolar harcayan Öngör ailesi, her mezuniyet törenine katılıyor. Meslek lisesinden ellerini çekmemişler. Bugün 900 öğrencinin eğitim gördüğü meslek lisesinden mezun olanlar üniversiteye de giriyor, çıkar çıkmaz iş sahibi de oluyor. İş dünyasının meslek liselerinden eleman yetişmediği için eleştirisi bu okul için söz konusu değil. Adını verip bir okulu inşa etmek kolay. Öngörler ise sadece fiziki değil fikri destekleriyle oradalar. Ne kadar gururlansalar hakları!
Paylaş