İsmet Solak: Milletçe bir olduk

İsmet SOLAK

TÜRKİYE'ye bir haller oldu! Nereye koşuyor, neden böyle hızlı tırmanıyor, anlaşılamıyor.

Onca ihanete, engellere, döneklere, kösteklere ve atılan çelmelere rağmen nasıl koşabiliyor böyle?

Ötemizden berimizden çekiştiriyorlar. Ortalığı yok yere toz dumana katıyorlar. Bağırıyorlar, çağırıyorlar, ama Türkler'i durduramıyorlar.

Efes Pilsen, Avrupa üçüncüsü oldu. Gencecik takımıyla.

Galatasaray UEFA'da final oynayacak. Bu ilk kez olacak.

- Avrupa alışık değil bunlara çocuklar! Bakın şimdi hem bağıracaklar, hem ağlayacaklar.

Veya soracaklar:

- Ne var? Ne oluyor?

Hiçbir şey yok:

- Milleti ve çocukları Atatürk'ün izinde.

İngilizler şaşkın bakıyorlar. Bakıyorlar... Bakıyor... Bak!

Bak içimden sormak geliyor holigan gözlere:

- Siz inancı ve sevgiyi kantara vurup tartabilir misiniz beyzadem?

İşte zafer bu sevdanın özlemidir.

Hálá sonucu içine sindiremeyen holiganların haline acıyorum. Ekranda o yüz hatlarını yakın planda izliyorum. İsmet Paşa aklıma geliyor:

- Size aşağılıksınız demiyorum, çünkü sizler çukursunuz, çukur!

İstanbul ayakta. Ankara ayakta. Türkiye ayakta. Ben maçı ve sonrasını Ayvalık'ta izledim.

Görülmeye değerdi. Havai fişekleri atılıyor, korna sesleriyle kilometrelere ulaşan konvoylar diziliyor, kadınlar, çocuklar, yaşlılar sokaklara düşmüş alkışlıyor. Ve iki hasta Fenerbahçeli, Salim Taşçı ve İsmet Solak bu zafer coşkusunun konvoyuna katılıyorlar.

Gerçekten görülmeye değerdi. Ben bu milli birliği ve kenetlenmeyi bir Kıbrıs barış harekátında gördüm, bir de şimdi!

Ayvalık Belediye hoparlöründen marşlar çalıyor. Bizim enteller, din simsarları yine çok kızacaklar ama, 10. Yıl Marşı peş peşe çalınıp söyleniyor. Burada Fenerbahçeli, Beşiktaşlı, Galatasaraylı, Trabzonlu, herkes, ama herkes var. Salim Taşçı'nın gözlerinden sevinç yaşları akıyor:

- Bu bir Kuvayı Milliye şahlanışı abi. Sanki Ali Çetinkaya geçmiş önümüze zafere koşuyor.

Bir söyleşiden birlikte dönerken Ayvalık'a gelmiştik. Salim yağış dinerse iki gün sonra Ankara Yenimahalle'de 10 yeni hatıra ormanı diktirecek.

‘‘Dikildikten sonra öğrensinler’’ dedi, ama dayanamadım şimdiden açıklıyorum:

- Hatıra ormanlarından birinin adı Fatih Terim Ormanı olacak.

Taşçı bundan önce de Ankara'nın Kayaş İlçesi'nde dört, Yozgat'ın merkezi ve Sorgun İlçesi'nde iki ayrı hatıra ormanı daha gerçekleştirmişti.

Ağaç dikmek herhalde Galatasaray'ın zaferi kadar kutsal bir şey.

Ege yemyeşil... Sürekli yağmur yağıyor. Her yer renk renk çiçeklerle bezeniyor. Baharın dirliği, içimizi gıcıklayan fettanlığıyla insanı duygusallığa itiyor.

Yaşamın güzelliğini, burada adeta ellerinizle tutabiliyorsunuz. Her şey çok güzel, burcu burcu doğa kokuyor.

Coşuyorum ve milli birlik ortamında haykırmak istiyorum:

- Verin çocukluğumu, dünyanın tüm sevgilerini size taşıyayım!