Paylaş
Cuma günü, Çankaya Köşkü'nde duygu yüklü anlar yaşadık... Foto Muhabirleri ödül töreni vardı.
Demirel, 7 yıl boyunca basın meslek örgütlerinin etkinliklerine de çok büyük destekler verdi. Baba gibi kucakladı:
- Sanatçılar toplumdan iltifat, itibar ve destek görmelidir.
FMD Başkanı Abdurrahman Antakyalı da bir sanat emekçisi olarak konuştu:
- Bize kızacaksınız belki! Bizler, cumhurbaşkanlığı döneminden sonra da sizi her anınızda izleyeceğiz ve fotoğrafınızı çekeceğiz. Çünkü siz, en çok fotoğrafı çekilen bir siyasi lidersiniz.
Siyaset ve basın, birbirini tamamlayan iki meslek... Basın bir aynadır. Ne basın siyasetsiz, ne siyaset basınsız yapabilir! Bu saygılı birlikteliği foto muhabiri yeleği giyip, boynuna fotoğraf makinesi asarak anlattı:
- 17 Nisan'dan sonra ne yapacağım soruluyor... İşte, (fotoğraf makinesini göstererek) yapacağım iş, işte bu... Ekibi de kurdum...
Ödül alan foto muhabirleri ve kameramanları yanına çağırdı. Salon ayağa kalktı. Baba, kendisini alkışlayanların fotoğrafını çekiyordu. Bir baktım ki, Baba'nın gözlerinden sevgi gözyaşları süzülüyor...
Ehl-i dil, yani gönül dostluğu budur. Bu içtenliği çok özleyeceğiz.
Törenden sonra TBMM Başkanı Yıldırım Akbulut ve CHP Genel Başkanı Altan Öymen ile ödül alan fotoğrafları inceledi. Bir ara elimi sımsıkı tuttu:
- Devlet, tüm kurumları ve demokratik kurallarla tıkır tıkır işliyor.
Gün boyu süren veda ziyaretlerini anlattı:
- Bir yılda çıkılacak kadar merdiven çıktım. Ama severek çıktım...
İlk durak, millet iradesinin tecelli ettiği kutsal mekándı: TBMM...
Oradan Hükümet'e geçti... Başbakan'ı ziyaret etti. Bakanlar Kurulu'na son kez başkanlık etti.
Laik cumhuriyetin, ulusal birliğin ve bölünmezliğin teminatı olan Türk Silahlı Kuvvetleri'ne veda etti. Verdiği mesaj çok anlamlıydı.
Sırada yargı vardı; Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay..
Son olarak YÖK'e geçti. Rektörleri kucakladı. Bu, yeni cumhurbaşkanına millet önünde bırakılan kutsal bir emanet gibiydi:
‘‘Çağdaş eğitime, laik cumhuriyetin düşmanları egemen olmamalıdır!’’
Bu sabah saat 10.00'da, Demirel'in son basın toplantısı var. Yine Köşk'e çıkacağız. Tam bir Demirel klasiği. Devletin zirvesinden basın toplantısı ile ayrılmak, sanırım bir ilk!
Bitmedi; gençlerin yurdun dört bir yanından getirdiği toprakları teslim alacak. İnsan sıcaklığının vatan sevgisiyle karıldığı bu hamur, dünyanın neresinde var? Bu lezzeti tatmak bile millete hizmet için yetip artar!
Yarın, yine tarihi bir gün olacak... Saat 18.00'de, Köşk'te düzenlenecek devir teslim törenine davetliyiz. Devlet zirvesinde törenle, gözler önünde devir teslim olayı bir ilk olacak! Ya sonra? Sonrası Baba'dan geldi:
‘‘Tören bir saati geçer... Sonra arabama binip evime gideceğim.’’
Güniz Sokak... Yeni dönemin bilge kapısı'na yolculuk başlayacak. Baba, belli ki parti bayraklarıyla gösteri ve yürüyüş istemiyor!
O artık, bilge postu'nda oturan bir siyaset filozofu olacak.
Yol gösterecek. Tuttuğu yol izlenecek.
Yani, bizim işimiz bitmedi, sürecek...
Paylaş