Paylaş
DÜN sabah, CHP Genel Başkanı Altan Öymen'in kahvaltı sohbeti vardı. Basının ilgisi büyüktü. Altan Öymen ve Genel Sekreter Tarhan Erdem, yeni parti kütüğünü tanıttılar. Üst yönetim de tam kadroydu:
İnal Batu, Cevdet Selvi, Nihat Matkap, Şule Bucak, İbrahim Tez, Algan Hacaloğlu, Demet Işık, Fuat Çay... Ve son anda yetişen Celal Doğan.
Şu ekibe bakın! Binlercesini ekleyin. Bu kadro Meclis dışında, iyi mi?
Öymen, çayını yudumlarken sohbete başladı:
- CHP olarak, yeniden yapılanmanın en önemli aşamasını tamamladık. Artık gerçek CHP üyelerinin adı, adresi, sayısı ve kimliği bellidir...
* * *
Peki üye sayısı kaçtı, kaç oldu? Tarhan Erdem'i hem sever, hem sayarım. Güvenilir araştırmacı özelliği, politikacı kimliğinin de önüne geçer:
- 25 Ekim 1999'da, Genel Merkez'deki üye sayısı 1 milyon 130 bin 321 idi. Cumhuriyet Başsavcılığı'ndaki sayı 1 milyon 532 bin 946 idi. İki listenin bileşiminden oluşan 1 milyon 957 bin 916 kişilik liste askıya çıkarıldı.
Sebep-sonuç ortada... Üyelik yenilenmesi için çağrı yapılanların sayısı iki milyona yakın. Kesinleşen üye sayısı 200 binden az:
- Parti kütüğü 9 Haziran günü kesinleşerek yürürlüğe girmiştir. Kesin sayı da 144 bin 995 kişidir.
Siz buna, '145 bin' deyin... Peki, 1 milyon 813 bin üyeye ne oldu?
Uçtu... Aslında uçan, salt şişirilmiş üyeler ve naylon delegeler değildi. Bence, CHP oyları, işte böyle kaçıp gitti. Son seçim öncesi bunu görüp, CHP Genel Başkanı Baykal'ı içtenlikle uyaranlar, hep terslenmişlerdi:
- Yüzde 24 civarında oy alacağız. Aksini söyleyenleri ben tanıyorum (!)
Üye sayısı kesinleşti. Tüzük çalışmaları hızla sürüyor. Grup çalışmaları basına pek yansımasa bile, kararlılıkla ilerliyor. Halkla birlikte çözümler aranıyor. Tam, 'İşler yoluna giriyor' derken, hizipler ortaya çıkıyor.
Şimdi hemen, 'Deniz Bey ne yapıyor?' diye soracaksınız. Sitem ediyormuş:
- Buna (Öymen) partiyi elinde tut, diye verdik. Geri vermek istemiyor!
CHP yeniden açılırken de yaklaşımı aynen böyleydi:
- CHP Genel Başkanlığı benim doğal hakkımdır!
9 Eylül 1992'deki açılış kurultayına iki gün kala, Milka Restoran'da, üç kişi yemekte buluşmuşlardı. Saatler süren konuşmalardan sonra biri sordu:
- Yanlış algılamıyor isem siz bize, 'Genel Başkanlık benim doğal hakkım' diyorsunuz... Doğru mu anladım, Deniz Bey?
Baykal, tereddüt etmeden karşılık verdi:
- Evet. Evet.
O günlerde yaşadıklarımız, sinema şeridi gibi gözümün önünden geçti.
* * *
Öymen'e, ‘‘29 Haziran günü (yarın) Tekirdağ'da çitfçi mitingi yapılacak. Üreticiler bitik. CHP bu gelişmelere nasıl bakıyor?’’ diye sordum:
- 56 il gezdim. Her yerde aynı feryat ve şikáyetler var. Hükümet duymak bile istemiyor. Tarımın öneminin farkında değil. Türkiye kötü yönetiliyor!
Bu sesi medya da pek duymuyor. Oysa hemen her yerde aynı çığlıklar var.
Trakya ve Ege'de, İç Anadolu ve Çukurova'da; işçi, memur, esnaf tükendi. Hep IMF'ye, hep AB'ye değil, biraz da kendimize bakalım. Gerçeği anlayalım.
Rahmetli Güven Erkaya amiralin vasiyeti, bu yüzden de çok önemli:
- CHP, mutlaka güçlendirilmeli ve Meclis'e girmeli!
Paylaş