İsmet Solak: Ben demiştim!

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

SİYASET kargaşası dolu dizgin koşuyor... Deprem ve siyaset sarsıntılarını işlerken yazımı şöyle bitirmiştim:

‘‘Durduk yerde suyu bulandırdılar. Şimdi, bu suda balık avlamak zorunda kalıyorlar. Uzlaşı kültürü bu mu?’’

Başbakan Ecevit, ertesi gün DSP grubunda konuştu:

- Bir yanda sel, bir yanda deprem... Bir de partiler suyu bulandırmasın.

Suyu bulandıranları da uyardı:

- Sarsıntı bunalıma dönüşürse, liderler bu sorumluluğun altında ezilir.

Ömür boyu, ‘Ben demiştim’ diye hiç övünmedim. Ancak, görünen köy kılavuz istemiyor. Ecevit'i dinlerken, acı acı tebessüm ettim. Her zaman, 'Siyaset uzun soluk ister' derdi. Haklı çıktı. Erken taktikler çabuk tökezletiyor!

SEKA, Yüce Divan'a gönderilecek son dosya olmalıydı. İlk dosya oldu.

Sular bu yüzden bulandı...

* * *

Geçenlerde Ertuğrul Özkök de CHP'yi işledi.

Cumhuriyet'te İlhan Selçuk, CHP'nin 28 Şubat sonrası kurulan hükümetlere girmeyerek 'tarihi bir fırsatı kaçırdığını' yazmıştı:

‘‘CHP, Cumhuriyet aydınlanmasının partisidir; irticaya karşı çıkan 28 Şubat sürecinde geri kalması, siyaset stratejisinde yanılgı sayılmalı.’’

Bir hafta önce, CHP Genel Başkanı Altan Öymen ile sohbet ediyorduk. Umut doluydu. Ama sıkıntılıydı. Tüm yurdu dolaşarak, Koca Çınar'ın yeniden dal budak salması için didiniyordu. Fakat, hizip çekişmeleriyle engelleniyordu.

İl başkanlarının Deniz Baykal'ı ziyaretleri... Başka merkezlerde yapılan toplantılar... Derlenip toparlanmak yerine kısır kurultay hesapları...

Özkök'ü okurken hatırladığım, yaşanmış bir olayı Altan Öymen'e anlattım.

Refahyol'un tükendiği günlerdi. Flash TV'de bir söyleşide; Deniz Baykal, ben, rahmetli Tayyar Şafak ve Fikret Bila konuşmacıydık. İlk söz benimdi:

- Atatürk'ün kurduğu CHP, yeni hükümete mutlaka girmelidir. Üçlü karede Deniz Bey dördüncü lider olmalıdır. Bunu CHP örgütleri ve taban da istiyor.

Sen misin bunları söyleyen! Deniz Bey aldı sazı eline... Tam 53 dakika:

- Ben bu sesi tanırım... CHP, nasıl mücadele edeceğini bilir... Yelkenime hava dolsun, o zaman görün CHP'yi... Bu konjonktür meselesidir... vs. vs.

Bir saate yakın verdi veriştirdi. Aaa, 'son 5 dakika' işareti geliyor:

- Süre doluyor, dedim. 3 dakika konuştum, Deniz Bey 53 dakika suçladı.

Yönetmen şaşırdı. Deniz Bey duymazdan geldi. Canlı yayın. Ben direttim:

- 32 yıllık (o sırada 32 yıllık) gazeteciyim. Tayyar Şafak benden daha da kıdemli. Toplumda ismimiz var. Bizi buraya, dekor olarak mı çıkardınız?

Rahmetli Şafak da beni destekledi. Son söz hakkını kopardım:

- Bana, 'Yeni CHP ile, Baykal da değişip yenileşti' dediler. Görüyorum ki, hiç değişmemiş. Yeni bir yanı da yok. Bildiğimiz, 12 Eylül öncesinden tanıdığımız Deniz Baykal aynen duruyor. İyi niyetle, 'CHP hükümete girmeli' dedim. Demediğini bırakmadı. CHP hükümet dışında kalırsa altından kalkamaz!

Program bitti. Telefonlar kilitlendi, fakslar dolup taştı. Deniz Baykal, acele Yenimahalle Belediyesi'nin bisiklet yarışını izlemeye gitti.

Şimdi serinkanlı düşünün; hükümetlere girseydi, CHP bu hale gelir miydi?

Keşke, ben haksız çıksaydım!

Yazarın Tüm Yazıları