Paylaş
Eğitimde fırsat eşitliği olmadığı için hemen tamamı eğitimsiz olan yoksul ailelerin çocukları da hem eğitimsizliğe (veya kötü eğitime) hem de yoksulluğa mahkûm kalıyor diye.
Bugün bu yazılarımı kanıtlayabilir durumdayım; çünkü yoksullukla eğitimsizlik ve yoksul/eğitimsiz aileden gelmekle sınavlarda başarısızlık arasında doğrudan ilişki kuran rakamlar var önümüzde. (http://odsgm.meb.gov.tr/test/analizler/docs/Ortak-Sinavlar-Arastirma-Raporu.pdf)
Milli Eğitim Bakanlığı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı Veri Analizi ve İzleme Değerlendirme Daire Başkanlığı uzmanları, 2014-15 öğrenim yılında yapılan TEOG sınavları verilerinden hareketle kapsamlı bir rapor hazırlamışlar.
Gelin önce sınav başarısıyla ailelerin gelir durumu arasındaki ilişkiye bakalım. Toplam 1 milyon 94 bin öğrencinin yüzde 2.8’i ailesinin gelir durumunu ‘Çok kötü’, yüzde 22.4’ü ‘Düşük’, yüzde 40.1’i ‘Orta’, yüzde 23’ü ‘İyi’ ve yüzde 1.7’si de ‘Çok iyi’ olarak tanımlamış.
Şu tabloya iyi bakın (Sınav notları hep 100 üzerinden):
Ailenin gelir seviyesi arttıkça çocuğun sınav başarısının da nasıl arttığını görüyorsunuz umarım. Burada ilginç olan şu: Geliri ‘Çok kötü’ ve ‘Düşük’ olan kabaca yüzde 25’e karşılık, geliri ‘İyi’ ve ‘Çok iyi’ olan yüzde 25 var. Ve iki grup arasındaki sınav notu farkı çok çarpıcı.
Tabii unutmayın sınavda iyi not alanlar görece daha iyi, daha seçkin liselere devam ediyor ve izleyen yıllarda bu iki grup arasındaki fark çok ama çok daha fazla büyüyor, hayat boyu süren farka dönüşüyor.
Devam edelim. Bir de anne ile babanın öğrenim durumuna bakalım, sonra da onların çocuklarının sınav başarısına:
Babaların öğrenim durumuna göre çocukların TEOG’da aldıkları notlar şöyle:
Benzer rakamlar annelerin öğrenim durumuyla çocukları karşılaştırdığımızda da karşımıza çıkıyor. Hem anneler hem babalar arasında en kalabalık grubu ilkokul mezunlarının oluşturduğu dikkate alınacak olursa, evet çocukları onlara göre en az 7 yıl daha fazla okula gidecek ve lise mezunu olacaklar ama sosyal anlamda durumları çok da değişmeyecek, maalesef o çocukların pek azı kendi anne-babalarından daha iyi birer hayat sürecek.
Başka bazı ilginç sonuçlar da var. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yıllardır her fırsatta en az üç çocuk yapılmasını tavsiye ediyor ama sınava katılan çocukların yüzde 62.8’i, neredeyse üçte ikisi iki çocuklu evlerden geliyor. Buna yüzde 11.4’lük tek çocuklu aileleri de eklersek oran hayli artıyor.
Daha da ilginci, tek çocuklu evlerden gelen çocukların sınav başarılarının daha kalabalık evlerden gelenlere göre belirgin biçimde fazla olması.
Son bir ilgi çekici bilgi: Ortaokulda sınıfların kalabalık olması öğrenci başarısını sanıldığı kadar fazla etkilemiyor. Ama yine de ideal sınıf büyüklüğünün 10-20 kişi arası olduğu söylenebilir.
Gördüğünüz gibi bu bir kısırdöngü. Eğitimsizlik fakirliği, fakirlik eğitimsizliği doğuruyor ve bu ikili kuşaktan kuşağa aynı aile içinde taşınıp duruyor.
Devlet belki fakirleri bir anda refaha erdiremez ama herkese ücretsiz olarak sağladığı eğitimin kalitesini yükselterek bir kuşak içinde fakirliğin azalmasını, yani bu kısırdöngünün kırılmasını sağlayabilir.
Bu konuyu daha çok konuşalım.
Paylaş