İsmail Uğural

Tarım ve gıda ihracatçısının sesi olacağız

20 Kasım 2024
TÜRK tarım, gıda ve orman ürünleri sektörlerimizin geleceği ihracattan geçiyor.

 

Ben şahsen, bu bakış açısı ve sektörel vizyona samimiyetle inanıyorum. Dolayısıyla yıllardan beri, bu görüşümü her vesileyle ifade ediyor ve savunuyorum. Türkiye, 69 milyar dolar tarımsal hasılayla dünyada 9'uncu sırada. Bu sonuç, yaşanılan bütün yapısal ve konjonktürel sorunlara rağmen, büyük bir performansa işaret ediyor. Ancak yeterli değil… Neden mi? Çünkü bu güzel ülke tarım, gıda ve orman ürünleri ihracatında çok daha büyük bir potansiyele sahip. Öyleyse, Türkiye'nin bu doğrultuda daha iddialı hedefleri olmalı. Söz gelimi; Türkiye'nin tarım, gıda ve orman ürünleri ihracatında 50 milyar dolarlık bir hedefe odaklanmasının çoktan zamanı gelmedi mi? Ancak böylesine büyük bir hedef ne ölçüde mümkün? Bence fazlasıyla gerçekleşebilir bir hedef bu… Yıllardır tarım ve gıda sektörünü yakından izleyen bir tarım yazarı olarak, 2023’te 26.5 milyar dolar ihracat yapan Türkiye, iyi tanımlanmış bir vadede, kolaylıkla 50 milyar dolarlık hedefe ulaşabilir. Şimdi gelelim sadede; peki bu nasıl olacak? Nasıl bir yol haritası hazırlanacak? Bugün Ege Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk ile konuşmaya başlıyoruz. Sonra sıra diğer başkanlarımıza gelecek...

SAVAŞLARIN ETKİSİ BÜYÜK
Muhammet Öztürk, "2024 ihracat anlamında geçen yılki rakamlarımıza yakın tamamlayacağımızı düşünüyoruz” diyerek söze giriyor ve ekliyor: "Yılbaşında hedeflediğimiz rakamlara ulaşmamız ne yazık ki mümkün olmadı. 2024’ün ilk 10 ayında geçen yılın aynı dönemine göre sektörümüzde, Türkiye genelinde yüzde 3, Ege İhracatçıları Birliği özelinde ise yüzde 2’lik bir daralma söz konusu. Her yıl büyüyen ve Türkiye’nin gıda ihracatının neredeyse yarısını gerçekleştiren sektörümüzün bu yıl ivmesini yavaşlatan faktörlere değinmek gerek. Bu yıl yavaşlamaya sebep olan temel unsurların önemli ihracat pazarlarımız olan ülkelerde yaşanan savaşlar ve ihracatı kısıtlayan birtakım uygulamalar olduğunu gözlemliyoruz. Önemli pazarlarımız olan Rusya’ya balık yemi ve ayçiçek tohumu ihracatımız bu dönemde ciddi bir düşüş yaşadı. Mevcut pazarda geçen yıla göre 40 milyon dolara yakın düşüşümüz var. Aynı şekilde Ukrayna’ya yaptığımız ayçiçek tohumu ihracatında da düşüş görülüyor. Birliğimizin başlıca ihraç ürünlerinden ayçiçek yağı ihracatımız da Orta Doğu’daki savaşlardan etkilendi. Yanı sıra Yemen, İsrail ve Lübnan’a yaptığımız ihracatta geçen yıla göre yaklaşık 35 milyon dolar kayıp var."

200 MİLYON DOLARLIK KAYIP
Haziran ayında ekmeklik buğday unu üretiminde kullanılan buğdayın ithalatının tamamen yasaklandığını hatırlatan Öztürk, "Ekim ayından sonra ise ithalata kısmen izin verilmeye başlandı. Türkiye, un sektörü uzun yılların emeği ve birikimiyle dünyada bir marka haline gelmiş ve ihracatta dünya lideri konumunda olan bir ülke. Fakat buğday ithalatı yasağı dolayısıyla sektördeki ihracatçı firmalarımız dış satışlarda ciddi sorunlar yaşayıp, pazar kaybetme riskiyle karşı karşıya geldiler. Ne yazık ki Türkiye bu süreçte 200 milyon dolarlık ihracat gelirinden mahrum oldu. EİB olarak kaybımız ise 6 milyona yakın. Diğer yandan, Ege Bölgesi olarak çok önemli bir ihracat değerimiz haşhaş tohumu. Hindistan beyaz haşhaş tohumunda bizim için çok önemli bir pazar. Fakat söz konusu potansiyeli Hindistan’ın Türkiye’ye haşhaş tohumu ihracat kotası sağlamaması yüzünden değerlendiremiyoruz. Türkiye ve Hindistan arasında haşhaş tohumu ihracatını düzenleyen ve her yıl Hindistan’ın Türkiye’ye belirli bir ihracat kotası ilan etmesini öngören 2019 yılında imzalanmış Mutabakat Zaptı’nın yürürlükte olmasına rağmen iki yıldır Hindistan makamları Türkiye’ye kota tanımadı. Yıllık en az 60-100 milyon dolar bandında bir ihracat potansiyelini bu sebeple değerlendiremiyoruz" diyor.

BİRLİĞİN YÜKSELEN DEĞERİ

Öztürk, “Olumsuzlukların yanında elbette ilerleme sağladığımız alt sektörlerimiz var. 2024 yılında çikolatalı şekercilik mamulleri alt grubumuzda yüzde 27’lik bir artış sağladık. Bu ürün grubunda ağırlıklı ihraç ettiğimiz ürün krem çikolata. En çok Hindistan, Irak, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelere satışını gerçekleştiriyoruz. Hububattan mamul madde olarak iştigal alanımıza giren kedi-köpek mamaları sektörü birliğimizin yükselen değerlerinden. Aslında bu sektör Türkiye’nin en hızlı büyüyen sektörlerinden biri. Bizim için bu sektörü özel kılan unsur Türkiye’nin kedi-köpek maması ihracatının yüzde 60’ının Ege Bölgesi’nden yapılıyor olması. Bu yılı muhtemelen yüzde 20’ye yakın artışla, 140 milyon dolar dolayında ihracatla kapatacağız. Bunun yaklaşık 85 milyon doları ise birliğimizden gerçekleşecek" şeklinde konuşuyor.

Yazının Devamını Oku

Tarımda teknolojiyi daha çok konuşacağız

18 Ekim 2024
TARIM ve gıda sektörü artık küresel ekonominin de en önemli tartışma konularından biri haline geldi. Bu olgu, dünya gündeminde daha uzun yıllar yer almaya devam edecek. Tabii bir yandan da tarım ve gıdanın günlük sorunları var. Ancak bunları her gün, her mecrada konuşuyoruz. Şimdi küresel gündemde yeni konular ortaya çıkıyor. Özellikle yeni teknolojiler, tarım ve gıdanın geleceğine damga vuracak. Bu çerçevede, günlük ve/veya konjonktürel sorunların yanı sıra, söz konusu yeni teknolojiler ve yenilikçi (inovatif) fikirleri daha çok konuşmamız, tartışmamız gerekiyor…

 

 

YENİLİKÇİ FİKİRLER PAYLAŞILDI

Geçtiğimiz günlerde, tarım sektörünün en yenilikçi ürün ve projelerinin ödüllendirildiği Agri Plus Tarım İnovasyon Zirvesi ve Ödül Töreni, Yaşar Üniversitesi'nde gerçekleştirildi. Webagron (Dijital Tarım Teknolojileri Platformu) ve GİFT (Gıda ve Tarım Politikaları Araştırma Merkezi) işbirliğiyle Yaşar Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen etkinlikte; tarım sektörünün önde gelen isimleri, kuruluşları ve markaları bir araya gelerek, bu alanda yenilikçi fikirlerin en geniş düzeyde paylaşımını sağladı. Doğrusu, ben şahsen çok tatmin oldum. Gerek konuşmacı ve sunumlar, gerekse organizasyon ve içerik yönünden başarılı bir etkinlik oldu.

ZENGİN İÇERİKLİ PANELLER

Peki neler konuşuldu, hangi güncel konular masaya yatırıldı? “İklim Değişikliği ve Tarımsal Uygulamalara Adaptasyon Yolları: Dijital Araçların Çiftlik Yönetiminde Kullanımı ve Faydaları” başlıklı panel, tarım yazarı ve gazeteci Mine Ataman moderatörlüğünde yapıldı. Yaşar Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel, “Döngüsel Tarım - Gıda Ekosistemi” başlıklı sunumuyla yer aldı. “Küresel Pazarlarda Rekabet Edebilme: Tarım ve Gıda İhracatında Katma Değer ve İnovasyon” başlıklı panel ise benim yönetiminde gerçekleşti. “Hayvancılıkta Akıllı Çözümler ve Gelecek Vizyonu” ve “Verimli Topraklar, Güçlü Gelecek: Bitki Koruma ve Besleme Ürünlerinde İnovasyon” başlıklı paneller, tarım gazetecisi Umut Özdil moderatörlüğünde düzenlendi.

TARIMDA YENİLİKÇİ ÜRÜNLER

GIFT Başekonomisti Yusuf Z. Türk, “Tarımda Verimlilik ve İnovasyonun Verimliliğe Etkisi: Başaranlar ve Yol Haritaları” başlıklı sunumunu yaptı. Daha sonra, "Tarımda Güçlü Adımlar: Tarımsal Makineler ve İhracat Stratejileri" başlıklı panel Move On’un kurucusu Ömer Faruk Koç, hemen ardından “İlham Veren Çiftçiler: Yenilikçi Uygulamalarla Geleceği Şekillendirenler” başlıklı panel de Torlak Çiftliği ve Blend1601 Kahve’nin kurucusu Armağan Portakal moderatörlüğünde yapıldı. Program sonunda da çok renkli bir etkinlik bölümü olarak, tarım sektörünün “En Yenilikçi” ürün ve projeleri ödüllendirildi. Zirvenin, tarım sektörünün geleceğini şekillendiren yenilikçi çözümleri ve projeleri öne çıkartma hedefini çok yararlı buluyorum. Ayrıca, sektördeki başarı hikayelerinin kutlandığını görmek de çok hoş oldu. Son söz; Webagron kurucu ortakları Özhan Türk ve Dağhan Kazancı ile birlikte GİFT Yöneticisi Dr. Samet Serttaş'ı gönülden kutluyorum. Yanı sıra, son dönemde ulusal tarım ve gıda sektörüyle ilgili olarak, yeni bir düşünce üretim merkezi konumunu geliştirmeye başlayan Yaşar Üniversitesi'ne de Rektör Prof. Dr. Levent Kandiller'in nezdinde tebriklerimi sunuyorum.

Yazının Devamını Oku

Lisanslı depoculuk TÜRİB ve aracılı sistem 

21 Haziran 2024
LİSANSLI depoculuk sistemiyle tarımsal ürünler yatırım aracına dönüşecek… Aslında bütün amaç bu. Dahası var, hasat dönemlerindeki arz yığılması dolayısıyla oluşan fiyat düşüşlerinin önlenmesi ve piyasanın dengelenmesi sağlanacak. Çiftçi arzın yoğun olduğu zamanda değil de arzın normalleşmeye döndüğü zamanda ürününü pazara getirecek. Bu sayede; tarım ürünlerinin, fiziki mal ve numune gösterilmesine ve teslimine gerek olmaksızın, ürün senetleri veya elektronik ürün senetleri aracılığıyla ticaretinin yapılması, standardı belirlenmiş ürün ve lisanslı depo sistemiyle tarım ürünlerinde vadeli işlem ve opsiyon piyasalarına geçilmesi hedefleniyor. Anadolu ÜPAK Genel Müdürü Ali Cem Suca’yla sektörde yeni gelişmeleri konuştuk.

 

YATIRIMCI SAYISI ARTTI

Ali Cem Suca, önce Lisanslı Depoculuk Kanunu ve TÜRİB hakkında genel bilgi veriyor; "17.02.2005 tarihli Resmi Gazete’de 10.02.2005 tarih ve 5300 Sayılı 'Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu' yayımlanarak yürürlüğe konulmuştur. Lisanslı depoculuk sisteminin avantajları; vergi muafiyeti, kira desteği, nakliye desteği, analiz desteği ile vergi istisnası ve ELÜS kredilerinden oluşuyor. Türkiye Ürün İhtisas Borsası A.Ş. (TÜRİB) konusuna gelince; sermaye piyasalarındaki pay senetlerine benzer şekilde, ELÜS (elektronik ürün senetleri), TÜRİB’de, 26 Temmuz 2019’dan beri, lisanslı depoculuk kapsamında işlem görüyor. Aradan geçen 5 yıllık süre içinde, mudi ve yatırımcı sayısı artmış, daha şeffaf ve adil fiyat oluşumu sağlanmıştır, yanı sıra lisanslı depoculuk kapasiteleri de gün geçtikçe artıyor. TÜRİB'in bir sonra açacağı piyasa, tarım ürünlerinin olmazsa olmazı, yani vadeli işlemler piyasasıdır.”
ÜPAK TARAFINDAN YAPILACAK

“Aracılık faaliyeti, Ticaret Bakanlığı tarafından faaliyet izni verilen ve TÜRİB tarafından borsa üyeliğine kabul edilen Ürün Piyasası Aracı Kurumları (ÜPAK) tarafından müşterilerin ELÜS, ELÜS’e dayalı vadeli işlem sözleşmelerine ilişkin alım veya satım emirlerinin müşteri adına ve hesabına TÜRİB’e iletilmek suretiyle gerçekleştirilmesidir” tanımını yapan Suca, "Bu noktada, ÜPAK’lar, sistemin son halkası olarak ortaya çıkmıştır. 2024 yılı içerisinde 'aracılı sisteme’ geçilecek ve mudi/müşteri kayıtları ile TÜRİB’e emir iletimi, ÜPAK’lar tarafından gerçekleştirilecek” diyor.

ANADOLU ÜPAK’IN GÜNDEMİ 

Suca, genel müdürlüğünü yaptığı, Anadolu Ürün Piyasası Aracı Kurumu A.Ş. kısaca Anadolu ÜPAK'ın 5 Ocak 2024 tarihi itibarıyla, “Türkiye’nin Ürün Piyasası Aracı Kurumu” mottosu ile 23 adet İç Anadolu ve Karadeniz Ticaret Borsası sermayedarlığıyla kurulmuş olduğunun altını çiziyor. Anadolu ÜPAK'ın, sermaye piyasalarında bir sermaye piyasası aracı kurumu ne yapıyorsa, aynısını tarım piyasalarında gerçekleştirmesi hedefleniyor. Bu çerçevede, TÜRİB spot ELÜS piyasasında aracılık hizmeti verecek, mudi/yatırımcı kaydı, emir iletimi ve sonlandırmalarını kendi bünyesinde yapacak, tarımsal ürün piyasalarına, likidite, derinlik, hacim kazandıracak, hizmet sunacak. Anadolu ÜPAK, ELÜS işlemi yapmak isteyen tüm mudi/müşterilerin sisteme giriş noktası olacak. Yeni mudi/müşteri kaydı ve müşteri emirlerinin Anadolu ÜPAK’a iletimi, Anadolu ÜPAK’ın acenteleri (ticaret borsaları, sermaye piyasası aracı kurumları ve bankalar) vasıtasıyla da yapılabilecek. Şirketlerin yatırım planları için gerekli olan finansman, tarım ürünleri yoluyla sağlanabilecek, aynı şekilde tarım piyasalarının finansman sorunu çözülecek ve son tahlilde tarım piyasalarının çok daha organize hale gelmesi, ülke ekonomisine büyük katkılar yapacak. Son söz; farkındayım, biraz karışık ve teknik açıklamalar oldu. Ancak anlatılan ve hedeflenen kurumsal hedeflerin gerçekleşmesinin başta çiftçiler olmak üzere, bütün tarım ve gıda sektörünü beklenenin üzerinde etkileyeceğini özellikle belirtmek isterim.

Yazının Devamını Oku

Keçi sütüne talep artıyor 

17 Mayıs 2024
FUNDA Özer Baltalı, iyi eğitimli bir iş kadını... Daha önce farklı sektörlerde çalıştıktan sonra, 2008 yılında Baltalı Gıda'yı kurarak, çok yeni bir alanda işe başlıyor. İzmir'in Seferihisar ilçesine bağlı Düzce Köyü'nde 130 dönüm arazi üstünde faaliyet gösteren ve yüksek verimli özel bir keçi ırkına sahip olan Baltalı Gıda'nın ürün yelpazesinde, tamamen keçi sütünün işlendiği, günlük pastorize keçi sütü, keçi peyniri, keçi kaşar peyniri, keçi büş peyniri, keçi lor, keçi labneh, keçi tereyağı, süzme yoğurt, keçi sütünden kefir ve keçi sütünden zeytinyağıyla üretilen bebek bisküvisi bulunuyor. Funda hanımı uzun yıllardır tanıyorum, zaman içerisinde çok zor engelleri aşa aşa bugünlere geldiğini bilenlerdenim. Daha önce de yazmıştım, "Tarımda romantizm olmaz" diye. Funda hanım da bu gerçeği yakından bilen bir iş kadını...

 

 

2023 YILI İYİ GEÇTİ

Baltalı, özellikle tarım ve tarıma dayalı sanayilerde geri dönüş sağlamanın uzun yıllara dayalı olduğunu belirterek, söze başlıyor; “Türkiye'de dünyayla paralel olarak keçi sütüne olan talep artıyor. 2023 yılını oldukça iyi bir yerde tamamladık. Bizim yapabileceğimiz ciro süt kaynağına doğrudan bağlı. Öte yandan sağlıklı ve belli bir standarttaki sütü kendi çiftliğimizden ya da sözleşmeli çiftliklerimizden ne kadar elde edebileceğimize de bağlı. Dolayısıyla az bulunan bir ürün grubundan söz ediyoruz. Bu noktadan hareketle 2023 yılını iyi bir yerde tamamlayarak 50 milyon TL ciro ile kapattık. Bu rakam bizim için bu oldukça yeterli bir seviye” diyor.

İNSANA YATIRIM 

Diğer yandan 2023 yılını maliyetleri düşürmek ve sürdürülebilirlik için çaba harcamak amacıyla yaptıkları bir GES (güneş enerjisi santrali) projesiyle tamamladıkları bilgisini veren Baltalı, “Kendi enerjimizi üretmek istedik, çünkü biz kendine yeten bir çiftlik olmaya çalışıyoruz ve enerji de bunun en önemli parçalarından biri. Makine ve ekipman yatırımımızı ise çok daha önce tamamladık. İnsana yatırım yapmaya inanan bir kurum olarak çalışma arkadaşlarımıza yatırım yapıp, onların yeteneklerini geliştirmeye ve bilgilerini artırmaya çalışıyoruz” şeklinde konuşuyor.

Yazının Devamını Oku

Meyve sebze ve mamulleri dünya sahnesine çıkıyor 

7 Mayıs 2024
TÜRKİYE, yaş meyve ve sebze üretiminde 60 milyon tona dayandı. Başka bir ifadeyle, yılda yaklaşık 60 milyon ton üretim miktarıyla Türkiye, dünyada 5'inci sırada bulunuyor.

 

 

Bunun ne kadar büyük bir potansiyel oluşturduğunu söylemeye herhalde gerek yok, ancak sorun başka yerde! Evet, Türkiye yaş meyve ve sebze üretim performansı ile dünya devleri arasında, bu gerçekle elbette övünelim, fakat iş ihracat konusuna gelince, aynı iyimser tabloyu göremiyoruz. Çünkü hep aynı sorunla karşı karşıyayız. Diğer bütün tarım ve gıda ürünlerimizde olduğu gibi ürün kalitesi, nefaseti ve standartlaşmanın yanı sıra yüksek katma değerli ihracattan başka seçenek yok. Tabii bu süreçte tarım ve gıda fuarlarının da oynadığı rolü önemsemek gerekiyor. Somut örnek verirsek; 26 - 28 Eylül’de İzmir'de düzenlenecek olan Interfresh Eurasia Fuarı’nın hem ulusal hem de bölgesel düzeyde önemli katkı yapması hedefleniyor.
İHRACAT HEDEFİ 10 MİLYAR DOLAR 
Bu çerçevede, diğer bölgelerden sonra, bu yıl ilk defa fuarizmir’de düzenlenecek olan Interfresh Eurasia Fuarı’nın yetkili ismi, Antexpo Fuarcılık Genel Koordinatörü Murat Özer ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak ile Hürriyet Ege'de bir araya gelerek söz konusu etkinliği konuştuk. Interfresh Eurasia Fuarı’nın bugüne kadarki yolculuğuyla uluslararası düzeyde önemli bir marka haline geldiğinin altını çizen Uçak, “Sektör olarak, yaş ve kuru meyve ihracatı, Türkiye genelinde 7,8 milyar dolar, Ege Bölgesi’nde 2,4 milyar dolar olarak gerçekleştiriyoruz. 2028 yılında Türkiye genelinde 10 milyar dolar, Ege Bölgesi’nde 3,5 milyar dolar ihracat hedefine ulaşmada Interfresh Eurasia Fuarı'nın büyük katkı sağlayacağına inanıyorum" diyor.
MEYVE VE SEBZENİN BEŞ HALİ 
Türk meyve, sebze ve mamulleri sektörlerinin vitrini olma iddiasını taşıyan Interfresh Eurasia Fuarı’nda 2024 yılında meyve ve sebzenin yaş, kurutulmuş, dondurulmuş, suyu ve konservesi olmak üzere 5 halinin temsil edileceğine vurgu yapan Antexpo Fuarcılık Genel Koordinatörü Murat Özer ise Ege Bölgesi’nin 5 sektörde de çok güçlü olduğu için bu kararı aldıklarını dile getiriyor. Murat Özer,  ayrıca 2023 yılında 9 olan uluslararası ziyaretçi market zincirleri sayısının bu yıl fuara beş ay olmasına rağmen 15’e çıktığı bilgisini veriyor. Özer, “Yalnızca market zincirleri değil, yurt dışındaki büyük toptancılar, halciler ve ithalatçılar da bu yıl daha yoğun bir şekilde İnterfresh Eurasia Fuarı için İzmir’de olacaklar” şeklinde konuşuyor.

Yazının Devamını Oku

Ulusal Tarım Öğrenci Kongresi İzmir’de

28 Nisan 2024
ZİRAAT fakültesi öğrencilerinin her yıl düzenlediği ‘öğrenci kongrelerini’ ilgiyle takip ederim. Pırıl pırıl genç insanların, büyük bir heyecan ve tertemiz duygularla bezenmiş hevesler içinde bir araya gelmeleri ve mesleki hedefleri doğrultusunda Türkiye'nin farklı bölgelerinden gelen arkadaşlarıyla buluşmaları doğrusu görülmeye değer etkinlikler...

 

 

Bu yıl 13. Ulusal Tarım Öğrencisi Kongresi (UTOK - 13) İzmir'de düzenleniyor. Ben de bu vesileyle hem kongre hazırlıklarını görüşmek hem de öğrenci kardeşlerimizin beklentileri hakkında bilgi almak üzere, Hürriyet Ege'de bir toplantı düzenledim. Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı Oğulcan Christopher Coşkun, Ege Üniversitesi (EÜ) Tarım Topluluğu Başkanı Sıla Koru, UTOK - 13 Grup İçi Koordinasyon Birimi Ekip Üyesi Sude Nur Başak ve UTOK - 13 Sponsorluk ve Mali İşler Birimi Ekip Üyesi Can Ahmet Aydın'ın katılımıyla 2 - 4 Mayıs 2024 tarihlerinde İzmir'de yapılacak olan etkinliği konuştuk. Genç arkadaşlarımıza şimdiden sonsuz başarılar diliyorum. Bu düzeyde yapılan çalışmaların, öğrenci kardeşlerimizin gerek yeni bilgiler edinerek, deneyim kazanmaları gerekse mesleki hayata hazırlanmaları açısından ne kadar yararlı olduğunu yakından biliyorum.

İLKİ 2011’DE YAPILDI

İlk sözü alan Düzenleme Kurulu Başkanı Oğulcan Christopher Coşkun, önce genel bilgileri paylaşıyor: "UTOK 1. Ulusal Tarım Öğrenci Kongresi 12 - 14 Mayıs 2011 tarihlerinde Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanlığı ve Ziraat Fakültesi Tarım Topluluğu öncülüğü ve Türkiye genelinde 26 üniversiteden 216 ziraat fakültesi öğrencisinin katılımıyla gerçekleşti. Öğrencilerin perspektifinden bilgi ve fikirleri dile getirme, tarımsal faaliyetleri irdeleme ile birlikte aksaklık ve eksikliklerin iyileştirilmesi konularının ele alındığı ve bu amaçla lisans ve lisansüstü öğrencilerinin bir araya geldiği bilimsel bir kongre oldu. Ulusal Tarım Öğrenci Kongreleri her yıl başka bir üniversitenin ev sahipliğinde gerçekleşiyor. Bu yıl, UTOK - 13'ün ana teması: “Tarımda İnovatif Çözümler” olacak. Bu çerçevede vizyonumuzu şöyle tanımlamak istiyorum; "İnovatif yani yenilikçi ve fark yaratmaya çalışan ziraat fakültesi öğrencileri olarak, ülkemizin farklı ziraat fakültelerinden gelen katılımcılarla hem sosyal hem de tarımda inovatif çözümler üreten, yenilikçi düşünceyi destekleyen şirketleri yakından tanıyarak farklı bakış açıları kazanmak istiyoruz. Bizler, gelenekselin dışında, bilim temelli ve ileri görüşlü gençleriz; ülkemiz tarım sektörü için katma değerler üreten bireyler olma yolunda adım atacağımız bir kongreyi oluşturmayı hedefliyoruz."

ÖNEMİ ÇOK BÜYÜK

UTOK - 13 Düzenleme Kurulu olarak öğrenci arkadaşlarının farkındalık kazanacağı, bakış açılarını genişletebileceği ve çeşitlendirebileceği bir kongre düzenlemek için çalıştıklarını söylüyor ve ekliyor Oğulcan Christopher Coşkun: “Tarım sektörü içerisinde yer alan vizyoner kurum, kuruluş ve şirketlerin destekleriyle ülkemizin tarımsal potansiyelini, girişim ve girişimcilerini tanıtan böyle bir organizasyonun, öğrencilerimiz için taşıdığı önemin farkındayız. Sosyal, kültürel ve akademik fikir paylaşımının önemini de vurgulayan kongremizi, genç öğrenci arkadaşlarımıza ve geleceğin ziraat mühendisi meslektaşlarımıza, en iyi şekilde hazırlayıp sunmayı amaçlıyoruz.”

KONGRE EVİNE DÖNDÜ

Yazının Devamını Oku

Meyve, sebze ve mamulleri ihracatında hedef büyüyor 

31 Mart 2024
TARIM ve gıda sektörüyle ilgili tartışmalarda, beni asıl ilgilendiren konu ihracat… Diğerleri benim açımdan ikinci planda kalıyor. Daha önce de yazdım; Türkiye'nin 2023 yılı tarım, gıda ve odun dışı orman ürünleri ihracatı 26.5 milyar dolar oldu. Az da olsa, ihracatta artış devam ediyor, ancak hala potansiyelimizin çok altındayız. Türkiye, görünen bir gelecek, yani diyelim 10-15 yıllık bir vade için 50 milyar dolarlık somut bir hedef koymalı. Bu güzel ülkenin böyle bir gücü var, tarım ve gıda potansiyeli var, artık bütün dünyayı radarına koymuş, vizyoner ihracatçıları var. Peki ne eksik? söz konusu hedefin, mutlaka bir devlet politikası olarak ele alınması ve bu çerçevede bir yol haritasının hazırlanarak, kamuoyuna ilan edilmesi... Eksik olan bu…

 

KÜMELENME VE URGE PROJELERİ

Türkiye'de yaş meyve ve sebze üretimi 60 milyon tona koşuyor. Bu müthiş fırsatlar sunan bir performans ama bu nimeti en akılcı biçimde değerlendirmeye çalışan bir ihracat sektörümüzün olduğunu biliyor olmak da elbette sevindirici. Şimdi sizlere çok somut bir gelişme ve önemli bir örnek vereceğim. Yaş meyve, sebze ve mamullerinde 41 firma 10 milyar dolar ihracat hedefi için güçbirliğine gidiyor. Türkiye'ye yıllık 6 milyar 100 milyon dolar döviz kazandıran, 10 milyar dolar ihracat hedefi olan taze meyve, sebze ve meyve-sebze mamulleri sektöründe 41 firma, kümelenerek yetkinliklerini ve ihracatlarını artırmak için Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği bünyesinde işbirliği yapacak.

CESUR VE HIZLI ADIMLAR ATILIYOR

Tekrar yazıyorum, hedef 10 milyar dolar. Kümelenme yöntemi, somut hedeflere giden yollar için çok akılcı ve yapıcı bir yol haritası sunuyor. Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesi Projesi (URGE) ile birlikte kümelenme stratejisi uluslararası pazarlarda, Türk ihracatçısının elini güçlendirecek. Bu süreçte, yüksek katma değerli ihracat için cesur ve hızlı adımlar atmaya devam eden Ege Yaş Meyve ve Sebze İhracatçıları Birliği (EYMSİB) Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Uçak ve çalışma arkadaşlarını samimiyetle kutluyorum...

Yazının Devamını Oku

Tarım ve gıdanın merkezi Manisa

29 Şubat 2024
 Yaş ve kuru üzümde bir dünya şampiyonu Manisa, ülkemiz kuru üzüm üretiminin yaklaşık yüzde 90’ı bölgede üretiliyor. Diğer yandan, son yıllarda yapılan dikimler sonucu zeytin üretiminde ulaştığı 150 bin ton ve 26 milyon adet zeytin ağacıyla ilk sırada yer alıyor.

 

 

 

 

“Dağlarından yağ, ovalarından bal akar” derler ya bu güzel ve anlamlı söz yalnızca Aydın ilimiz için değil, aynı zamanda Manisa için de geçerli olmalı. Manisa'nın yüzölçümü 12.3 bin kilometrekare, yani kabaca 12 milyon dekar, ekilebilir tarım alanları ise 5 milyon dekar dolayında, Türkiye'de 10'uncu sırada yer alıyor. İl genelinde tarımsal ürün çeşitliliği, ihracata yönelik tarıma dayalı sanayii, bilinçli üretici ve kalite odaklı çalışmaları, geniş bitkisel ve hayvansal ürün yelpazesiyle Manisa, Türkiye tarımında çok önemli bir yere sahip bulunuyor. Yanı sıra Gediz Havzası, bilindiği gibi büyük ölçüde Manisa ili sınırları içinde; tarım uzmanları bu havzanın taşıdığı özellikler yönünden dünyada sayılı tarım bölgelerinden biri olduğunun altını çiziyor. Yine il genelinde, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne kayıtlı (ÇKS) 70 binin üzerinde işletme tarımsal faaliyet yapıyor.

BİTKİSEL ÜRETİM

Manisa’daki tarım alanlarının yüzde 46,8’ini yani 2 milyon 307 bin 57 dekarla tahıllar ve diğer bitkisel ürünler, yüzde 44,1’ini yani 2 milyon 175 bin 58 dekarını meyveler, içecek ve baharat bitkileri, yüzde 6,6’sını yani 326 bin 57 dekarını sebze bahçeleri, yüzde 2,5’ini yani 122 bin 869 dekarını nadas alanı ve binde 0,2’sini yani 925 dekarını süs bitkileri oluşturuyor. Tabii bu güzel bölgemizin yaş ve kuru üzümde bir dünya şampiyonu olduğunu da özellikle buraya not edelim. Ülkemiz kuru üzüm üretiminin yaklaşık yüzde 90’ı bölgede üretiliyor. Diğer yandan, son yıllarda yapılan dikimler sonucu zeytin üretiminde ulaştığı 150 bin ton ve 26 milyon adet zeytin ağacıyla ilk sırada yer alıyor.

KANATLI SEKTÖRÜ

Yazının Devamını Oku