Oscarlık atlatma

Bir arkadaşım geçenlerde İstiklal Caddesi’nde yürürken yanından 5-6 kişilik turist grubu geçmiş. Grubun içindeki bir kadın arkadaşımın dikkatini çekmiş. Hayli tanıdık gelen kadının, Oscarlı oyuncu Rachel Weisz olduğunu söyledi. “Yok artık” dedik. Tamam en son Ben Affleck de İstanbul’a geldi. Son yıllarda dünyaca ünlü oyuncu, şarkıcı ve mankenlerin yolu bir sebepten Türkiye’ye düşüyor ama ‘Cennetimden Bakarken’, ‘Benim Aşk Pastam’, ‘Arka Bahçe’, ‘Bir Erkek Hakkında’ ‘Gün Işığı’ gibi çok izlenen filmlerin yıldızı, Altın Küre ve Oscar ödüllü bir oyuncunun geldiğini atlamış olamayız değil mi?
Atlamışız...
Üstelik Weisz’ın bu Türkiye’ye ilk gelişi de değilmiş. Hemen hemen iki ayda bir sessiz sedasız buraya geliyormuş ve tanınmadan özgürce dolaşmanın keyfini çıkarıyormuş. Yemek için de 360 İstanbul’u tercih ediyormuş çoğunlukla...
Diyeceğim o ki, Beyoğlu’nda filan yürürken yanınızdan geçenlere dikkat edin. Siz “Ne kadar da benziyor” derken, belki yanınızdan geçen tam da O’dur!

Devlet ceza vermedi Allah versin cezasını

18 yerinden bıçakladı eski eşini. Sonra da çıkıp ‘Namus’ dedi. En kolayı o çünkü; erkeksen ve ‘Namus!’ dedin mi akan sular duruyor, en büyük namussuzluğu sen yapsan bile... Belki kızı Tuğba sağlık elemanı olmasa, annesine ilk müdahaleyi yapamasa, Behice Hanım şimdi hayatta olmayacaktı. Behice Hanım hastane yatağından Fox Haber’e konuştu ve daha önce defalarca devlete havale ettiği ama hiçbir sonuç alamadığı eski kocasını Allah’a havale etti bu kez...
Eski eşine ve çocuklarına senelerdir şiddet uygulayan Arap Çetinkaya ise onca hakkındaki şikayete rağmen elini kolunu sallayarak gezdi bunca zaman. Bağıra bağıra “Katil olacağım” diyordu ama kimse umursamıyordu.
Kendi evladının parmağını döner bıçağıyla doğrayan adam, eski eşine mi acıyacaktı!
18 bıçak darbesinden sonra Arap Çetinkaya tutuklandı.
Sanki öldürmeden ceza yok gibi hukuk sistemimizde. Yani sen önce öldürmek konusunda ne kadar ciddi olduğunu ispat et, hatta öldür; biz o zaman seni tutuklarız durumu...
Allah’tan Behice Hanım yaşam mücadelesini kazandı. Her ne kadar hala bundan sonrası için kara kara düşünse de, askerdeki oğlundan bu olayı saklamaya çalışsa da, kızının desteğiyle hayata tutunsa da yine de son bir sözü var katili olmaya aday eski eşine: “’Pişman değilim’ demiş, ağırıma gidiyor, ben 23 sene eş oldum ona...”

Sosyal medyanın gücüne saygı duruşu

Görünmez kaza... Sağ kolum kısa bir süre kullanım dışı kaldı. Hastaneden eve döner dönmez Twitter’a sağ kolumu kullanamadığım için SMS’lere cevap veremeyeceğimi yazdım. Saniyeler sonra telefonum çaldı. Karşımdaki ses Turkcell’den aradığını söyleyip, geçmiş olsun dileklerini iletti ve sordu, “Şu dönemi kolaylaştırmak adına sizin için yapabileceğimiz bir şey var mı?”
Ve ben sosyal medyanın gücü önünde bir kez daha saygıyla eğildim. Artık büyük şirketler müşterilerinin her anını takip ediyor. Örneğin kullandığın ürünle ilgili bir şikayet ya da öneri yazıyorsun, hemen dikkate alıyorlar. Bir bakıma hayat da kolaylaştı. Müşteri temsilcisine derdini anlatabilmek için dakikalarca beklemiyorsun telefonun öbür ucunda; onlar seni buluyor.
Bunun için tek yapmanız gereken Facebook ya da Twitter gibi bir sosyal ağa üye olmanız. O zaman sizin değil, onların aklı sizde kalıyor...