Paylaş
Başta Çingene Kızı olmak üzere, Okeanos ve Tethys Mozaiği,Akratos ve Euphrosine Mozaiği, Akhilleus Mozaiği, Europhe’nin Kaçırılışı Mozaiği gibi günümüze kadar gelebilen mozaikler dönemin mitolojik hikâyelerini anlatmaya devam ediyorlar.
Zeugma’da yürütülen arkeolojik çalışmalar, geçmişte kalmış ve günümüzde bilinmeyen bu hikâyeleri ortaya çıkarmayı hedefliyor.
2025’TE ZİYARETE AÇILACAK
Zeugma Antik Kenti’nde 1987’de başlatılan kazılar bünyesinde ‘Muzalar (Esin Perileri) Evi’ adında bir yapı tespit edilmişti. Bir odasının tabanında bulunan mozaik üzerinde, Klasik Yunan eğitiminin vazgeçilmez parçası olan lirik şiir, tarih, müzik, astroloji ve felsefe gibi konuların esin perileri sayılan dokuz ‘muza’ betiminden dolayı bu konut, arkeologlar tarafından ‘Muzalar Evi’ olarak adlandırıldı.
Nihai restorasyon ve konservasyon çalışmaları Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Geleceğe Miras Projesi kapsamında sürdürülen Muzalar Roma Evi’nde 2007 yılında başlayan, Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kutalmış Görkay başkanlığındaki ekip tarafından gerçekleştirilen kazı çalışmaları 2019 yılında tamamlandı.
Türkiye İş Bankası’nın desteği ile 2012-2019 yılları arasında yapılan arkeolojik kazılarda 938 eser gün yüzüne çıkarılarak Gaziantep Arkeoloji Müzesi’ne kazandırıldı.
Muzalar Evi’ndeki mozaiklerin dış koşullardan korunması ve ziyaretçilerin tur rotasının belirlenmesine katkı sağlayan korugan yapı inşaatı yine bankanın desteği ile Gaziantep Valiliği tarafından yürütülüyor. Muzalar Evi’nin 2025 yılında ziyarete açılması planlanıyor.
100 SENE ERKENE ÇEKİLDİ
Geçen hafta bir grup gazeteci hem Zeugma kazı alanını ve Muzalar Evi’ndeki çalışmaları, hem de çıkan eserleri görmek için Gaziantep’teydik.
Prof. Dr. Kutalmış Görkay, Muzalar Evi’nde yaptıkları kazı çalışmalarında elde ettikleri bulguların mozaik tarihi açısından önemine dikkat çekti:
“Kazılar sırasında Muzalar Evi’nin tasarımının yüksek ihtimalle MS 1. ve 2. yüzyıllarda gerçekleşmiş olduğu anlaşıldı. Ancak iç dekorasyonunun büyük bir kısmının ise MS 2. yüzyıl sonu, MS 3. yüzyıl başlarında tamamlanmış olduğunu ve yapının MS 252 - 253’teki Sasani işgali sırasında kullanım dışı kaldığını tespit ettik.
Bilim insanlarının özellikle bu bölgedeki mozaiklerin tarihlemesiyle ilgili söylediği tarih aralığını daha erkene çektik. Muzalar Evi sayesinde oldu bu.
Mozaiklerin tarihlendirilmesi çok zordur. Arkeolojik somut verilere ihtiyacınız vardır. Biz o somut verileri bu Muzalar Evinde yakaladık. Bu alandaki araştırmacıların söylemiş oldukları mozaik tarihlerini 100 sene erkene çektik.”
Tarihlemede binanın sütunları gibi diğer yapı elemanları en önemli veri olarak kabul ediliyor. Muzalar Evinde sökülüp kaçırılmış bir taban mozaiğinin alt tabakasını da inceleme fırsatı bulmuşlar.
Peki mozaiklerin tarihinin 100 yıl erkene çekilmesi dünyaca ünlü Çingene Kızı’nı nasıl etkiliyor?
Evet, bu keşifle o da 100 yıl daha yaş almış oldu.
TİYATRO AFİŞİ GİBİ
Evlerin, avluların tabanlarını süsleyen mozaikler ve duvar resimleri dönemin sosyal hayatı konusunda pek çok bilgiye ulaşmamızı sağlıyor.
Prof. Dr. Kutalmış Görkay bu mozaiklerin klasik Yunan edebiyatına büyük katkı sağladığının altını çiziyor: “Bu mozaikler edebi metinlerden sahneler içeriyor aslında. Günümüze kadar kalmamış edebi metinlerin resimsel anlatımlarını, sahnelerini görüyoruz. Metinleri günümüze ulaşmamış ama bazı oyunların isimleri yazıyor. Sahneleri görselleştirmişler mozaiklerle. Antik Yunan edebiyatına çok büyük bir katkı var burada. Euripides’in bilinmeyen, günümüze kadar kalmamış bir tiyatro eserini keşfediyorsunuz. Tiyatro eserinin ismini, afişini görüyorsunuz o mozaiklerde.”
Toprak altında dünya kültür mirasına katkı sağlayacak daha çok fazla malzeme var. Kazı yapılan alan, toplam ev sayısının nedeyse binde biri kadar.
Paylaş