Paylaş
Aylar öncesinde biletleri satışa çıkan ve dakikalar içinde tükendiği için herkesi şoklayan, üstelik bir değil iki gece üst üste Zorlu PSM’de sahne alması büyük olay olan etkinlikten bahsediyorum. Hatta arttırıyorum grubun 3 senedir ilk defa tura çıktığı ve konser verdiği ilk konser İstanbul konseri olmasının da altını kalın kalın çiziyorum. Heyecan katmanları üst üste olduğu için bu konser gerçekten bu senenin en imza işlerinden biriydi. Bunu en başta söyleyerek buraya not düşmek istedim.
Beklenen oldu. Takvimler 9 Ağustos’u gösterdiğinde aylardır Arctic Monkeys hasretiyle yanıp tutuşan hayranları konser günü erkenden soluğu Zorlu PSM kapılarında aldılar. Konser saatinden önce mekanın kapılarında sıra bekleyen grubun hayranları, konserde onları en önde, en yakından izlemek için tüm fedakarlığını gösterdiler. Bu kalabalığın fotoğraflarını gördüğümde bu heyecana içimden ortak olsam da, akşam konser için mekana gittiğimde neden erkenden gittiklerini genel kalabalığı gördüğümde anladım. Konserin sahne üstü bölümünde kalabalığın arasında kendine yer bulanlardandım, sahne üstü gerçekten full kapasite doluyken buna ek olarak oturarak izleyen bölümde aynı şekildeydi.
Arctic Monkeys öncesinde ‘Inhaler’ sahne aldı. Tüm performanslarını izleyemesem de son 2 şarkıda yetişebildim. Grubun 9 şarkılık performanslarının sonuna yetişsem de bir başka konserlerinde daha odaklı bir şekilde izlemeyi kendime not aldım. Arctic Monkeys vakti geldiğinde ve grup sahneye adım attığında Zorlu PSM resmen çığlıklardan yıkıldı. Konserin açılışını ‘Do I Wanna Know?’ ile yapan İngiliz grup ilk birkaç şarkıda oldukça ciddiydiler. Bu ciddiyeti sanırım o gece Zorlu PSM’yi dolduran muhteşem izleyici kırdı. Her şarkıda dev bir koro gibi gruba eşlik eden kalabalık gecenin güzelliğini perçinledi. Öyle ki Alex Turner şarkıların arasında birçok kere ‘muhteşemsiniz’ diyerek izleyicisine iltifatlar yağdırdı.
21 şarkılık rock’n roll gecesinde ‘505’in söylendiği an konserin en tepe yaptığı özel anlardan biriydi. Bu şarkının hemen ardından bis için sahneye geri geldiklerinde ‘Cornerstone’, ‘I Bet You Look Good On The Dancefloor’ ve gecenin sonunda ‘R U Mine?’ ile aylardır onları merakla bekleyen izleyicisine muhteşem bir kapanışla bu harika performansı en güzel yerde noktaladılar.
Ezgi Alaş’ın Müzik Dünyası
2018 senesinde Bora Uzer ‘Benim Umrumda’ albümünü yayımlamıştı. GTR Deneyevi Stüdyosu’nda kendisiyle nefis bir söyleşi yapmıştık, kısa süre sonra da albümün lansmanı için Bomontiada Babylon’a gitmiştim. O gece Bora Uzer vokalistlerinden Ezgi Alaş’ı ilk defa dinlemiştim. Hala aklımda olan muhteşem bir Alicia Keys cover’ı seslendirmişti. O günden Ezgi’yi hafızamda sabitlemiştim.
Bundan birkaç hafta önce Ezgi ile telefonda konuşurken o geceki performansından ne kadar etkilendiğimden bahsederek söyleşimize başladık. 4 sene sonrasında Ezgi Alaş ile onun dünyasını daha derinlemesine öğrenmek için bir araya geldiğimizde konuşmayı çocukluğunda müzik ile bir araya geldiği o ilk andan başlattık.
Ailesinin neredeyse 1 yaşında müziğe olan etkisini anlamaları her şeyin başlangıcı olduğunu söyleyen Ezgi, emekleyerek televizyon yanına giderek şarkıların son hecelerini tekrarlıyormuş. 3 yaşında org çalmaya başlayan Ezgi, konservetuara hazırlanırken tiyatro ve müzik arasında gidip gelse de, kararını müzikten yana kullanmış. Yine küçük yaşlarda bale ile de ilgisi yoğun olsa da, daha sonra odağını müzikten yana kullanan Ezgi her zaman dansın onun için çok önemli olduğunun altını da çizmeyi atlamadı. Klasik piyano eğitimini orta okul döneminde alan Ezgi Alaş, üniversite döneminde Bilkent Üniversitesi’nde opera bölümüne gidiyor. Opera bölümüne ve biraz da Ankara’ya alışamayıp İzmir’e giderek Yaşar Üniversitesi’nde Caz okuyarak yoluna devam etmiş. Yurtdışındaki vokal yarışmalarında İtalya’da birincilik kazanırken, Romanya, Gürcistan, Makedonya, Litvanya, Letonya gibi ülkelerde de Türkiye’yi temsil ediyor.
İlk şarkısı ‘Pacha Mama’yı 2020 yılında yayımlayan sanatçı daha sonra ‘Gölge’, Karakter ile birlikte ‘Easy’, Baneva ile ‘Güneşim’, Yiğit Ergün ile Minti ve geçtiğimiz mart ayında da ‘Yeni Dünya’yı yayımlıyor. Şimdiye kadar yayımladığı teklilere baktığımızda Ezgi Alaş’ın tek bir türde değil, birçok farklı müzik türünde sesini nerdeyse her alanda en iyi şekilde kullanarak, bu yolun daha çok uzun olacağını ilk andan bize gösterir nitelikte.
Sahnede r&b, soul, funk, pop, caz gibi birçok türde gezindiğini söyleyen Ezgi dinleyicisine geniş bir paletle sesleniyor. Şimdiye kadar ne kaydederse kaydetsin vokal aranjmanlarını kendisinin yaptığını belirten Ezgi Alaş işinde en çok bu konuda keyif aldığını da belirtti. ‘Gölge’nin en önemli şarkısı olduğunu belirten Ezgi her şeyiyle pandemide tamamlan çalışmanın kendi discografisinde başyapıt olduğunu belirtti. Söz, müzik ve vokal aranjmanlarının kendisine ait olan ve düzenlemesini pandemi koşullarında birbirinden değerli müzisyen arkadaşlarıyla yapmanın da müzik kariyerinde ona özel bir anı oluşturduğunu söyledi.
‘Yeni Dünya’nın çıkmasıyla birlikte Alaş’ın kariyerinde bir kırılma noktası yaşadığını söylemek yanlış olmaz. Şimdilerde Eylül’de yayımlayacağı maxi single üzerinde çalışan sanatçı bir şarkıda Güneş ile birlikte yer alacağının müjdesini verirken, diğer şarkının da r&b tarzında bir çalışma olacağı ipucunu verdi. Hayatının en hareketli döneminde olan sanatçının kariyeri hakkındaki hayallerini merak ettim. Aldığı eğitimi üzerinde çalıştığı şarkılarında en üst noktada kullanarak üretmeye devam eden Ezgi, trend ve akımlara çok da bağlı olmadan şarkı yapmaya devam edeceğini söyledi. Yapılmayanı yapmaya odaklı ve hatta ‘yapamazsın’ların karşısında güçlü bir şekilde duran Ezgi Alaş’ın adını sadece Türkiye’de değil yakın gelecekte dünyada da çok özel başarı haberlerinde duyacağımıza şimdiden eminim.
Paylaş