Yaşar Kemal'in düşündürdükleri

...

Haberin Devamı

YAŞAR Kemal, bu ülkenin, Çukurova’nın yetiştirdiği önemli yazarların başında gelir kuşkusuz. Genelde ressamlar için söylenen, değerlerinin öldüklerinden sonra anlaşıldığına dair bir söz vardır, ama ben buna inanmam. Olsa olsa, artık sanatçı yaşamadığı için ona eziyet edilemez, o kadar.

Elbette benim de aklıma Yaşar Kemal, önemli bir rahatsızlık geçirip hastaneye yattığı için geldi. Ama bu durum onun ne değerini, ne de önemini azaltır. Aslında, ‘İnce Memed’ gibi destansı bir romanı, Türk dilini oya gibi işleyerek meydana getiren yazarımız için biz ne yapabiliriz ki? İstesek de, istemesek de onun adı artık edebiyat tarihimize kazındı bile. Olsa olsa, Yaşar Kemal gibi isimler bize değer katar.

Bu düşüncelerle, Adana’da söz ve yetki sahibi olanlara, naçizane bir önerim var: Adını Yaşar Kemal’den alacak, ama Karacaoğlan, Dadaloğlu, Recep Bilginer, Demirtaş Ceyhun, Muzaffer İzgi, Orhan Kemal, Arif Keskiner, Yılmaz Köksal, Yılmaz Güney, Ali Özgentürk gibi bu toprağın sanatçılarını ve eserlerini de harmanlayıp, yeniden yaratan bir sanat ve edebiyat günleri düzenlense, fena mı olur?

Haberin Devamı

Gelenekselleştirilecek bu etkinlik için, Adana’nın merkez ve tüm ilçe belediyelerinin katkı vereceğine inanıyorum. Zaten Çukurova Belediyesi’nin Yılmaz Güney’le ilgili bir etkinliği var. Başkanların farklı konularda farklı düşüncelerinin olması normal, ama bu konuda, asgari müşterekte birleşeceklerine inanıyorum. Çeşitli kuruluşların, derneklerin de katılımıyla yapılacak böyle bir çalışmanın başarılı olması halinde kültür ve sanatta İstanbul’un başkent olma unvanını elinden alacağımızı da düşünüyorum.

Bir sohbette kulak verdiğim Adana Büyükşehir Başkanı Hüseyin Sözlü’nün, Yılmaz Güney hakkında şaşırtıcı bir derinliğe sahip olduğuna tanıklık ettiğim sözleri, Yaşar Kemal’in yattığı hastaneye giderek eşiyle hasbihâl etmesi de aslında beni cesaretlendirdi.

Maksat, o güzel atlılar, o güzel atlara binip çekip gitmesinler…

Yazarın Tüm Yazıları