Paylaş
Finalinde de daha yataktan kalkarken başladı stres. Gergindik, hem de yay gibi. O gerginlikle tuttuk Bornova Stadı’nın yolunu.
Evet, Göztepe avantajı eline geçirmişti... Evet, alınacak bir galibiyet ‘kurtuluş’ demekti. Ama o galibiyetin geleceğinden emin olamıyordu kimse.
Sadece bir şeyden emindik, bu yolun sonunda gözyaşı vardı.
Ağlayacaktık...
Ya çılgınca sevinirken boşalacaktı gözyaşlarımız... Ya da kahrolurken...
Kader işte... Ya da ne bileyim, futbolun adaleti!
Zaman zaman iyi biliyor kimin yüzüne güleceğini, kimin hak ettiğini.
Biliyor, Patagonya Ligi’nde uygulanan ‘küme düşecek takımların aynı gün ve saatte oynama’ kuralının Türkiye’de nasıl ‘es’ geçildiğini...
Biliyor, 30 haftada sadece tek bir deplasman galibiyeti alabilmiş takımların, son 4 haftada nasıl 2’de 2 yapabildiğini, 20 dakikada 2 gol atabildiğini!
Biliyor, VAR çizgisinde ‘kare kare’ sana neler çektirildiğini!
Öyle biliyor ki, haftalardır seni ‘yok’ edecekmiş gibi rakibin haline gelen o VAR, adeta sana yeni bir hayat bahşediyor.
Çünkü burada Süper Lig’e renk katan bir takım VAR... Çünkü burada son 5 haftadır kaliteden bağımsız sahaya kavgasını koyan, emeğini koyan bir takım VAR... Attığı deparları saymaktan yorulduğum Halil’in yüreği VAR... Önce golünü atan, sonra rakibin her topuna siper olan Alpaslan’ın inancı VAR... Beto’nun liderliği VAR...
Bu takımın arkasında Türkiye’nin en renkli şehri VAR...
Ne mutlu ki, zafer gözyaşları ıslattı Bornova’yı...
Ne mutlu ki, İzmir ‘Süper’ kaldı.
***
Merhaba yarın
Hani demiş ya Mevlana; “Düne dair ne varsa dünde kaldı cancağızım. Bugün yeni şeyler söylemek lazım.”
Evet, kurtuluşu kutlamak çok güzel. Ama bir daha böylesine küçük çaplı bir mucizeye ihtiyaç duymamak adına atılacak çok adım var.
Kabus gibi geçen bu yıldan alınacak çok ders var.
Zaman, zafer sarhoşluğunu bir an önce bir kenara bırakıp 2019-2020 Göztepe’sini sağlam temellere oturtma zamanıdır.
Hoşça kal dün, merhaba yarın.
Paylaş