Hemen yerli otomobil fabrikasının yanında, fabrika ile entegre, uluslararası limanın dibinde, İstanbul, Kocaeli gibi sanayi devlerine çok yakında planlanan batarya fabrikası hem kurulacağı nokta açısından, hem istihdama sağlayacağı katkıdan dolayı büyük önem taşıyor.
Zaten, yerli otomobil fabrikasının tam kapasite faaliyete girmesi ile birlikte yaklaşık 2 bin kişinin doğrudan istihdam edilmesi planlanıyordu. Batarya fabrikası ise yaklaşık 3 bin kişilik bir istihdam sağlayacak.
Yani, aşağı yukarı en geç 2 yıl içinde bölgede faaliyete girmiş olacak otomobil ve batarya fabrikasında yaklaşık 5 bin kişi istihdam edilmiş olacak.
Bunun hem Bursa, hem Gemlik ve Orhangazi sanayisine sağlayacağı yan sanayi istihdamları ile birlikte daha yüksek sayılara ulaşacağı öngörülüyor.
Velhasıl Bursa, Gemlik, Orhangazi üçgeni birkaç yıl içinde 5 bin ara elamana ihtiyaç duyacak.
Peki bu sayıda yetişmiş kalifiye ara eleman bölgede bulunabilecek mi?
*
Bu konuda geçen hafta bir yazı kaleme almış, yurt sorunun acil çözüm gerektirdiğini yazmıştım.
Çünkü bir yandan üniversitenin gelişmesi ve büyümesini istiyoruz.
Bir yandan da üniversiteye gelen öğrencileri ‘yurt yok’ diye kaçırıyoruz.
Haliyle de bir şekilde kısır döngü içine girmiş durumdaydık.
*
Üniversite için yurt binası ihtiyacı ile ilgili görüş belirtirken, bir özel sektör eli ile yurt binasının yapılmasının gündemde olduğunu ifade etmiştim.
Nitekim, bu konuda en somut söylem önceki gün Belediye Başkanı Bekir Aydın’dan geldi.
Yıl sonundan hemen sonra da yarı yıl tatili için geri sayım başlayacak.
Yani koca bir eğitim dönemini de yarılamış olacağız.
Hem orta öğretimlerde, hem yüksek öğrenimde yarı yıl tatili yaklaşmışken, Uludağ Üniversitesi Orhangazi Yeniköy Asil Çelik MYO’nun yurt sorunu için tek bir adım atılmadı, bir arpa boyu yol dahi alınamadı.
Ne yazık ki.
Kredi Yurtlar Kurumu yurt binası konusundaki çizgisini çekmişti.
Öğrenci mevcudunun 800’ün altında olmasından dolayı, KYK yurdunun Orhangazi’ye inşa edilmesi mümkün görünmüyor.
Bu konuda hem siyaseten, hem bürokratik yollarla defalarca girişimde bulunulmasına rağmen, her defasında KYK’nın 800 öğrenci kriteri duvarına toslandı.
Bu sadece ülkemizin değil, tüm dünyanın baş etmeye çalıştığı bir sorun.
Trafik sorununun çözülmesi için milyarlar harcanmasına rağmen, istenen, beklenen çözümler de bir türlü bulunamıyor.
Yada bulunan çözümler hep geçici çözümler oluyor.
Kalıcı bir şekilde bu sorunun üstesinden gelmek ise neredeyse imkansız.
Bunun başlıca nedeni ise şehirlerin tarih boyunca doğru planlanmamış olması.
Özellikle ülkemizde bu sorun başlı başına bir mesele haline gelmiş durumda.
Üstelik her geçen gün de bu sorun büyüyerek devam ediyor.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra sanayi hamlesi yapan Almanya özellikle mesleki eğitime ve ara kalifiye eleman yetiştirilmesine önem verip, bugün dünyanın en büyük sanayi devi konumuna geldi.
Bunun en önemli gücünü ise mesleki eğitimden aldılar.
Ne yazık ki Almanya’da mesleki eğitimin oranı yüzde 65’ler seviyesindeyken, Türkiye’de bu oran 8-10 sene öncesine kadar yüzde 25’ler seviyesindeydi. 28 Şubat sürecinde setteye uğrayan mesleki eğitime şimdi daha fazla önem gösteriliyor. Mesleki eğitim için yeni hamleler de yapılıyor.
Okulların fiziki koşulları, atölyeleri, laboratuvarları güçlendirilmeye, daha nitelikli ara eleman yetiştirilmeye başladı.
‘Yeterli mi?’ derseniz, asla değil.
Türkiye’nin mesleki eğitim oranı mutlaka yüzde 60’lara ulaşmalı.
Yeni sanayi kuruluşları, yeni teknolojilerle de ülkemiz sanayi alanında da güçlendirilmeli.
Çünkü, ilçemizden ne bürokrasinin, ne siyasi iradenin ne de TOBB’un yerel kuruluşlarının Rıfat Hisarcıklıoğlu’na daha önce de yine dile getirilen çağrımızı ulaştırmak gibi bir kaygıları yok.
Olmadığı için biz de bu yolu deneyeceğiz.
Konumuz eğitim,
Eğitim demişken de en önemli başlığımız bir Fen Lisesi.
*
Önce şuradan başlayalım.
Bugünkü iktidar döneminde Orhangazi’deki derslik sayıları tam anlamı ile altın çağ yaşadı.
Her kuruluş da bu yılki alım fiyatlarını belirledi.
Belirlenen fiyatlar üç aşağı beş yukarı birbirine çok yakın.
Bu yıl bölgede zeytin üretiminde rekolte miktarı yüksek, ama genel olarak ince taneli zeytin ağırlıkta.
Yine de ürün miktarının fazla olması üreticiyi sevindirecek boyutta.
*
Zeytinde hasat mevsiminin başlaması ile birlikte ciddi de bir kriz baş göstermeye başladı.
Zeytin işçisi...
Türkiye’nin en büyük zeytin alıcısı konumundaki Marmarabirlik, kampanya döneminin hazırlıklarını yapıyor.
Geçen hafta cuma günü rekolte beyan dönemi tamamlanmıştı.
Marmarabirlik, rekor oranda rekolte beyanı aldı. Bugün yarın da zeytin fiyatları belli olur, kampanya dönemi de resmen başlamış olur.
***
Marmarabirlik’in en güçlü 3 kooperatifi bizim bölgemizde, yani Orhangazi, Gemlik ve İznik’te.
Bu 3 ilçe Marmarabirlik’in her yıl aldığı zeytinin en yüksek miktarını oluşturuyor.
Dolayısıyla zeytinin başkenti denilen bölge de burası oluyor.