Tıpkı Bursa’nın tüm köyleri gibi, doğası, verimli toprakları, turizme açık alanları ile Saitabat köyünde köyün kadınları inanılmaz bir işi başardı.
Saitabat’ta kurulan Saitabat Köyü Kadınları Dayanışma Derneği kurulduğu günden bugüne kadar yaptığı çalışmalarla Saitabat’ı Türkiye’ye tanıttı.
Saitabat Köyü Kadınları Dayanışma Derneği kuruluş amacını şu cümlelerle ifade ediyor: “Köydeki kadınların kendilerine olan özgüvenlerini arttırmak, aile bütçesine katkıda bulunmak, yardıma muhtaç insanlara yardım etmek ve en önemlisi de kültürlerine sahip çıkmak gibi amaçlarla kurulan dernek, Türkiye’nin ilk köy kadınları derneği olma özelliğine sahiptir. Amacımız toplumumuzda kadın olarak var olmanın zor koşullarda gerçekleştiği bu çağda azim ve kararlılığıyla birçok köy kadınına örnek olmaktır.”
Bu kuruluş manifestosu ile kurdukları işletme ve kendi elleriyle yaptıkları ürünleri köye gelen insanlara satmakla başlattıkları büyümeyi olağanüstü bir noktaya taşıdılar.
Böylece Saitabat Köyü dört bir yandan hem yerli hem yabancı turist ağırlamaya başladı.
Bugün itibarı ile köy girişinde Kadın Kooperatifine ait işletme ile de hem kendi aile bütçelerine hem köylerine maddi destek sağlamayı başarıyorlar.
Saitabat Köyü’nün bu yükselişi bölgede birçok köye ve kadın kuruluşlarına da ilham kaynağı olmayı başardı.
Saitabat Köyü, Kestel’in üst kesimlerinde Uludağ’ın eteklerinde cennetten bir köşe köy idi.
Tıpkı Bursa’nın tüm köyleri gibi, doğası, verimli toprakları, turizme açık alanları ile Saitabat köyünde köyün kadınları inanılmaz bir işi başardı.
Saitabat’ta kurulan Saitabat Köyü Kadınları Dayanışma Derneği kurulduğu günden bugüne kadar yaptığı çalışmalarla Saitabat’ı Türkiye’ye tanıttı.
Saitabat Köyü Kadınları Dayanışma Derneği kuruluş amacını şu cümlelerle ifade ediyor: “Köydeki kadınların kendilerine olan özgüvenlerini arttırmak, aile bütçesine katkıda bulunmak, yardıma muhtaç insanlara yardım etmek ve en önemlisi de kültürlerine sahip çıkmak gibi amaçlarla kurulan dernek, Türkiye’nin ilk köy kadınları derneği olma özelliğine sahiptir. Amacımız toplumumuzda kadın olarak var olmanın zor koşullarda gerçekleştiği bu çağda azim ve kararlılığıyla birçok köy kadınına örnek olmaktır.”
Bu kuruluş manifestosu ile kurdukları işletme ve kendi elleriyle yaptıkları ürünleri köye gelen insanlara satmakla başlattıkları büyümeyi olağanüstü bir noktaya taşıdılar.
Böylece Saitabat Köyü dört bir yandan hem yerli hem yabancı turist ağırlamaya başladı.
Bugün itibarı ile köy girişinde Kadın Kooperatifine ait işletme ile de hem kendi aile bütçelerine hem köylerine maddi destek sağlamayı başarıyorlar.
Dünya ve bölgemizde değişen dengelerden birisi de farklılaşan tedarik zincirinin ortaya çıkardığı yeni koşullar.
Bu yeni koşullarda en fazla avantaja sahip ülke ise Türkiye.
Mart 2020’de Türkiye’de pandemi görüldükten sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tüm dünyaya seslenmiş, “Artık dünyada hiç bir şey eskisi gibi olmayacak” demiş ve eklemişti; “Türkiye bu süreçten en avantajlı çıkacak ülke olacak.”
Bu avantajları ülke olarak lehimize çevirmenin de belli başlı kuralları var haliyle.
Özellikle Türkiye hem doğu hem batıya açılan kapıların tam ortasında olması, özellikle Çin, Hindistan ve doğu ülkelerinin yanı sıra, dünyanın en önemli enerji kaynaklarının olduğu ülkelerin Avrupa’ya ihraç edecekleri petrol ve doğalgazın tek geçiş noktası olması açısından son derece kritik bir durumda.
Pandemi ve sonrasında gelen Ukrayna-Rusya savaşıyla değişen güç dengeleri nedeniyle, ihtiyaç ve taleplere karşılık verebilmek, bu süreçten Türkiye’nin avantajlı çıkmasını sağlamak da oturduğunuz yerden olmayacak.
Yeni kritik ve önü açık önlemler şart.
Araştırmada Orhangazi 223.sırada yer aldı.
Bu konudaki detaylı haber birkaç gündür basında yer alıyor.
*
Öncelikle araştırmanın içeriği ile ilgili bilgi verip sonrasında Orhangazi’ye değinmek istiyorum.
Kalkınma Ajansı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteriyor.
Araştırmanın kısa ismi “SEGE 2022”. İçeriğinde ilçelerin sosyo-ekonomik gelişmişliği yer alıyor.
Bölgenin tek gündemi de İznik Gölü’ndeki çekilme oluşturuyordu.
Çünkü İznik Gölü günden güne tükeniyor, çekilme tarihin en korkutucu seviyelerine doğru gidiyordu.
Haliyle bugünlerde en çok merak edilen konuların başında da yağışların göl seviyesine etkisi olup olmadığı yönündeydi.
Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, geçen kış ve özellikle bu kış etkili olan yağışlar İznik Gölü’ne bir nebze de olsa olumlu etki etti.
İznik Gölü’nün Orhangazi sahilinden ölçecek olursak, göl sahilindeki iskele ayaklarının neredeyse tamamı karada kalmıştı. Ancak bu yıl ki yağışlarla birlikte göl seviyesinde iskele ayaklarına bakarak olumlu bir görüntüyü farkedebilirsiniz. Şu an için iskele ayakları en uçtan itibaren artık suyun içinde yer almaya başladı.
***
Peki bu yeterli mi?
Öyle ya, 2021 ve 2022 kışlarını saymazsak, ondan önceki kış dönemleri tarihin en kurak kış aylarına sahne olmuştu.
Bundan en büyük zararı da İznik Gölü görmüştü.
Bölgenin tek gündemi de İznik Gölü’ndeki çekilme oluşturuyordu.
Çünkü İznik Gölü günden güne tükeniyor, çekilme tarihin en korkutucu seviyelerine doğru gidiyordu.
Haliyle bugünlerde en çok merak edilen konuların başında da yağışların göl seviyesine etkisi olup olmadığı yönündeydi.
Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, geçen kış ve özellikle bu kış etkili olan yağışlar İznik Gölü’ne bir nebze de olsa olumlu etki etti.
İznik Gölü’nün Orhangazi sahilinden ölçecek olursak, göl sahilindeki iskele ayaklarının neredeyse tamamı karada kalmıştı. Ancak bu yıl ki yağışlarla birlikte göl seviyesinde iskele ayaklarına bakarak olumlu bir görüntüyü farkedebilirsiniz. Şu an için iskele ayakları en uçtan itibaren artık suyun içinde yer almaya başladı.
2019 yılındaki yerel seçimlerde belediye başkanlığı koltuğuna oturan belediye başkanları, görevlerindeki 3.yılını geride bıraktı.
3 yıllık dönemde kimler ne yaptı, nasıl bir performans sergiledi özellikle belediye bölgelerinde yaşayanlar tarafından en iyi şekilde değerlendirecektir.
2019 Mart ayında yapılan yerel seçimlerden Bursa Büyükşehir Belediyesi AK Parti,
17 ilçenin 13’ü Ak Parti,
3’ü CHP ve biri de MHP adaylarının zaferi ile sonuçlanmıştı.
*
Hafızalarımızı şöyle zorladığımızda, 3 yıl öncesine gittiğimizde karşımıza çıkan manzara şu;
Çünkü, Orhangazi’nin İstanbul’un arka bahçesi konumuna geleceğini, özellikle turizm ve lojistik konusunda bölgenin gelişeceğini söylemiştik.
Bu iki husus, turizm ve lojistik konusu bölgemizin en fazla üzerinde durması gereken husustu.
Konum olarak Orhangazi, Türkiye nüfusunun yüzde 40’ına en uzak 2 saatlik mesafede, ticaretin ise tam göbeğinde.
Türkiye’nin ticaret ve ekonomideki can damarı İstanbul, Kocaeli, Bursa ve Sakarya gibi merkezlerin odağında olan Orhangazi için önündeki en önemli avantajlardan birisi de lojistik olacaktı.
Bu konuda Orhangazi Taşıyıcılar Kooperatifi’nin son yıllardaki gelişimi, hem nitelikli araç filosunu güçlendirmesi, hem kooperatifin şirketleşerek depo ve antrepo hizmetine yönelmesi, Orhangazi için ayrı bir değer anlamına geliyor.
***