Bu hayal bugünlerde gerçekleşiyor.
Büyükşehir Belediyesi’nin 2017 yılında yapımına başladığı Kültür Merkezi projesinde artık geri sayım başladı.
Son verilen bilgiler, Kültür Merkezi’nin mayıs ayı sonuna kadar tamamlanması yönünde.
Kültür Merkezi projesi Recep Altepe tarafından planlanmıştı. 2017 yılında görevden alınmadan önce projelendirilip ihalesi yapılmış, inşaatına da başlanmıştı. Sonraki süreçte Altepe’nin görevden alınması ile birlikte proje sekteye uğradı.
*
Özellikle bizler bu satırlardan Kültür Merkezi ile ilgili bir konuya çok fazla dikkat çekmiştik.
Marmarabirlik depoları kamulaştırılıp, Kültür Merkezi projelendirilirken iki etap halinde planlanmıştı.
Bu yasa özellikle muhalefetin itirazlarına neden olmuştu. Üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen tartışmaları da hiç bitmedi. Büyükşehir Yasası’nın ilçelere bir fayda getirmediğini savunanlar da var, Aynı yasanın ilçeler için büyük fayda getirdiğini savunanlar da.
Elbetteki tartışmalı bir konu. Olaya, muhalefet gözüyle bakıldığında haklı tarafları olabilir. Ancak, Büyükşehir Yasası’nın getirdiği en büyük avantaj, özellikle alt yapılar konusunda maliyeti yüksek projelerin ilçelere Büyükşehir eliyle yapılması.
Düşünün ki, yıllık 100 milyon TL bütçeli bir ilçe belediyesinin, 100 milyonun üzerinde tutan alt yapı projelerini hayata geçirmesi yıllar alacaktır. Daha da büyük maliyetli projeleri yapması ise daha güç olacağı için Büyükşehir bütçeleri bu görevi daha hakkı ile yapabilmekte. Bu da Büyükşehir Yasası’nın avantajı olarak görülebilir.
*
Eğrisi doğrusu, avantajı ve dezavantajları ile Büyükşehir Yasası artık hayatımızda. Orhangazi için Büyükşehir Yasası’nın getirdiklerini inceleyecek olursak, yukarıda da söylediğim gibi özellikle alt yapı yatırımlarında Büyükşehir Belediyesi Orhangazi için ciddi yatırımlar hayata geçirdi.
Alt yapı, kanalizasyon, yağmur suyu ve içme suyu hatları, bununla birlikte hem merkezde, hem kırsal mahallelerde yapılan bir çok yatırım, alt yapı, içme suyu depoları ile ciddi manada yatırımlar hayata geçirildi.
İlave olarak Büyükşehir Yasası’nın Orhangazi’ye bugüne kadar yaptığı elle tutulur projelerden birisi de Kültür Merkezi.
Yıllık 5 milyondan fazla zeytin fidanı Orhangazi’de üretilip, tüm Türkiye geneline ulaştırılıyor.
*
Zeytin fidancılığı Orhangazi’de 2003 yılından sonra ciddi gelişim gösterdi.
Türkiye’de o dönemde Tarım Bakanlığı ve mevcut iktidar zeytin üretimi için bir hedef ortaya koymuştu.
O dönemlerde Türkiye genelindeki zeytin ağacı sayısı 90 milyon civarındaydı.
Hükümet tarım politikası kapsamında 15 yılda Türkiye’deki zeytin ağacı sayısını 150 milyona çıkarmayı hedeflemişti.
Ve o dönemde zeytin fidancılığına da hatırı sayılır destekler verilmişti.
Sertaslan’ın açıklamalarının ana gündemi Gemlik Körfezi kıyısında olan bir kimya fabrikasının kapasite artırımı ile saatte 5 bin 500 metreküp deniz suyunu çekip, sıcaklık derecesi yüksek şekilde yeniden körfeze deşarj edeceği konusundaydı.
Özellikle geçen yıl Türkiye genelindeki neredeyse tüm denizlerde görülen müsilajın en önemli nedenlerinden birisi de deniz sularındaki ısı yükselmesiydi.
Gemlik Belediye Başkanı, kimya fabrikasının kullanacağı suyun yeniden denize deşarj edilmesi ile birlikte Gemlik Körfezi’nin yaz aylarında 2, kış aylarında da 1 derece sıcaklığının artacağını ortaya koydu.
Ortaya konan bu açıklama ve bilgiler dahilinde körfezin su sıcaklığının 1-2 derece artacağını ve bu artışın müsilajı tetikleyeceğini bilim insanları daha iyi izah edecektir diye düşünüyorum.
Sertaslan’ın açıklamasında dikkat çeken bir nokta daha vardı. Daha önce de defalarca Gemlikli idarecilerin vurguladığı bir mevzu olan, Karsak deresi.
Sertaslan konuşmasında Gemlik denizini kirleten etkenlerden birinin de Orhangazi’den Gemlik’e akan Karsak deresinin olduğuna vurgu yaparak, Orhangazi’nin arıtma konusunda yetersiz kaldığını ve bundan dolayı da Karsak deresinin kirlenerek denize aktığını söyledi.
*
Hem ekonomik hem sosyal alanda bölge otoyolun nimetlerinden faydalanacak.
Otoyol projesi ve köprü hizmete girdi,
Türkiye ekonomisi de oto yolun geçtiği bölgeler de bundan nasibini aldı.
Orhangazi, Gemlik ve İznik bölgesi ise bu işten en çok lojistik manada fayda görmeye başladı.
Belki, bugün için direk etkisi hissedilmese de, zaman içinde bu kendisini çok daha fazla gösterecek.
İstanbul’dan İzmir’e uzanan 410 kilometrelik yol güzergahı üzerindeki tüm kentler bu nimetten öyle ya da böyle yararlanacak.
Ama Orhangazi bölgesi bundan çok daha fazla yarar görecek. Çünkü, otoyolun İstanbul’dan sonraki ilk uğrak yeri bu bölge olacak. Ticaret, ekonomi, lojistik olarak bu işten en fazla katkıyı görecek bölge olacak.
Su Kolektifi ile ilgili internette biraz araştırma yaptım.
Karşıma çıkan şey şu;
Bursa’da Su Kolektifi grubu her ayın 21’inde Bursa Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü önünde bir araya gelip, su kaynaklarının yok olması ile ilgili basın açıklaması yapan sonrasında dağılan bir grup.
Su Kolektifi’nin Ocak 21’de yaptığı açıklamada öne çıkan olgu İznik Gölü’ydü.
Konu İznik Gölü olunca ben de daha bir dikkatle okudum; karşıma biraz karmaşık, karmaşık olduğu kadar da çelişkilerle dolu bir açıklama çıktı.
Açıklamada Orhangazi Ovası ve İznik Gölü etrafındaki endüstri tesislerinin ihtiyacı olan suyun göl havzasından alıp kullanarak atık sularının da çevredeki dere ve akarsulara deşarj edildiğine vurgu yapılıyordu.
Su Kolektifi’nin açıklamasındaki bir paragrafı olduğu gibi paylaşıyorum.
Dünya gazetesinin ekonomi yazarı ve Orhangazi sevdalısı Rüştü Bozkurt, Orhangazi’nin dünü, bugünü ve yarını ile ilgili bir araştırma yapıyor.
Bu çalışma ile ilgili daha önce de bilgilendirmeler ve yorumlarımızı yapmıştık.
Önemli, önemli olduğu kadar da Orhangazi tarihinde benzeri hiç yapılmamış bir çalışma olacak.
Çoğu insan bu çalışma konusunda kapsamlı bir bilgiye sahip değil.
İçeriği ne olacak, nasıl bir çalışma olacak ve ne işe yarayacak, şehrin dinamikleri bazı kurumlar hariç, sokaktaki vatandaşın çok da bilgisi yok bu konuda.
Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki gönül işi ile yapılan, önemli bir çalışma olacak.
İçeriğinde ne olacak peki?
İznik Gölü gelecekte olası bir susuzluk durumunda bölgeye içme suyu sağlayabilecek en önemli su kaynağı.
Bulunduğu coğrafya itibarı ile de özellikle tarıma hem sulama yönünden, hem sağladığı iklim nedeniyle büyük katkıları olan bir göldür.
İznik Gölü havzasında yer alan İznik ve Orhangazi bölgesinde öylesine verimli araziler vardır ki, deyiş yerindeyse ne ekseniz bereketi ile geri alırsınız sözünün tam da uyduğu bir bölge.
Böylesine özel, böylesine kritik bir öneme sahip olan İznik Gölü son yıllardaki küresel ısınmadan birçok su kaynağı gibi olumsuz etkilendi.
İznik Gölü’nde su seviyesi her geçen gün daha da azalıyor.
Yağışların en fazla olması gereken şu günlerde, yeterli yağmur olmayınca bu durum göl seviyesine de olumlu yansımıyor.
*