‘MANTIĞA AYKIRI’
CHP, yeni ekonomik modeli eleştiriyor. Özellikle de dünyadaki gelişmelere de dikkat çekerek, politikanın değiştirilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Bülent Kuşoğlu’nun mevcut politika ile ilgili açıklamaları şöyle:
Yeni ekonomik model mantığa aykırı. Kur korumalı mevduat Hazine’yi sıkıntıya sokacaktır.
Faiz indirimi bugün için yanlış bir politikadır. Aslında faiz indirimi diye bir şey de yok. Kendi kendimizi kandırmayalım. Politika faizi ile piyasada kullanılan faiz bir değil. Enflasyonun altında faizle, paranın değeri korunabilir mi?
TBMM’ye ekonomi ile ilgili düzenlemeler geldiğinde karşımızda muhatap bulamıyoruz. Soru soruyoruz, yanıt alamıyoruz.
Kuşoğlu partisinin Hazine’den aldığı yardımı kur korumalı mevduat fonunda değerlendirmek istediklerini ancak kendilerine, “Henüz yazı gelmedi” denilerek “ret” yanıtı verildiğini söyledi. Vatandaşların ise genelde dövizlerini bozdurmadıklarına dikkati çekti.
YAPILMASI GEREKENLER
Peki CHP’ye göre atılması gereken adımlar neler?
TÜRKİYE’NİN YENİ GÖRÜŞME KONSEPTİ
Ancak bu durum:
ABD’deki başkanlık değişimi ve bunun kısmen Körfez politikasına etkisi,
ABD’nin İran ile nükleer görüşmeleri canlandırmasının İran’a bölgede alan açması,
Körfez ülkelerinin İsrail ile İbrahim Anlaşmaları’na imza atması,
Katar ve Körfez ülkeleri arasındaki krizin sona ermesi,
Salgının ardından tüm dünya ve Türkiye’de ortaya çıkan ekonomik sorunlar,
Tüm bunların ortaya çıkartığı yeni konjonktür ile değişti.
EKONOMİ YÖNETİMİ NE DİYOR?
YENİ yılın ilk günlerine Merkez Bankası’nın 48 saat içindeki bilanço değişikliği damgasını vurmuştu. 30 Aralık tarihli bilançosunda 70 Milyar TL zarar görünürken, yıl sonu analitik bilançosunda 60 Milyar TL kâr olması tartışma konusu olmuştu. Bu durumun neden kaynaklandığı konusunda ekonomi yönetimi yetkilileri: “Yıl sonu bilanço düzenleniyor. Şu anda dünyanın en şeffaf bilançolarından biri Merkez Bankası’nda. Dünyanın diğer ülkelerine de bakıyoruz, bu kadar şeffafı yok” yorumunu yaptı.
KÖPÜK NASIL ALINACAK?
Peki Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tedbir paketi ile köpüğü almıştık, enflasyon üzerindeki köpüğü de alarak ülkemizi bu görüntüden kurtaracağız” sözüyle neyi kastetti? Ekonomi yönetimi, enflasyonda da “Kötü algı yönetimi” ile karşı karşıya olduğunu düşünüyor. Öte yandan enflasyon sepetindeki bazı ürünlerin oranlarının da değiştirilmesi gerektiği ifade ediliyor. Fiyat ayarlamaları konusunda ise İsrail’de yürürlükte olan bir düzenleme üzerinde çalışılıyor. Hedef, ürünlerde fiyatın değiştirilmesini kurallara bağlamak. Ayrıca Merkez Bankası’nda yabancı ülkelere ait varlıklara dokunulmazlık verilmesi düzenlemesine dikkat çekiliyor. Birçok ülkeden altın ve mevduatların Türkiye’ye getirilmesi yönünde talep olduğu, bu nedenle böyle bir yasal düzenlemenin torba teklife eklendiği belirtiliyor.
İYİ PARTİ’NİN EKONOMİYE BAKIŞI
İYİ Parti’nin ekonomi kökenli Grup Başkanvekili Erhan Usta ile de Türkiye’nin içinden geçmekte olduğu süreci değerlendirme fırsatı bulduk. Erhan Usta’nın ana başlıklarda görüşleri şöyle:
(Hazine ve Maliye Bakanı Nebati’nin ‘heterodoks politikalar uygulanıyor’ açıklaması) Sanırım sıra dışı, alışılmışın dışında demek istiyor. Ancak bunun ayrıntılarını Türkiye’ye açıklamalı.
(Kurlar dengeye oturdu mu?)
Canavar ismi ise kendisine, daha yakın tarihte takıldı. 90’ların ortasından 2000’lerin başına kadar haberlerde bile “Enflasyon canavarı” ifadesi kullanılır oldu. Özellikle de 2001 ekonomik krizinde... Kısaca hatırlayacak olursak; 19 Şubat 2001 tarihinde, dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile yine dönemin Başbakanı Bülent Ecevit arasında Anayasa kitapçığı fırlatılması ile patlayan ekonomik kriz... O yıl tüketici enflasyonu yüzde 68.5 idi... Uygulanmaya başlanan “Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı”, IMF’ye sunulan niyet mektuplarıyla, “Fiyat istikrarı politikasına devam edileceği ve enflasyon hedeflemesi staratejisinin uygulanabileceği ekonomik koşulların en kısa sürede sağlanacağının” beyan edilmesi ve seçimlerde iktidarın değişmesiyle ekonomide çok yol katedildi. Sadece tüketici enflasyonu açısından AK Parti iktidarındaki rakamlar şöyle oldu:
AK Parti’nin özellikle 2018 öncesinde meydanlarda kullandığı argümanların başında, “Enflasyonu tek haneye indirdik” geliyordu.
20 YILIN ARDINDAN NASIL BİR TABLO VAR?
Artık 20 yıllık bir iktidardan bahsediyoruz. İlk kez enflasyon rakamları yıllık yüzde 36.08 ile AK Parti iktidarındaki en yüksek seviyeye ulaştı. Üretici fiyatlarında ise yüzde 79.89 oldu. Doğal olarak bu rakamlar, “Canavar geri mi döndü, ve nasıl yeniden gönderilecek?” sorusunu da beraberinde getirdi. Önce tespitleri sıralayalım:
* Sadece Türkiye’de değil, dünyada büyük ekonomilerde bile (çok daha düşük rakamlarla da olsa) enflasyon yükseliyor.
Bugün 2021’in son günü. Zor bir yıldı. Hepimizin 2022’ye dair farklı farklı dilekleri vardır. Ben de gönlümden geçenleri sizlerle paylaşmak istedim:
Virüse, varyantlara, maskeye, mesafeye veda ettiğimiz...
Trolden, linç kültüründen, hakaretten, kutuplaşmadan, sevgisizlik ve saygısızlıktan kurtulduğumuz...
Liderlerin kapılarda bekletilmediği, herkesin herkesle görüşebildiği, liderlerin bir masa etrafında buluşabildiği...
Demokratik hukuk devletinin gerçekten hayata geçirildiği, adaletin gecikmediği...
Liyakatin hâkim kılındığı, eleştiriye açık gönüllerin tebessümle dinledikleri...
Öfke ve bağırmanın bavullara hapsedilip sevgi ve saygının hâkim kılındığı...
Kadın cinayetlerinin son bulduğu, erkeklerin kafalarının gerçekten
Ekonomideki gelişmelerden Millet İttifakı cephesinde yaşananlara, İçişleri Bakanlığı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nda başlattığı teftişe kadar birçok gündem başlığına ilişkin soruları yanıtladı. Ben de köşemi CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına ayırıyorum...
‘BAŞARIMIZI HAZMEDEMİYORLAR’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “İBB’de, terörle iltisaklı 45 bin kişiyi işe aldılar” sözlerinin ardından İçişleri Bakanlığı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde işbaşı yaptırılan bazı çalışanların terör örgütleri ile iltisaklı olduğu iddiasıyla özel teftiş başlattığını açıklamıştı. “Bu saldırıyı hangi mantıkla yapıyorlar, anlamak mümkün değil” diyen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun bu konudaki açıklamaları şöyle:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’nin seçimdeki ve yerel yönetimlerdeki başarısını sindiremedi, hazmedemiyor. ‘Ankara’yı, İstanbul’u nasıl kaybettik?’ diyorlar. Bize en ağır suçlamalar yapıldı. Akıl var, mantık var. Belediye başkanlıklarının Milli İstihbarat Teşkilatı mı var? Belediyelere işçi alımı adli sicil kaydı ile yapılıyor. Adli sicil kâğıdını belediye mi veriyor? Devletin nasıl çalıştığından haberleri yok. Tüm belediye başkanlarımızın telefonlarını dinliyorlar. Allah akıl fikir versin. Böyle devlet yönetimi olmaz. Devlet bir kişinin kinine, öfkesine teslim edilemez. İktidarda kalmak için atmayacakları yalan, iftira yok.”
CHP Lideri, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun açığa alınması gibi bir adım beklemediğini belirterek, “Müfettişlere istedikleri tüm belgeleri, bilgileri veriyoruz” dedi. Ardından da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile canlı yayına çıkma çağrısını da “İlk 10 dakikada dağıtırım onu. Bütün sinirlerini dağıtırım” ifadesiyle dile getirdi.
‘FİYAT İSTİKRARINDAN YANAYIZ’
CHP Lideri’ne yeni kur korumalı mevduatı da içeren ekonomi politikası hatırlatılarak,
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici’nin siyasi partilerin aldığı Hazine ve seçim yardımları ile birden fazla maaş alan bürokratlar konularındaki açıklamaları çok tartışılmış, son olarak geçen hafta yaptığımız Gece Görüşü programında da konuklarımla bu konuyu uzun uzun konuşmuştuk. BBP Genel Başkanı Destici, gazetemizin Ankara bürosunu ziyaret etti. Sizlere önce Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 68. maddesinin ilgili bölümünü hatırlatıp sonra Destici’nin açıklamalarını aktaracağım.
YETERLİ VE HAKÇA MALİ YARDIM
Anayasa 68. madde diyor ki: “Siyasi partilere devlet, yeterli düzeyde ve hakça mali yardım yapar. Partilere yapılacak yardımın, alacakları üye aidatının ve bağışların tabi olduğu esaslar kanunla düzenlenir.”
Buradaki önemli sözcükler: “yeterli düzeyde ve hakça”... Siyasi partiler ilgili kanuna göre hem Hazine yardımı hem de seçim yardımı alıyorlar. Yeni yılın ilk ayında yaklaşık:
AK Parti 280 Milyon TL,
CHP 150 Milyon TL,
HDP 77 Milyon TL,
Doğal olarak “Kur Korumalı Vadeli TL Mevduatı” kararının ayrıntıları ile bundan sonra atılacak adımların peşine düştüm. Hem ekonominin üst düzey isimleri ile hem de Cumhurbaşkanlığı’nın üst düzey isimleri ile konuştum. Sizlere yine madde madde olanı ve bundan sonraki atılacak adımları anlatacağım.
KARAR ORTAK
Bir süredir Cumhurbaşkanı Erdoğan ekonomi yönetimiyle üst üste toplantılar yapıyor. Ekonomi ile ilgili çeşitli meslek gruplarından, örgütlerinden gelen “Sorunlar ve çözüm önerilerini” içeren raporları okuyor. Cumhurbaşkanı ve ekonomi yönetiminin toplantısına katılan hemen herkes Türk lirasının değerini arttırmak, vatandaşı yeniden Türk lirasına döndürmek ve güven kazandırmak ama aynı zamanda zarara da uğratmamak için ‘Kur Korumalı Vadeli TL Mevduatı’nı uygulamada uzlaştı. Şimdi gelelim yöneltilen eleştirilere üst düzeyde verilen yanıtlara:
HAZİNE’YE FAZLA BİR YÜK BEKLENMİYOR
Bu ürün ile kurdaki ekonomik temellerden kopuk, spekülatif artış ortadan kalktığı için Hazine’ye fazla bir yük beklemiyoruz.
Üstelik kurda geçtiğimiz günlerde yaşadığımız gerçekçi olmayan artışın, ekonominin her alanında vatandaşa getireceği maliyetle kıyaslandığında Hazine’nin yükleneceği maliyet çok daha önemsiz düzeyde.
Dünya merkez bankaları pandemi döneminde para basıp dağıttı. Türkiye’nin para basma niyeti yok.
Getirilen ürün, Kredi Garanti Fonu’nda uygulananın bir benzeri.