Hande Can

Bu yılın ana teması “umut”

20 Mart 2021
Butik otellerin gastronomi etkinliklerine ev sahipliği yapmasını çok seviyorum.


Kaz Dağları’na komşu olan, zamanın durduğu Adatepe köyünün gizli cenneti İda Blue, çok sevdiğim şeflerden biri olan Murat Deniz Temel ve ekibi ile geçen günlerde nefis bir etkinliğe ev sahipliği yaptı.
Ege Bölgesi’nin zengin ot çeşitleriyle yapılan yemeklerinin lezzeti ve İstanbul’dan kısa bir süre uzaklaşmanın verdiği huzur ile yaz özlemimizi bir nebze de olsa giderebildik.
Sağlıklı yaşam trendlerini takip eden Chef Seasons markası ile Alaf Restaurant’ın ikonik tatları bir araya gelince 2021 lezzet trendleri raporuna göz atmadan geçemedim.
Bu yılın öngörülerine göre, 2021’in mega trendi “mutlu günler”, ana teması ise “umut” olarak belirlenmiş.
Yani bilimsel yönden de kanıtlanan bazı yiyeceklerin mutlu ettiği bilgisinden hareketle, 2021’de psikolojik ve duygusal sağlığı ön planda tutan, vitamin ve mineral içeriği yoğun, depresyonu ve yorgunluğu azaltan, stres atmaya yardımcı yiyecek ve içeceklere ilgi artacakmış.
Veganlık, doğal ve organik gıdalar, sezgisel beslenme ve şekersiz içerikler 2021’de insanların vazgeçilmezleri haline gelecekmiş.

Yazının Devamını Oku

Her adım bir yardım

13 Mart 2021
Yurtdışında yaygın olan sağlık ve sağduyu uygulamaları ülkemizde de çoğalmaya başladı.

Bunların en güzellerinden bir tanesi ise Help Steps.

Uygulama, kullanıcılarını hem yürümeye hem de yardım etmeye teşvik ediyor. Gün içinde attığınız her adım, kullandığınız işletim sistemine göre Apple Health veya Google Fit verileri üzerinden alınıp Help Steps ekranına aktarılıyor.

Ne kadar çok adım atarsanız o kadar fazla yardım etme imkanına sahip oluyorsunuz.

Önemli olan gece 00.00’dan önce attığınız adımları bir reklam izleme karşılığında dönüştürmeyi unutmamanız.

İzlediğiniz reklamlar sayesinde adımların maddi değeri oluyor ve böylece yardım kuruluşlarına bağış yapma imkanına sahip oluyorsunuz.

Sağlıklı ve fit kalabilmek için her gün ortalama 10 bin adım atmak gerekirken ve yaz geliyor diye sahiller yürüyüş yapan insanlarla dolup taşmışken bu attığınız adımların kendi bedeniniz haricinde ihtiyaç sahiplerine de gideceğini bilmek sizi daha fazla motive etmez mi?

Ben sırf bunun için ekstradan bir tur daha atmaya gönüllü olabilirim. Mesela 21 yaşında Cerebral Palsy hastası Umut Özer için tekerlekli sandalyeye ihtiyaç var.

HAÇİKO, TEMA, TOG, UNICEF gibi dernekler olmasına rağmen ben şimdilik adımlarımı Umut için dönüştürüyorum. Sizleri de yürüyüşe beklerim.

Yazının Devamını Oku

En doğa dostu kıyafet markası

6 Mart 2021
Uzun zamandır sürdürülebilirliği destekleyen ve kurumsal kimliklerini bu çerçeve doğrultusunda değiştiren markaları inceliyorum.

Sürdürülebilirlik için kim ne aksiyon almış, bundan sonraki marka planlamaları için ne gibi adımlar atmayı ön görmüş hepsini tek tek radarıma alıyorum.

Geçen gün bir sohbet sırasında doğa dostu kıyafet markasının ilk sıralarında Jack Wolfskin olduğunu öğrendim.

Hatta sürdürülebilirilik konusunda sessiz bir lider olmaları daha da dikkatimi çekti.

Dünya çapında birçok mağazası olan Alman asıllı marka, çevreye verdiği sözlerle kendini en tepeye çıkarması gerekirken bunu dillendirmiyor olması ise beni çok şaşırttı.

Tedarik zinciri şeffaflığı, Fair Wear Vakfı (Adil Giyim) üyeliği, organik pamuk, geri dönüştürülmüş polyester ve kürke karşı duruşuyla sürdürülebilirlik konusundaki çalışmalarını ve duruşlarını duyurmamaları mütevazılıktan öte bence bu dönem için büyük bir hata niteliğinde.

Çevreye en çok zarar veren sektörlerin başında tekstil sektörünün olduğunu düşünürsek, Jack Wolfskin gibi
oyunun kurallarını değiştirmede öncülük edecek markaların daha çok ses çıkarması ve diğerlerine  rol model olması gerektiğini düşünüyorum.

Türkiye’de Spx mağazalarında satılan Jack Wolfskin’in sadece cool modelleri için değil sadece bu duruşu için bile gardırobumuzun baş köşesinde olması gerek.

Yazının Devamını Oku

Fiziksel ve dijitalin harmanı: “Fijital alışveriş”

27 Şubat 2021
Mağazalar pandemi sonrası müşterilerine temassız, hızlı ve kolay alışveriş deneyimi sağlamak için dijital dünyanın kolaylığı ve hızını birleştirerek müşteri memnuniyeti adına çok ciddi yatırımlar yapıyorlar.

Tekstil markaları için online alışveriş siteleri ile bu nispeten daha kolay ama iş market alışverişine gelince benim gibi sebze ve meyveyi kendi gözüyle görmeden alamayanlar için durum biraz daha farklı.

Geçen gün Metro’ya gittim ve ilk defa giriş kapısından çıkışına kadar “fijital” alışverişin deneyimini yaşadım.

Metro Fast adı altında yeni bir sistem kurmuşlar.

Hiç kimseye temas etmeden, tüm alışverişimi tamamlayıp çıktım.

İnanın o kalabalık kasa kuyruğunda beklemeden rahat ve sorunsuz bir şekilde çıkmak gerçekten çok güzel bir deneyim oldu. Bu hizmetin tam olarak ne olduğunu deneyimlediğinizde daha iyi anlayacaksınız ve o noktadan sonra hizmete olan bakışınız gerçekten çok değişecek.

En azından benim için öyle oldu. Galiba pandemi sonrası içime sinmeyen ve bir türlü istediğim hizmetin ne olduğunu tanımlayamadığım, hatta bire bir alışverişten kaçma içgüdüsünü yenmemi sağlayan formülün ne olduğunu sonunda buldum.

Dışarıya adım attıktan sonra içimden geçenler ise şöyle oldu:

“İşte bu! Neden bu sistem diğer mağazalarda yok?”

Yazının Devamını Oku

Kabarık etekler geri döndü

20 Şubat 2021
En sevdiğimiz pijamalarımız ve eşofmanlarımızdan vazgeçtiğimiz noktada içinde en rahat hissedeceğimiz kıyafet hangisi olacak düşündünüz mü?

Ya da şöyle sorayım...

Bahar ayına yavaş yavaş yaklaşırken üzerinize yapışmış eşofmanlardan sizi ne vazgeçirecek?

Hemen söyleyeyim:

Kabarık etekler.

1947’de, savaş sonrası Christian Dior’un kum saati elbiseleri ve dar belli kabarık etekleri geri geldi, hem de hiç olmadığı kadar modernize edilmiş bir şekide.

Dior’un ikonik bar kostümünün modern yorumlarını Prada’dan Miu Miu’ya, Fendi’den Chloe’ye kadar birçok markanın defilesinde gördük.

Bu sezon kabarık etekler, basic tişörtler, ipek bluzlar, rahat trikolar, hatta biker ceketlerle kombinlenecek.

İlkbahar/yaz podyumlarına pandemi ile hayatımızın odak noktası haline gelen sayısız konfor trendleri devam etse de özlediğimiz zarif ve minimal en kadınsı parçalar mağazalarda yerlerini almaya başladı bile. Gerçi bunları giymek kolay, yeter ki gidebilecek yerimiz olsun...

Yazının Devamını Oku

18 Şubat’ı kaçırmayın

13 Şubat 2021
H&M’in senede iki defa sunulan Studio koleksiyonu,  “Sonsuz Hazine” temalı koleksiyonuyla karşımızda.

Günü yakala ruhuyla oluşturulan koleksiyon tuhaf ve umursamaz fantezi ve masallara saygı duruşunda bulunmuş.

Pandeminin etkisinden olsa gerek, bu saygı duruşunu son dönemlerde birçok markada hissediyoruz.

H&M’in Studio parçaları, değer verme mantığıyla tasarlandığı için yıllar geçtikçe daha da özel ve dikkat çeken parçalar haline geliyorlar.

Birkaç sezon sonra giydiğinizde bile “Üzerindekini nereden aldın?” sorusu ile karşı karşıya kalıyorsunuz.

Bu sene ilk defa Studio müşterileri, geçmiş koleksiyonlardan değerli parçaları keşfetmeye davet ediliyor.

Maalesef özel arşiv parçalarından oluşan seçki sadece Berlin’deki Mitte ve Stockholm’deki Sergels Torg’da satışa sunulacak.

Sürdürülebilir kaynaklı malzemelerden üretilen koleksiyonun kilit parçaları siyah saçaklı kadife elbise, vega derisi diz üstü siyah çizme ve pantolonlar.

Bej ve siyah ağırlıklı koleksiyon, mercan turuncusu ve neon sarılardan oluşan elektrikli renk paletleriyle dengelenmiş.

Yazının Devamını Oku

Sezonun trend kodu “athleisure”

6 Şubat 2021
Pandemi ile birlikte pik yapan ve günlük hayatımızın vazgeçilmezi olan eşofman takımlar, maske ile birlikte hayatımızın vazgeçilmezi oldular.

Spor yaptığımızda giydiğimiz kıyafetlerin gündelik hayatımıza sızmasını ifade eden “athleisure” akımının, özellikle yaşadığımız süreci ve kısıtlamalardan dolayı sokakla ev arasında mekik dokuduğumuzu da göz önünde bulundurursak yeniden popüler olması hiç şaşırtıcı değil.
Aslında bizi bu akımla ilk tanıştıran Lady Diana olmuştu.
Oversize sweatshirt’leri, renkli taytlar ve aksesuvarlarla birleştirerek kullanan Diana’nın favori görünümlerinden biri olan athleisure, modanın rahatlamasına en büyük etken.
Hollywood starlarından, influencer’lara, sokak modasından, moda çekimlerine kadar her yerde gördüğümüz bu akım, zahmetsiz, bol ve marshmallow tonlarında olduğu sürece 2021 yazının yükselen trendleri arasında olmaya devam edecek.
Farklı stillerde, farklı desen ve renklere ev sahipliği yaparak defilelerde kendini gösteren bu akıma karşılık moda tasarımcıları “İnsanlara eşofman takımlardan başka ne verebiliriz?” sorusu ile baş başa kalmış durumdalar.
Nefes alan kumaşlar, sürdürülebilir tasarımlar, bakımı hızlı ve kolay kullanılan parçalar derken athleisure’ın aslında gelip geçici bir akım olmadığı hatta ilerleyen zamanlarda pandemi akımı diye adlandırılacağı kesin.
Peki, topuklu giymeyi özlemediniz mi? Her ne kadar eşofmanları şıklaştırmaya devam etsek ve athleisure’a kolay kolay sırtımızı dönemeyecek olsak da benim eşofmana karşı olan toleransım bitmiş durumda.

Yazının Devamını Oku

Kadın modası tamam da peki ya erkek modası?

30 Ocak 2021
Kadın modası deyince aksesuvar dahil yurtdışında kendini kanıtlamış birçok yerli markamızı sayabiliriz ama konu erkek modasına gelince globalde bizi temsil edebilecek marka bulmak oldukça güç.

Büyük markalar ve zincir mağazalar haricinde erkeklerin kaliteli, sürdürülebilir kumaşlarla üretilen, tasarım odaklı, iddialı modellere sahip olması hiç kolay değil, özellikle Türkiye’de.

O yüzden ister algıda seçicilik deyin, ister mesleki deformasyon deyin erkeklerin ne giydiğine kadınlardan daha çok dikkat ediyorum.

Eğer güzel bir model görüyorsam da muhakkak nereden olduğunu soruyorum.

Son zamanlarda birkaç farklı ismin üzerinde çok güzel parçalar gördüm ve hepsi en beğendiğim kadın markalarından da biri olan Yasemin Özeri koleksiyonuna ait çıktı.

Vegan ve çevre dostu kumaşlardan oluşturduğu koleksiyonuyla benim favori markalarımdan birisidir aslında. Özellikle minimal, vücuda uyum gösteren, basit ve güçlü formları, kalitesi ve zamansız güzellik anlayışına hitap etmesi ile gardırobumun demirbaşlarındandır ama Museum by Yasemin Özeri adı altındaki erkek koleksiyonu inanın ayrı bir güzel.

Hele ki bazı parçalar var ki bizler için bile zamansız. Günümüzün hızlı tüketimi hedefleyen moda anlayışına karşı, yavaş ve etik bir moda anlayışını benimsemek istiyor ve cinsiyetsiz tasarımları beğeniyorsanız hem kadın, hem erkek koleksiyonundan çok özel parçaları gardırobunuza ekleyebilirsiniz. 

Ayrıca Yasemin’in çok yakın zamanda yurtdışında çok iyi yerlere geleceğine eminim. Hatta yabancı dergilerin radarına girmeyi başarmış bile.

Bir sonraki adım yurtdışı satış noktaları olsun da göğsümü kabartacak bir markanın daha haklı gururunu yaşayalım.

Yazının Devamını Oku