Haklı olduğu birçok konuda bile "haksızlığa uğraması".
Eskiler, "meramını anlatamadın" derler ya, öyle işte.
Bir türlü haklılığı ortaya koyamamak.
Ama... Hemen hemen her konuda böyle.
Ciddi bir sorun, sancı.
Çözülemiyor da çözülemiyor.
O yüzden değil mi, zaman zaman yaşadığımız uluslararası sıkıntılar?
O yüzden değil mi, sıkça sözünü ettiğimiz "yalnızlık".
Belki yeterince yandaş bulamamak.
Hep derdini iyi anlatamamak.
Şimdinin deyimiyle, "lobi yapamamak".
Oysa bunu başaran "ileri koşuyor".
Neler neler gerçekleştiriyor!
O zaman yol belli. Hedef de...
Bu anlamda ileri adımlar atmak.
Bir eksikliği tamamlamak.
Ermeni sorununda, AB ilişkilerinde hep "lobi" sıkıntımız yok mu?
Gerçekleri iyi anlatamama sorunu!
O zaman...
İşte, bu anlamda siyasi partilere de önemli görevler düştüğü açık.
Çünkü siyaset en önemli güç.
Doğru kullanılırsa...
CHP Lideri Deniz Baykal’ın "uluslararası açılım" projesi çerçevesinde gündeme getirdiği ve düğmeye bastığı CHP’nin yurt dışında temsilcilikler oluşturması çalışması da bu açıdan yaklaşıldığında çok önemli.
Neden?
Çünkü siyaset etkin bir şekilde Türkiye için çalışacak.
Sadece içeride değil, dışarıda da...
Bazı gerçekler ciddi temaslarla ortaya konulacak.
Bazı konularda uluslararası toplantılar düzenlenecek, yayınlar yapılacak.
Türkiye’nin tezleri ve gerçekleri her platformda güçlü bir şekilde dile getirilecek.
Bugüne kadar ne oluyordu?
Su akıyordu, Türk bakıyordu!
Yani... Her şeye (genellikle) sessiz kalınıyordu.
Ya da... Sesimiz yeterince gür çıkmıyordu.
CHP’nin açacağı temsilcilikler bu anlamda ciddi bir boşluğu da dolduracak.
Öyle sanıyorum ki, Türkiye hakkında bilgi eksikliği duyan medya doyurucu bilgiler alma şansı bulacak, belli konularda Türkiye’nin görüşleri aktarılabilecek, ayrıca gençlerin kazanımı yolunda da üniversitelerde gerçekleştirilecek ciddi bilimsel toplantılarla bir boşluk doldurulmuş olacak.
Deniz Baykal çok heyecanlı:
"CHP; temsilcilikleri kanalı ile yurt dışında da Türkiye için daha etkin çalışacak. Bu organizasyon tamamlanmak üzere. İlk CHP temsilciliği Brüksel’de açılıyor. Brüksel Avrupa’nın başkenti. Orada Avrupa ülkeleri ile CHP kanalıyla daha verimli bir ortam yaratılacağını düşünüyorum. Gelişen bir dünya, gelişen bir toplum yapısı ve buna ayak uydurarak Türkiye için çaba sarfeden bir CHP. Temsilcilikler ihtiyaç halinde geliştirilebilir de. Çağdaş demokratik açılım anlamında, Türkiye’nin dış dünyaya kendini anlatması anlamında önemli bir adım attığımızı düşünüyorum."
İç çatışmalar, karalamalar.
Hatta zaman zaman gereksiz tartışmalar.
Bütün bunların ötesinde "siyasetinin en olgun" döneminde CHP Lideri Deniz Baykal’dan gelen açılımlar.
Türkiye için önemli çabalar.
Bu sese dikkat etmenin, bu çabaları ve kaliteyi görmenin zamanı değil mi?