LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Yıllara dayalı bir beraberlik.
İyi günde, kötü günde dayanışma.
Gün gelip "acıyı bal eylemek", gün gelip kahkahalarla gülmek.
Yaşamın zorlu yokuşlarında "birlikte direnç".
Umut, heyecan, tutku.
Bazen karamsarlık, çekingenlik...
Ama... Hep iyiye doğru... Hep güzele...
Ve yaşam felsefesi olarak ortaya çıkan "yardımseverlik".
Hem de her alanda...
Okullar, yurtlar, kampuslar, hastaneler, merkezler, parklar...
Kitap, defter, kırtasiye...
Oyuncak, alet - edevat, sağlık cihazları...
Onlarca çeşit...
Binlerce ton...
Kucaklar ve kalpler dolusu...
Ve işte böyle bir çiçeğin solması...
Nevvar İşgören vefat etti.
Geride çok sayıda dost bırakarak...
Hepsinden önemlisi; yardımlarla büyüyen bir sevgi haresi içinde...
Bitmek tükenmek bilmeyen dualarla...
Sevgi sözcükleri ile...
Ne güzel... Ne değerli...
Geçmişte "hoş bir seda olabilmek".
Yarattıkları ile insanlarda sevgi selleri oluşturabilmek...
Güzel anılmak...
İzmir’in, Ege’nin bir çok yerinde bu sevgi dolu insandan taşan "sevgi demetleri"... Koca koca binalarda "yaratılan sıcaklık"...
Bir ismin gerisinde oluşturulan "mutluluk tablosu"...
Gerçekten de Nevvar İşgören yaşıyor!
Bir çok yerde...
İşte böyle kalıcı olmak...
İşte böylesine sevilmek...
Güzel anılmak...
İnsanın yaşarken de yaşam sonrasında da "kalıcı" olması...
Tarihe geçmesi...
Kime nasip olur?
Nasıl olur, nasıl başarılır?
İşte küçük zenginlikler bile kalıcı olma konusunda bir şans... Bazen 8 derslikli bir okul.
Bazen küçük bir sağlık ocağı.
Bir tıp aleti...
Bir hastanede oda...
Öyle anlamlı şeyler ki bunlar...
Küçük birikimlerin, zenginliklerin gelecek kuşaklara aktarılması...
Yeni sevgiler yaratarak...
İzmir’deki cenazede Salih İşgören, "Ayakta kalmak zorundayım" diyordu.
Onlarca kalıcı eseri yaratmış, yaratmaya devam eden bir büyük hayırsever.
Bir kolu kırık elbette!
Ama... O da Nevvar Hanım gibi hep yaşıyor ve yaşayacak...
Ne mutlu ki, İzmir’in böyle güzel insanları var!
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Yazarın Tüm Yazıları