Paylaş
Ben ol da bil!
Sen oldum annem bak, sen oldum ve bildim neymiş bu işin yürekçesi...
Anlamazdık o zaman biz...
“Zor kızım, çok zor analık” derdin ardından derin bir iç çekişle...
Zormuş anam...
Ana olmak ‘hiç’ken ‘hep’ olmakmış meğer...
Çoğalmakmış durmadan...
Dünyaya meydan okumak, mazi ve istikbâli sırtlamak, pervasız bir gözü karalıkmış.
Zormuş annem...
Olduk, gördük, bildik bak...
Ana olmak meğer, kor ateşlerde üşümesi, kara kışlarda buz kesmesiymiş yüreğin.
Hep ‘ben’ derken, artık “o, illâ O’ demekmiş...
Hiç varmayacağı kapıları çalması, hiç ederek ömrünü adamasıymış...
Hiç kızmaması yüreğin, almayı hiç düşünmeden hep vermesiymiş...
Hep sarıp-sarmalaması, hiç hesap sormadan, hep dost hep yâr olmasıymış..
Zormuş anam...
Meğer ölümüne bir kara sevdaymış analık...
Rumuz: Bir okur...
YANIT
Herkesin annesi çok özeldir eminim. Benim annem de dünyanın en güçlü kadınlarından, en özel annelerinden biriydi. Beni öyle özenle büyüttü ki...
Çok özel bir anneydi o. Ben 3 yaşındayken babam başka bir kadını sevip bizi terk ettiğinde, anneannemle bana hem anne hem baba olmuşlardı. Annem türlü zorluğa rağmen beni yetiştirmek için elinden gelenin fazlasını yaptı.
Beni Türkiye’nin en iyi okullarından birinde okutmak için günde iki ayrı gazetede çalışmak zorunda kalmıştı.
Çünkü babam nafaka vermeyi bile kabul etmemişti. Bu nedenle hem annem hem anneannem çalışma hayatına atıldılar. Anneannem bir gazetede muhasebe müdürü olarak çalışmaya başlarken, annemin ve benim gazetecilik mesleğimizin tohumlarını attığını bilmiyordu.
Böylece annem de aynı gazetede magazin yazıları yazmaya başlamıştı. Buradan Babıali’nin tanınmış diğer gazetelerine geçti ve gün geldi “Güzin Abla” köşesi doğdu.
O bir yandan hayat mücadelesi verirken, bir yandan da hem çok güzel hem de dul bir kadın olmanın türlü olumsuzluklarıyla başa çıkmayı başardı.
Çünkü o yıllarda Babıali kadın gazetecileri kolay kabullenememişti.
Bugün artık kadın meslektaşlarımız başarıyla görevlerini sürdürebiliyor.
Sonuçta annem tüm güçlüklere göğüs gererek kendi ayakları üzerinde durmanın dışında bana da çalışıp ayaklarım üzerinde durmayı öğretti.
Ve bu günlere geldim onun sayesinde, onun Güzin Abla adını ve köşesini taşımaya devam ediyorum isteği üzerine…
Nurlar içinde yatsın anacığım… O ve onun gibi tüm güçlü kadınlara da selam olsun.
Bugün annesi yanında olanlara ne mutlu! Onun kıymetini bilin... O kalıcı değil... Her “anne” deyişinizde, her dara düştüğünüzde hemen karşınızda bulmaya alıştığınız o eşsiz kadın, bir gün gidecek…
Ardından ağlasanız, dövünüp pişmanlıkla yansanız da çare yok... Bu nedenle henüz ona sarılabiliyorsanız, ona sevginizi sonuna kadar hissettirin... Onu ilginizden mahrum bırakmayın.
Düşünün ki, onun tek arzusu sizi mutlu görmektir. Ve o sonsuz affediciliğiyle, size kırılsa bile, hep duacınız olacaktır. Onu kırmamaya, ona kötü davranmamaya da özen gösterin.
Çünkü anneler kutsaldır. Allah “cennet annelerin ayakları altındadır” diyerek çok önemli bir mesaj vermiştir.
Anneniz sizi 9 ay karnında taşımış, size can vermiş. Bunu asla unutmayın...
Anneler Gününüz kutlu olsun...
Paylaş