Paylaş
Sevgili Güzin Abla size gelen mektuplar arasında zaman zaman benim de yaşadığım ailevi sorunların benzerleri olduğunu görüyorum. Sonunda ben de size yazarak değerli görüşlerinizi almak istedim.
Eşim 22 yıldır iyi kötü çok şey paylaştığımız yuvamızı, kendince hata olarak gördüğü birkaç nedenden yıkmaktan kaçınmadı.
Biz yıllardır çevremizde örnek aile olarak gösterilen bir çifttik. 2 çocuğumuzla yuvamızda, kendi yolumuzda mutlu mesut birlikte yürüyorduk.
Önce eşimi rahatsız eden benim işlerimin kötüye gitmesi oldu. Genellikle rahat bir hayatımız varken, birden darlığa düştük ve eşim bunu kaldıramadı. Aslında bu olay benim elimde değildi. Tüm ülkede benim gibi çoğu esnaf zor duruma düşmüştü.
Ben yine de elimden gelen her şeyi yaparak eşime ve çocuklarıma bu sıkıntıları en az bir şekilde yansıtmaya çalıştım. Ancak sanırım eşim daha önceki hayatımızda alıştığı şekilde yaşamayı sürdüremeyince buna katlanamadı, bu yüzden evde tartışmalar çıkmaya başladı.
Öyle ki en küçük bir sorunda hakaret ve kötü sözler söylenir oldu.
Bir başka hata ise, kendini eksik ve sosyal açıdan küçük gördüğünü söyleyerek, bir şeyler yapmak istediğini ileri sürerek çalışmak istemesiydi. Bunun için de bazı kurslara gitmeye başladı. Ben bu durumu çok doğal karşılayarak pek fazla üzerine gitmedim, nereye gittiğini neler yaptığını takip edemedim. Meğer çok büyük hata yapmışım.
22 yıllık eşim, çocuklarımın anası, bu gittiği kurslarda birine kapılmış. Meğer onu çok fazla serbest ve özgür bırakmışım, hiç ummadığım bir şekilde ihanete uğramışım. Ona olan güvenim o kadar tamdı ki bunca sene sonra bize bunu yapacağını aklımın ucundan geçirmemiştim. Oysa kurslarda kimlerle görüştüğünü, neler yaptığını takip etmem gerekirmiş. Bu kurslarda karşılaştığı kişiler tatlı sözlerle, iltifatlarla aklını çelmişler.
Bir anda bana ayrılacağını, artık benimle yaşamak istemediğini, kendine yeni bir hayat kuracağını, buna hakkı olduğunu söyleyerek bizi terk etti.
Meğer bir başkasıyla uzun süreden beri görüşüyormuş. Şimdi bana boşanma davası açtı, çocukları da bana bıraktığını, artık özgür olmak istediğini söyleyerek bize sırtını döndü.
Yine de benden tazminat, nafaka vs. istemeyi de ihmal etmedi.
Şimdi Güzin Abla burada hata bende mi, yoksa 22 yıllık, asla şüphe etmediğim çocuklarımın anası olan kadında mı, yoksa onun kanına giren, kimdir nedir belli olmayan, onu bir şekilde kandıran o yabancı erkekte mi? Siz söyleyin. ◊ Rumuz: Terk edilen koca
YANIT
Sevgili okurum, şu “hatayı kimde aramalıyız’ sorusundan önce şunu söylemeliyim ki, ekonomik kriz, kapatılan işletmeler, işten çıkarmalar, geçim zorluğu gibi nedenlerden yıkılan yuvaların sayısı tahminlerin çok üstünde. Bunda eminim sizin bir suçunuz yok, siz elinizden geleni yapmışsız.
Eşiniz de büyük ihtimalle iyi niyetle evine katkıda bulunmak üzere bir adım atmak istemiş. Ancak bu gibi yerlerde beklenmedik bir şekilde birileri karşısına çıkmış ve bunca yıldır size sadakatle bağlı olan eşinizin aklını çelmiş.
Kendisini hâlâ genç ve beğenilen bir kadın olarak görmesine fırsat veren iltifat kafasının karışmasına yol açmış.
Büyük ihtimalle bu adam, kendisinden genç ve ağzı iyi laf yapan biri. Ve eminim ona davrandığı gibi pek çok kadına da aynı şekilde davranmaktadır. Ama ne yazık ki eşiniz bunun farkında bile değil.
Şimdi aklı karışmış ve bir girdaba kapılıp gidiyor. Bir gün aklı başına gelecektir ama umarım iş işten geçmez. Tekrar size geri dönecek yüzü olabilecek mi, bilemem.
Yani oğlum, sabır göstermeni isterim. Yapacak çok fazla da bir şey yok. Çocuklarında mutlu olman en büyük dileğim...
Paylaş