Şu an 19 yaşındayım. Lisedeyken aynı serviste olduğum bir erkek arkadaşım vardı.
Sevgili değildik, normal arkadaştık. Onun da sevgilisi vardı.
Bir müddet sonra bana olan ilgisi hoşuma gitmeye başladı. Ondan hoşlanmaya başladım.
Aslında onu her seferinde uyardım. Sevgilisi olduğunu hatırlattım. O ise ilişkisinde huzursuz olduğunu, zaten bitirmek üzere olduğunu söyledi defalarca.
Okul çıkışlarında buluşuyorduk. Sonra ileri gitmeye başladı. Beni öpmeye yeltendi, dokunmak istedi.
Bazen duygularıma yenik düşüp öpmesine izin veriyordum. Ama bu olay zorlamaya dönüştü. İstemesem de bana zorla dokunmaya çalıştı.
Her seferinde kıyafetlerimiz üstümüzdeydi.
27 yaşında genç bir kadınım. 3 yıl önce aynı şirkette çalıştığım biriyle cinsel anlamda birlikteliğim oldu. Duygusal olarak aramızda pek bir şey yaşanmadı. Daha sonra ilişkiyi noktaladık. İyi arkadaş olduk, çünkü sonuçta aynı işyerinde çalışıyorduk. Zamanla ilişkimiz unutuldu gitti.
Yıllar sonra ben bu genç adamın aynı sektörde çalışmaya başlayan erkek kardeşiyle tanıştım. Aklımda asla böyle bir yakınlaşma yoktu, fakat kendisi bana ilgi duydu ve görüşmeye başladık. Sevgili olduk.
Ben de ondan çok etkilendim. Benimle evlenmeyi düşünüyor ama ileriye yönelik herhangi bir şey düşünemiyorum. Aklımda hep abisiyle yaşadıklarımız var, bunu ona söyleyemedim. Sizce ne yapmalıyım?
◊ Rumuz: İlişki
YANIT
Sevgili kızım, elbette ki bu rastlantı senin için pek hayırlı olmamış. Bazen işte böyle düşüncesizce kurulan ilişkiler zaman içinde insanın karşısına beklenmedik bir şekilde çıkıveriyor...
Bilmem bu duygusal olmayan ama sadece cinsellik üzerine kurulduğunu söylediğin ilişkideki erkek bugün ne durumda?
Güzin Abla, ben evli bir kadınım ve internetten 2 yıl önce biriyle tanıştım. Bu adam önce eşini boşayacağını söyledi. Ben ona inanıp, güvenip evi ve eşimi terk ettim.
Bu sefer beni oyalamaya başladı. Meğer ayrılacağı yokmuş. Beni kandırıyormuş. Ama bu arada eşim beni asla bırakmadı, dönmem için elinden gelen her şeyi yaptı.
Ben de oyalandığımı fark edince evime geri döndüm. Çok zor günler yaşadım. Eşimin iyi ve eğitimli biri olması ve bana eskisinden daha fazla ilgi göstermesi bunalıma sürüklenmemi engelledi...
İnternetten tanıyıp sevdiğim kişi ilkokul mezunuydu. Eşim ise üniversite mezunu. Arada çok fark var ama sevdim bir kere. Tabii verdiği sözleri yerine getirmediği için onu asla affetmiyorum.
Ama iyi ki böyle olmuş, onu ne kadar sevsem de yuva yıkan kadın olmak istemezdim.
Onunla sadece 1.5 ay birlikte yaşadım ve sonunda bana “ikimiz de sevdik ama zamansız bir boşlukta birbirimize tutunduk, çocuklarımız için eşlerimize dönmemiz gerekiyor” dedi, ben de evime döndüm. Ama hâlâ zaman zaman telefonlaşıyor, internette konuşuyoruz. Ne o bensiz olabiliyor, ne de ben onsuz.
Ama yüz yüze görüşmüyoruz.
Küçük yaşta annemi kaybettim ve kardeşimi büyüttüm. Bu arada babamdan şiddet gördüm. Yetmedi, babamın evlendiği kadından da şiddet gördüm. Bu yüzden kendimi ve kardeşimi kurtarmak adına evlendim.
Şu an 5 yıllık evliyim ve bir yaşında bir çocuğum var.
Yaşadığım bunca sıkıntı sonunda “mutluluğu hak ettim” diye düşünürken eşimden dayak yemeye başladım. Olur olmaz şeylere sinirlenip beni dövüyor, “işine gelmiyorsa git” diyor. İmkanım, kalacak yerim ve bir işim olsa gideceğim tabii. Ama yok... Ne yapacağımı bilemiyorum.
Eşimin beni aldattığını düşünmeye başladım.
Bu davranışlarının başka bir açıklaması yok gibi geliyor.
Çünkü daha önce bana hiç el kaldırmazdı... Ona bu düşüncemi belli etmemeye çalışıyorum.
Ama her gece yastığa başımı koyduğumda uykuya dalana kadar ağlıyorum. Stresten birçok hastalığım çıktı.
22 yaşındayken eşimle severek evlendim. Tam 21 yıl oldu ve 2 çocuğumuz var. Eşimle mutluyuz.
Evlenmeden önce ne beraber yaşadık ne de flört ettik. Evlendikten sonra da anlaşmadığımız konular oldu ama hep anlayışla karşıladık, sorunlarımızı birlikte çözdük.
Neden bunları yazıyorum? Okumayı seven bir insanım. Önüme ne gelirse okurum. Sizin yazılarınızı da toplumun gidişatını anlamak için severek okurum.
Çoğu zaman dini inancım gereği dediklerinize katılmam. Ancak köşenizde okuduğum bir yazı gerçekten beni çok sinirlendirdi. “Çiftler ön evlilik yapabilselerdi boşanmalar artmazdı” başlıklı bu yazı gerçekten toplumumuzu tanımayan biri tarafından yazılmış olmalı.
Bazen diyorum “size yazanlar bu kadar cahil olamaz” diye. Size yazan o kişi, yurtdışında yaşadığını söylüyor. “Burası Türkiye” diyorsunuz. Bekaret önemli değil gibi bir izlenim uyandırıyor o yazı. O şahıs diyor ki, “Önce beraber yaşasalar bu sorunlar olmazdı. İnsanlar bu kadar kolay boşanmazlardı.”
İyi de Güzin Abla, yurtdışında yaşayan yabancılar boşanmıyor mu? Üstelik onlarda flört daha yaygın değil mi?
Bırakın birkaç ayı, yıllarca aynı evde oturup daha sonra evlenseler de boşanmıyorlar mı?
25 yaşında, bekar bir kızım. Bundan aylar önce internetten biriyle tanıştım. Birbirimizi sevdik, evlenecektik. Yüz yüze de görüştük. Sonra onun aklına bazı sorular takıldı kaldı. Böyle yapınca ben de üzüldüm ve ayrılmak istedim. Gerçekten de ayrıldık ama
2 gün sonra pişman oldum.
Onu aradım, barıştık, tekrar görüşüyorduk. 1 hafta sonra o benden ayrılmak istedi. Sırf ben ayrıldığım için bunu kabullenemediğini söyledi.
Velhasıl aradan aylar geçti. Bana tekrar yazdı, “Unutamadım seni” dedi.
Onu çok seviyordum, o da bunu biliyordu. En son yine kavga edip ayrıldık. Yine araya aylar girdi.
Bu sefer de internette başka adla yeni bir hesap açtım. Bu hesaba da cevap verdi. Zoruma gitti, “beni unuttu” dedim. Kim olduğumu söylemedim.
Sonra hakkında sorular sordum; “Daha önce hiç sevdin mi, onu beğendin mi” gibi...
18’ine yeni basmış bir genç kızım. Kendimi bildim bileli anne sevgisini hiç hissetmedim. Annem artık hayatımı mahvetmiş durumda. Hayatımın her döneminde hep katı ve sinirliydi.
Çocukları arasında da hep ayrım yaptı. Erkek kardeşlerimi daha üstün tutardı. “Erkek çocuğu bir başka” diyordu annem.
Ben de “Her ne kadar öyle olsa da annemdir. Beni seviyordur, başıma kötü bir şey gelse en çok o üzülür” diyordum kendi kendime.
Fakat çevremde arkadaşlarımın annelerinden gördükleri güzel muameleyi fark edince yanıldığımı anladım. Önceki zamanlarda okula giderken inadına hep kahvaltı yapmadan, soğuk havalarda da montumu almadan çıkardım evden.
Belki kızar da beni uyarır, beni düşünürdü. Ama umrunda bile değildim, ilgisini çekemedim bir türlü... İlk regl olduğum zamanı bile ondan gizlemiştim. Nasıl tepki göstereceğini bilemediğimden...
Gerçekten de tahmin ettiğim gibi oldu. Öğrendiğinde sanki büyük bir hata yapmışım gibi tepki verdi.
Her seferinde yüzüme vurdu. Söylenmeyecek kelimeler bile kullandı.
Üniversite son sınıf öğrencisi bir kızım. Ailemle her zaman problem yaşadım. Annem zaten problemli biri. Babamla ben doğduktan sonra boşanmışlar. 2016 senesinde de babam vefat etti.
Yıllar boyunca babamla görüşmemi engelledi. Teyzem, dayım ve daha birçok kişiyle de... Hep dolduruşlarla büyüdüm. Hep yönlendirildim, tehdit edildim.
4 senelik üniversite hayatımda hiç tanımadığı arkadaşlarımı sadece görünüşüyle yargılayarak, “onlarla konuşmanı istemiyorum” derdi. Dışarıya çıkmama hâlâ karışıyor.
Akşam hava karardığında dışarıya çıkmama kesinlikle izin vermez. Ben de yalan söyler, yine çıkarım. Beni bu yalanlara mecbur ettiğini ifade ederim, anlamaz.
Her zaman abimle annem arasında ezilen, onların istediği neyse onu yapan, hakarete, şiddete uğrayan oldum.
Üniversiteye geldiğimde arkadaşlarım oldu. Onların ailelerine baktığımda ne kadar yanlış büyütüldüğümü fark ettim.
Dışarıda bir kahve içmek için dahi izin alıyorum annemden. “Şu saatte yurtta olacaksın” diye şart koşuyor.