Paylaş
25 yaşında, bekar bir kızım. Bundan aylar önce internetten biriyle tanıştım. Birbirimizi sevdik, evlenecektik. Yüz yüze de görüştük. Sonra onun aklına bazı sorular takıldı kaldı. Böyle yapınca ben de üzüldüm ve ayrılmak istedim. Gerçekten de ayrıldık ama
2 gün sonra pişman oldum.
Onu aradım, barıştık, tekrar görüşüyorduk. 1 hafta sonra o benden ayrılmak istedi. Sırf ben ayrıldığım için bunu kabullenemediğini söyledi.
Velhasıl aradan aylar geçti. Bana tekrar yazdı, “Unutamadım seni” dedi.
Onu çok seviyordum, o da bunu biliyordu. En son yine kavga edip ayrıldık. Yine araya aylar girdi.
Bu sefer de internette başka adla yeni bir hesap açtım. Bu hesaba da cevap verdi. Zoruma gitti, “beni unuttu” dedim. Kim olduğumu söylemedim.
Sonra hakkında sorular sordum; “Daha önce hiç sevdin mi, onu beğendin mi” gibi...
Bana “Beğenmeseydim onu görmeye gitmezdim. Olgunluğu, üslubu, edebi hoşuma gitti” dedi.
Bir zaman sonra yine yazdım, helallik dilemek için. Çünkü ona yazanın ben olduğumu itiraf ettim.
Beni affetti. Zaten bunu tahmin ettiğini ama artık beni istemediğini söyledi. Çok ağırıma gitti. Laf olsun diye “İstersen çevremden uygun birini sana ayarlayayım” dedim.
O ise “Sen bilirsin” cevabını verdi. Daha da zoruma gitti.
Onu bir arkadaşımla tanıştırdım. 1 hafta sonra sevdiğim adamın onu beğendiğini öğrenince kriz geçirdim. Ayrılırlar diye tahmin etmiştim.
Bir süre sonra bana onu kötüledi. Hatta onu sevmediğini söyledi. Ama ayrılmadılar. En sonunda da o kız hakkında tüm bildiklerimi anlattım. Ama kız söylediklerimi yalanladı. O da 1 ay önce tanıdığı bu kıza inandı.
“Artık beni istemediğini ve sevmediğini söyle” diyorum ama söylemiyor. Şimdi burnu sürtsün istiyorum. Suçunu anlasın diye internetteki her yerden engelledim.
Ama onu unutamıyorum ve seviyorum. Bu kızı seviyor mu, yoksa bana acı mı çektirmek için mi yapıyor? Ne olur yardımcı ol abla...
◊ Rumuz: Çok yoruldum
YANIT
Ah şu saçma sapan gurur meseleleri. “Sen ayrıldın, ben ayrıldım, sen önce karar verdin, ben önce karar verdim..." Ne kadar yanlış, ne kadar aptalca.
Ancak senin yaptığının da ondan pek farkı yok.
Ne demeye tutup da onu bir kız arkadaşınla tanıştırıyorsun?
O istese bir kız bulup görüşemez miydi?
Kızla tanıştırıyorsun ki onu istemediğini, hâlâ aklının sende olduğunu öğrenebil diye. Ama ne oluyor; sandığının aksine, arkadaşlıkları devam ediyor, kızla yakınlaşmaya başlıyor. Bu defa da sen acı çekmeye başlıyorsun. Onu unutamadığını anlıyorsun, onun seni sevip sevmediğini sınamak isterken, kendi kazdığın kuyuya düşüyorsun.
Bu da duyduğum en saçma olaylardan biri...
Aslında şu internetteki görüşmeleriniz sırasında onun aklına takılan bazı şeyler varmış ya...
Keşke bana bunları da yazmış olsaydın. Belki ikiniz arasındaki bu çelişkileri ve ayrılıp barışmaları biraz daha iyi anlayabilirdim.
En azından onun gurur yapmasının nedenini anlardım belki.
Ama ne olursa olsun, şimdi gurur yapma sırası sende sevgili kızım. Madem bu genç adam ısrarla seni artık istemediğini söyleyip duruyor, bırak. Arama, sorma. Bu yeni kızla ilişkisini devam ettirsin. Onu sevmediği ortada.
Belki de gerçekten sırf sana inat olsun diye onunla görüşüyor.
Senin ona bir kız arkadaş sunmanı kaldıramamış olabilir, bunun intikamını alıyordur belki de...
Ama sen mutlaka kendini çekmelisin sevgili kızım.
Sesini soluğunu kesip, onu rahat bırakmalısın ki bir düşünsün. Eğer gerçekten sana değer veriyorsa, arayabilir.
Ama aramazsa da sen artık bu ilişkiyi maziye gömmek zorundasın.
Paylaş