Sosyal medyadan tanıştığım erkek arkadaşımla 4 yıllık bir ilişkim var. Onu çok seviyorum, ilişkimiz güzel gidiyor fakat evlilik konusunu açtığımda “Ben bununla ilgili bir şey diyemem, beni sıkıştırma” diyor. Ben 25, erkek arkadaşım 27 yaşında. Evlilik için sıkıştırmak istemiyorum ama ilişkimizde bir netlik olsun istiyorum.
İnsan 4 yıllık ilişkide evlilikle ilgili bir şey diyebilir. Ama bana kaçış noktası olarak “İlk günden ‘Beni zorlama. Böyle şeylere gelemem’ demiştim” açıklamasını yapıyor. Çok seviyorum, başkasını asla hayatıma almak bile aklımdan geçmiyor.
Anlaşma konusunda da bir sıkıntı yaşamıyoruz. Beni sarıp sarmalaması bile yetiyor. Ama ne yapmalıyım bilmiyorum.
Onun KPSS’yi kazanması gerekiyor. Ama bu kararsızlığı sanki bahane. “Ben, sana bekle dememiştim ki” gibi bir tavır geliyor. Sizce ne yapmalıyım?
◊ Rumuz: Evlilik
YANIT
Sevgili kızım, bu konuda sana gerçeği söylesem kalbin kırılacak... Ama gerçeklerle karşılaşmak zorundasın, çünkü sevdiğini söylediğin bu adam büyük ihtimalle seni oyalıyor.
24 yaşında bir gencim. Birini çok seviyordum. Gençlik hatasıyla bir düğünde alkol alıp başka bir kızla birlikte oldum. Sonrasında pişmanlık yaşadım ve o kişiyle bir daha da konuşmadım.
Aradan zaman geçti. Büyük bir hastalık geçirdim. Ameliyat oldum. Sevdiğim kadın başka şehirden yanıma geldi. Birlikte çok güzel vakit geçirirken telefonumdaki mesajları yakaladı. Tartıştık ve sonunda beni affetti, birkaç gün sonra da şehrine döndü.
Ondan sonra hep onun istediği gibi biri oldum. Sabah işe akşam eve gidiyor, başka hiçbir şey yapmıyordum. Güvenini kazanmak için her anımı fotoğraflıyor ya da video çekip kendisine atıyordum.
Onu hediyelere boğuyordum ama bir gün bana çok uzun bir mesaj attı. Özet olarak “Seni çok seviyorum ama bana bu yaptığını sindiremiyorum” diyerek çekti gitti.
Durduramadım. Gece gündüz onu düşünüyordum. Ayrılmadan bir süre önce yeni bir işe başladı.
Orada tanıştığı biri vardı. Devamlı ondan bahsediyordu. “Uzak dur o kişiden” diyordum ama her seferinde “Bu seni ilgilendirmez” cevabını veriyordu.
En sonunda bana bir fotoğraf geldi. Sosyal medyada yaptıkları konuşmaların fotoğrafı... Deliye döndüm ve o anki öfkeyle o kişiye bizim birlikte çekilen özel bir fotoğrafımızı gönderdim.
Bu yıl da Çanakkale Zaferi’nin 107’inci yılını kutlamış olduk. Genellikle gençlerimiz bu zaferin nasıl fedakarlıkla, nasıl bir manevi güçle gerçekleştiğini bilmezler.
Atatürk, içlerinde yaşları 15’i geçmeyen pek çok çocuğumuzun da bulunduğu askerlere “Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum” sözünün ardından, vatan uğruna ölüme yürüyen bu kahraman askerlerimiz gerçekten geri dönmeyeceklerini çok iyi biliyorlardı. Size internette de çıkan, gözlerimizi yaşartan hikayeyi gönderiyorum.
Bizim yaştakiler aslında bu öyküyü büyüklerinden işitmişlerdir.
Ancak Z kuşağı diye adlandırılan, çok akıllı, çok zeki, bilgisayarda, cep telefonunda harikalar yaratan, ancak hiçbir zorluğa katlanamayan, en basit bir sorun karşısında ölmekten, evi terk etmekten, kaçmaktan söz eden, çoğu da sizin okurunuz olan bugünün gençliği, eminim bilmiyordur.
Bu öyküyü bilmek bir yana, o 15’lik çocukların kahramanlıklarını, vatan için ve komutanları için canlarını vermeye nasıl hazır olduklarını ve gerçekten de bir ekmek, bir kase üzüm hoşafıyla yarı aç yarı tok, sadece cesaretleriyle düşmana karşı nasıl göğüslerini siper ettiklerini hayal bile edemiyorlardır.
Güzin Abla, bu öyküyü köşenizde yayınlamanızı rica ediyorum. Onlar sizin köşenizi yakından izliyor...
Bu öyküyü okuyup biraz olsun geçmişimiz hakkında, bu çocuk yaştaki askerlerimizin yaşadıkları hakkında fikirleri olsun, belki artık yakındıkları o ailelerinin de, hayatlarının da değerini bilirler diye düşündüm.
Abla biz kocamla ayrı yatıyoruz, hem de evlendiğimiz günden beri...
Sadece bir kere, o da evlendiğimiz ilk gün yanımda yattı.
Ona “Neden ayrı yatıyorsun?” diye sordum. “Ben o yatakta yatamıyorum, belim ağrıyor” cevabını verdi.
Sonra belinin iyileştiğini düşünerek yanımda yatmasını istedim, “Eve doğalgaz gelsin, öyle” dedi. Eve doğalgaz geldi, bu sefer başka bir bahane buldu.
“Yakında geleceğim yanına” diyerek beni oyaladı. Bahanelerle günler geçti.
En sonunda “Beni sevmiyor musun?” diye sordum. “Sevmesem evlenmezdim” dedi.
Birçok kez onu tehdit ettim, “Annemlere giderim ayrı yatmaya devam edersen” dedim.
27 yaşındayım. Instagram'da bir adamla tanıştım. “İnternette bulduğun yolda bırakır” diye düşünenlerdendim. Onu tanıyana kadar...
1-2 ay sadece mesajlaştık. Gün geçtikçe daha çok merak edip tanımak istedim. 3-4 ay kadar da telefonlaştık.
Sonra buluştuk. Bir görseniz, birbirimizi yıllardır tanıyor gibiydik. Zaten bu tanışıklık hissi sesini duyduğumda başlamıştı.
Sevgili olduğumuzun 5'inci ayında artık onu aileden biriyle tanıştırmak istedim. İş ciddiye gidiyordu. Ancak anneme söylesem dinlemeden babama söyleyecekti. Onu babamın karşısına çıkarmak için daha erken. Bir de Instagram’dan tanışmışım... O başka şehirde, ben başka şehirde.
Bu yüzden bana destekçi lazımdı. O da olsa olsa okumuş, severek evlenmiş, halden anlayan birisi olmalıydı. Halama söyledim.
Söylemez olaydım. Neler neler dedi. Üstelik babama da yetiştirdi. Babam patlamaya hazır barut fıçısı oldu.
Babam, “Memur değil, bir şey değil. Tutmuş bir de ta bilmem nereden bulmuşsun. Olmaz bu iş” dedi.
Merhaba Güzin Abla, ben 24 yaşında bir kızım. Erkek arkadaşım ise 25 yaşında.
1 yıldır beraberiz. Başta gayet güzel anlaşıyorduk.
Ailesi ile tanıştım. Kendime, aileme uyumlu olduklarını hissettim.
Hâlâ da aynı düşüncedeyim. Fakat son birkaç aydır birbirimize tahammülümüz kalmadı.
İki gün iyi olsak bir hafta aramız kötü ve ortada ciddi anlamda hiçbir büyük problem yok. Hep ufak tefek şeylerden kavga çıkıyor.
Erkek arkadaşım alıngan, hassas bir adam. En ufak şeyde düşünceli davranmamı istiyor, beni olduğum gibi kabullenemiyor.
Ben de biraz başına buyruk biriyim. Ona yeterince ilgi gösterdiğimi düşünüyorum. Kavga ettiğimiz zamanlar 1 hafta konuşmasak, ben yazmadıkça o yazmıyor, benden ayrı kalmayı hazmedebiliyor.
13 yaşındayım ve 3 yıl önce annem ile babam ayrıldı. O günden beri psikolojik sorunlarım var. Her şeye ağlıyorum.
Annem şu an evli ve bir de üvey kardeşimiz var. Biz de 3 kardeşiz, üvey kardeşle 4 oluyoruz. Ben babamda kalıyorum, annemin maddi durumu pek iyi olmadığı için bizi yanına alamıyor. Ailem bana o kadar yükleniyor ki ben her gün ağlıyorum.
Bize babaannem bakıyor, her şeyi korkutarak yaptırıyorlar. Babaannem temizlikte benden yardım istiyor. Ben yapmak istemeyince bağırıp çağırarak “seni amcana söylerim” diyor.
Amcama söyleyince amcam beni korkutup ağlatıyor ve ben de yapmak zorunda kalıyorum. Okulda rehberlik hocamla görüşüyorum. Bunun sebebi derslere dikkatimi verememem. Hocalar derslerde hep ağladığımı ve üzüldüğümü söylüyor.
Ailemden nefret ediyorum. Onları istemiyorum. Ne olursa olsun onlar ailem ama kabul edemiyorum.
Hiçbir erkekle arkadaş olmamı istemiyorlar ve “Erkekler sapıktır” diyorlar. Bu dedikleri yüzünden erkek görünce elim ayağım karışıyor. Psikolojimin bozuk olduğunu düşünüyorum. Yurda gitmek istiyorum. Gizlice polisi aradım. Benden nerede yaşadığımı sordular ve söyledim. Şiddet olmadan bir şey yapamazlarmış. Şiddet görmüyorum ama çok mutsuzum.
Eğer şiddet görürsem 112’yi aramamı söylediler. Ama 112 ambulans numarası değil mi? Bana yardım edebilir misiniz, yurda gidebilmem için?
25 yaşında genç bir kadınım... Annemle babam sürekli kavga eden bir çiftti. Biz 7-8 yıl önce başka bir semte taşındık. Orada annemle babamın arası iyice bozuldu.
Zaten beraber de yatmıyorlardı. Bu arada annemin hayatına biri girdi ve akşamları eve geç gelmeye başladı. Sonra tamamen evden gitti ve boşandılar.
Boşanma davasında annemin eve geç geldiğine şahit olarak beni gösterdiler.
Annem gittiğinde de 18 yaşındaydım. Sürekli “Annem gibi olmayacağım, annemin hayatını yaşamayacağım” diye kendi kendime söz veriyordum. Ama buna rağmen ben de 7.5 yıldır evli biriyle görüşüyorum. Bizimle aynı semtte oturuyor.
Evliliğinde bir sorunu yok. Bana “boşanacağım” gibi vaatler de vermiyor. Bana yol gösterir, beni sever, kısacası birlikte çok iyi vakit geçiriyoruz. Müthiş bir ten uyumumuz var.
Aslında bunun tamamen yanlış olduğunu biliyorum ama kendimi durduramıyorum.
Onu çok seviyorum. Bir sorun daha var ki bunun yanlış olduğunu bildiğim için 3.5 sene önce ilişkimi bitirmiştim.