Bursaspor’da inançsızlık hakim

Bursaspor’un her kademesinde inançsızlık hakim.

Haberin Devamı

Süreç öylesine bir noktaya evrildi ki; ne bir umut besleniyor, ne de bir direnç ortaya koyuluyor.
Tarifi mümkün olmayan bir teslimlik sendromu.
Müsabakalar oynanıyor, izliyoruz.
Olağan nokta her daim; kötü gidişatta belli bir sürenin sancılı geçmesi, ancak bir an sonra yeniden uyanıştır.
Neticede her zaman da pes edemezsiniz, futbolda oyun size belli şanslar sunar.
Bursaspor içinse sezon başından beridir süre gelen başarısızlık, tükenmişlik ve teslim görüntü, hiçbir zaman umut vaat etmiyor.

SAHA İÇERİSİNDE ADINDAN ESER YOK

Oyuncular mücadele etmiyor, yönetim kademesinde engellerin kaldırılması adına somut adımlar görülmüyor.
Bu denli kara atmosferde dolayısıyla bir umut ışığı da beklemek hayalperestlik oluyor.
Artık şundan eminiz; Bursaspor, adıyla var olsa da saha içerisinde adından eser yok ve bu takım maalesef ki ligin en kötülerinden biri.
Bireysel yetenek bazında elbette bir takım sorunlar olacak, elbette istenilen sonuçlar alınamayacak fakat 17 hafta geride kaldı.
Bir takım hiç mi gelişmez, hiç mi direnç ortaya koymaz, hiç mi isyan etmez?
Camianın da ağrına giden durum bu.

Haberin Devamı

OLUMSUZ SONUÇLARA BİR TEPKİ YOK

Bursaspor en küçük darbede yıkılıyor. Bu; hem oyunsal bazda, hem ne yazıktır ki mücadele bazında gerçekleşiyor.
Bazen ortaya koyduğunuz mücadele, yeteneklerle bezenmediğinden bir fark da oluşturamaz ancak kimseden olumsuz sonuçlara bir tepki, bir başkaldırı dahi göremiyoruz.
Haydi iç saha maçlarında taraftarın da iteklemesiyle küçük nüanslar görüyoruz direnç olarak, ancak deplasman maçlarında tamamen oyunu terk etme, bırakma noktasına gelecek kabullenmişliğin, çaresizliğin izahı yok.
Zira futbol, çaresizlerin oyunu değil.
Bu resmen bir sabotaj.

FUTBOLCULAR SAHADAKİ SORUMLULUĞU BİLMİYOR

Olağanüstü seçim sürecinde sosyal medyadan yaptıkları paylaşımlarla, alacaklarının ödendiğini ve hiçbir sorun yaşamadıklarını belirterek yönetimin devamı noktasında sorumluluk alan, hatta kenti de kendilerine desteğe çağıran futbolcular, asıl görev yerleri olan saha içerisinde sorumluluk nedir bilmiyor.
Şu ilk devre maçları, öylesine artık her şeyi normalize etti ki; talihsizlik, şanssızlık lafları dahi rafa kalktı.
Mağlup girdiğiniz devrenin ikinci yarısında, hemen kalenizde bir gol görüyorsanız bu ilk etapta talihsizliktir, ancak bu tekrar ediyor ikinci, hatta üçüncü kez karşılaştığınız bir durum oluyorsa; bunun tek izahı devre arası tüm konuşmaların hikaye olduğu, konsantrasyonun dahi sağlanamadığıdır.

Haberin Devamı

MÜCADELEDEN ESER KALMADI

Bursaspor, rakipleriyle oynadığı maçlarda öylesine teslim olmaya hazır bir görüntü çiziyor ki, bunun için rakiplerin de öyle maçın başından sonuna baskı altına almasına, yüksek tempoda oyun oynamasına gerek yok.
Zaten fırsatları veriyor, bireysel kalitenin düşüklüğünden, oyun organizasyonunun bulunmadığından, mahallelerdeki halı saha ekipleri dahi Bursaspor’a karşı kolaylıkla pozisyonlar bulabilir.
E baktığınızda zaten yenilen bir gol, tüm direnci de kırıyor.
Dile kolay; 11 kez geriye düşen Bursaspor bu maçların 10’unu kaybetmiş...
Mücadele de diyemiyoruz bu müsabakalara artık zira mücadeleden eser kalmamış.

RAKİP KÖTÜYSE PUAN ALABİLİYOR

Haberin Devamı

Bazı taraftarlar maç sonu isyanlarında ‘deplasmana gitmeyin, boşuna masraf yapmayın’ diye serzenişte bulunmuş, sahiden o noktaya getiriyor saha içerisindekiler.
Zira ne bir ışık veriyor, ne bir umut, ne de bir direnç ortaya koyuluyor.
Bursaspor artık rakiplerin ‘çok kötü gününe’ bağlı bir takım oldu.
Dikkat edin; Bursaspor’un kazandığı ve puan aldığı maçlarda da ortaya koyduğu, başarılı denilebilecek saha olayları yok.
Bursaspor’un puan veya puanlar toplaması da rakiplerin ne kadar kötü bir günde olduğuna, ne kadar gol kaçırdığına ve ne kadar saçmaladığına bağlı hale geldi.
Ve bu takım halen daha düşme hattında, rakibiyle de yalnızca arasında 4 puan fark var.
Açıkçası tek umut sayılabilecek nokta, ligin de özellikle alt sıralarının çok istikrarsız ve kayıpların bol olduğu takımlardan oluşması.

Haberin Devamı

TEK ÇARE TAKIMA TAKVİYE YAPMAK

Bir de şu var; bir takım hiç mi gelişmez?
Teknik heyet ne öğretiyor, ne sunuyor?
Ortalama değeri çok düşük bir takımda dahi bir takım değişiklikler yapabilir, en azından küçük de olsa iyi bir şeyler ortaya koyabilirsiniz.
Bu sezona bakıyoruz, teknik heyetlerin oyuna, oyunculara en ufak dokunuşu dahi yok.
Diyoruz ya; Bursaspor’un puan alması, kendi teknik heyetinin neler sunduğuna da bağlı değil, o da tamamen rakibe bağlı.
Gelinen nokta akıl alır gibi değil.
Her defasında daha kötü nasıl olabilir derken, daha da kötüsü ortaya koyuluyor.
Bu süreçten sonra yapılacak yegane şey bir şekilde transfer engelinin kaldırılarak, takıma yeni takviyeler oluşturup bambaşka bir dönüşüm yaratmak.
Ya da; oyuncuların tamamının ücretlerini aldığı gibi, o ücretleri veren armaya da sahip çıkmalarını beklemek.
O bekleyiş bu gidişte sezon sonuna kadar sürecek ve hayal kırıklığı gibi sonuçlanacak gibi ama biz yine de umut edelim.
Çünkü taraftarın da dile getirdiği üzere başka bir Bursaspor yok.

Yazarın Tüm Yazıları