Galatasaray, Türkiye Kupası finalinde kupanın favorisiydi ancak en fanatik Galatasaraylı bile final maçının bu kadar kolay geçeceğini tahmin edemezdi. Trabzonspor, oyunun hemen hemen hiçbir bölümünde Galatasaray’a tehdit oluşturamadı. Trabzonspor’un topa sahip olduğu anlarda sarı kırmızılıların golleri geldi. Erken atılan Barış Alper Yılmaz golü kuşkusuz maçı Galatasaray için kolaylaştırdı.
GALATASARAY ÇOK RAHAT BiR MAÇ ÇIKARDI
Orta sahada LeminaTorreira-Sara 3’lüsü çok baskın bir oyun sergilediler. Macar sağ kanat Sallai da sarı kırmızılı formayla en iyi maçlarından birini çıkarttı. Hücum bölgesinde Victor Osimhen’i işaret etmeye gerek yok bir kez daha maçın kahramanıydı Nijeryalı ama Yunus Akgün ve Barış Alper de çok üretken bir oyun sergilediler.
Maç Galatasaray açısından o kadar rahat geçti ki, sarı kırmızılı takımın teknik direktörü Okan Buruk, pazar günü ligde oynanacak Kayserispor maçını düşünerek Osimhen’i bitime 20 dakika kala oyundan çıkarttı. Dün sarı kırmızılar güç farkıyla hak ederek kupayı kazandı.
TRABZONSPOR BEKLENTiNiN ALTINDA MÜCADELE ETTi
Trabzonspor ise beklentilerin altında bir mücadele gücüyle oynadı ancakk teknik direktör Fatih Tekke’nin takımı 1 veya daha fazla gol bulacak fırsatlar yarattı. Trabzonspor savunması dün çok hamlesiz ve statik görüntüsüyle mağlubiyete davetiye çıkarttı.
İlginçtir ki Beşiktaş, sezonun sonu gelmişken kâğıt üzerindeki en kolay maçta ideal denebilecek bir 11 ile sahaya çıktı. Ancak bu durum uzun sürmedi; henüz 11’nci dakikada Alex Oxlade-Chamberlain,19’uncu dakikada da Felix Udokhai sakatlanıp oyundan çıktılar.
Beşiktaş, dün çok üstün oynadığı maçta ilk bölümde net fırsatlar yakalasa da golü bulamadı. Genç kaleci Deniz Dönmezer’in kurtarışları ve Adana Demirsporlu futbolcuların direnci siyah beyazlıların öne geçmesine izin vermedi. Dün ilk 11’de başlayan Ciro Immobile, fark yarattı. İlk golde topu kapıp asist yaptı, 2’nci golde asisti yapan Mustafa Hekimoğlu’na verdiği ara pası çok klastı. 3’üncü golde de ağları havalandırmayı bildi.
iDEAL 11’i KÖTÜ BiR TAKIM DEĞiL
Hep söylüyorum, yazıyorum; Beşiktaş eğer sahaya ideal 11’iyle çıkarsa hiç de kötü bir takım değil. Ancak kadro dar ve eksiklerin yerine forma giyenler bir alternatif oluşturamadı.
Dün, üzerine çok konuşulması gereken bir maç değildi. Beşiktaş açısından sevindirici olan, takımın ciddiyetle hareket etmesiydi. Adana Demirspor’a saygı duyarak her an gol için oynadılar. 14’ü isabetli 30 şut, 60 kez rakip ceza sahasında buluşma gibi istatistikler tabii ki çarpıcı ancak ölçü değil.
ATiBA GiBi OYUNCULAR LAZIM
Beşiktaş'ın kadro planlamasını gerçekçi parametrelerle yapması lazım. Asla duygusallık yapmadan, doğrudan takımın seviyesini yukarıya çekecek, karakterli, hırslı, kazanma arzusu yüksek oyuncular gerekiyor.
Josef de Souza gibi Atiba Hutchinson gibi iyi profesyoneller ve yüksek karaktere sahip deneyimli futbolcular. Bu profildeki oyuncular takımdaki diğer isimleri de harekete geçirir.
Fenerbahçe, hiç de iyi başlamadığı bir maçta ilk yarının sonlarına doğru oyunda üstünlüğü aldığı bir bölümde golü buldu ve soyunma odasına 1-0’lık üstünlükle gitti. Özellikle ilk yarım saatlik bölümde son derece temposuz bir futbol oynayan sarı-lacivertliler, kaleci Livakovic’in kurtardığı penaltıyla ayakta kaldı.
Fenerbahçe’de dün Diego Carlos o kadar felaket bir oyun ortaya koydu ki, çok ağır olduğu için rakiplerini sürekli arkaya kaçıran Brezilyalı stoper rakiplerine sürekli kartlık fauller yaptı ve Mourinho kendisine 45 dakika tahammül edebildi.
BAZEN MOURiNHO’YU ANLAMAK GÜÇ
Dün Fenerbahçe’de Dzeko, Tadic, Talisca oyuna hiç katkı veremezken, Mert, Skriniar ve Amrabat takımı ayakta tutan isimler oldu. Bazen Mourinho’yu anlamak çok güç. Oğuz Aydın, İrfan Can Kahveci ve Filip Kostic bu takımda banko oynamalı ancak Portekizli teknik adam bir türlü kadro istikrarını yakalayamadı ve 33 maç geride kalırken hala ideal 11’ini bulabilmiş değil.
Fenerbahçe klas ve tecrübeli oyuncularıyla dün farklı galibiyete ulaştı. Sarı lacivertli ekip tempolu ve dinamik bir takım olmasa da zeki ve deneyimli oyunculara sahip. Sonucu da bu şekilde alıyor.
BAŞAKŞEHiR’iN STRATEJiSi YANLIŞTI
Başakşehir'e gelince; Fenerbahçe’ye karşı çok yanlış bir strateji ile oynadılar. Hantal ve temposuz rakibe karşı pas yaparak kazanamayacağını Çağdaş Atan bilmeliydi. Çünkü Fenerbahçe her ne kadar ön alan baskısı yapamasa da iyi bir pozisyon takımı. Yavaş oynayan Başakşehir karşısında savunmada çok da zorlanmadılar. Dün Başakşehir penaltıyı gole çevirse veya Fenerbahçe ilk yarıda eksik kalmış olsa skor farklı olur muydu bunu kestirmek güç ama şunun altını çizmek lazım: Skriniar, Mert, Livakoviç, Oğuz ve Kostic Fenerbahçe penceresinden bakınca iyi ki varlar.
Beşiktaş Arthur Masuaku stoperde, genç ve deneyimsiz Emircan Terzi sol bekte ve Mustafa Hekimoğlu sol açıkta, santrforsuz bir formasyon ile sahaya çıktı. Yine de kazanmayı başardı. Kaleci Mert Günok, Gedson Fernandes, Amir Hadzıahmetoviç ve Masuaku mükemmel oynadılar. Gabriel Paulista kusursuz idi. Aslında derbide iki teknik adam da ilginç tercihler ile başladı. Hadi Ole Gunnar Solskjaer’in bazı kararları zorunluluktan... Jose Mourinho’ya ne demeli? 2 aydır ortalarda olmayan Youssef En-Nesyri neden ilk 11’de?
EN-NESYRI ÇOK STATİK
Stopersiz Beşiktaş, ancak bu kadar kötü bir En-Nesyri ile ilk yarıda pozisyon vermezdi. Öyle de oldu. Faslı santrfor çok statik, yanında oynayan Talisca da hareketsiz; bu ikili oynadığı zaman rakip savunmalar rahat ediyor. Orta alan da yaratıcılıktan uzak futbolculardan kurulu. Yetmezmiş gibi atletik oyuncusu olmayan hantal bir takım, sarı lacivertliler; pres yapamıyor, tempo yapamıyor.
Fenerbahçenin bekleri Mert Müldür ve Osayi-Samuel de maç sabaha kadar oynansa asist yapamaz. Mourinho ikinci yarıda hatasından dönüp Tadic, Dzeko ve İrfan Can Kahveci’yi soksa da Beşiktaş’ın Uduokhai ve Joao Mario hamleleri ile oyun gücünü artırması maçı kazanmasını sağladı. Siyah beyazlılar orta alanı tamamen boşaltan Fenerbahçe karşısında farkı arttırmalıydı.
MOURiNHO ÇOK RiSK ALDI
Çok risk alan Jose Mourinho’nun takımına karşı 3 kez büyük boşluk yakaladılar ancak final paslarında başarılı olamadılar.
Maçın hakemi Yasin Kol kendine güvenli ancak olmayan faulleri kritik yerlerden yanlış çaldı, ev sahibinin kartlık ayağa basmalarını kartsız geçti, umut vaad eden ataklarda yapılan faulleri seyretti. İkinci yarıda felaket bir yönetim gösterdi.
Galatasaray, geçen hafta 5-1 kazandığı Eyüpspor maçında olduğu gibi bir kez daha antrenman temposunda bir 90 dakika oynadı. Henüz 20’nci dakika dolarken 3-0’ı bulan sarı kırmızılılar, maçın geri kalan bölümünde sıkmadan, tempoyu düşük tutarak oynadı.
Dün Gabriel Sara yerine Morata’yı tercih eden Okan Buruk, İspanyol futbolcudan istediğini alamadı. Morata hem Osimhen’in arkasında oynarken hem de Nijeryalı golcü çıktıktan sonra santrfor pozisyonunda bekleneni veremedi.
SON 3 RESMi MAÇTA 14 GOL
Okan Buruk’un takımı son 3 resmi maçta (Konya-Eyüp-Sivas) 14 gol attı. Son düzlükte şampiyonluğa koşarken bu kadar golcü bir kimlik sergilemek önemli. Özellikle Osimhen, Yunus ve Barış Alper çok formda. Torreira için de ayrı bir parantez açmak şart. Uruguaylı futbolcu zaten geldiğinden beri Galatasaray’ın atom karıncası. Her yere yetişiyor, çok kritik topları rakipten çalıyor, pas oyununda bağlantıyı çok iyi kuruyordu. Torreira, 8 numara oynamaya başladıktan sonra ofansif becerilerini de sergilemeye başladı ve herkesi şaşırtmaya devam ediyor.
KARARLI BiÇiMDE DEVAM EDiYOR
Galatasaray'ın bundan sonra 4 maçı kaldı ve 2 galibiyet 1 beraberlik şampiyonluk için yeterli olacak. 4 maçın hiçbiri kağıt üzerinde kolay değil ancak Galatasaray’ın oyuncu grubu kararlılık ve yüksek konsantrasyon ile yola devam ediyor.
Bir cümle de Sivasspor için... 1 puan alsa dahi lige güçlü bir şekilde tutunma ihtimali olan kırmızı beyazlılar, futbol adına bir varlık gösteremediği gibi, direnç ve mücadeleden de son derece uzaktı.
Galatasaray, Eyüpspor karşısında dün özellikle karşılaşmanın ilk yarısında tedirginlik yaşadı. Arda Turan yönetimindeki Eyüpspor topu iyi kullanan ve baskıdan pasla çıkabilen bir takım. Dün ilk devrede Davinson Sanchez ve Abdülkerim Bardakcı’nın arkasındaki alana sürekli uzun toplar attılar ve Galatasaray’ın takım boyunu uzatmayı başardılar.
İlk yarıda sarı kırmızılı ekip istediği bunaltıcı baskıyı kuramasa da 1 net pozisyon, 1 de gol bulmayı başardı. Dikkatli ve dengeli bir oyun sergileyen sarı kırmızılılarda Gabriel Sara etkisiz görünürken, Mario Lemina, Roland Sallai, Victor Osimhen ve Lucas Torreira ilk 45 dakikanın iyileriydi.
MORATA GiRiNCE iBRE TAMAMEN DÖNDÜ
Sallai'in golü ile devreye 1-0 giren Galatasaray’da teknik direktör Okan Buruk sarı kartı olan Frankowski’nin yerine Kaan Ayhan ile ikinci yarıya çıktı. Bir korner sonrasında Torreira ile fark 2’ye çıktıktan sonra Okan Buruk, tutuk bir görüntü ortaya koyan Sara yerine Alvaro Morata’yı oyuna soktuktan sonra maç tamamen Galatasaray’ın lehine döndü. Kaliteli ayaklarla baskılı oynayan Okan Buruk’un takımı İspanyol futbolcu Morata’nın yıldızlaştığı maçta son bölümde farka koştu
iPi GÖĞÜSLEMEYE ODAKLANMIŞLAR
Dün şunu gördük: Galatasaray tüm oyuncu grubuyla birlikte son düzlükte ipi göğüslemek için odaklanmış, yüksek konsantrasyon ve enerji ortaya koydular. Kaliteleriyle de 5-1 kazandılar. Bundan sonra kalan 5 maçta 3 galibiyet ve 1 beraberlik şampiyonluk için yetecek. Bu gerçekten de büyük bir avantaj.
Jose Mourinho, Gaziantep deplasmanında Kayseri maçından 8 farklı oyuncuyla sahaya çıktı. Ayrıca Portekizli teknik adam 3-5-2 formasyonuna da geri dönüş yaptı. Maça iyi başlayan ve golü bulan Gaziantep karşısında ilk yarım saatlik bölümde bocalayan Fenerbahçe’de sadece Dzeko, hücumdaki aksiyonların içindeydi.
Sağ kanattan Oğuz, zaman zaman da İrfan Can Kahveci ile rakip savunmayı zorlayan Fenerbahçe özellikle ilk yarının son bölümünde istediği nitelikli baskıyı kursa da kendine golü getirecek fırsatları yaratamadı.
GAZİANTEP SKORU KORUMAK iSTEYiNCE...
İkinci yarıda Gaziantep oyunu kendi yarı sahasında kabullenip skoru korumak istedi. Önemli geçiş fırsatları da yakaladı ancak final paslarındaki basit top kayıpları ev sahibi ekibin pozisyon yakalamasını engelledi.
68’de VAR ile gelen penaltının ardından Gaziantep şoku atlatmadan 1 dakika sonra kornerden Dzeko ile üstünlük sayısı ve ardından sahanın en iyi 2 ismi Oğuz ve Fred işbirliği gelen 3’üncü golle 4 dakikada skoru bulan bir Fenerbahçe.
MOURİNHO ÇOK ŞANSLI
Mourinho çok şanslı, elinde geniş bir kadro var ve kulübeden sahaya çok önemli oyuncuları sürebiliyor. Gaziantep veya diğer takımlar bunun 10’da 1’i kadar sahip değil. Dün Fenerbahçe, ilk 30 dakikanın ardından dominant bir futbol oynadı. Ancak 4 dakikada gelen 3 golde de şans faktörü yanındaydı. En Nesyri-Dzeko ve Talisca aynı anda sahadayken; Fenerbahçe orta sahayı bu kadar boşaltmışken Gaziantep’in bu kadar mahkum oynaması ve orta sahayı kaybetmesi Fenerbahçe’nin maçı çevirmesinde en önemli etkendi.
Beşiktaş'ın maçlarını yorumlamak ve analiz etmek gerçekten de çok zor. Takımın bir istikrarı yok. Saha içi organizasyonunda ciddi eksikler var. Akıcı ve devamlılık arz eden bir oyun yok. Rafa Silva dışında top ayağına gelince heyecanlandıran bir futbolcu yok. 3’üncülük yarışında Samsunspor son 7 maçta sadece Adana Demirspor’u yendi ancak Beşiktaş da galibiyeti unuttuğu için hâlâ Samsunspor’un gerisinde.
TOPA HAKiM OLDU FAKAT...
Dün Beşiktaş ilk yarıda hazırlanış bakımından attığı mükemmel gol dışında Göztepe kalesine şut dahi atmadı. Halbuki oyunu ele almış, topa sahip olan takım siyah beyazlılardı. Dün yorulana kadar Oxlade-Chamberlain’i beğendim. Beşiktaş’ın golünde Milot Rashica’ya attığı ara pası harikaydı. Baskı yediği bölümlerde de iki stoperin iyi oyunlarıyla ayakta kalan Beşiktaş, Arthur Masuaku, Gedson Fernandes ve Jonas Svensson’un mücadele güçleriyle maça tutunmaya çalıştı.
GOL SORUNU YAŞAMASI NORMAL
Beşiktaş, elinde İmmobile gibi bir santrfor varken neden Mustafa Hekimoğlu ve Semih Kılıçsoy ile oynuyor? Bunu yönetim mi istiyor? Yoksa Ole Gunnar Solskjaer’in tercihi mi?
İyi oynar, kötü oynar ama alternatifi yoksa Ciro İmmobile o tahtaya yazılır. Aksi takdirde çok doğal bir şekilde gol sorunu yaşarsınız. Beşiktaş’ın maaşını ödediği halde antrenmana çıktığı halde İmmobile’yi neden kulübeden oturttuğunu açıklaması gerekiyor.
Hatırlatmakta fayda var; bu sezon 32’nci hafta itibarı ile Mustafa Hekimoğlu’nun golü ve asisti yok. Semih Kılıçsoy’un da 1’i penaltıdan sadece 3 golü var.
Beşiktaş, formasının olduğu her yerde sahaya kazanmak için en güçlü kadrosuyla çıkar. Birileri bunu Solskjaer ve Beşiktaş’ı yönetenlere hatırlatmalı.