Ajax, saha içi organizasyonu yüksek, atletik oyunculardan kurulu, tempolu bir takım. Kanatları etkili kullanıyorlar ancak oyuncu kalitesi bakımından üst seviye değiller. Mustafa Hekimoğlu 17 yaşında, geleceği parlak bir santrfor ancak kabul etmek gerekir ki bu seviyede ilk 11 başlamak kendisi için erken.
Van Bronckhorst, dün çok romantik ve iyimser davrandı. Sahaya sürdüğü 11 Ajax’a göre çok hantal kaldı. Rafa Silva’yı sol kanatta Lugano deplasmanında da kullanmış ve o kanattan çok fazla atak yemişti. Dün Hollandalı teknik adam yine aynı hatayı yaptı. Beşiktaş’ın alternatifli ve geniş bir kadrosu yok fakat mevcut kadroda bence Salih’e haksızlık yapılıyor. Onana yerine Salih oynayabilir. Beşiktaş dün savunmada çok hata yaptı, rakibe kolay teslim oldu. Hücumda da son derece etkisizdi. Maçı isabetli şut atmadan tamamladı. UEFA Avrupa Liginin yeni formatında gol averajı da önemli ve bu lig bittiği zaman birçok takım aynı puanlarla tamamlayacak ve o zaman genel averaj (gol farkı) devreye girecek. 4-0’lık yenilgi bu açıdan da olumsuz
DAHA SERT VE SIKI OLMALI
Ajax, dün maça çekingen başladı ancak sonradan oyun içinde elde ettiği özgüven ile Beşiktaş’a büyük üstünlük kurdular. Beşiktaş, bu maçtan dersler çıkartmalı. Van Bronckhorst daha sert ve sıkı bir takım inşa etmeli. Ayrıca Beşiktaş, kale önünde derin savunma konusunda da sorunlar yaşıyor. Kanatları kapatamıyor. Dün gece sezonun ilk dersini almak zorunda kaldığı önemli bir sınavı geride bıraktı siyah beyazlılar. Yoğun maç takvimi böyle giderse Beşiktaş’ı çok yaralar.
Sezon başından bu yana Beşiktaş’ın en çok zorlandığı maç oldu. Eyüpspor’u ve Arda Turan’ı tebrik etmek gerekiyor. Taş gibi bir takım inşa etmiş. Beşiktaş deplasmanına da galibiyet için sahaya çıktılar ve oyunun her bölümünde siyah beyazlıları tehdit ettiler. Thiam’ın kale ağzından kaçırdığı net pozisyon gol olsa belki de maçı da kazanacaklardı.
Dün Beşiktaş’ta bir yorgunluk, tutukluk vardı. Fiziksel olarak Rashica ve Svensson takım arkadaşlarına oranla daha diri göründüler. Buna karşın Rafa Silva, Joao Mario ve Al-Musrati’nin tempoları düşük idi.
MAÇI MERT GÜNOK ALDI
Beşiktaş, perşembe gününden itibaren yoğun bir maç takvimine girecek ve Van Bronckhorst, fiziksel yıpranmanın önüne geçecek tedbirler almak zorunda. Dün ilk yarıda daha etkili pres yapan Beşiktaş, ikinci yarıda düşüş yaşadı. Bunda Eyüpspor’un orta sahasının topu iyi kullanan oyunculardan kurulu olması da etkendi.
Dün Beşiktaş, Eyüpspor’a bu kadar pozisyon verdikten sonra kazanması kaptan Mert Günok sayesinde oldu. Van Bronckhost ve oyuncu grubu bu maçtan dersler çıkartmalı. Ancak iyi oynamadığı bir maçı da son dakika golüyle de olsa kazanması siyah beyazlılar açısından önemli.
RASHiCA’NIN GOL ATMASI DEĞERLi
Beşiktaş'ta dün Rashica’nın gol atması ve skora katkı vermesi değerli. Çünkü gol yollarında alternatifler artmalı, aksi takdirde gol sorunu yaşarsınız.
Semih’in oyuna girdikten sonra sorumluluk alması ve rakip savunmayı zorlaması da siyah beyazlılar için değerli.
Derbide Galatasaray, 3-1 kazandı ancak gerçekten de çok iyi bir Galatasaray yoktu sahada... Sarı kırmızılılar, başta Lucas Torreira olmak üzere, Davinson Sanchez, Fernando Muslera ve Dries Mertens’in etkili oyunlarıyla sonuca ulaştı. Fenerbahçe o kadar geniş alanda oynuyor ki, Galatasay gibi Torreira, Mertens ve Sara gibi üç teknik kalitesi yüksek oyuncu karşısında top kazanmaları, şiddetli baskı yapmaları imkansız. Dün Fenerbahçe de önemli fırsatlar yakaladı gol için ama Galatasaray, bu kadar geniş alanda oynayan sarı lacivertliler karşısında çok daha ağır bir ceza kesebilirdi. Dünkü Galatasaray, en iyi Galatasaray değildi. Buna rağmen deplasmanda derbiyi 3-1 kazandılar. İlginç olan Fenerbahçe’nin maçın hiçbir anında ‘kazanırım’ duygusunu taraftarına hissettirmemesi.
F.BAHÇE’NiN ARZUSU YETERSiZDi
Daha agresif, daha coşkulu ve daha yoğun baskı yapan bir Fenerbahçe bekliyorduk. Ne oynanan futbol, ne de derbide gösterilen kazanma arzusu yeterli değildi. Sarı lacivertli takımın son yıllarda olduğu gibi tribünleri de derbilerde rakibe deplasmanı hissettirecek bir atmosfer oluşturamıyor. Fenerbahçe’de Jose Mourinho daha dar alanda oynamanın yollarını bulmalı, takım boyu kısalmalı. Szymanski sorgulanmalı ve İrfan Can Kahveci takıma monte edilmeli. En-Nesyri fizik olarak hazır değil ve süre almamalı.
DiNAMiZM VE HIZ SORUNU VAR
Dün Galatasaray, çok da iyi oynamadığı bir maçı deplasmanda 3-1 kazanarak büyük bir zafer elde etti. Güvenli ve oturmuş takım kimliği bu galibiyette baş etkendi. Kerem Aktürkoğlu gibi önemli bir isim ayrılmış, Mauro İcardi sakatlıktan çıkmış, Victor Osimhen’in maç ritminde eksikler var. Buna rağmen lige 6’da 6 ile başlamış, derbiyi deplasmanda kazanmış bir Galatasaray var.
Dün Okan Buruk’un takımının galibiyeti hak etmediğini kimse iddia edemez. Fenerbahçe de Ferdi ve Osayi-Samuel’siz kadrosuyla ciddi bir dinamizm ve hız sorunu da yaşıyor. Sadece Saint-Maximin atletik onda da final pası eksik.
Formda Beşiktaş, henüz 13’üncü dakikada 10 kişi kalan Trabzonspor’u yenemedi. Bunun çeşitli sebepleri var:
1- Trabzonspor’un Şenol Güneş’in gelişiyle ivme kazanması ve mücadele gücünü yükseltmesi.
2- Kaleci Uğurcan ve Stefan Savic’in kusursuza yakın bir performansla oynamaları.
3- Beşiktaş’ta santrfor Ciro İmmobile’nin kalabalık Trabzonspor savunması arasında kaybolması.
SVENSSON NEDEN ÇIKTI?
4- Van Bronckhorst’un erken ve yanlış oyuncu değişiklikleri... Siyah beyazlı takım baskıyı kurmuşken iyi oynarken, Ernest Muci ve Onur’un girmesine gerek yoktu. Sahanın en iyilerinden Jonas Svensson neden çıktı? Mustafa Hekimoğlu için böyle sert ve yoğun tansiyondaki bir maçta oyuna girmek için erken değil mi? Ne kadar kötü oynarsa oynasın, Ciro İmmobile gibi bir golcü skor gerekiyorken çıkmamalıydı. Çünkü alternatifi yok.
5- Hakem Ali Şansalan, oyunun sürekli durmasına ve 2.5, 3’er dakikalık duraksamalara göz yumdu. Maçın temposuz geçmesi ve ritm kazanmamasının nedeni hakemin buna izin vermesiydi.
6- Beşiktaş maçın genelinde sabırlı oynadı. Bu olumlu ancak yavaş dolaşan top Trabzonspor’un dengesini bozacak top hızı yoktu.
Galatasaray, 60 dakika sahanın tek hakimiydi. Sarı kırmızılılar, bu sürede 4 gol bulurken kalesinde tek bir tehlike dahi yaşamadı. Okan Buruk, özellikle iç saha maçlarında Anadolu takımlarını imha etmeyi çok iyi biliyor. Ön alanda baskı yap, stoperleri orta sahaya çıkart, rakip forvetlere top aldırma ve ilk topa baskı yaparak rakibin geçişlerine izin verme. Biraz istek ve coşku bu tip rakiplere karşı işi çözmeye yetiyor. Bu oyunda Davinson Sanchez ve Torreira gibi rakibe baskı yapıp top kullanmasına izin vermemek çok önemli. Ligimizin gerçeği bu. Biraz baskı yiyen Anadolu takımları üst üste 2 pas yapamıyor. Halbuki Young Boys bu presten rahatlıkla çıkabildi. Dün gözler Osimhen ve Jakobs’un üzerindeydi. Osimhen hareketli ve istekliydi. Kendisine çok fazla servis yapıldı mı? Hayır. Ancak takım oyuncusu santrfor kimliği ve sürekli oyunun içinde olmasıyla Galatasaray’a çok şey katacağını gösterdi.
MAÇIN ADAMI SARA OLDU
Kanatlarda Yunus ve Barış’ın Osimhen’i daha fazla beslemesi gerekiyordu. Bir başka yeni transfer Gabriel Sara, dün maçın adamı oldu. Sol ayağı gerçekten de mükemmel. 2 harika asist ile şık bir gole imza attı. Dün Galatasaray, hiç zorlanmadan farka koştu ve izleyenlere keyif verdi. Ancak İlhan Palut’un da 3 büyüklerle oynadığı her maçta hezimete varan farklı skorlarla kaybetme alışkanlığı devam ediyor.
PALUT KENDiNi SORGULAMALI
Genç teknik adam neyi yanlış yaptığını sorgulamıyor olacak ki yine farklı bir yenilgiyle futbol adına ortaya hiçbir şey koyamadan geceyi kapattı. Rize takımı ne hücum yapabiliyor ne de savunma... Durum böyle olunca da Fenerbahçe’den sonra Galatasaray karşısında da hezimet yaşadı Rize... Galatasaray’ın Avrupa’nın en büyük takımlarını kıskandıracak bir santrfor rotasyonu var. Dün hiç sorun yaşamadan farklı kazandılar fakat Barış Alper ve Yunus bu santrforları yeterince besleyebilecek mi? 37 yaşındaki Mertens, bu yoğun maç fikstürünü ne derece kaldırabilecek? Dün maçı izleyen Galatasaraylılar keyiflidir fakat çoğunun “Keşke Aktürkoğlu Kerem kalsaydı” diye düşünmesi çok doğal.
Yeni transfer Felix Uduokhai ve Ernest Muci; Emirhan Topçu ile Semih Kılıçsoy’un yerine sahadaydılar.
iLK YARIDA PAS REKORU KIRDI
İlk 45 dakikanın tamamını rakip yarı alanda oynayan Beşiktaş, ilk devreler itibarı ile rakip yarı sahada bu sezonki pas yapma rekorunu kırdı. Sivasspor’u hiç çıkartmayan, rakibine tek bir pozisyon vermeyen siyah beyazlıların, konuk ekibin 5-4-1 düzenindeki kalabalık savunması karşısında beklenenden çok daha az pozisyon yakaladığının da altını çizmek gerekiyor. Bülent Uygun’un takımı 1-0 geriye düştükten sonra da oyun anlayışında herhangi bir değişikliğe gitmedi ve kendi sahasında kalmaya devam etti.
GEDSON BU SEZON ÇOK FARKLI
Giovanni Van Bronckhorst’un öğrencileri çok iyi alan daraltıyor ve takım boyu kısa. Ayrıca Jonas Svensson’u ekstra bir orta saha gibi merkeze çekiyor. Gedson Fernandes’in ise sürekli rakip savunma arasına ve arkasına koşu yapmasını istiyor. Sezonun sürpriz golcüsü, ikinci golü de klas bir aşırtmayla buldu. Gedson Fernandes görünen o ki bu sezon bu anlayışta çok gol atacak. Şimdiden bu sayı 6 maçta 4 gol oldu. Dün Beşiktaş yorgundu ve bu yorgunluk özellikle de ikinci devre kendini fazlasıyla gösterdi.
Beşiktaş maça çok yüksek bir tempo ve yoğun pres ile başladı. Lugano’yu kendi yarı sahasına hapseden siyah beyazlılar, Rafa Silva’nın dribblingleri ve pasları; Milot Rashica’nın inatçı deparları, Al-Musrati’nin oyun aklı ve Gedson Fernandes’in müthiş dinamizmi ile rakibine büyük üstünlük kurdu. Arthur Masuaku’nun sol kanattan İsviçre temsilcisini çok zorladığına tanıklık ettik.
İLK YARI 4-0 BİTEBİLİRDİ
Takım halinde pres yapan, alan daraltan ve hızlı oynayan Beşiktaş, en az 4-0 kapatacağı devreyi, Ciro Immobile’nin golüyle sadece 1-0 önde kapattı. Top hem ayağında iken hem de rakibe geçince son derece organize bir Beşiktaş vardı sahada. Tek eksik kaçan fırsatlar ile gelmeyen gollerdi.
RAFA VE IMMOBILE BAMBAŞKA
İkinci yarının ilk 15 dakikalık bölümünde oyunu rölantiye almak isteyen Beşiktaş, Lugano’yu cesaretlendirdi. Beraberlik golünün şokunu çabuk atlatan temsilcimiz, Rafa Silva, Gedson Fernandes ve Ciro Immobile’nin yüksek kaliteleriyle, Lugano’nun bıraktığı alanları çabuk geçerek şık gollerle farka koştu. Rafa Silva ve Ciro Immobile bambaşka bir seviye. Gedson Fernandes de bu sezon farklı.
HARİKA BİR TAKIM OYUNU
Giovanni Van Bronckhorst ile Beşiktaş modern futboldan kesitler vererek harika bir takım oyunu ortaya koyuyor. Dün atılan 5 gol var, kaçanları da hesaba katarsak siyah beyazlı temsilcimiz tarihi bir farkı kaçırdı. Ayrıca Lugano son derece inatçı ve mücadeleci bir takım.
Bir Türk takımı için son yıllardaki en keyifli Avrupa kupası maçı oldu. Tebrikler Beşiktaş.
İlginç bir maç oldu. Oyunun bazı bölümlerinde Beşiktaş, bazı bölümlerindeyse Lugano kontrolü ele aldı. Dün sahanın en iyisi olan Gedson Fernandes’i daha ofansif bir rolde gördük. Giovanni Van Bronckhorst, Portekizli futbolcunun potansiyelinin farkında ve onu daha ofansif kullanıyor. Dün de savunma arkasına yaptığı koşularla etkili olan Gedson Fernandes 2 gole imza attı.
RAFA YARDIM ETMEYİNCE SOL KANAT AKSADI
Deplasmanda 3 gol bulup da kazanamanın nedeni Beşiktaş’ın savunmasında sol kanadın aksamasından kaynaklandı. Sol önde başlayan Rafa Silva, Arthur Masuaku’ya defansif olarak yardım etmeyince Lugano’nun golleri aynı kanattan geldi. Dün ilk kez 11 oynayan Emirhan Topçu, 1-2 pozisyonda ağır kalsa da skora etki eden bir hata yapmadı.
Ciro Immobile istediği topları alamadı ancak takım oyuncusu olduğunu oyunda kaldığı süre içinde fazlasıyla gösterdi.
SUNİ ÇİMDEN KAYNAKLANAN TUHAF TOP KAYIPLARI
Beşiktaş’ın 3-3’den sonra oyunun kontrolünü tekrar ele geçirmesi ve son bölümde Lugano’yu kalesine yaklaştırmaması "Neden 3-1 iken de topa sahip olarak oynamadı?" sorusunu akıllara getirdi. Suni çimin zaman zaman tuhaf top kayıplarına neden olduğu bir maç izledik dün gece.
Beşiktaş, 3-1’lik avantajı koruyabilmiş olsa İstanbul’a tur bileti cebinde dönecekti. İstanbul’da iç saha avantajıyla yine de temsilcimizin gruplara kalacağını düşünüyorum. Lugano saha içi organizasyonu yüksek, sahada ne yaptığını bilen bir takım. Deplasman golü kuralı da kalktıktan sonra 3-3’ün bir avantajı da kalmadı. Giovanni Van Bronckhorst takım savunmasını daha da geliştirecek tedbirler alacak.