Gülçin yazıyor

Gülçin TELCİ
Haberin Devamı

Necdet Menzir'le Monaco yollarında

Monaco'nun vergi cenneti olması benim de işime yaradı. Allahın hakkı üçmüş. Ben de bu sayede Monaco'yu gezdim. Türkiye'nin üçüncü haberleşme uydusu ‘‘Türksat 2 A’’nın yapım sözleşmesinin imza törenine katıldım. Bu kez imza atma şansı Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir'deydi. 263 milyon dolarlık bir imzaydı bu. Fransızlar bizi ağırlamakta kusur etmediler. Yeni uydunun uluslararsı alanda pazarlanması ve işletilmesi için kurulan yüzde 51'i Türk Telekom'a yüzde 49'u Aerospatiale'e ait olan şirketin merkezi için vergi kolaylıklarından dolayı Monaco seçilmiş. Ben de Türk büyüklerinin tatillerde sık sık gittiği bu şirin ülkeyi tanıma fırsatını buldum. Prenses Grace'in mezarını bile Monaco Fahri Konsolosumuz Tuna Köprülü sayesinde ziyaret ettim. Prense ulaşamadım. Bakan Necdet Menzir'in eşini tanıma fırsatını elde ettim. Son derece mütevazı ve sade bir kişi. Hoşuma gitti. Bakan eşi havası hiç yok. Herkesle yakından ilgilendi. Bakan'ın eşinin ismi de ilgimi çekti. Ağabeyi uzayla ve astrolojiyle çok ilgiliymiş kızkardeşine UTARİT ismini takmak için ailesini ikna etmiş. Utarit bir gezegenin ismiymiş. Şimdi eşi uydularla haşır neşir olmakta. Hoş bir tesadüf. Menzir imza töreninde çok heyecanlıydı. 1945 yılında bilim kurgu yazarı Artur C. Clarke uyduların kullanılabildiğini önermesinden sonra gelişen teknoloji yazarları 17 yıl gibi kısa bir sürede haklı çıkardı. Dünyanın en büyük uydu üreticisi Aeropspatiale'nin fabrikasını da gezme şansımız oldu. Fabrika Monacoya l saat mesafede Nice şehrindeydi. ‘‘Şehirde fabrikanın ne işi var?’’ derseniz uydu fabrikası evlerimizden temiz. Fabrikadan çok uzay üssünü andırıyor.

Gülay Hanım alışverişte Yalçın Bayer uykuda

Monoco gezimizde beni diğer gazeteciler fena atlatılar. Aralarında Gülay Aslıtürk'le görüşenler, Ömer Lütfi Topal'ın oğlu Murat'a rastlayanlar oldu. Ballandıra ballandıra anlattılar. Tabii atladım diye üzüldüm. Gülay Aslıtürk'e gerçekten rastlamışlar ama Topal'ın oğluna rastlamamışlar. Yalçın Bayer ve Radikal Gazetesi yazarlarından Ruhi Sanyer aralarında anlaşıp beni ayaküstü işletmişler. Ama Gülay Hanım'a rastlamadığına benden çok Yalçın Bayer üzüldü. Üzüntüsünü, ‘‘Bu gece bana uyku yok’’ cümlesiyle ifade etti. Sokaklarda Aslıtürk'ü araya araya bir hal oldu. Çarşamba gecesi Gülay Aslıtürk ile yapılan ayaküstü röportajlar yayınlandı. Bayer'in üzüntüsü daha da arttı. Ayşe Sözeri Cemal ile Hürriyet'in barında laflıyorduk ki yanımıza geldi. ‘‘Ben de şans olsa Gülay Hanım'a orada rastlar halini hatırını sorardım’’ diye konuşurken Reklam Müdürü Ethem Yalçın yanımıza geldi ve müjdesini verdi. Artık pazar günleri sayfası tatil yapamıyacaktı. Okurları aylardır bitmeyen bir savaş vermişler ve sonunda galip gelmişlerdi. Yalçın Bayer'i pazar sabahları da mutlaka okumak istiyorlardı. Yalçın okurlarla içice yaşamak için verdiği savaşı kazanmıştı. Böyle bir talep çok fazla yazara yapılmaz. Ama Yalçın bunu gerçekten hak etmişti. Onun çalışma temposunu yakından izlediğim için bu ödülü içimizde en çok hak edenin o olduğunu biliyordum. Gelen binlerce faksı ve mektubu tek tek okur, telefonla konuşur. Hepsinde ayrı bir heyecan duyar, iki de bir de odama gelip bu mektupları okur ve onlarla birlikte üzülür...

Gelelim Gülay Aslıtürk'e. Yalçın Bayer ve ben ona rastlamadığımız için üzgündük. Herhalde kendisi de üzülmüştür diye düşünerek birbirimizi avuttuk. Televizyon ekranlarından gene meydan okudu. Demek ki hiçbir yolsuzluğum yokmuş ki bu kadar zaman geçtiği halde hiç bir şey olmamış. Yerden göğe kadar haklıydı.

Hesabını veremediği ŞİPA hesapları, ve diğer konular kaynadı gitti diye düşünürken televizyonu izleyen bir Şişlili dostum Gülay Hanım'ın içini rahatlatacak müjdeyi verdi. Meclis Soruşturma Komisyonu'nun raporu bitmiş. Araştırmacılar bu rapora ‘‘İkinci Susurluk Raporu’’ ismini takmışlar. Yakında bir basın toplantısı ile gerçekleri anlatacaklarmış.

Daha da önemli gelişmeleri yazmamam kaydı ile anlattılar. Anlaşılan yakında Gülay Hanım'ı bekleyen hoş sürprizler olacak. Ben bir hafta için Amerika'ya gidiyorum. Sizlere bu gelişmeleri yazamıyacağım. Ama ben de sizler için Türk Amerikan iş adamları konseyini yazacağım... Gülay Hanım'la ilgili gelişmeler için Yalçın'ı nöbete bırakıyorum. Bundan sonrasını Yalçın Bayer'in sütunundan izlersiniz.

Gülay Hanım Monaco'da gezerken kocası niye yanında değildi diye düşünenleriniz olabilir. Bay Aslıtürk bugünlerde çok meşgul. Yeni yatırımları için Kuşadası'nı mekan seçmiş. Özel uçağıyla oradaydı. Üstelik kendisini havalanında bir Jaguar beklemekteydi. Jaguarcı Zeki Küçükberber'in Çiller çiftinin yanında bir çiftliği var. Çiftlikte onun da kuzuları var... Aslıtürk'ü bekleyen Jaguar da onunmuş.

Sahi! Özer Çiller için Kuşadası'ndaki adaletin bir ayrıcalığı mı var ki oradaki mahkemelere daha çok güveniyor?

Mustafa Koç ve Amerika

Rahmi Koç'un en büyük oğlu Mustafa, Türk-Amerikan İş Konseyi'nin başkanı. Son günlerde harıl harıl Amerika'daki toplantı için çalışıyor. Üstelik insana çok sıcak gelen bir heyecanı var. Bizim için çok önemli bir toplantı çok hazırlıklıyız. Başarılı geçmesini yürekten istiyorum. Mustafa Koç ile birlikte kardeşi Ömer Koç ve baba Rahmi Koç da toplantıyı izleyecekler. TÜSİAD Konsey Başkanı Bülent Eczacıbaşı ve Yönetim Kurulu Başkanı Muharem Kayhan da toplantıda aktif rol oynayanlardan. Genelkurmay Genel Sekreteri Erol Özkasnak ile Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlhan Kılıç da bir aksilik olmazsa bu toplantıları izleyecekler.

Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir ile Enerji Bakanı Cumhur Ersümer de bu toplantı için ABD'ye gidecekler. 25-28 Şubat tarihleri arasında ABD'nin başkenti Washington'da düzenlenecek olan

toplantıya 500'e yakın Türk işadamı katılacak. Ağırlıklı olarak telekomünikasyon ve enerji alanlarındaki yatırım olanakları tartışılacak. Üstelik konferansın olduğu bu kritik tarihlerde olası bir savaş ihtimalinde geçen savaştaki gibi en zararlı çıkan ülke olmamak için de Türk işadamları orada çeşitli temaslar yapacaklar. Bu kez önceden avantajlı olmak için kolları sıvayacaklar. Mustafa Koç, ‘‘Türkiye ,Körfez Savaşı sırasında en büyük pazarı olan Irak'ı kaybetti. Üstelik ABD ve dünyanın vaadettiği yardımları alamadı. Biz bu kez gayrıresmi olarak taleplerimizi sunacağız’’ diyerek şimdiden ileriyi sağlama almak için uğraş veriyor. Koç, ‘‘TÜSİAD'ın daha önce Amerika'ya yaptığı seyahatin meyvalarını bu gezide toplayacağız. TÜSİAD ve Konseyimiz birlikte elele uğraş verdik. Toplantıdan iyi neticelerle döneceğimize inanıyorum. Ekip olarak çok çalıştık’’diyor.













Yazarın Tüm Yazıları