Paylaş
Bayramın birinci günü için geçen haftadan söyleştik bizim Hanım Ağa ile. “Ev darmaduman olur ama gel takılırız” dedi. “Çocuk varsa darmaduman olmak evin hakkıdır” dedim. İstanbul’dan eşyalarını Okan’ın koca TIR’ı ile getirten bizim deli kızla başladık muhabbete. Bir de sürpriz yaptım ona giderken. Uzun yol arkadaşım Nihat (Odabaşı) ile birlikte gittik. Onun da iki klibinin yönetmeni. Bizim kız bayıldı zevkten. Elime doğan Hira pıtır pıtır havuzda yüzerken, Okan Demet’in akşamki sahnesinin prova ve orkestra kontrolü için bizimle vedalaşıp gitti.
O kadar hesapsız ve olduğu gibi cevap verdi ki tüm sorularıma. Röportaj sonrası ne yazdın, başlık ne, şunu düzeltelim, bunu keselim haklarını bir kere kullanmamasına bin alkış. Milyonlara marş ettiği şarkılarına bir o kadar alkış, topluma kabul ettirdiği tavır, söz ve davranış biçimlerine ise helal olsun diyorum.
Urfa’nın İbrahim Tatlıses’i Kadırga’nın Seda Sayan’ı Gölcük’ün de aslanlar gibi Demet Akalın’ı var. Sektörü sallayıp ille de lüks markalı kıyafetleriyle bize gülümsemeyi seven bu kadını “dinlemiyorum” diyenlerin de dinlediğini iyi biliyorum.
◊ Çocukluğunda bayramların nasıl geçerdi? O günden bugüne ne gibi farklar var?
- Bayramlar artık bizim için iş gibi oldu. Pazar sabahı Okan Bodrum’da video çekerken “Hayırlı sezonlar” dedi. Gayriihtiyari dedi ama sezon denmez sonuçta, bu bir bayram. Ben aile ziyaretlerini bayramdan 3-5 gün önce yapıyorum. Ne kadar bayram tadında olur bilinmez ama herkesin bir koşturması var. Annemlerin de öyle kayınpederlerimin de. İlk önce onları ziyaret ediyoruz. Çünkü sonra vicdan yapıyor insan. Ben kızımı da böyle yetiştirmek istiyorum. Dededen de tatsın anneanneden de. Halasını, dayısını ve herkesi bilsin. Çünkü biz öyle büyüdük. Ben annemin kucağında büyümedim. Hep anneannem, teyzelerim, yengelerim baktı bana. Büyük bir ailemiz var. Hira da o tadı alsın istiyorum.
◊ Yılbaşı ya da diğer özel günlere de mi sadece iş odaklı bakıyorsun?
- Yılbaşı gecesi çalışıyorsam gündüzü mutlaka ailemle geçiririm. Hele bir de İstanbul’da konserim varsa o gece şahane oluyor. Ama dediğin gibi iş odaklı oluyor.
◊ Bayramlarla ilgili hüzünlü bir hikayen var mı?
- Hiç yok Allah’a şükür. Bu bayram benim için biraz zor oldu. Yengemin kanser olduğunu öğrendik. Onun ameliyat süreci filan derken biraz keyfimiz kaçtı. Ama yengemin morali çok yüksek. Bir de bundan birkaç ay önce çok yakın bir kız arkadaşım yine göğüs kanserine yakalandı. Bunları duyduktan sonra hemen hastaneye gittim. İnsan hep kendi başına gelmez zannediyor ya benim de öyle bir dünyam vardı. En yakınlarım kansere yakalanınca biraz paniğe kapıldım. Tüm kontrolleri yaptırdım. Gittiğim her ortamda “Kontrollerinizi yaptırıyor musunuz” diye insanlara soruyorum artık.
◊ Bayramlarda gelenekçi bir yanın var mıdır? Mesela bayram harçlığı verir misin?
- Evet. Arife günü kuaföre gittim. Saçımı boyatacaktım. Benim param gerçekten bereketlidir. Çok yakın arkadaşlarım bu yüzden benden 50-100 lira ister. Kuaförde çalışan herkesi tek sıra halinde dizdirdim. Dizildiler hepsi tek sıra halinde! Çat çat çat hepsine bayram harçlığı verdim. O kadar haz alıyorsun ki onlara harçlık verirken. “Çocuklar mendil içi değil ama bunu da böyle kabul edin” dedim. Sabah evde çalışanlara da yine aynı şekilde. Hira’ya bile bayram harçlığı verdim ama o daha küçük olduğu için parayı bilmiyor.
“KULÜP” FAZLA TİCARİ BİR ŞARKI MI DİYE DÜŞÜNDÜM
◊ Sürekli hit şarkı peşinde olmak bir endişe yaratıyor mu?
- Aslında hiç endişem yok. İnsanlar önce sana dinletmek istiyor şarkıyı. Bazen dinlediğim şarkılar için “Şarkıda Ebru Gündeş tınısı var ona yollasanıza” diyorum. Mesela Ozan Doğulu ile son yaptığımız “Kulüp” şarkısı için acaba fazla ticari bir şarkı mı, sanki bana uymuyor diye düşündüm. Halay şarkısı gibi, fanlarım ne der diye düşündüm. Çünkü hiç benim tarzım olmayan bir şarkı. Sahnede arabesk de söylüyorum pop da ama albüm olunca insan düşünüyor. Şarkı şu anda kulüplerde en çok çalınan şarkılardan biri oldu.
◊ Yaz demek Demet Akalın şarkıları demek oldu. Her yaz şarkı çıkarman planlı mı?
- Planlı değil ama ilk defa bu sefer planlı oldu. Aslında önce Ozan Çolakoğlu’nun albümü için bir şarkı söyleyecektim ama o albümü erteleyince Ozan Doğulu’nun albümü kısmet oldu. Çok da güzel oldu.
BANA ‘ÇOCUĞUN OLUNCA ANLAYACAKSIN’ DEDİN HAKLI ÇIKTIN
◊ Son yıllarda hanımağa gibi para ve hediye dağıtır oldun. Eskiden de böyle miydin?
- Hep böyleydim. Hatta ilkokuldan beri. Mesela harçlıklarımla bütün sınıfa top aldığımı bilirim.
◊ Parayı bu savurma durumunun yanlış algılandığını düşünüyor musun?
- Yok. Bir-iki kişi Instagram’dan bana laf sokacak diye gizlemek gibi bir düşüncem yok. Kimse boşu boşuna Gülben Ergen ya da Demet Akalın olmuyor. Halk samimiyetimizi o kadar iyi biliyor ki... O yüzden insanlar istediklerini düşünsün. Bana laf soktuklarında “Allah sana daha çok versin, sen de dağıt” diyorum. Çünkü paylaşmak kadar güzel bir şey yok. Gerçekten güzel paralar kazanıyoruz. Ve ben öfleyip pöflediğim bir işi değil, aşık olduğum bir işi yapıyorum.
◊ “Bir elin verdiğini öbür el görmesin denir ama Demet Akalın hep gösteriyor” diye eleştirenler var...
- Olsun, desinler. Göstermek de çok kötü bir şey değil.
◊ Sahne adına çok enteresan işler yapıyorsun. Bu tüm şarkılarının başarısı ve sahneye yansıması diye düşünüyorum...
- İlk başta aslında şansla ilgili olduğu hepimiz için söyleniyordu. Şarkısı patlamış nice insanlar oluyor ama bu konsere dönmüyor. Bu insanın elektriğiyle de ilgili karakteriyle de. Belki de insanlara geçiş şekliyle alakalı. Senelerdir eyvallah çok güzel şarkılar yapıyoruz ama mesela “Bu şarkıyı al, maçlarda acayip slogan olur” diyenlerden kaçarak uzaklaşıyorum.
◊ Şarkılarını başına buyruk, yüreğini dinleyerek mi seçersin?
- Aynen ben de öyle. Beyin takımım yok. Arada kaçırdığım şarkılar oluyor. Mesela bir tanesini sana kaptırmıştım. “Yalnızlık”. Bir tanesini de senin elinden almıştım. Ersay Üner’in “Bebek” şarkısı sana gidiyordu. Ama o zaman nasıl hırslarımız vardı. Hatırlarsın aynı plak şirketindeydik. Plakçı da çok geriliyordu rekabetten. “Afedersin” albümümün olduğu zamanlardı. Seninle albümlerimizin çıkış tarihleri birbirine çok yakındı. Plakçı bana “Gülben Ergen’in albümü sizinle aynı zamanda çıkacak, ne yapıyorsunuz” dedi. Nasıl bozuldum anlatamam. Ağlayacaktım neredeyse. Sonra bana “Gülben benim ilk göz ağrım” dedi. Nasıl ağırıma gitti. Sonra benim şarkım çıktı “Hatırlıyor musunuz bana söylediklerinizi” dedim. “Siz de benim son göz ağrımsınız” dedi. Evlat sahibi olduğun zaman bakışın değişiyor. Hatırlıyor musun bana “Çocuğun olunca beni anlayacaksın” demiştin. Öyle oldu. Annelik konusunda senden daha az tecrübeliyim ama kendi tecrübelerimi Gülşen’e anlatıyorum.
◊ Vaaay... Demek ben dinlemeden benden giden “Bebek” şarkısıydı o şarkı.
- Ersay’a “Bu şarkı çok güzel acaba bunu Gülben’e vermesek ayıp olur mu?” dedim. Sonra Ersay bana “Ben bunu Gülben’e yaptım. İsterse onun, yoksa bakarız” dedi. Sana bahsetmiştim bu olaydan sanırım. Sonra bir gün Fettah Can’ı ziyarete gittim. Fettah “Yalnızlık”ı çaldı. Bana uygun olmadığını düşündüm. Sonra şarkı seninle patladı.
HİRA İÇİN İKİNCİ ÇOCUĞU DÜŞÜNEBİLİRİM
◊ Hayatında affedemeyeceğin insanlar var mı?
- Yok sanırım. Evlendikten sonra biraz eşinin etkisinde kalıyorsun. Ben hayatta büyük konuşmamayı öğrendim. Selam verirsin ya da alırsın o Allah’a kalmış. Ama affedemeyeceğim kimse yok. Öyle toplara girmiyorum.
◊ Neden ikinci çocuğu düşünmüyorsun?
- Kendim için düşünmüyorum. Ama Hira bebekleri çok seviyor. Onlarla oynarken hep kardeşten bahsediyor. Herhalde Minik (Okan Kurt) beyin yıkama yapıyor odalarda. Yaş da biliyorsun artık 28 oldu. Bilemiyorum!
◊ Hamilelik sürecin çok zordu değil mi?
- İnanılmaz zor bir hamilelik geçirdim. Sen hem hamilelik sürecimde hem de hastanede hep yanımda oldun. Yine o kadar zor bir hamilelik geçireceğimi düşündüğüm için yeniden anne olma fikrini itiyorum. İnanılmaz korkuyorum. Ama Hira ilerleyen zamanlarda da ‘kardeş, kardeş’ derse o zaman kızım için yapabilirim. Şu anda mümkün değil.
◊ Ama o şu an hiç bitmeyecek…
- İlkine de öyle diyorduk. Ama oldu.
TARKAN EFSANE DOĞMUŞ BİR ADAM
◊ “Bizim bütün havamız Tarkan’ın albümü çıkana kadar, inşallah CD fabrikasında yangın çıkar da albümü ertelenir” demişsin...
- Bu gerçeği kabul etmeliyiz.
Tarkan ve biz diye ayrılıyoruz. Biz dediğim de birkaç kişi ama Tarkan tek. Amerika’ya da gitsen Uzakdoğu’ya da gitsen Tarkan çalıyor.
Bence adam dünya starı.
Ben hadsizce “Tarkan’la baş ederim” diyemem. Erkek popçular için de söylüyorum.
Bence Tarkan’ın şarkılarıyla, müziğiyle yarışmak ayıp olur. Tarkan’ın başka bir şeyi var.
Efsane doğmuş bir adam ve efsane olarak ölecek. Allah gecinden versin tabii.
◊ Sertab Erener için de “O sanatçı, biz şarkıcı” dedin. Hatta Sertab’la yaptığım röportajda sana bu yüzden teşekkür etmişti…
- Sertab Erener öyle gerçekten. Ben mesela Sezen Aksu’nun evine gittiğimde yere oturma ihtiyacı hissediyorum. Nedenini bilmiyorum. Onu gördüğümde öyle hissediyorum.
Ajda Pekkan’ı gördüğümde de hemen heyecanlanıyorum ve eğilme ihtiyacı hissediyorum.
◊ Peki, genç popçuları sorayım. İçten içe gıcık oluyor musun?
- Yok be. Arada saçmalıyor birkaç tanesi ama öyle çok gıcık olmuyorum. Kızlardan saçmalayan yok Allah’tan.
BANA SATAŞANLARA ESKİDEN DAHA ÇOK CEVAP VERİRDİM
◊ Sosyal medyayı çok aktif kullanıyorsun ve hiç lafını esirgemiyorsun. En son Eser Yenenler- Murat Boz olayı için bir paylaşım yaptın ve tartışmaya neden oldu…
- Eser Yenenler olayını ilk önce onlar başlattı. En masumu Oğuzhan Koç’u seçtiler bana cevap vermesi için. Oğuzhan çıktı benim için “Biz de onun Bangır Bangır şarkısını seviyoruz” dedi. Gülşen benim kardeşim fark etmez. Hâlâ böyle soğuk espriler yapıyorlar. Eser’le alakalı bir şey olduğu zaman tam yeri deyip cevap veriyorum. Popstar zamanında benim kulisimi kullanıp adımın yazılı olduğu kağıdı yırtmışlar, televizyon kablolarını kopartmışlar. Meğer o gece benim kulisimde alem yapmışlar. Orada çalışanlar söyledi. Neden Demet Akalın yazısını söküyorsun? Ne hıncın var? Oda öyle mi kullanılır? Bu olaydan 6 ay sonra bir üniversitenin ödül töreninde konuşmam sırasında üniversite ödül törenlerini kaçırmadığımı, lise mezunu olduğum için bunu içimde bir yara olduğunu ve orada olmaktan çok mutlu olduğumu söyledim. O törende ben ödülü alıp gittikten sonra Eser Bey sahneye çıktı ve arkamdan salladı. Çok sempatik bulmuyorum zaten beyefendiyi. Benimle ne zoru var bilmiyorum. Aslı Enver’i çok seviyorum. Murat da arkadaşım. Onun için yeri geldi ben de şey ettim.
◊ Azıcık çeneni tutsan daha rahat edeceksin...
- Eskiden bana sataşanlara daha çok cevap verirdim. Artık neredeyse hiç cevap vermiyorum. Eser niye benim adımı yırtıp, arkamdan konuşuyor? Cem Yılmaz yapsa ben de gülerim. Ama Eser’e gülmüyorum. Bunu da yazdım zaten.
PARALI
TAKİPÇİM VARSA BOĞAZIMDAN
GEÇEN HARAM OLSUN
Polat Yağcı senin için “takipçi satın alıyor” demişti. Bu genelde birçoğumuz için söylenen asılsız bir şey. Ne diyorsun?
- Bunu söyleyenlere diyorum ki gel aynı anda canlı yayına girelim. Bunu bazıları için söylüyorum. Takipçi satılan almakla ilgili 1 liram eğer başkasına geçmişse boğazımdan geçen haram zıkkım olsun. Madem inanmıyorsun takipçi sayısının gerçek olmadığına, o zaman canlı yayına gireceksin. En son girdiğim canlı yayında 220 bin görüntülenme diyordu. Benim niye 50 konserim var yazın? Sosyal medya ile konserler paralel gidiyor. Mekanlar da mesela konser afişlerini Instagram’ına koy diyor koyuyorsun. Gazete gibi ilan veriyorsun oradan.
LOGOSUZ
KIYAFETE PARA VERİLİR Mİ?
◊ Harcadığın paralar için kendine kızıyor musun? Yoksa “bu hayat benim istediğim gibi harcarım” mı diyorsun? Bu kız acaba birikim yapıyor mu diye endişe ediyorum senin için. Marka giyinmeyi de çok seviyorsun…
- Hiç kızmıyorum. Ne yapayım seviyorum marka giymeyi. Herkesin bir zaafı var. Benimki de bu. İlla ki kıyafetimin bir yerinde logo olacak. Bir yerinde bir logo yoksa bu kadar para verilir mi diyorum.
KADINA ŞİDDET HABERLERİNE DELİRİYORUM
◊ Toplumsal olaylara da hemen tepkini veriyorsun. En son darp edilen şortlu kadın için çok güzel bir şey yazdın… Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun Taksim’deki yürüyüşüne gitmiştin.
- Benim senin gibi edebi bir yanım yok, direkt bodoslama dalıyorum. Tepkimi öyle gösteriyorum. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ile iletişim halindeyiz. Çünkü kadına yönelik şiddet ve cinayetleri haberlerine deliriyorum. Belki bizim ilkokul zamanımızda da vardı bu olaylar ama elimizde telefon, sosyal medya yoktu. Birbirimizden bu kadar haberdar değildik.
Ben bu olayları daha çok Twitter’dan takip ediyorum. Ve oradan ses çıkartıyoruz. İtirazlarımız, haykırışlarımız doğru yolu buluyor.
PLAYBACK’İ BEN ÇIKARDIM BEN BİTİRİRİM
◊ Sırım gibi bir kocan var. Adama neden ‘minik’ diyorsun?
- Düşünüyorum. Hiçbir fikrim yok. Adı öyle kaldı. O da bana ‘minik’ diyor. Birbirimize Demet ya da Okan diye hitap ediyorsak orada büyük sıkıntı var demektir. İki senede bir filan oluyor öyle durumlar. Sonra geçiyor.
◊ Eşin nasıl bu kadar yanında olabiliyor, sonuçta onun da bir işi var? Az önce bana “Provaya gidiyorum” dedi…
- Bu işlerle ilgilenmeyi çok seviyor. Kendi işi akşam 5’e kadar. Ondan sonra benimle geliyor. İlk tanıştığımızda cumartesi günleri çalışıyordu. “Pardon ya cumartesileri çalışamazsın o gün benim” dedim. Çok komik şeyler de yaşıyoruz. Mesela Almanya konserim olduğu zaman “Ben de geleyim” diyor.
Cuma günü işten çıkıp o yorgunlukla geliyor. “Ben yorgun ölürsün, gelme” diyorum. Geç uçakla gidip erkenden sabaha karşı da olsa geri dönüyoruz. Gidiyoruz Almanya’ya. “Minik ben saç makyaj yaptırayım” diyorum. O da “Ben de sen gelene kadar uyuyayım” diyor. Ben gidiyorum saçımı, makyajımı yaptırıyorum, konsere çıkıyorum, otele geri gelip duş alıyorum. Uyanıyor “Aşkım konser vakti geldi mi” diyor. “Uyu minik uyu” diyorum. En az 9-10 kere böyle olmuştur.
Bana Allah’ın bir mucizesi. Allah resmen benim için onu göndermiş. Arada beni çok kızdırdığı da oluyor.
◊ En çok neye kızıyorsun?
- Kaç senedir plaj konserlerine izin vermiyordu. Artık bu sene bu olayı çözdük.
Çünkü ben işimi çok seviyorum. Bütün bu işlerin başına playback, half placback bunları çıkaran da benim. Bitirmek istemiyorum. Ben başlattım ben bitiririm.
Bu kadar pahalı bir ekibi Bodrum’a İzmir’e götürürsün ama Trabzon’a götüremezsin. Zamanında Suat Ateşdağlı ile başlamıştık. Bu sene plaj konserlerim başladı.
SULTAN BABA TÜRBESİ’NDE DİLEDİĞİM EVİ ALDIM
◊ İstanbul’daki yeni evin hayırlı olsun. Hayalin olan bir evi aldın değil mi?
- Çok sağ ol. Evet. Çok hayalini kuruyordum öyle beyaz ve büyük bir evin. Fiyatı abartıldığı gibi değil. İnsanların kazandıkları ile doğru orantılı. Herkesin alım gücüne göre kredisi var. Birikimimin üzerine kredi çekip aldık. Tadilatı biterse yaz sonu taşınmak istiyoruz.
◊ Gölcük’te mescit yaptırıyormuşsun. Doğru mu?
- Sultan Baba Türbesi diye benim için çok uğurlu bir yer var. İlkokuldan beri gittiğim bir yer. Teyzemle giderdik bana “Takdir ya da teşekkür çiz” derdi. Yıllar geçtikte oraya çizdiğim hayallerim de değişti. Albüm kapağı çizer kenarlarına yıldız koyardım. Orada dilediğim hiçbir şeyi Allah geri çevirmedi. Senelerdir oraya çizgi filmlerdeki gibi beyaz bir ev çizerdim. Jakuzi, sauna, şömine gibi şeylere karşıyım. Sadece beyaz ve büyük bir ev istedim. Şimdi oraya kadınlar için bir mescit yaptırdım.
SURVIVOR İZLERKEN KENDİMDEN GEÇİYORUM
◊ Survivor’ı çok mu seviyorsun? Sürekli yarışmayla ilgili paylaşımlar yapıyorsun…
- O saatlerde sen muhtemelen kitap okuyorsun ben Survivor izliyorum. Survivor benim kafa boşaltma yerim. Yarışmayı izlerken kendimden geçiyorum ve kaptırıp paylaşım yapıyorum. Karı-koca böyleyiz.
Paylaş