28. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali: Emeğin sineması kadınların omuzlarında yükseliyor

Birçokları “gri ve sıkıcı” dese de Ankara’yı gerçekten bilenler, orada yaşamış, vakit geçirmiş olanlar için gerçek bambaşkadır. Yemyeşildir Ankara, havası biraz soğuktur ama kalbi sıcacıktır, sarar sarmalar insanı…

Haberin Devamı

Festival alanlarının ekseriyetle İstanbul sınırlarına sıkışıp kaldığı, ne yazık ki giderek çölleşen kültür sanat iklimimizde Ankara’da 28 yıldır açan mor bir çiçeğimiz de var üstelik.

BİR ZAMANLAR BEN DE HEYECANLI VE MERAKLI BİR İZLEYİCİYDİM

Öğrencilik yıllarımı geçirdiğim zamanlarda büyük bir merak ve heyecanla takip etmeye başladığım Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali 2025’te izleyicisiyle 28’iznci kez buluştu.

Bunun oldukça zor ve çok emek gerektiren bir devamlılık olduğunu söylemeye gerek yok sanırım.

28. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali: Emeğin sineması kadınların omuzlarında yükseliyor

Kadınların elinden çıkan filmlere yer veren, dünyanın dört bir yanından ve elbette Türkiye’den kurmaca, kısa metraj ve belgeselleri buluşturan, konukları, panelleri, film ekiplerinin katıldığı söyleşileriyle önce elbette kadınlara, sonra da tüm sinemaseverlere kapılarını açan Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali adeta çölde bir vaha gibi.

Haberin Devamı

KADINLAR İÇİN, KADINLARLA BİRLİKTE, KADIN HİKÂYELERİNİ ANLATAN BİR FESTİVAL

Bu yıl 27 Mayıs’taki açılış gecesiyle başlayan ve 28 Mayıs - 4 Haziran tarihleri arasında Kült Kavaklıdere Sineması ve Etimesgut Belediyesi 100. Yıl Cumhuriyet Kültür Merkezi’nde gösterimleri gerçekleştirilen Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali “Benzersiz Kadınlar Benzersiz Hikayeler” temasıyla düzenlendi.28. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali: Emeğin sineması kadınların omuzlarında yükseliyorFestivalde bu yıl Hülya Darcan ve Gülşen Bubikoğlu’na Onur Ödülü, Mina Demirtaş’a Genç Cadı Ödülü, Başak Emre, Harika Uygur ve Bennu Yıldırımlar’a Bilge Olgaç Başarı Ödülleri verildi

Sinemanın kadın emekçilerinin kadrajından kadın hikâyeleri anlatan, kadın emeğini, kadının gücünü, direnç ve yaratıcılığını yansıtan festivalde birçok film seyirciyle buluşmakla kalmadı, bu filmlerin ekipleri de gösterimlerden sonra seyircileriyle kucaklaştı.

Yazıya başlık düşünürken festivalin bu yıl kendimce en kıymetli bulduğum panellerinden birinden ilham aldım.28. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali: Emeğin sineması kadınların omuzlarında yükseliyorSinemamızın bence en yenilikçi ve cesur yönetmenlerinden olan Ceylan Özgün Özçelik ferstivale iki filmiyle birlikte katıldı ve gösterimler sonrasında izleyicileriyle buluştu

Haberin Devamı

ÇOK ÖNEMLİ BİR PANEL: SİNEMAYI KADINLAR VE ERKEKLER FARKLI MI YAZAR?

Uluslararası Film Eleştirmenleri Federasyonu yani FIPRESCI’nin 100. Yılı kapsamında “Film Eleştirisi ve Toplumsal Cinsiyet” temasıyla düzenlenen panelde aynı zamanda Uçan Süpürge’nin FIPRESCI jürileri de olan Almanya’dan Bettina Hirsch, Meksika’dan Adriana Fernandez, Sinema Yazarları Derneği’nden (SİYAD), meslektaşları olmaktan gurur duyduğum, Esin Küçüktepepınar, Alin Taşçıyan ve Senem Erdine’yle birlikte sinema eleştirmenliğinde kadın olmak ve toplumsal cinsiyet konularında tadına doyulmaz bir sohbete imza atmış oldu.28. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali: Emeğin sineması kadınların omuzlarında yükseliyorUçan Süpürge’nin FIPRESCI jürileri Almanya’dan Bettina Hirsch, Meksika’dan Adriana Fernandez ve SİYAD'dan Senem Erdine

Haberin Devamı

Bettina Hirsch ve Adriana Fernandez film eleştirmenliğinde kadınların görünürlüğü, sinema yazarlığında kadın bakışı, cinsiyet temsilleri ve sinemada genel anlamda toplumsal cinsiyetin rolünü hem dünya hem de kendi ülkelerindeki durumlar üzerinden konuştu.

Esin Küçüktepepınar, Alin Taşçıyan ve Senem Erdine de kendi mesleki deneyimleriyle Türkiye’de ve dünyada kadın sinema yazarı olmanın anlamını ve kendilerinin yazarlık yolculuğunda kadın sinemasına ve sinemadaki toplumsal cinsiyet temsillerine bakışlarını paylaştı.28. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali: Emeğin sineması kadınların omuzlarında yükseliyorSinema eleştirmeni ve SİYAD eski başkanı Alin Taşçıyan

SİNEMADA KADIN TEMSİLLERİNDE DERTLİYİZ… PEKİ YA SİNEMA ELEŞTİRMENLİĞİNDE DURUM FARKLI MI?

Haberin Devamı

Sinemada kadın temsilleri hakkında ne kadar “dertliysek” kadın sinema eleştirmenliğinin de “görünmezlik” getirdiği gerçeğiyle yüzleştiğimiz, aslında özünde kişisel bir deneyim olan sinema izlemenin ve yorumlamanın kadın sinema eleştirmenliğine de başka bir bakış getirdiğini konuştuğumuz panel bende sevgili Senem Erdine’nin sözleriyle yer etti…

“Emek sinemasından” bahsederken “Emeğin sinemasını yapmak istiyorsak kadının emeğini göstermek, kadın sinemacıların yolunu açmak gerekir” diyen Senem Erdine’ye katılmamak mümkün mü!28. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali: Emeğin sineması kadınların omuzlarında yükseliyorFestivalde FIPRESCI ödülünü kazanan Gündüz Apollon, Gece Athena filminin ekibi filmin iki gösteriminden sonra da Ankara izleyicisiyle buluştu

Haberin Devamı

FIPRESCI ÖDÜLÜ EMİNE YILDIRIM’IN GÜNDÜZ APOLLON, GECE ATHENA FİLMİNE VERİLDİ

29 ülkeden, 26’sı uzun, beşi orta ve on üçü kısa metrajlı 44 filmin, Olay Yeri: Aile, Oyunbozanlar, Hafızanın Direnişi, Pembesiz Mavisiz, Yakın Plan, Kısa Olmazsa Olmaz ve Her Biri Ayrı Renk bölümlerinde gösterildiği festivalde FIPRESCI Ödülü’nü Emine Yıldırım’ın yönettiği Gündüz Apollon, Gece Athena kazandı.

Bu çok beğenerek izlediğim, festival yolculuğunu sürdüren filmi de en kısa zamanda yazmak istiyorum.

Festival boyunca seyircilerin oylarıyla seçilen İzleyici Ödülü’nün sahibi de Black Box Diaries oldu. Gazeteci Shiori Ito’nun kendi cinsel saldırı davasının peşine düştüğü ve failin ceza alması için verdiği savaşı anlatan bu etkileyici belgeseli fırsat bulursanız izlemenizi önerimim.

28. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali: Emeğin sineması kadınların omuzlarında yükseliyor

FESTİVALİN GİZLİ HAZİNESİ: ÇİRKİN ÜVEY KIZ KARDEŞ

Benim açımdan festivalin gizli hazinesi ise Norveç yapımı Çirkin Üvey Kız Kardeş (The Ugly Stepsister) oldu. Emilie Blichfeldt tarafından yazılan ve yönetilen 2025 yapımı bu film bir “body horror” yani “beden korkusu” filmi.

Adı üstünde izlenmesi oldukça zor bir tür ancak Çirkin Üvey Kız Kardeş Külkedisi masalına getirdiği yorum; bu anlatıyı tersine çevirmesi ve bize her şeyi kötü belletilen o kız kardeş gözünden izletmesiyle bile son derece ilgi çekici.

Uçan Süpürge’nin bir diğer ilgi çekici paneli de 1 Haziran’da bu film çerçevesinde "Korkutan Değişim Body Horror Filmleri” adıyla gerçekleşti.28. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali: Emeğin sineması kadınların omuzlarında yükseliyorKorkutan Değişim Body Horror Filmleri” paneli tür sineması ve kadının ilişkisi üzerine önemli tespitlerde bulundu

BEDEN KORKUSU PANELİ

Çiğdem Vitrinel moderatörlüğünde Prof. Dr. Bengi Semerci, Arş. Gör. Tuğçe Kutlu ile gerçekleştirilen panelde, beden korkusu türünün kadın bedeni üzerindeki toplumsal baskıyı görünür kılma gücüyle birlikte türün hem gündelik hayatla ilişkisi hem de feminist sinemadaki yeri konuşuldu.

Çiğdem Vitrinel, beden korkusu türünün kadının üzerindeki toplumsal baskıyı çok etkili şekilde anlattığını vurgularken panelde “Kadın yönetmenlerin erkek kurban üzerinden alan açabilmesinin” önemi de vurgulandı.

Geçen yılın en çok konuşulan filmlerinden, yine body horror türündeki The Sunstance ile ilgili şerh düşeceğim yönler vardı. Filmin kadın meselesi üzerine söylediği sözlerin bir kısmını ve çok tartışılan “male gaze” meselesini filme yerleştirme şeklini çok sevememiştim.

28. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali: Emeğin sineması kadınların omuzlarında yükseliyor

THE SUBSTANCE MI YOKSA KÜLKEDİSİ Mİ?

Çirkin Üvey Kız Kardeş filmi ise The Substance’ın bu konuda başaramadığı ne varsa üstesinden gelmiş, izleyicisine zor ama heyecanlı ve yepyeni bir bakış sunmayı başarmış.

Onun yazısı da yakında gelecek.

*Male Gaze: Feminist teoriye göre “erkek bakışı” anlamına gelen bu kavram özellikle sanat ve edebiyatta kadınları erkek izleyicinin zevki için cinsel nesneler olarak sunan bakış.

Özel bir not: Uçan Süpürge Vakfı Başkanı ve ev sahibimiz sevgili Halime Güner’e, Meziyet ve Gizem’e ve festivali var eden isimlerini bu yazıya sığdıramadığım tüm kadınlara sonsuz teşekkürler. Halime Güner ile vedalaşırken sözleştiğimiz gibi kadınlar için var olmaya ve festivalin 30’uncu ve daha nice 30 yıllarını görmek için çalışmaya devam!

 

Yazarın Tüm Yazıları