Türkler Davos’a indirimli gidiyor

BU haftanın gündemi Davos Dünya Ekonomik Forumu.

Davos toplantıları perşembe günü başlıyor, önümüzdeki hafta salı günü sona eriyor.

Bu yıl AKP'nin ağır toplarının Davos'ta yapacakları çıkarmanın mimarı olan işadamı Cüneyd Zapsu'nun ofisinden gönderilen faksa bakılırsa THY'den bir uçak kiralanmış.

Uçak Davos toplantılarının başladığı gün yani perşembe günü öğleden sonra yola çıkıyor. AKP Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Abdullah Gül ve çeşitli panellere katılacak bakanlar Ali Babacan, Vecdi Gönül, Kemal Unakıtan, Recep Akdağ, işadamları ve gazeteciler hepsi bu uçaktalar. Son dakika gelen bilgiye göre Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, adı programda olduğu halde Davos’a gitmiyor. Hükümet üyelerinin Davos'tan pazar günü ayrılmaları nedeniyle uçak toplantıların bitiminden iki gün önce dönecek.

Dünya Ekonomik Forumu'nun yöneticileri bu yıl Türkiye'den daha büyük bir katılım için Türk işadamlarına bazı ayrıcalıklar tanımış.

Yıllardan beri Davos'un müdavimi olan Cüneyd Zapsu'ya şu öneriyle gelmişler:

Katılımcıların, asgari 1 milyar dolar ciro yapan şirketin sahibi, CEO ya da Yönetim Kurulu Başkanı olmaları mecburiyetini bir kereye mahsus özel olarak kaldırıyoruz.

Katılım ücretini 30 bin İsviçre Frankı'ndan (36 milyar lira) 14 bin İsviçre Frankı'na (16 milyar 822 milyon lira) düşürüyoruz.

Bu durumda Türk katılımcılar yarı yarıya indirimli gidiyorlar Davos'a.

AKP'nin ağır toplarıyla birlikte seyahat edecek 25 kişilik işadamı grubunda Cem Kozlu, Demir Sabancı gibi isimler de var.

İşadamlarıyla katılmaları için temas kuran kişi ise Cüneyd Zapsu'nun kardeşi Aziz Zapsu.

Davos'a katılım için müracaatın 10 ay öncesinden yapılıyor olmasına rağmen, Türk işadamlarına sağlanan ayrıcalıklar arasında ‘‘son dakika katılım’’ da var anlaşılan.

Türk politikacıların katılacakları panel ve toplantıları daha önce yazmıştım.

TÜRKİYE'DEN ÇİÇEKLERLE GECESİ

Önümüzdeki cumartesi gecesi yani 25 Ocak gecesi Davos'un en gözde otellerinden Seehof'da ‘‘Türkiye'den Çiçeklerle’’ gecesi yapılıyor.

Gece saat 22.00'de başlaması tasarlanan davetin organizasyonunu, yurtdışında Türkiye'nin tanıtımına gerçekten büyük katkıları olan VİP Turizm üstlenmiş.

Osmanlı'da yabancı sefirler yeniçeriler tarafından çiçeklerle karşılanırmış. Seehof Oteli'ndeki davete gelecek olanlar laleler ve karanfillerle karşılanacakmış. Ayrıca Seehof Oteli'nin salonları, karanfil, sümbül, gül gibi çiçekli panolarla süslenecekmiş. (Çiçeğin kültürümüzde ne kadar eskilere gittiğini ‘‘Has Bahçeler’’ kitabında anlatan Profesör Nurhan Atasoy'un kulakları çınlasın.)

15 dakikalık mini gösteride Hülya Aksular bale grubu, Osmanlı elbise koleksiyonu defilesi, semazenler izlenecek, Anadolu ezgileri dinlenecek.

Bu arada 4 aşçının hazırladığı Türk yemeklerini unutmamak gerek.

Zarafeti, bilgisiyle her düzenlediği davete damgasını vuran Yasemin Pirinçcioğlu'nun Seehof'ta unutulmaz bir gece yaşatacağından eminim. VİP için, geçen yıl yitirdiğimiz İnci Pirinçcioğlu'dan gelen bir gelenek bu.

Bu arada davetliler arasında, dünyanın önde gelen CEO'larının, Bill Gates, Clinton, Meksika Devlet Başkanı Vincente Fox gibi isimler olduğunu söylemeyi unuttum. Üzerinde bir lalenin olduğu davetiye yaklaşık 500 kişiye gönderilmiş.

Almanya ve Euro Irak'tan fazla korkutuyor


LE MONDE Gazetesi, Fransız sanayiciler arasında 2003 yılında beklentileriyle ilgili küçük bir araştırma yapıyor.

Araştırmanın sonucu ilginç.

Irak Savaşı'ndan ziyade, Almanya'daki ekonomik durgunluk ve Euro'nun dolar karşısında değer kazanması korkutuyor Fransız sanayicileri.

Fransızların TÜSİAD'ı MEDEF üyelerinin büyük bir çoğunluğuna göre, 2003'e ‘‘belirsizlik’’ hakim olacak.

Irak Savaşı tehdidine rağmen ‘‘felaket senaryoları’’ yok.

Şirketler yatırımlarını dondurmayı düşünmüyor ancak yatırım harcamalarında yüzde 4 ila 5'lik bir düşüş söz konusu.

En fazla kaygılandıran ise hastalığı Avrupa'da giderek hissedilmekte olan Alman ekonomisi.

Almanya'daki yatırımlar küçülmüş.

Saint Gobain Şirketi örneğin ‘‘Almanya bizim grubumuz için küçücük oldu’’ diyor. Hastalığın diğer ülkelere bulaşması endişesi de var.

Hollanda ve Danimarka Almanya ekonomisinden en fazla etkilenen iki ülke.

Elbet, Euro'nun değer kazanması en fazla ihracatı vuracak. Özellikle Almanya'nın dış pazarlarda müşteri kaybedebileceği korkusu da var. Zira Almanya'nın müşteri kaybetmesi ortak iş yaptığı Fransız şirketlerini de etkileyecek.

Bu durumda Lafarge, Danone, Saint Gobain, Peugeot gibi büyük Fransız şirketler gözlerini Çin'e dikmişler.

Çoğu 1990'lı yıllarda buraya yerleşmişler bile ancak Çin'in bu yıl yüzde 8'lik bir büyüme beklemesi, Dünya Ticaret Örgütü’ne üye olmasından sonra gümrüğe ve yabancı yatırımcıya sağladığı kolaylıklar iştahlarını daha da kabartıyor.
Yazarın Tüm Yazıları