DOĞUŞ Grubu'nundistribütörlüğünü yaptığı Volkswagen'in ünlü piyanist Fazıl Say ile birlikte gerçekleştirdiği projeden mutlaka haberdarsınız.
‘‘Türkiye Yollarında Bir Virtüöz’’ projesi, Türkiye'nin çeşitli şehirlerinde Fazıl Say ile müzikseverleri buluşturuyor.
İlk durak 11 Ekim günü Samsun, ikincisi ise 31 Ekim Edirne olmuş.
Benim de katıldığım üçüncü durak Gaziantep'ti.
Fazıl Say'ı çıktığı bu müzik yolculuğunda Gaziantep'in apayrı bir yerivar.
Neden mi?
Gaziantep, tüm krizlere rağmen ekonomisi canlı bir şehir...
Üretimden yıllık cirosu 700 milyon dolar civarında.
Tüm anlamıyla bir KOBİ cenneti ve Anadolu kaplanlarının başını çekiyor. Hatırı sayılır miktarda zengini olduğunu herkes söylüyor.
Bu ekononimik canlılığa, bu zenginliğe ve tarihi değerlerine inat, kültürel yaşamı renksiz mi renksiz.
Gaziantep'in bir devlet tiyatrosu yok, bir devlet opera ve balesi yok.
İki yıl önce devlet tiyatrosu kurulması için karar alınmış ama bugüne kadar bir arpa boyu yol alınmamış.
Hatta yeni çıkan ‘‘Gaziantep Life’’ Dergisi karıştırırken gözüme çarptı; AKP milletvekili, Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen, şehrin bu eksiklerini gidermeye çalışacağına ilişkin söz vermiş.
Belediye Başkanı Celal Doğan'a bakarsanız ancak Kültür Bakanlığı ‘‘yeşil ışık’’ yaktığı takdirde bazı şeyleri değiştirmek mümkün. Her neyse, kültür yaşamı neredeyse sıfır olan bir şehirde Fazıl Say, gibi müthiş bir yeteneğin nasıl karşılandığını tahmin edebilirsiniz.
Gaziantep Üniversitesi'nin 500 kişilik salonunda sabah ve akşam iki kez konser veren Fazıl Say'ın nasıl bir elektrik yaydığı, müzikseverleriyle nasıl bir diyalog kurduğu ise pazara başka bir yazı konusu.
Celal Doğan: Otomotiv sanayiine bedava arsa
GAZİANTEP'in 14 yıllık Belediye Başkanı Celal Doğan iki gün boyunca bizi hiç yalnız bırakmadı.
Ne var ki grubun iki ünlü erkeği Fazıl Say ve Hıncal Uluç ile daha fazlailgilendiğinden, merak ettiklerimi ancak ofisinde randevu alıp sorabildim.
Doğan'a göre, Gaziantep ekonomisi krizin etkilerinden sıyrılmak üzere.
‘‘Tekstil, gıda sektörü, kimya sanayi yeni yatırımlara başladı’’ diyor. 4. sanayi bölgesinin hazırlıklarına başlanmış, halen arazinin istimlak işlemleri devam ediyor. Celal Doğan, Gaziantep ekonomisine yeni bir soluk için iki önemli projeden sözediyor. Bir tanesi özel üniversite açılması, diğeri otomotiv sanayinin şehre çekilmesi.
Gaziantep'e gelecek olan otomotivcilere 500 bin metrekare bedava arsa vermeyi taahhüt ediyor Celal Doğan.
‘‘Otomotiv sanayiinin buraya gelmesi önemli, zira insan kaynağı konusunda iyiyiz, ikincisi Ortaoğu ile bağlantımız var. Burada üretilecek otomobil direkt Suriye, Irak'a ihraç edilebilir.’’
Güzel de, Irak Savaşı'nın eli kulağında...
Bir önceki savaşın şehre maliyeti ağır olmuş.
Doğan'a göre, Körfez Savaşı'nın Gaziantep'te yolaçtığı kayıp 20 ila 25 milyar dolar.
Şimdi yeni bir savaş Gaziantep'e önemli bir darbe olacak. Durum Amerikan Elçisi Pearson'a aktarılmış.
Aktarılmış ama herhalde Wasington ile yapılan tazminat pazarlıklarında ‘‘Gaziantep'in de zararı karşılanacak’’ diye bir madde yok.
Neticede, şehrin ekonomisi iki yıllık krizden sonra tam toparlandığı sırada bir kez daha sarsılacak.
‘‘Savaş gelir, geçer biz yine Irak'a talibiz’’ diyor Doğan.
Gaziantepliler özellikle, Suriye ile ticari ilişkilere önem veriyor.
Halep'te kurdukları iki tekstil fabrikası var.
Zira koşullar daha müsait.
Elektriğin kilovatı 2 sent, ayrıca sanayiciler vergiden 7 yıl muaf.
Celal Doğan'a bakarsanız 10 yıl sonra Suriyelilerin ekonomide bizi geçmeleri işten bile değil.
Hafız Esat'ın ölümünden sonra Şam'da pek fazla bir şeyin değişmediğini iddia edenlere duyurulur.
Zeugma'nın patent hakkını Konukoğlu almış
GAZİANTEP'e uğrayıp, müzedeki müthiş Zeugma mozaiklerine, o güzelim çingeneye bakmamak olmaz.
Elbet uğradık Gaziantep Müzesi'ne.
Müzenin berbat durumu ve Zeugma kazılarının geleceği başka bir yazıya.
Şimdi Gaziantep'te Zeugma ile ilgili duyduğum ilginç bir şeye değinmek istiyorum.
Meğer Zeugma adının patenti alınmış.
Öyle isteyen, istediği şeye Zeugma adını takamıyor, yani marka olarak kullanamıyor.
Mesela, yeni otellerine Zeugma adını takmak isteyenler bu isim hakkını ancak 50 bin dolar karşılığında alabileceklerini öğrenince vazgeçmişler.
Otelin adı Zeugma yerine Ravenda olmuş.
Zeugma'nın isim hakkını alan ise Sanko'nun sahibi Abdülkadir Konukoğlu.
Konukoğlu'nun gıda, tekstil, turizmle uğraşan şirketleri Türk Patent Enstitüsü’ne başvurup isim hakkını almışlar. Ancak Gaziantep'te bazı çevreler de bir kültür mirasının patentinin verilemeyeceğini iddia edip, mahkemeye itiraza hazırlanıyormuş. Zeugma'ya patent verilmesi doğrusu bende yadırgadım.
Düşünsenize, etrafta binlerce Efes adı var.
Zeugma gibi, Efes de tarihi miras.
Patent uzmanlarına sorduğumda, Zeugma'ya patent verilemeyeceği ortaya çıktı. Zira, Türkiye'nin de imzaladı, sinai hakların korunmasıyla ilgili uluslararası Paris Sözleşmesi'nin 6. maddesinde tarihi değerlerin marka olarak tescil edilemeyeceği yer alıyormuş.
Bizdeki kanun hükmündeki kararnamenin 7. maddesi de aynı şeyi söylüyor.