"Şükür şimdilik rezervasyonlarda iptal yok" diye seviniyoruz ama benim kuşkularım var.
Patlamaları dış basından dikkatle izliyorum.
İstanbul Bağcılar, Marmaris, Antalya, Mersin’deki bombalama olayları Fransız, İngiliz basınında ayrıntılı biçimde yer almış.
Gerçi haberlerde "Türkiye’ye gitmeyin" gibi bir uyarı yok ama terör olayları Türkiye’nin hanesine eksi olarak yazılıyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, turizm sektöründekiler hiçbir şey olmamış gibi yollarına devam edebilirler mi?
Bu soruyu TURSAB 2. Başkanı Rıza Epikmen’e yöneltiyorum.
"Terör olaylarını örtbas etmek gibi bir şansımız yok. Aynı olayları İngiltere, İspanya da yaşıyor. Marmaris, Antalya’da yaşananlar ne ilk ne de son olacak. Çare turizmde uzun vadeli, krizlere karşı esnek stratejiler geliştirmek."
Krizlerimiz bol.
Terör yoksa, eli kulağında deprem var.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın kriz durumunda devreye sokacağı bir eylem planı var mı?
Elbette ki yok.
Epikmen’in söylediğine göre, bakanlık 2023 yılına kadar bir "turizm strateji planı" üzerinde çalışıyormuş.
"Niyet iyi ama ortada somut adımlar yok" diyor.
KONGRE TURİZMİ TEHLİKEDE
Ancak somut adımlar için anladığım kadarıyla bir sürü engel var.
Türkiye’nin tanıtım ihalesinin her yıl tekrarlanması, bütçenin kısıtlı olması ve en önemlisi Bakan Atilla Koç’un ayrı telden çalması.
Turizm sektöründen yakın bir dostum aktardı.
Patlamalardan önce İstanbul’da yerli ve yabancı tur operatörleri bakanla bir araya gelmişler.
En büyük tur operatörlerinden TUI rakamlarını ortaya koyuyor.
Temmuz ve ağustos aylarında bir önceki yıla göre düşüş var.
"Sorun var, çözüm yollarını birlikte arayalım" diye öneriyor.
Ancak TUI Bakan Koç başta, diğer bakanlık yetkilileriyle dilediği gibi diyalog kuramıyor.
Hatta Atilla Koç’un tur operatörlerine "Merak etmeyin, Vietnam’a gidiyorum. Oradan çok sayıda turist getirmeyi taahhüt ediyorum" dediği söyleniyor.
Ne alakası var?
TURSAB. 2. Başkanı Epikmen’e dönersek, dediğim gibi patlamalardan sonra önemli bir rezervasyon iptali yok.
Ancak kongre turizminde, büyük şirketlerin yıllık toplantılarında, yani turizm sektörünün önemli kalemlerinde bundan sonra sıkıntı yaşanabilir.
Kongre turizmi için gelenlerin "deniz, kum, güneş" için gelenlerden neredeyse beş misli fazla para bıraktığını düşünürseniz.
Sadece İstanbul’un kongre turizminden sağmadığı gelir 4.5 ila 5 milyar dolar.
Öyle yabana atılacak bir gelir değil.
Kültür ve Turizm Bakanlığı bu kriz durumları için acilen bir şeyler düşünmek zorunda.
Türkiye’ye hayır demenin bedeli ağır
AVRUPA Birliği bir süreden beri gündemimizde yok.
Financial Times "Babacan nerede" diye soruyor.
Bizim bu taraflarda "tık" yok, sanki AB rafa kaldırıldı.
Brüksel ise daha istikrarlı gibi.
Dünkü Fransız Le Monde Gazetesi yazmış.
Avrupa Parlamentosu Başkanı Jose Manuel Barroso, AB işlerinden sorumlu Fransız Bakan Catherine Colonna’nın Türkiye’nin üyeliğiyle ilgili soru işaretlerinin artması üzerine "Türkiye’ye hayır demenin bedeli ağır olur" demiş.
İyi ki Brüksel istikrarlı yoksa AB gerçekten hayal olacak.