Ardından, Enerji Bakanı
Hilmi Güler’in
"enerji modeli"nin geliştirilmekte olduğuna ilişkin müjdesini de aktarmıştım.
Ama dediğim gibi konu
"dipsiz kuyu" olunca e-postalar gelmeye devam ediyor.
Bugün Almanya’dan bir okurumdan,
Ali Demirel’den gelen mektubu aktarmak istiyorum.
Demirel, Türkiye’nin gündemine giderek daha çok oturan nükleer santral meselesine değiniyor.
İTÜ mezunu
Ali Demirel, 20 yılı aşkın bir süre
AEG, Siemens-KWU gibi şirketlerde çalışmış.
Uzmanlık alanı nükleer santrallerin basınç hesaplamalarıyla, uranyum çubuklarının erime hesaplamaları.
Almanya’nın hemen hemen tüm nükleer santrallerinde bu hesaplamaları yapmış.
İsviçre, Brezilya Arjantin, Rusya, İran’da nükleer santral projelerine destek vermiş.
BAKANLIĞA BRİFİNG ÖNERİSİ
Akkuyu Projesi’nde de dört yıl boyunca çalışmış.
Kendi alanında Avrupa’daki sayılı uzmanların arasında.
Peşinen söylemem gerekir ki,
Ali Demirel nükleer santrallere karşı değil.
"
Sağlıklı bir nükleer santral için tüm koşullar yerine getirildiği takdirde neden olmasın" diyor.
Ancak
Türkiye’nin nükleer santral konusunda yeterli bilgi birikimine sahip olmadığını düşünüyor.
Haklı kuşkuları var.
Dolayısıyla
Enerji Bakanlığı’na, bilgi ve deneyimlerini aktarmak üzere
"brifing" önerisinde bulunmuş.
"Türkiye nükleer santral kurmadan önce ve kurduktan sonra nelere dikkat etmek zorundadır? Bunları yetkililere anlatmak istedim" diyor.
Tahmin edebileceğiniz gibi,
Enerji Bakanlığı’ndan kendisine cevap dahi gelmemiş.
Demirel, mektubunda, biraz da kırgınlıkla
"Dört yıldır Bakan Hilmi Güler’e ulaşmaya çalışıyorum" diyor.
"Nükleer santraller hakkında bilgileri bakkaldan satın alamazsınız. Her önüne gelen nükleer santral kuramaz" diye ekliyor.
Demirel, halen nükleer santrallerle ilgili bilgilerini bir kitaba dönüştürmekle meşgul.
Mektubundan sonra olan zaten karşı olduğum nükleer santrallerle ilgili kaygılarım daha da arttı desem yalan değil.
TÜRKİYE ENERJİDE 2023 YILININ ÖTESİNİ GÖREMEZ |
ODTÜ profesörlerinden
Osman Sevaioğlu da enerji meselesine yoğun bir şekilde kafa yoranlardan.
Geçenlerde telefonla sohbet ettiğimiz
Profesör Sevaioğlu, EPDK’nın (Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu) eski kurul üyelerinden.
Enerji planlamasında Türkiye’nin
2023 yılından
"ötesini" göremediğini söylüyor.
"
Arap ülkeleri 2060’ı görür, biz göremeyiz. Çünkü kaynak yok" diyor.
Profesör Sevaioğlu, enerjinin arz ve talep denkleminin arz tarafına dikkat çekiyor.
Özellikle de
EPDK’nın verdiği santral lisanslarına.
Bu arada bir bilgi notu.
Doğal gaz santrallerinin yapımı
18-24 ay, kömür santrallerinin yapımı
3,5- 4 yıl, hidroelektrik
3 ile 5 yıl, nükleer santral yapımı ise
8 ile 10 yıl arası imiş.
Sevaioğlu’nun önemle vurguladığı nokta şu:
Hem
EPDK, hem
TEİAŞ APK’nın (Araştırma, Planlama Koordinasyon) lisansların durumlarını sormaları gerek.
Proje başladığı takdirde de mutlaka altı ayda bir santrallerin ne durumda olduklarını, ne zaman devreye gireceklerini de sormalılar
Yani sıkı bir kontrol denetim mekanizması şart.
Aksi takdirde ne oluyor?
Arz projeksiyonunda, santral yapımına girişen şirketlerin sözlerini tutmamaları nedeniyle hesaplar tutmuyor.
Sevaioğlu’nun dikkat çektiği bir başka sorun bol kepçe dağıtılan rüzgar santralleri lisansları.
Lisans alanların çoğu halen piyasada lisanslarını satmak için dolaşıyor.
Rüzgar lisansında
"2.el kağıt" ticareti almış başını.
"Bunlar sektörü geciktiren şeyler. Hollandalı, Alman yatırım için geliyor. Bakıyor santral kurulacak yerler kapışılmış" diyor
Sevaioğlu.KUZEY AFRİKA ÜLKELERİNE AB’NİN ENERJİ POLİTİKALARINI ANLATAN TÜRK |
PROFESÖR Sevaioğlu, enerji tüketiminde çevrecilerin karşı oldukları kömürden yana.
Bir keresinde karşılaşmış olduğu
Gazprom’un önde gelen yetkililerinden birinin şöyle dediğini aktarıyor:
"Siz bizden zenginsiniz galiba. Zira doğal gaz kullanıyorsunuz biz kömür".
"Türkiye aptallık ediyor. Putin’i zengin ediyor" diyor.
Sevaioğlu, aynı zamanda
Akdeniz Enerji Gözlemevi’nin danışma kurulu üyesi.
Bu kuruluş, enerji kaynağı arayışında olan
AB ile
Kuzey Afrika ülkeleri arasındaki enerji alış verişini düzenlemeye çalışıyor.
Bu ülkelerde enerji yatırımı yapacak şirketlere yol gösteriyor.
Fas, Tunus, Mısır, Cezayir, Libya’ya enerji programları yapmayı üstlenmiş olan
Akdeniz Enerji Gözlemevi’nin bu destek için bir şartı var.
Bu saydığım
Kuzey Afrika ülkelerinde elektrik piyasanın liberalleşmesi.
Bu konuda yol alınması için kuruluş ile
Kuzey Afrika arasındaki bağlantıyı sağlayan kişi ise
Profesör Osman Sevaioğlu.
Avrupalılar
"Derdimizi Kuzey Afrika ülkelerine en iyi bir Türk anlatır" diye düşünmüş olmalılar.