Paylaş
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü bugün her zamankinden daha sıkı bir kadın dayanışmasıyla kutluyoruz.
İş dünyasından, kadın örgütlerine geniş bir yelpazede kadınlar safları sıklaştırmış durumda.
Ekonomist Dergisi’nin kapağındaki “Türkiye’nin en güçlü kadın CEO”larının her birinin kadın sorununa kafa yorduğuna, çözüm yaratmak istediğini iyi biliyorum.
Yalnız kadın CEO’lar değil, ülkenin güçlü iş kadınları da öyle.
Dün sabah Boyner Yönetim Kurulu üyesi Ümit Boyner paylaştığı e-postasında, 8 Mart vesilesiyle bu yıl gazetelere verdikleri ilanı “tüm kadınların sesi olmak” diye tanımlıyor.
Bugün gazetelerde göreceğiniz ilan için Ümit Boyner bakın ne diyor:
“Yaşa mesajını ön plana çıkardık. Hemen her gün bir kadın cinayeti haberiyle sarsıldığımız günlerde en önemli öncelik kadınların yaşaması.
Ama saklanmadan, katlanmadan, korkmadan, hayallerinin peşinde, sevgiyle ve umutla yaşamak aslında yaşamanın kendisi. Tabii en önemlisi de özgür yaşayabilmek”.
2015 yılında 284 kadının, 2016 yılının ilk iki ayında 61 kadının öldürüldüğünü düşünürseniz kadınlara yönelik en önemli mesaj “yaşa” tabii ki.
Güler Sabancı ise 8 Mart mesajında iş hayatına dikkat çekiyor.
“Kadınların iş hayatına katılımı bir tercih, bir ayrıcalık değil, sadece eşitlik meselesi değil bizi başarıya götürecek” zorunluluktur” diyor.
TÜSİAD “Kadınların gücünü hayatın her alanına eşit katmalıyız. Tek kanatla uçamayız” sözlerine yer veriyor. Kadın farkındalığı her sektörde.
Tabanlıoğlu Mimarlık’ın ortağı Melkan Gürsel, Türkiye’de ve pek çok gelişmiş ülkede yüzde 25 seviyesinde olan kadın mimar oranının Tabanlıoğlu Mimarlık’ta yüzde 60’a çıktığını duyurmuş.
Restoran keşif rehberi Zomato kadınların yarattığı ve yaşattığı en popüler lokantaların listesini paylaşmış.
İstanbul Modern 8 Mart vesilesiyle kapılarını tüm kadınlara açmış.
Bugün koleksiyonundaki kadın sanatçıların eserlerini rehber eşliğinde gezdiriyor.
Kadın dayanışması her yerde ve her zamankinden daha güçlü.
Ama bu ne yazık ki meydanlarda dayak yememize engel değil.
Geçtiğimiz cumartesi günü Kadıköy’ün tam göbeğinde 8 Mart Platformu üyesi kadınlarının polis tarafından tartaklanması gibi.
O gün saat 11.30 sularında Kadıköy’deydim ve Boğa Heykeli’nin olduğu yerde çok sayıda polis olduğunu gördüm.
Kadın örgütlerinin 8 Mart günü için özel olarak oluşturdukları platformun gösterisinden haberdardım ama tam saati aklımdan uçup gitmiş.
İşimi bitirip eve döndükten sonra sosyal medyada Kadıköy’de olup bitenleri öğrendim.
Valiliğin son dakikada iptal ettiği kadın yürüyüşü polisle pazarlık sonucu binlerce kadının katılımıyla Rıhtım’dan Boğa Heykeli’ne kadar yapılmış.
Boğa Heykeli’nden tekrar Rıhtım Caddesi’ne doğru inişe geçildiği anda bir slogan ve polise doğru atılan plastik bir şişe nedeniyle bir anda biber gazı bulutu sarmış ortalığı.
Kadın göstericiler arasında olan Ka-Der Yönetim Kurulu ve Kaos GL üyesi avukat Yasemin Öz polisin tartakladığı bir isim.
Kadınlara karşı orantısız güç kullanıldığını, göstericilerden bazılarının yerlerde sürüklendiğini söyleyen Avukat Öz “AİHM kararlarına göre göstericilerin arasında şiddete başvuran varsa o ayıklanır.
Plastik bir şişe fırlatılmış da olsa karşı kadınlara karşı orantısız güç uygulamak doğru değil” diyor.
Bugün kadın cinayetlerini, cinsel istismara uğramış genç bedenleri konuşuyorsak, sosyal yaşamda ve işte eşitliği tartışıyorsak hep meydanlara inmeyi göze almış bir avuç kadın hakları aktivisti sayesinde.
Kanada Başbakanı Justin Trudeau’nun kendisini “feminist” ilan ettiği, erkeklere “feminist olmaktan korkmayın” diye seslendiği bir devirde dünyanın bu tarafında kadınlardan bu korku niye?
Paylaş