Ne oldu sana Oriana?

SENİNLE ilk tanışmam ‘‘Doğmamış Çocuğa Mektuplar’’ adındaki kitabınla oldu.

Henüz ne gazeteci, ne de anneydim.

Doğmadan önce kaybetmiş olduğun bebeğine yazdıkların belki de bende annelik isteğini doğurmuştu. Bilmiyorum.

İkinci kez ‘‘Bir İnsan’’ ile karşıma çıktın.

Yunanlı direnişçi Aleksandr Panagulis ile yaşadığın aşkın hikayesiydi kitap.

Kitaplarını sevdim; mesleğe adım attıktan sonra gazeteci kimliğini kuşatan miti kıskandım.

Seni üç saat karargáhında bekleten Kaddafi'nin odasına doğru bir kitap fırlatıp, Libya liderini apar topar ayağına getirten sen değil miydin?

Ya Humeyni'ye yaptıkların?

Humeyni, başındaki çarşafın ancak ‘‘genç ve edepli kadınlar’’ tarafından kullanılabileceğini söyleyince nasıl bir öfkeye kapılmıştın. Çarşafı hırsla başından çekip, yere atmış ‘‘işte çarşafınızın benim için anlamı’’ diye haykırmıştın.

BU NASIL ÖFKE

İran'dan Vietnam'a, Ortadoğu'dan ABD'ye söyleşi yapmadığın politikacı kalmamıştı. Cesur sorularınla onları terletmeyi başarıyordun çoğunlukla.

Cesaretinle ve faşizme karşı direnmiş bir aileden gelmiş olmanla övünmeyi pek severdin.

Yıllar geçti.

Sesin artık pek duyulmaz oldu.

Ama star-gazeteci mitin devam ediyordu.

New York'ta, 56. Sokak'ta, kitaplarının ve antikalarının arasında yaşadığını, bir ara sana musallat olmuş bir kanserle boğuştuğunu duyduk.

11 Eylül günü, Manhattan'daki evinin penceresinden tanık olduğun olaydan sonra fırtına gibi yeniden sahneye girdin.

Gazetelerde İslam dinine hakaretler savuran makalelerin yayınlanmaya başladı.

Ve sonra kitabın ‘‘Öfke ve Gurur’’ geldi. Bugünlerde Fransa'da ırkçılık karşıtı hareketlerin yasaklanmasını istedikleri kitabın mahkemeye düşmüş.

Müslümanlara karşı nasıl bir öfke bu Oriana?

‘‘Allah'ın çocukları fareler gibi ürüyor.’’

Ya tüm Müslümanların, İslamcı ülkelerde, ılımlı rejimlerde ve Avrupa'da yaşayan tüm Müslümanların Batı uygarlığı için bir tehdit olduğu inancın.

Bu ne düşmanlık?

Senin gibi İtalyan olan Floransa Üniversitesi'nde profesör Franco Cardini'nin ‘‘Avrupa ve İslam. Bir Anlaşmazlığın Öyküsü’’ kitabı eline geçmedi mi?

BİZİ YANILTTIN

Medeniyetler çatışmasını körüklemekten öteye gitmeyen kitabını kaleme almadan önce keşke Profesör Cardini'nin kitabını okusaydın.

'Avrupa'da eski önyargılar, Ortaçağ anti-İslamcılığının yeniden hortlaması, İslam'ın serinkanlı analizini engelliyor'' diye yazdığını görseydin.

Sen ki ‘‘Bir İnsan’’ da ‘‘mutluluk bazen balkona dek yükselmiş yasemin ağacından bir dal koparıp çekingenliğinle birlikte sunmandır. Mutluluk bazen, eğri büğrü koltuk bacaklarını, delik deşik döşemelerini görmediğim bir odadır; çünkü sen varsın. Mutluluk bazen rüzgar zeytin dalları arasından hışırdayarak denizin sesini getirirken, senin alnıma utanarak kondurduğun bir öpücüktür’’ satırlarının yazarısın, nasıl böyle bir sevgisizlik denizinde boğulup gittin.

73 yaşındasın.

Ben sanırdım ki, o yaşlar hoşgörü ve bilgelik yaşlarıdır.

Yanılmışım Oriana.
Yazarın Tüm Yazıları