Nanoteknolojiyle depreme dayanıklı çimentoya ne dersiniz

SABANCI Üniversitesi bünyesindeki Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi’ni sevinçle karşılıyorum.

Haberin Devamı

Yıllar önce ilk kez Almanya’da bir üniversite ziyareti sırasında karşıma çıkan “nanoteknoloji”yle ilgili bir sohbeti yaklaşık beş yıl önce, o dönem Yaşar Holding’in CEO’su olan Hasan Denizkurdu ile yapmıştım.


Dyo
’nun nanoteknoloji kullanarak ürettiği boyayı konuşurken Denizkurdu şöyle demişti:


“Nano, Başbakan’ın ağzında olsa Türkiye’nin kaderi değişir”.


Neden Başbakan?


Çünkü Denizkurdu’na göre, eski ABD Başkanı Clinton, “önümüzdeki yıllarda gelişmiş ülkelerle gelişmekte olan ülkeler arasındaki farkı nanoteknoloji belirleyecek” demişti.


İşte Clinton’un nanoteknolojiyle ilgili bu konuşması ABD için bir dönüm noktası olmuştu.


Nanoteknolojiye
büyük yatırım o kritik konuşmadan sonra başlamıştı.

Haberin Devamı


2005
yılından bu yana ne başbakan, ne de başka bir devlet büyüğünün ağzından “nanoteknoloiji” lafını duymadım.


Devletin bu konuda bir “yol haritası” olduğunu da sanmıyorum.


Nanoteknolojiye
ayrılmış bir bütçe var mı? Bilmiyorum.

 

BİLİMLE SANAYİ ARASINDA KÖPRÜ

 

İşte bu yüzden Sabancı Üniversitesi’ndeki kısa adı SUNUM olan merkez “belki nanoteknolojide önümüzü görürüz” diye beni bayağı heyecanlandırdı.


Güler Sabancı
’nın dediği gibi “Türkiye’de nanoteknoloji için iklim oluşmuş durumda. Fırsatları değerlendirmenin tam zamanı”.


SUNUM
Direktörü Dr. Volkan Özgüz de “nanoteknoloji trenini” kaçırmamak için hızlı hareket etmemiz gerektiği görüşünde.


Özgüz, ABD
’deki 25 yılını “sanayi ve üniversite” arasında gidip gelerek geçirmiş.


En son nanoteknoloji alanında dünyanın sayılı şirketlerinden İrvine Sensors Corp.’ta Başkan Yardımcısı ve Teknoloji Başkanı görevlerini üstlenmiş.


SUNUM’
da esas neyi yapmayı hedeflediklerini şöyle anlatıyor:


“Bilim insanı bilimsel çalışmasını yaparken bunun hangi alanlara, hangi sektörlere uygulanacağını bilemeyebilir. Biz bilim adamıyla sanayiyi buluşturacağız. Köprü vazifesini göreceğiz”.


Tabii nihai amaç buluşun ürüne dönüşmesi ve ticarileşmesi.

Haberin Devamı


Sabancı Üniversitesi’
nin buluşların ticarileşmesine yönelikalt yapısı da (İnovent Fonu) zaten mevcut.

 

HANGİ STRATEJİK ÜRÜN

 

Özgüz’e Türkiye’nin hangi sektörlerinin nanoteknolojiden yararlanabileceğini soruyorum “Tarım, inşaat, tekstil, tıp” diye sayıyor.


“Türkiye inşaat sektöründe çok güçlü. İnşaat malzemelerinde özellikle nanoteknoloji iyi neticeler verebilir. Depreme dayanıklı bir çimentonun patentini neden almayalım”
diyor.


Aynı şekilde gübrede “karbon nano tüplerle” tarımda devrim gerçekleşebileceğini söylüyor.


Dediğim gibi, SUNUM Türkiye’nin “nanoteknolojik” geleceği için büyük bir adım.


Ancak ben yine de devletin bir yol haritası olması gerektiğine inanıyorum.

Haberin Devamı


Bu teknolojide yoğunlaşmamız gereken stratejik ürünleri kim belirleyecek?


Dünyaya bakın.


Nanoteknojide
atılım yapan ülkeler çalışmalarını “stratejik ürünleri” üzerinde yoğunlaştırıyor.


Örneğin Avustralya dünyanın önde gelen yün üreticisi.


Bu alanda daha rekabetçi olmak için yünü hem doğal şekilde renklendirmek, hem kendi kendisini temizlemesini sağlamak amacıyla nanoteknoloji alanında çeşitli buluşlar yapmış durumda.


Yol haritası şart.

 

En iyi nanoteknoloji araştırmacısı ödülü Prof. Menceloğlu’na


NANOTEKNOLOJİDE
bilimsel araştırmalar son dönemlerde Türkiye’ye bir ödül kazandırmış.


Sabancı Üniversitesi, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi
öğretim görevlisi Profesör Dr. Yusuf Menceloğlu geçtiğimiz günlerde Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın (ECO) “en iyi nanoteknoloji araştırmacısı” ödülüne layık görülmüş.

Haberin Devamı


Meceloğlu,
geçtiğimiz kasım ayında İran’da yapılan 2. Nanoteknoloji Fuarı’nda ödülünü almış.


Profesör Menceloğlu
’nun verdiği bilgiye göre, ödül yaptığı araştırmaların yanı sıra aldığı patentler nedeniyle verilmiş.


Eğitimini Türkiye’den sonra ABD ve Japonya’da sürdüren ve “Nanomat-Tr” adında bir şirketi olan Menceloğlu’nun üç patenti ticarileşme aşamasında.

Enerji pilleri, su üzerindeki yüzeylerin yosun tutmamasıyla ilgili çalışmalarını sürdürüyor.


İran’
daki fuarı sorduğumda “İran’da devlet nanoteknolojiye bizden daha fazla sahip çıkıyor” diyor.


Nanoteknoloji
makale sayısı İran’da Türkiye’den yüzde 30 civarında daha fazla.


Ancak kalite ve başvurulan kaynak olarak Türkiye’de yazılanlar daha üstün.

Haberin Devamı


Menceloğlu “Türkiye’nin nanoteknolojide stratejik vizyonunu ortaya koymasını”
desteklemek amacıyla “Ulusal Nanoteknoloji Girişimi” diye bir platform kurduklarını anlatıyor.


“Türkiye’de nanoteknoloji konusunda ciddi çalışmalar var. TÜBİTAK, DPT bu çalışmaları ciddi olarak destekliyor. Ama manzara bir dağınık. Girişimin amacı bir yol haritasına yardımcı olmak”
diyor.


Platformda, Profesör Menceloğlu gibi bilim insanlarının yanı sıra Jan Nahum, Eczacıbaşı CEO’su Erdal Karamercan, Aksa CEO’su Mustafa Yılmaz, Sabancı Üniversitesi’nin Rektörü Prof. Dr. Nihat Berker gibi isimler var.

Yazarın Tüm Yazıları