ALMANYA Şansölyesi Angela Merkel’i, tarihin sayfalarına adını "açık sözlü ve yapıcı bir lider" olarak geçirecek konuşmalarından birini dün İstanbul’da dinledik.
TÜSİAD ve TOBB’un düzenlediği Türk-Alman Ekonomik Forumu çerçevesinde, Çırağan Sarayı’nda Başbakan Erdoğan’dan sonra konuşan Merkel’inözellikle AB konusundaki mesajlarının altını çizmek gerek.
Alman ve Türk işadamlarından oluşan kalabalık topluluğa Merkel’in verdiği mesajlar hangileri?
Kanımca en önemlisi şu sözleri:
"Ben bir Hıristiyan Demokrat olarak Türkiye’ye "ayrıcalıklı üye" statüsü verilmesinden yanayım. Ama "ahde vefa"ya saygılıyız. Türkiye’ye verilen söz yerine getirilecektir".
Açıkçası Merkel diyor ki "Tam üyeliğe karşı olsam da Türkiye’nin buna hakkı var ve buna saygı duyuyorum".
Alman Şansölyesi tabii reformlara da değiniyor.
"Türkiye reformları Avrupa’ya kendini beğendirmek için değil, kendisi için yapmalı. Bundan hem kendisi, hem Avrupa kazançlı çıkacak. Win win durumunun hepimize faydası var".
Son zamanlarda Avrupalı liderlerin sık sık dile getirdikleri "reformlardayavaşlama" uyarısı yerine Merkel’in daha yumuşak bir üslup benimsediği dikkat çekiyor.
DİL KİLİT FAKTÖR
Buna karşın Almanya’daki 2.5 milyon Türk hakkındaki sözleri biraz daha sivri.
Angela Merkel, Almanya’daki Türklerin "entegrasyonu"nun çok önemli olduğunu vurguladıktan sonra "Burada dil kilit faktör" diyor.
"Türkler Aalmanca’yı iyi konuştukları zaman önlerine yeni fırsatlar çıkacak. Dil iyi eğitimin de önündeki engel. Oysa Almanya’nın yaşlanan nüfusu nedeniyle iyi eğitim görmüş gençlere gereksinimi var" diye ekliyor.
Merkel dil konusunda Türk Hükümeti’nden yardım istiyor.
"Almanca’nın iyi öğrenilmesi için Türkiye’nin de katkısına ihtiyacımız var" diyor.
Şansölyenin bir diğer önemli mesajı da İslam ile ilgili olanı.