CUMARTESİ günü Çırağan Sarayı’ndaki toplantı anlamlı.
5 ilin valisi, belediye başkanları, üniversite profesörleri, işadamları, milletvekilleri biraraya gelmiş, "Kelkit Havzası"nın kalkınmasını konuşuyorlar.
Konuşulan Türkiye’de ilk kez hayata geçirilen bir "bölgesel kalkınma" modeli.
Gümüşhane, Tokat, Sivas, Erzincan, Giresun’u kapsayan "Kelkit Havzası" bir süredir sancılı.
İki tür "erozyona" uğruyor.
Hep toprak "erozyonu", hem "insan erozyonu".
Toprak iyi işlenmediği için, ağaç dikilmediği için erozyonla karşı karşıya.
Diğer erozyon daha da ciddi.
Çünkü buralarda yaşayan insanlar işsizlik nedeniyle büyük oranda göç etmiş.
İşte bu yüzden 2003 yılında önce sivil inisiyatifle "Kelkit Platformu" kurulmuş.
Ancak platformun proje geliştirmek için yeterli kaynağa sahip olmaması nedeniyle bir yıl sonra il özel idarelerinin, belediyelerin biraraya gelmeleriyle "Kelkit Havzası Kalkınma Birliği" kurulmuş.
Derken, bu iki oluşuma Gaziosmanpaşa Üniversitesi bünyesindeki "Araştırma Merkezi" katılmış.
Bu yeni "bölgesel kalkınma" modeli üç ayaklı.
Amaç elbet bölge insanının refah düzeyinin yükseltilmesi.
Ancak çevreye saygıyı da katarak.
Yani "sürdürülebilir bir kalkınma".
Peki bu model şimdilik neyi kapsıyor?
KELKİT’İN ENVANTERİ
Sözü "Kelkit Platformu"nun Başkanı olan Gaziosmanpaşa Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Zehra Seyfikli’ye bırakıyorum.
"Önce Kelkit Havzası’nı tanımaya çalışıyoruz ki buna göre projeler üretelim. Zaten üniversitedeki Araştırma Merkezi bunun için kuruldu. Kelkit’in envanterini çıkarttık..."
Üniversitenin kadrolu 10 elemanının çalıştığı "Araştırma Merkezi" bayağı yol almış.
"Kelkit Havzası"nın eğitim, sağlık, arkeolojik ve tarihsel haritasının yanısıra toprağının, bitki örtüsünün haritası çıkartılmış.
Yani hangi toprakta ne ekilebilir tespit edilmiş.
Suyun kalitesi ölçülmüş.
İşte bu yüzden Prof. Seyfikli, yatırım yapmak isteyen işadamlarına çağrıda bulunuyor.
"Gelin envanter hazır. Havzanın her türlü bilgileri elimizde. Ne tür yatırım yapılabileceğini konuşalım" diyor.
Bölgede organik tarıma yatırım yapmış olan Aydın Doğan ile Tokat CHP milletvekili Orhan Diren Çırağan Sarayı’ndaki toplantıda hazır.
Örnek yatırımları konuşmacıların övgülerini alıyor.
Kendi modelini oluşturmakta olan "Kelkit Havzası"nda en çarpıcı olan üniversitelerle işbirliği.
Cumhuriyet Üniversitesi de işin içinde.
Havzadaki valilikler iyi bir koordinasyon içersinde.
Şimdi sanayi ve ticaret odaları da dahil olmuş.
"Kelkit Havza"sının kalkınma modelini iyi izleyelim.
Ve destek olalım.
Türk-Fransız Ticaret Derneği Tüzmen ile Paris’e gidiyor
GALATASARAY Başkan Yardımcısı Turgay Kıran aynı zamanda Türk-Fransız Ticaret Derneği’nin başkanıdır.
Fransız lisesi NDS’nin peşpeşe yapılan 150. yıldönümü davetlerinde karşılaştığım Turgay Kıran dernek olarak şubatın ilk haftası Paris’e gideceklerini söyledi.
Fransız iş çevrelerine Türkiye’deki yatırım olanaklarının anlatılacağı bir seminer düzenlenmiş.
Derneğin yönetim kurulunun üyelerinden, Elan Altavia Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Necipoğlu’nun da olduğu ekibin başında Dış Ticaret Bakanı Kürşad Tüzmen var.
Pamukkale’nin kaderini değiştirecek proje kapıda
GEÇTİĞİMİZ bahar aylarında ziyaret ettiğim Denizli’de Vali Gazi Şimşek uzun uzadıya Fransızların yapacakları "termal şehir"den söz etmişti.
Şimşek ileFransız elçi Paul Paudade arasında projenin fizibilitesi için protokol imzalanmıştı.
Projeyi hazırlayacak olan da Fransızların ünlü termal merkezi Vichy’deki kompleksi yenileyen Fransız mimar Michel Douat idi.
Valinin verdiği bilgiler doğrultusunda o günlerde yazdığım yazı Fransız mimar Douat’nın ilgisini çekmiş.
Önceki hafta sonu projeyi Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç ile Denizli Valisi Şimşek’e sunmak için İstanbul’a gelmişken beni de aradı.
Pamukkale’de yapılacak "termal şenir" projesini konuşmak üzere buluştuk.
Douat’nın gösterdiği projeden hayli etkilendiğimi söyleyebilirim.
"Modern ile geleneği buluşturduk" diyen Fransız mimarın anlattıklarına göre, proje oldukça ekonomik. Çünkü hem enerji akan sıcak sulardan sağlanacak, hem bölgeye has "traverten" gibi doğal malzemeler kullanılacak.
Yani dışardan malzeme yok. Baktım Douat’nın projesinde Pamukkale’nın kat kat teraslarını andıran havuzlar var.
"Çevreye uyum sağlamaya çalıştık" diyen Fransız mimar teknolojiden de maksimum yararlanacaklarını söyledi.
Mesela, "termal şehrin" camları kendi kendilerini temizleyen Saint-Gobain yapımı özel camlar.
Douat’nın projesi gerçekten Pamukkale’yi Avrupa’nın çekim merkezlerinden birine dönüştürecek bir proje.
Bu arada Pamukkale’yi yeni bir çehreye kavuşturacak mimarı tanımakta fayda var.
Douat, merkezi Paris’te DHA adındaki bir mimari büronun ortaklarından.
En son Peakin’de GW Plaza diye ilginç bir bina yapmış.
Resmini gösterdi. Binanın dış cephesi Çin düğme iliklerine benziyor.
Rengi ise kırmızı ve altın. Pekin Valisi "Kırmızı komünizmi, altın da kapitalizmi temsil ediyor" demiş. Cezayir’de 60 bin konutluk bir projeyi de üstlenmiş olan Douat’ya İstanbul’u sordum.
"Burada bir bina yapsaydınız nasıl olurdu" dedim.
"Önce tarihçilerle oturup konuşurdum sonra karar verirdim" dedi.
Bu arada İstanbul’da da bir ofis açacağının müjdesini verdi.