İSO: Bulut da var, güneş de

İSO Genel Sekreteri Dr. Mehmet Kabasakal, İSO'nun 2002 yılının ilk altı ayı için yaptığı ekonomik durum tespitini özetle şöyle açıklıyor: ‘‘Bulut da var, güneş de.’’

İstanbul'un son günlerdeki havası gibi.

Ayrıntılarını ekonomi safyalarında göreceğiniz İSO'nun anketi 535 işyerini kapsıyor.

Anketin saha çalışması seçim kararından önce yapılmış.

Karardan sonra yapılsaydı sonuçlar büyük bir olasılıkla farklı olabilecekti. Zira İSO Başkanı Tanıl Küçük'ün dediği gibi, ekonomiyle ilgili görüşler pek sık yön değiştirebiliyor.

Hem güneş, hem bulut meselesine gelince...

2002 yılının ilk yarısında, beklenen büyüme gerçekleşmemiş ama daralma durmuş.

2001 yılı ikinci yarısında zarar eden işletmelerin oranı 40.4 iken 2002'nin aynı döneminde oran yüzde 31.4'e gerilemiş.

İşsizlik ve istihdam sorunlarında küçük bir iyileşme kaydedilmiş. Toplam çalışanlar sayısında yıl başına göre yüzde 2.1'lik artış olmuş.

Peki kriz nasıl fırsatlar yaratmış?

Nasıl dersler alınmış?

Anketin ortaya koyduğu oldukça ilginç tabloda ilk gözüme çarpanlar şunlar:

Maliyetlerini düşüren şirketlerin oranı yüzde 51.4

İhracatı öğrendik, dış pazara açıldık diyenlerin oranı yüzde 20.9

Pazar paylarını arttıranların oranı yüzde 10.5

Peki 2002 yılının ikinci yarısında yatırım yapmayı planlayanlar hangi sektörler?

Görebildiğim kadarıyla, dericiler ve taşıt araçları sanayicileri hem yurt içinde, hem yurt dışında yatırımı planlayan sektörlerin başında geliyor.

Ancak az önce yukarıda değindiğim gibi, bunlar seçim kararından önceki tespitler.

Tanıl Küçük'e dün yöneltilen sorulardan bir tanesi de, İSO'nun AKP'nin seçimlerden birinci parti olarak çıkmasını nasıl karşılayacağı şeklindeydi.

Küçük, sandık sonuçlarına saygılı olduklarını ve İSO olarak tüm partilere aynı mesafede olduklarını söylemekle yetindi.

Peki İSO, AKP'nin ekonomik programını biliyor mu?

Anladığım kadarıyla İSO'da hiçbir partinin ekonomik programı yok.

Hiçbir parti, programlarını gönderme zahmetine girmemiş.

Oysa, İSO, İTO gibi kuruluşların seçimlere iki ay kala partilerin ekonomik programlarını görüp, incelemeleri gerekmez miydi?

Ekonomik programların parti liderleri tarafından dahi ne kadar ciddiye alındığına ilişkin bir anekdotu da dün duydum.

1999 seçimlerinde CHP lideri Deniz Baykal, seçimlere iki, üç ay kala çevresindekilerin hatırlatması üzerine ekonomik program yapılması için talimat vermiş. Program hazırlanmış, kendisine verilmiş. Verilmiş ama CHP lideri programa göz atma fırsatını bir türlü bulamamış.

Şimdi Derviş ile bu açığını kapatır belki.

Tarkan'lı tanıtım filmi ödül kazandırdı


DÜNKÜ Hürriyet'in sürmanşetini gördünüz.

Turizm Bakanlığı'nın Tarkan'lı tanıtım filmi, yurtdışındaki turizm müşavirliklerinin telefonlarını kilitlemiş. Tanıtım filmini almak isteyenler için Turizm Bakanlığı elindeki CD'leri Amerika'ya göndermiş.

İşte şu meşhur film, Turizm Bakanlığı'nın reklam ajansı DDF'ye (Dream Design Factory) bir ödül kazandırdı.

İngiliz Sky Televizyonu, Tarkan'lı filmi, izleyiciye en iyi ulaşan reklam filmi seçti.

Kadın adayları desteklemeyen partiye kadınlardan oy yok


Ka-Der (Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği) Meclis'te daha fazla kadın için çalışmalarını başlatmış.

Bu çerçevede bir ‘‘Kadın Koalisyonu’’ kurulduğunu ilk kez, Kurtsan Şirketler Grubu Başkan Yardımcısı Meltem Kurtsan'dan duydum.

TÜSİAD'ın Kadın-Erkek Eşitliği Çalışma Grubu'nun da Başkanı olan Meltem Kurtsan, şu aralar Kadın Girişimciler Derneği'nin son hazırlıklarıyla meşgul. Kadınlarla ilgili her türlü girişimden önce onun haberdar olması doğal.

Kurtsan'ın uyarısı üzerine Ka-Der Başkanı Ayşe Bilge Dicleli ile konuştum.

‘‘Şimdilik Kadın Koalisyonu Girişimi diyoruz. Çünkü koalisyon tam olarak oluşmadı. Çatımızda şimdiye kadar 25 kuruluşu topladık. Medeni kanun çalışmalarında koalisyonun yararını gördük. 129 kadın kuruluşunun biraraya gelmesiyle başarılı bir sonuç aldık’’ diyor.

Peki erken seçimlerde kadınlar açısından nasıl bir sonuç bekleniyor?

‘‘Türkiye parlamentodaki kadın temsilisi açısından 179 ülke arasında 140'ıncı sırada. Parlamentoda kadın oranı yüzde 4.2. Bangladeş, Hindistan, Irak bizim çok önümüzde. Hedefimiz, seçim bölgelerinde ilk üç sırada gösterilen adaylardan bir tanesinin kadın olması.’’

Avrupa Parlamentosu, Konseyi, hükümetlere, kadınların parlamentoda yüzde 30 oranında temsil edilmelerini öneriyor.

Yüzde 4.2'den yüzde 30'a sıçramak elbet şimdilik hayal.

Meclis'te en az 184 kadın milletvekili olmadan gerçek bir değişim yaşanmayacağını söyleyen Dicleli, parti yönetimlerine baskıyla bir ilerleme kaydedileceğinden umutlu.

Biliyorsunuz, Yeni Türkiye Partisi'nin, Demokratik Türkiye Partisi'nin kadınlara yer açılacağına ilişkin açıklamaları zaten vardı.

Diğer parti liderlerini bilmem ama Mehmet Ali Bayar özellikle bu konuda çok hassas.
Yazarın Tüm Yazıları