Gelin, inovasyonu Canan ve Aybike hanımlarla konuşalım

İnovasyonu (yenilikçilik) her haliyle yazmak farz olur tabii ki.

Önceki gün sabah TÜSİAD Yönetim Kurulu üyesi ve Teknoloji, İnovasyon ve Bilgi Toplumu Komisyonu Başkanı Esin Gürel Argat’tan sonra akşam General Electric Türkiye CEO’su Canan Özsoy ve GE-TEİ Teknoloji Merkezi Genel Müdürü Aybike Molbay ile “inovasyonu” masaya yatırdık.

GürallarYönetim Kurulu Başkan Vekili Esin Gürel Argat, yeni görevinde “inovasyonu” Anadolu’ya daha fazla anlatmayı planlıyor.

Projeler, yarışmalarla bu “sihirli kavramı” daha çok insanın hayatına sokmayı istiyor.

Esin Güral Argat ile sohbetimize başka bir yazıda döneceğim.

Canan Özsoy

Canan Özsoy, 18 yıl ilaç sanayinde çalıştıktan sonra 2007 yılında General Electric’e katılmış.

Dünyanın önde gelen köklü ileri teknoloji şirketi Türkiye gibi yatırım açısından “öncelikli bir ülkenin” başına bir kadın getirmiş.

ODTÜ’lü uçak mühendisi Aybike Molbay ise GE Havacılık ve TEİ’nin (Tusaş Motor Sanayi) 5 milyon dolarlık yatırımla Gebze’de kurdukları Teknoloji Merkezi’nin başında.

Molbay, ekibindeki 230 genç, parlak mühendisle buradan ABD’ye teknoloji ihraç edecek noktaya gelmiş.

Gebze’de verimli yakıt kullanımı, emisyonu düşürmeye yönelik teknolojiler ve “onarım teknolojisi” geliştirdiklerini anlatıyor.

Uçak parçaları çok pahalı olduğundan gelecekte “onarım teknolojisi” devreye girecek.

Molbay “Eli kulağında. Burada geliştirdiğimiz bazı teknolojileri zaten GE Havacılık kullanıyor” diyor.

GE Türkiye’de “invasyonu” iki kadının üstlenip götürmesi gurur verici bir tablo değil mi?

Şimdi gelelim Özsoy’un gözüyle Türkiye’nin “ inovasyon karnesine”.

GE Küresel İnovasyon Barometresi’ndeki Türkiye verilerinden yola çıkan Özsoy’un analizi şöyle:�

Aybike Molbay

· Türkiye’de büyümenin anahtarı inovasyon.

· Şükür Türkiye inovasyonda bayağı yol aldı. Ama 10 yılda milli gelirini ikiye katlayan Güney Kore’ye göre çok geride.  Güney Kore’nin büyüme modeli 70’li yıllardan itibaren “inovasyon” üzerine kurgulanmış. Akademi dünyası ve özel sektör iç içe geçmiş. Türkiye’de “inovasyon kültürü” dediğimiz şey henüz tam oluşmadı.

· Bizde AR-GE’ye yapılan vergi indirimi, prim gibi teşvikler iyi ama “proje teşviki” de gerekli. Macaristan, Polonya gibi ülkelerde “proje teşviki var”. Bu yüzden Ar-Ge bu ülkelere oranla yüzde 30-40 daha pahalı.

· Yenilikçi malzeme  ve yetişmiş eleman sıkıntısı var.

GE rüzgâr türbinin yarısı yerli

CANAN Aksoy’un verdiği bilgiye göre, Türkiye, Endonezya ve Suudi Arabistan ile birlikte GE’nin yatırım yapacağı öncelikle 3 ülke arasında.

GE, Türkiye’de havacılık, sağlık ve rüzgar türbinlerinde büyüyecek.

En fazla merak edilen rüzgar türbinlerinin kulesi yüzde yüz Türk malı.

Kanat üretiminde kompozit malzeme sıkıntısı Amerikalı bir şirketin buradaki yatırımla giderilmiş, o da yerli üretim sayılır.

Motorda ise henüz yüzde yüz yerlilik oranına ulaşılmamış.

Bunlara dikkat:
Endüstriyel internet ve tersine inovasyon

· Endüstriyel İnternet – Canan Özsoy, GE tarafından ortaya atılan “endüstriyel internet” kavramını, dijital ortamdaki sverileri yan yana getirerek yorumlama diye tarif ediyor.

Anlattığı örneği aktaracak olursam, diyelim bir hastanede MR çektirdiniz, bir laboratuarda kan tahlilleriniz var. Bir diğerinde ise akciğer röntgeni. “Endüstriyel internet” teknolojisiyle bunlar yan yana geldiğinde sağlığınızla ilgili işaretler alabilirsiniz. Önleyici tıp için önemli “endüstriyel internet”.

Aynı şekilde enerji verimliliği, borsa gibi şeyler içinde de.

· Tersine İnovasyon – Çok uluslu şirketlerin gelişmekte olan pazarlar için yerel inovasyonla üretim yapmaları ve bunları dünya pazarına sunmaları. Coca Cola
CEO’su Muhtar Kent’in de üzerinde durduğu “tersine inovasyon”a örnek gerekirse, GE Çin’in kırsal kesimi için daha ucuz bir ultrason cihazı geliştirip sonra aynısını ABD’de de satmış.