Coca-Cola, Okuyan'a nasıl 7 milyon Euro kazandırdı
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
KENDİNİZİ bir an, mezuniyet töreninde şapkaların havaya fırlatıldığı şu meşhur West Point Akademisi'nde sanabilirsiniz.
Oysa ABD'de, New York eyaletinde değil, Coca-Cola Türkiye Şişeleme Grubu'nun Ankara'daki fabrikasındayız.
Fabrika, Coca-Cola Kalite Sistem Ödülü'nü kazanmış, dünyadaki iki bin fabrika arasından sıyrılarak 10'uncu sıraya oturmuş.
Coca-Cola Avrasya ve Ortadoğu Bölüm Başkanı AhmetBozer ve Türkiye Genel Müdürü Ahmet Burak'ın katıldığı ödül töreninde işçilerin kasketlerini havaya fırlatmaları elbet normal.
İSO'nun ‘‘Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’’ raporunun ortaya karamsar bir tablo koyduğu gün, gerçek bir başarı öyküsüyle karşı karşıyayız.
Peki Coca-Cola Kalite Sistem Ödülü nedir?
Şirketin 1998 yılından beri uyguladığı bu ödül sistemi, daha verimli çalışmayı, düşük maliyeti ve kalitenin sürekliliğini içeren bir program esasında.
Ankara Coca-Cola, bu programın altyapısı ve eğitim faaliyetleri için yarım milyon dolar harcamış.
54 bin metrekarelik bir alan üzerine kurulu fabrikayı gezerken şöyle bir yazı ilişiyor gözünüze: ‘‘Pet üretim bölümünde 203 gündür iş kazası olmamıştır.’’
Ahmet Burak ile sohbet ederken, Çalışma Bakanlığı, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü'nün Avrupa Birliği için hazırladığı bir proje kapsamında Coca-Cola fabrikasının söz konusu programını örnek gösterdiğini söylüyor.
Ankara dönüşü meseleyi daha ayrıntılı olarak İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Vedat Reha Mert'ten öğreniyorum.
Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan'ın yeniden işlerlik kazandırdığı genel müdürlük, iş sağlığı ve güvenliğini sürekli kontrol edecek, işçileri eğitecek 21 laboratuvarın oluşturulması için bir proje hazırlamış.
Küçük bir parantez: İş kazaları biliyorsunuz bizde hayli yüksek rakamlara ulaşıyor. Mert'ten aldığım bilgiye göre, 2000 yılında 74 bin 847 iş kazası olmuş.
Projeye dönersek, devletin buna tahsis ettiği para ancak 200 milyar.
Oysa proje için ilk etapta 2 trilyon liraya yakın para gerekli.
Bunun üzerine Avrupa Birliği fonlarından yararlanmak üzere Brüksel'e başvuruluyor.
AB uzmanları Türkiye'de ‘‘projenize örnek olabilecek bir işyeri var mı’’ diye sorunca Ankara Coca-Cola fabrikası öneriliyor.
Fabrikayı gezen AB uzmanları memnun kalıyor.
Sonuçta, AB, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü'ne 7 milyon Euro vermeyi vaat ediyor.
Projenin ilk aşamasında 2 sabit, 2 mobil laboratuvar yapılması planlanıyor. Daha sonraki dönemlerde laboratuvar sayısı artırılacak.
Özetle, Türkiye'de günün birinde iş kazalarında düşüş olursa bilin ki bunda Ankara Coca-Cola'nın da payı var.
Buffet bastırdı Coca-Cola şeffaflaştı
FABRİKAYI gezerken Ahmet Bozer ile ABD'deki son şirket skandallarını konuşuyoruz.
‘‘WorldCom'un başına gelenler Coca-Cola gibi köklü bir şirketin başına gelmez herhalde’’ diye soruyorum.
İflas bayrağını çekenler yeni ekonomi şirketleri genellikle.
Bozer ‘‘Belli sermayeleri yoktu. Para çekmek için hikayeler yazıp borsada değerlerini şişirdiler’’ diyor.
Yüz yıllık mazisi olan Coca-Cola, eski ekonomi şirketi. 200'e yakın ülkede yatırımı var, yıllık cirosu 20 milyar doların üzerinde.
Ernst&Young tarafından denetleniyor. İç denetim mekanizması oldukça güçlü.
Peki kapitalist sistemin sorgulandığı, şirket yönetimlerinde reformların tartışıldığı günlerde Coca-Cola gibi eski ekonomi şirketleri de kendilerine çekidüzen verecekler mi?
Bozer‘‘Elbet’’ diyor. ‘‘Başladılar bile.’’
Coca-Cola'nın 14 Temmuz tarihinde aldığı kararla meselá, üst düzey yöneticilerine verdiği hisse paylarını (stock option) bundan böyle bilançolarına, gider kalemine yansıtacak.
Coca-Cola'nın bu kararı alması için, şirketin en büyük hissedarlarından ve yönetim kurulu üyesi Warren Buffet epey bastırmış.
Yıllardan beri ‘‘daha çok şeffaflığın’’ mücadelesini veren ‘‘dünyanın en ünlü yatırımcısı'' Warren Buffet aynı kararın, yöneticileri arasında bulunduğu Washington Post Co. için de uygulanmasını talep etmiş.
Coca-Cola'nın açtığı yoldan gideceklerini açıklayan diğer şirketler şöyle: Buffet'e ait Gillette, Ford, Boeing, Bank One, Winn-Dixie.
Demek ki, aklıselim bir kişi dahi bastırınca bazı şeyler değişebiliyor.
Sabancı, günümüzün Medicis'leri arasında
HABER İngiliz The Independent Gazetesi'nin önceki günkü sayısından.
Gazete, Rönesans döneminde sanatçılara sahip çıkan, Floransalı ünlü İtalyan ailesi Medicis'ye atıfta bulunarak şöyle bir başlık atmış: ‘‘Günümüz sanat dünyasına hükmeden modern Medicis'lerle tanışın.’’
Gazeteye göre, modern Medicis'ler, sanatçıları himaye etmenin yanısıra elbet kárlılığın da peşindeler. Borsalarda hisse senetleri düştüğünde tablolar can kurtarıcı.
Servetlerinin kayda değer yüzdelerini sanata ayıran 36 milyarder arasında Sakıp Sabancı'ya da gözüm ilişti. Araştırmayı, The Art Newspaper yapmış.
Sabancı, 52.8 milyar dolarlık servetiyle Bill Gates'in başı çektiği listede 16. sırada.