Paylaş
Tüm sürecin tamamlanması durumunda etkileri sadece Türkiye’de değil, tüm bölgede olumlu sonuçlar doğuracak. Beş evreli sürecin şu an hâlâ üçüncü aşamasında çalışmalar sürdürülüyor:
Aşama: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla ‘Terörsüz Türkiye’ sürecinin başlamasıydı.
Aşama: Abdullah Öcalan’ın çağrısının hazırlanması için yürütülen temas trafiği ve çalışmaların ardından 12 Mayıs fesih kararının alındığı aralığı kapsıyordu.
Aşama: 12 Mayıs tarihinde başladı. Fesih ve silah bırakma sürecini kapsıyor.
ÜÇÜNCÜ AŞAMADA OLUMLU GELİŞMELER
Fesihin ardından silah bırakma sürecinin çalışmaları sürdürülüyor. Şu tarihte silahlar bırakılacak demeyi hem sürecin hassasiyeti hem de görüşme ve çalışmaların sürmesinden dolayı doğru bulmuyorum. Diğer yandan dünyadaki benzer örneklere bakarsak, 4 ay da sürebilir bir yıl da... IRA’nın silah bırakma sürecinin 4 yılda tamamlandığını da not düşelim. MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın Irak ziyaretinin olumlu geçtiğini de sizlerle paylaşıp, üçüncü aşamanın nasıl ilerleyeceğini hatırlatalım:
- Silah bırakma mekanizmaları her coğrafyanın yapısı, lojistiği ve farklılığı göz önünde bulundurularak ayrı ayrı kuruluyor. Her bir saha kendi dinamiklerine göre yapılandırılacak.
- Irak’taki mekanizma ile Suriye’deki entegrasyon farklı işleyecek.
- Türkiye hem Suriye hem Irak ile sürekli temas içinde.
- Türkiye bölgedeki silah bırakma mekanizmalarını anbean takip edecek. Bir anlamda MİT raporlayacak ve bu raporlar doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verilecek.
- Ankara’nın beklentisi Suriye’de yasal bir şekilde Şam hükümetine barışçıl olarak entegre olmaları. Bunu yaparken de bireysel olarak silah bırakmaları.
- Ankara, Suriye’deki yapının silahlı ve özerk olarak kalmasına müsaade etmeyecek.
- Dört ülkede yaklaşık 8 ile 10 bin aralığında silahlı örgüt üyesi olduğu belirtiliyor.
Sürecin içeriden ya da dışarıdan sabote edilmesi, zaman zaman provokasyona uğrama riskleri göz önünde bulunduruluyor. Örgüt içinde özellikle uyuşturucu ticareti, kaçakçılık gibi alanlardan para kazanan yani finansal yapı içinde bulunanlar fesih ve silah bırakmaya en çok karşı çıkanlardı. Gelinen noktada çalışmaların olumlu bir şekilde yürüdüğünü, hassas bir yol yüründüğünden hareketle temkinli iyimserliğin sürdüğünü söyleyebiliriz. Ankara başından koyduğu kuralında çok net: “Atılan her olumlu adım bir sonraki adımın zeminini oluşturur.”
Üçüncü aşama yani silah bırakma tam anlamıyla son erdikten sonra, demokratikleşme ve yasal düzenleme evresi olan dördüncü aşama ve sosyoloji ve psikoloji ile bütünleşme evresi olarak adlandırılan beşinci aşamaya geçilecek.
TYPHOON’LAR YOLDA MI
Davİd Lammy... İngiltere’nin yeni Dışişleri Bakanı. Üstelik Labour (İşçi Partisi) hükümetinin “Ortadoğu ile yeni bir sayfa” parolasıyla sahaya sürdüğü ilk isimlerden biri. Ankara’ya geldi, masaya oturdu. Karşısında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan vardı. Diplomatik nezaketin içinde ciddi mesajlar, kelimelerin arasında gelecek stratejileri saklıydı. Hürriyet Gazetesi’ne masaya oturmadan verdiği mülakatta da sorulara net yanıtlar vermişti. Ziyaretin birçok önemli başlığı vardı. Ancak Türkiye açısından en kritiği Eurofighter Typhoon’lardı. Süreci hatırlayacak olursak;
- Türkiye’nin talebi 40 Eurofighter alımı.
- Bu savaş uçakları 4 ülkenin ortak üretimi: İngiltere, Almanya, İspanya ve İtalya.
- Almanya bu satışa ayak diriyordu. Almanya, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen hapis cezası sonrasında Türkiye’ye yapılan silah ihracatlarına politik refleks gösterdi. Bu refleksin adı ise Eurofighter vetosuydu.
- Ancak İngiltere, Almanya ile görüşme yürüteceğini Türkiye’ye iletti.
- Avrupa’da rüzgârlar değişti, değişiyor. Hem Ukrayna gerilimi hem NATO iç dengeleri Almanya’yı da yeni bir değerlendirme sürecine soktu. İngiliz basını, “Berlin’in ikna süreci başladı” dedi.
- Nitekim Ankara’ya gelen İngiltere Dışişleri Bakanı, Hürriyet gazetesine “Eurofighter’in dört ortağının da bu satışı desteklediğine eminiz” dedi.
- Almanya, yeni hükümetle birlikte veto kararını kaldırma sürecine girmiş görünüyor. Yeni koalisyonun silah ihracatı kararlarında esnek olacağına dair işaretler var.
TÜRKİYE NE YAPIYOR
Türkiye bu süreçte iki şeyi aynı anda yapıyor:
- Diplomatik adımlarla süreci olgunlaştırıyor. Fidan-Lammy görüşmesinde Eurofighter başlığı özel olarak ele alındı.
- Bu konunun yalnızca teknik değil, aynı zamanda politik bir mesele olduğunu Ankara da biliyor.
- Alternatifleri masada tutuyor. Eğer Eurofighter satışı gerçekleşmezse Türkiye’nin B planları hazır. Ancak açık konuşalım; bu platform, Türkiye’nin hava gücünü yenilemesi ve caydırıcılığını artırması açısından kritik. Sadece uçak değil, mesaj da taşıyor.
- Batı için de bu satışın anlamı dikkat çekici. Türkiye bu uçakları alırsa NATO’nun doğu kanadı güçlenir. Ortadoğu’da Türkiye’nin etkisi artar. Ve belki de en önemlisi: Batı ile Türkiye arasında “yeni bir güven köprüsü” kurulur.
- Ancak eğer Almanya bu satışı sürekli ertelerse... Mesaj da anlam da kaybolur. Bu sadece askeri değil, diplomatik bir sınav haline gelir. Typhoon sadece bir jet değil. Aynı zamanda bir mesaj taşıyıcısı.
- Son olarak 22 Temmuz’da İstanbul’a İDEF fuarı için gelecek konsorsiyumla görüşmelerin süreceğini de ekleyelim.
Paylaş